Sual: Veli, keramet, murşid ne demektir?
CEVAP
İkinci binin muceddidi imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabının ceşitli mektuplarından alarak aşağıda bildirelim:
Keramet haktır. Keramet, şirkten kacıp kurtulmak, marifete kavuşmak, kendini yok bilmektir. Keramet ile istidracı birbiri ile karıştırmamalıdır. Keramet ve keşf sahibi olmak istemek, Allah’tan başkasını sevmek demektir. Keramet, kurb ve marifet demektir. Kerametin cok olması, tasavvuf yolunda yukselirken pek ileri gitmek ve inerken, inişi az olmaktandır. Keramet, yakîni kuvvetlendirmek icindir. Yakîn ihsan olunmuş Velinin keramete ihtiyacı yoktur. Kalbin zikre alışması yanında, kerametin hic kıymeti yoktur. Evliyanın keşfinde hata olabilir. Keşfin yeri kalbdir. Sahih olan keşfler, hayal değildir. İlham ile kalbde hasıl olur. Hayal karışmış olan keşflere guvenilmez. Evliyanın keşfi, İslamiyet’e uygun olursa, ona guvenilir. Boyle değilse guvenilmez. Evliyanın keşfleri, ilhamları, başkaları icin huccet, senet olamaz. Fakat muctehidin sozu, onun mezhebinde olanlar icin huccettir.
Keşf ve keramet sahibi olmak, derecenin yuksek olmasını bildirmez. Keşfler, tecelliler, tasavvuf yolunun yolcularında hasıl olur. O yolun sonunda olanlar, hayrette ve ibadettedirler. Evliyanın onune, boynu bukuk gelmelidir ki, fayda elde edilebilsin. Evliyanın elbisesini edep ve saygı ile giyince, cok fayda hasıl olabilir. Allahu teÂlÂ, Evliyasını buyuk gunah işlemekten korur. Evliyadan birkacı, uzak yerlerde gorulmuştur. Bu gorunuş, ruhlarının, kendi bedenlerinin şeklinde gorunmesidir. Evliya, kucuk gunahtan korunmuş değildirler. Fakat, hemen gafletten uyandırılıp tevbe eder ve iyi işler yaparak, af dilerler. Evliya, insanları hem İslamiyet’in acık emirlerine, hem de ince, gizli bilgilerine cağırırlar. Evliyanın bir kısmı, sebepler Âlemine inmemiştir. Bunların Peygamberlik ustunluklerinden haberleri yoktur. İnsanlara faydalı olmazlar. Feyz veremezler. Evliyanın coğunda, vilayetin ustunlukleri vardır. Kutblar, evtad ve ebdal boyledir. Bunların gencleri yetiştirebilmeleri, Ali “radıyallahu teÂl anh”ın yardımı ile olur.
Velilerin yukseklikleri arasındaki farklar, Allahu teÂlÂnın bunları sevmesinin derecesine goredir. Evliyalık, zıllere, golgelere kavuşmak demektir. Sevgileri ve zevkleri hep zılleredir. Evliyalık, Peygamberliğin zıllidir, golgesidir. Evliyalığı abdest gibi, nubuvveti namaz gibi bilmelidir. Evliyalık, kotu huylardan kurtulmak demektir. Evliyanın, kendinin Veli olduğunu bilmesi lazım değildir. Evliyalık verilip de, Veli olduğu bildirilmezse, hic kusur olmaz. Veli olmak icin, dunya ve ahiret sevgisini gonulden cıkarmak lazımdır. Peygamberlik ustunluklerinde, ahirete duşkun olmak iyidir. İnsanda, ruh Âleminden gelmiş olan on latife, on kuvvet vardır. Evliyalık ve Peygamberlik ustunlukleri, bu on latifede olur. Evliyalık, fena ve beka demektir. Yani, kalbi dunyaya duşkun olmaktan kurtarıp, Allahu teÂlÂya duşkun olmaktır. Evliyalık, akıl ile ve duşunmekle anlaşılamaz. Evliyalık, Allahu teÂlÂya yakınlık demektir. Mahlukları duşunmeyi gonulden cıkaranlara ihsan edilir. Mahlukların duşuncesini gonulden cıkarmaya (Fena) denir.
Evliyalığın butun ustunlukleri, İslamiyet’e uymakla hasıl olur. Peygamberliğin ustunlukleri ise, İslamiyet’in gorunmeyen, herkesin bilemediği inceliklerine de uyanlara verilir. Peygamberliğin ustunlukleri demek, Peygamberlik demek değildir. Evliyalık derecelerinin hepsini gecip, sonuna varanların keşfleri ve ilham olunan bilgilerin hepsi, Ehl-i sunnet Âlimlerinin Nasslardan, yani Kitap ve sunnetten anlayıp bildirdikleri bilgilere tam uygun olur. Evliyalıkta ilerlemenin yarısı yukselmek, yarısı da inmektir. Cok kimse, yalnız yukselmeyi evliyalık sanmış, inişe de, Peygamberlik ustunlukleri demişlerdir. Halbuki, bu iniş de, yukseliş gibi, evliyalıktır. Evliyalıkta cezbe ve suluk vardır. Bu ikisi, evliyalığın iki temel direğidir. Peygamberlik ustunlukleri icin, bu ikisi lazım değildir. Evliyalık derecelerinin sonu, kulluk makamıdır. Kulluk makamının ustunde, hicbir makam yoktur. Veliler Hakka doğrudurlar. Peygamberlikte, hem Hakka, hem de halka doğru olup, birbirine engel olmaz. Evliyanın nefsleri mutmainne olmuş ise de, bedendeki maddelerin ihtiyac ve istekleri vardır.
Evliyalık, beş derecedir. Herbiri, beş latifeden birinin yukselmesidir. Herbiri, Ulul’azm Peygamberlerden birinin yoludur. Birinci derecesi Âdem aleyhisselamın yoludur. Evliyalığı birinci derecede olan bir Peygamberin evliyalığı, beşinci derecede olan bir Velinin evliyalığından daha kıymetlidir. Evliyalığın (Vilayet-i hassa) denilen en yuksek derecesine kavuşabilmek icin, nefsin fani olması lazımdır. (Olmeden once olunuz!) emri, bu faniliği gostermektedir.
Evliyalık, ya hassa [hususi] olur veya umumi olur. Vilayet-i hassa, Muhammed aleyhisselamın evliyalığıdır. Onun ummetinden, ona tam tÂbi olan evliya da bu vilayete kavuşabilir. Bu vilayet, tam fena ve olgun bekadır. Burada nefs fani olmuş, Allahu teÂlÂdan razı olmuştur. Allahu teÂl da, ondan razıdır. Evliyalığın yuksekliği, beş latifenin derecesine, sırasına gore değildir. En yuksek derecedeki (Ahfa) latifesinin evliyalığına kavuşmak, oteki derecelerde bulunan Evliyadan daha yuksek olmayı gostermez. Evliyalığın ustunluğu, asla yakınlık ve uzaklıkla olculur. Kalb denilen aşağı derecedeki latifenin evliyalığına kavuşmuş bir Veli, asla daha karib [yakın] olunca, ahfa latifesinde bulunan, fakat o kadar yakın olmayan Veliden daha ustun olur.
Muhammed aleyhisselamın evliyalığına kavuşan Veli, geri donmekten korunmuştur. Yani bulunduğu dereceyi kaybetmez. Oteki Veliler, korunmuş değildirler, tehlikededirler. Evliyalık, yalnız kalbin ve ruhun fani olması ile hasıl olabilir. Fakat, bunların fani olmaları icin, oteki uc latifenin de fani olmaları lazımdır. Evliyanın evliyalığına (Vilayet-i sugra) denir. Peygamberlerin evliyalığına (Vilayet-i kubra) denir. Vilayet-i sugranın sonu, enfusdeki ve afaktaki ilerlemenin sonuna kadardır. Vilayet-i sugrada, vehmden ve hayalden kurtuluş yoktur. Vilayet-i kubrada vehmden ve hayalden kurtuluş vardır. Vilayet-i sugra, beş latifenin, arşın dışındaki asıllarını gectikten sonra başlayıp, bu asılların da asılları olan, Allahu teÂlÂnın sıfatlarının zıllerini, gorunuşlerini gecince, biter. Vilayet-i sugra afakta ve enfusde, yani insanın dışındaki ve icindeki mahluklarda olur. Yani zıllerde, gorunuşlerde olur. Bunda sona erenler, (Tecelli-yi berki)ye, yani şimşek gibi cakıp gecen tecellilere kavuşurlar. Vilayet-i kubra, bu tecellilerin [gorunuşlerin] aslında olur. Allahu teÂlÂya yakın olan ilerlemedir. Peygamberlerin evliyalığı boyledir. Burada, tecelliler, daimidir. Vilayet-i sugra, (cezbe) ile (suluk)dur.
Evliyalık kemalatına kavuşmak, suluk, yani calışarak ilerlemek, kalbin zikir etmesi ve murakaba ve rabıta ile olur. Peygamberlik kemalatında ilerlemek ise, Kur’an-ı kerim okumakla ve namaz kılmakla olur. Bundan sonra ilerlemek icin hicbir sebebin tesiri yoktur. Ancak, Allahu teÂlÂnın lutfu ve ihsanı ile olur. Ne kadar ilerlerse ilerlesin, İslamiyet’ten dışarı cıkamaz. İslamiyet’e uymakta sarsıntı olursa, butun vilayet dereceleri yıkılır. Bundan da yukarı yukselmek, muhabbet ile, sevmek ile olur. Lutuf ve ihsan başkadır. Aşk ve muhabbet başkadır. Peygamberlerin evliyalığı bile Peygamberlik ustunlukleri yanında aşağıdadır. Vilayet-i Muhammediyye, butun Peygamberlerin vilayetlerini kendisinde toplamıştır. Peygamberlerden birinin vilayetine kavuşmak, bu (Vilayet-i hassa)nın bir parcasına kavuşmaktır. Velinin inişi cok olunca, ustunluğu de cok olur. Velinin bÂtını, yani kalbi ve ruhu ve oteki latifeleri zahirinden, yani duygu organlarından ve aklından ayrılmıştır. Zahirinin gafil olması, bÂtınına ulaşamaz. Hicbir Veli, hicbir Peygamberin derecesine ulaşamaz. Bir Veli, bir bakımdan, bir Peygamberin ustunde olabilir. Fakat, her bakımdan, bu Peygamber, bu Veliden daha ustundur. Veli, kucuk gunah işleyebilir. Fakat, hemen tevbe eder ve velilik derecesinden atılmaz. Tasavvuf yolunda aranılan şey, fenanın ve bekanın, tecellilerin ve zuhurların, şuhud ve muşahedenin, soz ve mananın, ilim ve cehlin, isim ve sıfatın, vehm ve aklın otesindedir.
Murşid yani Rehber, insanı Allahu teÂlÂnın rızasına, sevgisine kavuşturan vasıtadır. Talebe rehberini ne kadar cok severse, Onun kalbinden feyz alması da, o kadar cok olur. Murşid vesiledir, Resulullahın mubarek kalbinden cıkıp, murşidlerinin kalbleri vasıtası ile, kendi kalbine gelen feyzleri neşr eden bir vasıtadır. Maksat, Allahu teÂlÂdır. Murşid-i kamil, emme basma tulumba gibidir. Kalb makamına inmiş olup, kendi murşidinden aldığı feyzleri, marifetleri, talebesine ulaştırır. Rehberini inciten veya inanmayan, hidayete kavuşamaz. [Bunun icin vehhabiler, Allahu teÂlÂnın feyzlerinden, marifetlerinden mahrumdurlar.] Rehberini incitenden kalbin kırılmazsa, kopek senden daha iyidir, buyurmuşlardır. Rehberine inanmakta, guvenmekte sarsıntı olursa, feyz alamaz. Bu sarsıntının ilacı yoktur. Rehberden feyz almak icin teveccuh olmaksızın, yalnız onu sevmek yetişir. Rehber ile bulunanların, imanları kuvvetlenir. İslamiyet’e uymak isteği hasıl olur. Rehberin sozleri, halleri, hareketleri, ibadetleri hep İslamiyet’e uygundur. Ona uyan, onu dinleyen, Resulullaha uymuş olur. Boyle olmayan kimse, rehber olamaz.
Tasavvuf, Resulullahın izinde bulunmaktır. İnsanların yaratılışlarına gore, ayrı yollar hasıl olmuştur. Tasavvuf, ihlası arttırmak icindir. Tasavvuf yolunda Rehber lazımdır.
Allahu teÂlÂya kavuşturan yol ikidir: Nubuvvet yolu, Vilayet yolu. Nubuvvet yolunda rehber lazım değildir. Bu yol asla kavuşturur. Vilayet yolunda rehber lazımdır. Nubuvvet yolunda, fena, beka, cezbe ve suluk gibi şeyler yoktur. Vilayet yolunda ilerlemek icin her şeyi [dunyayı ve ahireti] unutmak lazımdır. Gonlun bunlara bağlı olmaması lazımdır. Nubuvvet yolunda ahireti unutmak lazım değildir. Tasavvuf, imanı kuvvetlendirmek ve İslamiyet’e uymakta kolaylık duymak icindir. Tarikat ve hakikat, İslamiyet’in hizmetcileridir. Tarikat, mahlukları yok bilmektir. Hakikat, Allahu teÂlÂyı var bilmektir. Birincisi, herkesten kacıp, bir yere kapanmak demek değildir. Emr-i maruf, nehy-i munker, cihad ve sunnetlere uymaktır. (Mektubat-ı Rabbani)
__________________
Veli, keramet, murşid ne demektir
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Veli, keramet, murşid ne demektir