Barbaros Hayreddin Paşa; 16. Asırda ihtişamın zirvesine erişen Osmanlı Devletinin sancağını denizlerde şerefle dolaştıran kahraman kaptanımızdır.
Akdenizi bir Musluman golu haline getiren, Haclı Avrupayı titreten bu şanlı kumandanın hayatı zaferlerle doludur. «İlayi kelimetullah» uğruna cıktığı seferlerde kazandığı zaferlerle Hak ismini yuceltmiş, ehl-i İslÂmı mutlu edip, İslÂm duşmanlarını uzmuştur. Bu bakımdan kendisine «Dinin hayırlı evladı» mÂnasına «Hayreddin» denilmiştir.
Asıl adı Hızır olan Barbaros Hayreddin Paşa, Fatih'in ordusunda tımarlı sipahi olan Nurullah Yakup Ağa'nın oğludur.
Barbaros Hayreddin Paşa'nın dedesi Abdullah Ağa da tanınmış tımarlı sipahilerdendir. Bu aile, Anadoludan Rumeliye gecmiş, Canakkale Boğazı uzerindeki Eceabat liman kasabasına yerleşmişlerdi.
Dort cengaver kardeş
Barbaros'un babası Nurullah Yakup Ağa, Fatih'in kumanda ettiği orduyla birlikte 1462'deki Midilli'nin fethine iştirak etmiş, fetihten sonra gosterdiği fedakÂrlıktan dolayı adanın Bonova koyu kendisine tımar olarak verilmiştir. Enduluslu bir Musluman kızıyla evlenen Nurullah Yakup Ağanın, İshak, Oruc, Hızır ve İlyas ismindeki, tarihe «Barbaros Kardeşler» olarak gecen kahraman evladları bu koyde dunyaya gelmiştir.
Nurullah Yakup Ağa, evladlarının tahsiline buyuk ehemmiyet vermiştir. Barbaros kardeşler, dinî ilimler tahsilinin yanı sıra, bircok dil de oğrenmişlerdir. Barbaros kardeşler ana lisanları Turkceden başka; Arapca, Yunanca, İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, Latince de oğrenerek yetişmişlerdir.
Bu dort cengaver kardeşten ucu, İlyas, Oruc, İshak Reisler şehÂdet şerbetini icmişlerdir...
İlyas Reis, ağabeyi Oruc Reisle birlikte Trablus Şam'a gitmek uzere Midilliden ayrıldığında Rodos'un Saint - Jean şovalyelerinin buyuk harp gemileri tarafından yolları kesilmiştir, carpışmada İlyas reis şehid, Oruc reis esir duşmuştur.
İshak Reis; Cezayir'de Kalelerin Kalesi mÂnasına gelen Kal'atu'l KılÂ'yı İspanyollara karşı kahramanca mudafaa etmiş, son nefesine kadar kılıcını elinden bırakmamış, vuruşa vuruşa şehid olmuştur. (31 Ocak 1518'de)
Oruc Reis; (10 Ekim 1518'de) İspanyollar tarafından şehid edilmiştir. Binlerce İspanyol askerinin saldırısına karşı 6 ay Tlemsen'i kahramanca koruyan deniz kurdu da dillere destan bir mucadele vererek 40 bini bulan duşman askerinin saldırısı sonucu, askerleriyle birlikte şehid edilmiştir.
Barbaros kardeşlerin bu şehÂdetlerinden sonra kardeşleri Hızır, şehitlerin gozlerini arkada koymamıştır. Etrafına topladığı gozu pek reisler ve Leventlerle Haclıları perişan etmiştir Hızır Reis'in leventleri:
Deniz ustunde yururuz,
Duşmanı arar buluruz,
Ocumuz komaz alırız,
Bize Hayreddinli derler.
diyerek Akdeniz'i bir uctan bir uca gecip onlerine cıkan duşmanı perişan etmişlerdir...
Oruc'un şehadetine kadar Ağabeyi ile birlikte kuffara karşı mucadele veren Barbaros Hayreddin Paşa, daha sonra tek başına Akdeniz'de dolaşmaya başlamıştır.
Hayatı zaferlerle gecti
1473'te dunyaya gelen Hayreddin Paşa'nın hayatı zaferlerle doludur demiştik. Bu zafer dolu hayata kısaca goz gezdirelim...
1512'de ağabeyi Oruc'la birlikte Cenevizliler'in elindeki Cecel'i fethetmişlerdir. Tunus'un «Halku'l vÂd» kalesini us edindiler 1516'da Cezayir şehrini fethettiler. Barbaros karedşler Kuzey Afrika'daki muslumanlar uzerindeki Haclı baskısını kırmaya azmetmişlerdi. Bu azimle calışmışlar muvaffak olmuşlardır.
Cezayir'i fetheden Barbaros kardeşler, butun Kuzey Afrika'yı fethetmeyi gaye edinmişlerdi. Yalnız daha once bir duşunceleri vardı. Yavuz gibi bir cihangirin idaresindeki, İslÂm Âleminin hÂmisi Osmanlı Devletinin maiyyetine girmek istiyorlardı... Bu duşunceleriyle Barbaroslann şan, şeref peşinde olmadıkları, sırf «İTTİHAD» icin «İLA-Yİ KELİMETULLAH» icin cihad ettikleri acıkca gorulmektedir. Cunku Kuzey Afrika'nın buyuk kesiminde onlar Sultan olarak tanınmaktaydılar. Hutbeler once Oruc, daha sonra Hayreddin adına okunmaktaydı. Fakat onlar dunyevî saltanat peşinde değillerdi. «Hadimu'l Haremeyni şerifeyn» olduğunu ilan edecek olan Yavuz gibi, onlar da dinlerinin, milletlerinin ve Ulvi gayeleri gercekleştirmek icin calışan Devletin hizmetinde bulunmayı HÂkimliğe tercih etmişlerdir.
Bunun icin Yavuz Sultan Selim'e ceşitli zamanlarda defalarca elci gonderirler. İlk once Mayıs 1516'da Piri Reis İstanbul'a gonderilir. Yavuz Barbarosların teklifleri karşısında memnuniyetini belli eder. Bunun nişanesi olmak uzere iki elmaslı kılıc verir. Biri Oruc, biri Hızır Reisler icin...
Barbaros Hayreddin reis daha sonra 1517'de Hacı Huseyin Reis'i Yavuz'a gonderir. Kahire'de bulunan Yavuz'la goruşen Huseyin Reis daha sonraları 15 Mayıs 1519'da Yavuz'la İstanbul'da da bir goruşme yapmıştır... ..
Yavuz Barbaros Hayreddin Reisin isteklerini kabul etmiş, Yeniceri kuvveti ile toplar gondermiş ve Anadolu'dan dilediği kadar asker toplaması izninin yanı sıra «Cezayir Beylerbeyi» unvanını vermiştir.
Artık Barbaros Hayreddin Paşa, Akdeniz'de Osmanlı devletini temsil etmektedir. Bu sıfatla İslÂm duşmanlarının karşısına cıkacak, cihad edecektir. Devamlı kazandığı zaferlerle, aldığı ganimetlerle maddî cihetten de guclenen Barbaros, kazandığı bu zaferleri iman gucu ve azmi yanında «Deniz Harp sanatındaki maharetine» ve yine mahir reislere sahip oluşuna borcludur. Barbros'un maiyyetindeki her biri Denizcilikte mahir, gozupek reislerinden bir kısmı şunlardır: Coğrafya Âlimi Piri Reis, Yahya Reis, Sinan Reis, Mehmet Reis, Aydın Reis, Kurtoğlu Muslihuddin Reis, Salih Reis, Turgut Reis, Barbaros'un oğlu Hasan Reis ve manevîoğlu Hasan Reis...
Barbaros'un oğulları
Bunlardan, Barbaros'un oğlu ile manevî oğlu Hasan Reisler Cezayir Beylerbeyliği yapmışlardır. Salih Reis de Cezayir Beylerbeyliği yanısıra Fas Fatihi olarak ta tanınır. Aydın Reis, Enduluslu Muslumanların İspanyol zulmunden kurtarılmalarında buyuk vazife yapmıştır. Mucadeleleriyle duşmanın belini kırmıştır. Bu bakımdan Avrupalılar Ona «Şeytan Doven» demekteydiler. Muslumanlar ise, Aydın Reis'e'"KÂfir Doven" diyorlardı...
23 Ağustos 1519 ile 1520 baharında ust uste Cezayir'i ele gecirmek icin saldıran İspanyollar, Hayreddin Paşa kumandasındaki kuvvetler tarafından bozguna uğratılmıştır. (1520-1525) tarihleri arasındayerli ahalinin ihaneti uzerine gecici bir sure elden cıkan Cezayir, 1525'te tekrar fethedilmiştir.
Bu parlak zaferlerden sonra Kanunî Barbaros'u İstanbul'a davet eder. Barbaros, 18 Amirali ile birlikte İstanbul'a hareket eder. Yol boyunca duşman limanlarına hucum eder. Onune cıkan duşman donanmalarını perişan eder. 27 Aralık 1533'te binlerce İstanbullunun karşılamasıyla İstanbul'a ulaşır. Kanuniyle goruşur. Kanuni Barbaros'a iltifat eder.
Barbaros'a Kaptan-ı Derya'lık verilecektir. Fakat bunun icin, protokola gore bu unvanı Sadrazam İbrahim Paşanın vermesi gerekmektedir. Padişah, devlet işinde yetkisi dahilinde olsa bile nizama halel vermekten şiddetle kacınmaktadır. Bunun icin Barbaros bizzat kendisi İbrahim Paşayla goruşmek uzere Halep'e gitmiştir. İstanbul - Halep arasını at sırtında 10 gun gibi kısa bir zamanda kateden Barbaros, donuşte de 10 gunde gelmiştir. İstanbul'a dondukten sonra 6 Nisan 1534'te tertip edilen merasimle Barbaros'a Kaptan'ı Deryalığa tayin fermanı bildirilir. Artık Barbaros Hayreddin Paşa, Osmanlı Devletinin Kaptan-ı Deryasıdır ve muazzam Osmanlı donanması emrindedir. "Muazzam donanma" diyoruz. Cunku o devirde Osmanlı donanması Dunyanın donanma bakımından ilk sıralarındaydı. Askeriyenin diğer sahalarında olduğu gibi... Oyle ki birkac senede bir bu gemiler değiştirilmekte, yenilenmekteydi...
Donanmaya cok ehemmiyet verdi
Barbaros'un birkac ay icerisinde, sadece İstanbul'daki tersanelerde 61 Harp gemisi inşa ettirmesi, donanmanın gucunu gosteren muşahhas bir ornektir.
Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa kumandasındaki Osmanlı Donanması denize acılır. Yeni Fetihlere doğru yelkenler fora edilir... 22 Ağustos 1534'te Tunus fethedilir. Bu fetih uzerine Barbaros, Kaptan-ı Deryalık ve Cezayir Beylerbeyliği makamlarına ek olarak Divan-ı Humayun tarafından yeni bir Beylerbeyi tayinine kadar Tunus Beylerbeyi vekilliğini de uzerine almıştır.
Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa, İtalya (Venedik) uzerine sefer-i HumÂyûna iştirak etmiştir. Orduyu HumÂyûn'un karadan hareketi ile birlikte 280 parcadan muteşekkil Donanmayı HumÂyûn 11 Mayıs 1537 gunu hareket etmiştir.
1537'de Kiklad Adalannı fetheden Barbaros, Akdeniz'in yanı sıra Ege'yi de duşmandan temizlemiş ve Venediklileri Ege'den kovmuştur.
Barbaros'un kumandanlığında kazanılan Preveze Zaferi, Dunya Deniz Harp tarihine gecmiş, butun Dunyaya Osmanlı hakimiyetini bir kez daha duyurmuş ve Akdeniz'in tamamen bir Musluman golu olduğunu duşmanlara da kabul ettirmiştir...
İspanya, Almanya, Venedik, Portekiz, Ceneviz, Papalık, Floransa, Malta donanmalarından kurulu 600'den fazla gemiden muteşekkil Haclı donanmasını 28 Eylul 1538'de Preveze'de bozguna uğratan Donanmayı HumÂyûna kumandanlık eden Kaptan-ı Derya Hayreddin Paşa, bu mucadelesiyle şanlı tarihimize parlak bir sayfa daha ilave etmiştir.
Zaferler birbirini takip eder. Barbaros'un evladlığı Hasan Bey, Almanya İmparatoru ve İspanya Kralı Charles Quint (Şarlken)in bizzat kumanda ettiği haclı donanmasını ve ordusunu Cezayir onlerinde bozguna uğratmış, yok etmiştir (24 Ekim 1541). Bu bozgun uzerine mağrur kral ofkeyle tacını denize fırlatmış ve perişan bir halde geri donmuştur...
... Ve Barbaros vefat ediyor
Dunyanın en buyuk devleti, kendilerinden yardım isteyenlerin yardımına koşmaktan geri durmamıştır. Fransa Kralı I.Francais'in İspanya ile yaptıkları savaşta kendilerine yardımda bulunmaları icin Kanûni'ye rica etmiş. Kanunî de bu ricayı kabul etmişti. Fransa'ya yardım icin Barbaros vazifelendirilmiştir.
Barbaros Mayıs 1543'te Donanma ile İstanbul'dan ayrılır. 20 Ağustos 1543'te Nice'yi fetheden Barbaros şehrin anahtarını Kanunî Sultan Suleyman adına kabul etmiştir. Barbaros Nice'de fazla kalmaz ve Nice'i Fransızlara teslim eder. Fransızlar burada Avrupa'nın durumunu ortaya koyan davranışlarda bulunurlar ve Nice'i yağmalarlar. Barbaros, 1543 - 44 kışını Toulon'da gecirir. Barbaros Toulon'da kaldığı muddetce şehre Osmanlı sancağı cekilmiştir. ..
Barbaros Hayreddin Paşa daha sonra İstanbul'a donmuştur. 4 Temmuz 1546'da İstanbul'da fani dunyaya veda eden bu namlı reis, Beşiktaştaki turbesine defnedilmiştir. Omrunu Hakka adayan Barbaros, hayatının her safhasında Rıza-i İlÂhî icin calıştığını ısbat etmiştir. O yardımı Allah'tan beklemekteydi. Bunun icindir ki Bayrağında; «Nasr'un minallahi ve fethun kariybun ve beşşiril mu'mi-niyne» (Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır. -Ey Resulum!- Mu'minlere mujde ver) -Es-saf Sûresi a. 13- Âyet-i kerimesi yazılıydı...
Asırlar boyu, sefere cıkan donanmalar Barbaros'un turbesi onunden hareket etmiş ve turbe onunden gecerken top atışlarıyla O'nu selÂmlamışlardır... Halen de deniz kuvvetleri top atışlarıyla bu denizlerin Pirî'ni hatırlamaktadırlar...
Bu şanlı buyuğumuzu tekrar hatırlarken ruhu şad olsun diyor ve yazımızı Beşiktaş onunden atılan her top sesleriyle hatırladığımız Yahya Kemal'in beyitleriyle noktalıyoruz...
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!
Adalardan mı? Tunus'dan mı, Cezayir'den mi?
Hur ufuklarda donanmış iki yuz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mubarek gemiler hangi seferden geliyor?
__________________
Barbaros Hayreddİn PaŞa !!!!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Barbaros Hayreddİn PaŞa !!!!