İc savaşlar, toplu katliamlar, gozunu kırpmadan adam olduren insanlar, sokaklarda yatan cocuklar, evi barkı olmadığı icin soğuktan donan insanlar, cocuk yaşta cinayet işleyenler, aile icinde yaşanan problemler, genclik ceteleri, yolsuzluklar, ?
Gunluk yaşamın bir parcası haline gelen bu gibi toplumsal sorunlar duşunulduğunde hepsinin temelinde ortak bir eksikliğin olduğu gorulecektir. Butun bu sorunların ortaya cıkmasına neden olan adaletsizlik, dolandırıcılık, sahtekarlık, merhametsizlik gibi kotu ahlak ozelliklerinin temelinde yatan da yine bu eksikliktir.
Bu onemli eksiklik insanların duşunmemeleri ve dolayısıyla gercekleri gorememeleridir. Bu gibi kişiler icin on planda olan kendi cıkarları, kendi yaşamlarıdır. Cevrelerinde yaşananlar onları ilgilendirmez. Ara sıra duşundukleri sınırlı konular da yine kendileri ile ilgilidir. Bu nedenle kendi doğru ve yanlışlarının sınırları icinde bir yaşam surerler. Gunluk yaşamın akışı icinde yaptıklarını yeterli goren bu kişiler dunyada bulunuş amacları gibi hayati onemdeki konuları akıllarına bile getirmezler.
Cevrelerindeki canlıların ozelliklerini, nasıl olup da boyle kusursuz bir ceşitliliğin ortaya cıktığını, kendi vucutlarını, gokyuzundeki dengeleri kısacası hicbir şeyi duşunmezler. Dolayısıyla da bunların Allah tarafından "tasarlanmış", yani "yaratılmış" olduğunu fark edemezler. Tum evrenin Yaratıcısı olan ustun guc sahibi Allah'ı gereği gibi takdir edemezler. Neden yaratılmış olduklarının ve Allah'a karşı sorumlu olduklarının bilincine varmazlar. Oysa Kuran'da duşunmenin onemini, ancak duşunen kimselerin oğut alacağını vurgulayan pek cok ayet vardır.Ayetlerde duşunen ve bunun sonucunda Allah'ın kudretinin farkına varan kişilerden şoyle bahsedilir:
Şuphesiz goklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gunduzun art arda gelişinde temiz akıl sahipleri icin gercekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve goklerin ve yerin yaratılışı konusunda duşunurler. (Ve derler ki "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yucesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 190-191)
Rabbin balarısına vahyetti: Dağlarda, ağaclarda ve onların kurdukları cardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tumunden ye, boylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yuru-ucuver. Onların karınlarından turlu renklerde şerbetler cıkar, onda insanlar icin bir şifa vardır. Şuphesiz duşunen bir topluluk icin gercekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Gorulduğu gibi ayetlerde kendine ev edinen, meyvelerden yiyen ve bal ureten arılara dikkat cekilmektedir. kovandaki arılarla ilgili benzer işlerin tumu işci arılar tarafından yapılmaktadır. Bir arı kovanında işci arılar, kralice arı ve erkek arılar bulunur. Kovandaki hemen hemen her turlu işle gorevli olan işci arılardır. Bununla birlikte kralice arının, kovanın devamlılığını sağlamak gibi son derece onemli bir gorevi vadır. Erkek arılarınsa kovan icindeki tek fonksiyonları kraliceyi dollemektir. Kısa yaşam sureleri icinde bu gorevlerini yerine getirirler ve hemen arkasından olurler.
__________________
Arıların hayatı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Arıların hayatı