‘KurÂn’ın ifade ettiği hakikatler sabit, değişmez, yanılmaz ve ebedîdir...’
KurÂn ve ilimler munasebeti mevzuunda duşulen vahim hatalardan birisi de, KurÂn'ı mevcut ilimlerin peşinden koşturmak ve onlara tÂbi kılmaktır. İlimleri KurÂn'dan, Din'den ve îmandan ayrı ve mustakil gormek bir tefrit, KurÂn'ı muspet ilimlerin peşinden koşturmak ve onu Âdeta bir fizik, kimya, tıp, matematik, astronomi kitabı saymak da bir ifrattır.
Cok buyuk ve enerji yuklu Guneş'i kucucuk ve soluk bir meteora nasıl uydu yapabilirsiniz? KÂinat ve insanı, t başlangıctan Kıyamet'e butun yonleriyle ele alıp inceleyen ve haritasını cizen KurÂn'ı nasıl kucuk bir dunya haritasından, hatta bir dağ silsilesi resminden ibaret gorebilirsiniz? Kıvrım kıvrım akıp gectiği, akıp gecerken de suladığı vadileri, ovaları, hayat verdiği bağ ve bahceleri, şelÂleler hÂlinde dokulduğu dağları, tepeleri ve deltalar meydana getirerek ulaştığı ummanları hic hesaba katmadan, sadece cıktığı yere bakarak "işte nehir" demek ve o nehrin hikmetini, faydasını ve şumul sahasını, sulayıp gectiği bir bahceden veya yatağının bir yerindeki altın mÂdeninden ibÂret gormek ne derece yanlışsa, aynı şekilde KurÂn'ı, değişip duran ilimlerin bugunku seviyesiyle bir gormek, hatta henuz ispatlanamamış ilimleri, KurÂn'a şahit yapmak ve KurÂn Âyetlerini bu ilmî buluş ve nazariyelere tatbik etmek aynı derecede, hatta daha buyuk bir yanlıştır. KurÂn Âyetleri, yeni ilmî gelişme ve nazariyelerle te'life calışılmamalıdır. Evet, KurÂn'ın hakkaniyeti icin hemen ilmî mesned ve takviyeler, payanda ve koltuk değnekleri aramaya kalkışmak, O'nu kucultmek olur. Yine, 20'nci asrın herhangi bir diliminde tespit edilen ilmî bir mes'eleye, "KurÂn bunu anlatıyordu" deyip KurÂn'dan delil bulmaya calışmak, ille de pozitif ilimlere KurÂn'ı teyid ettirmek ve her yeni tespit karşısında "KurÂn'da bu da vardı; şu Âyet bununla ilgiliydi" gibi iddialarda bulunmak, ilimler karşısında icine duşulen bir kompleksin ve KurÂn'ı ikinci derecede gormenin ifÂdesidir. İlim ve fenler devamlı değişmekte, bugun doğru kabul edilen cok şeyin, yarın yanlış olduğu ortaya cıkmakta.. surekli yeni nazariyeler uretilmekte ve bir ilim adamının hakikat diye takdim ettiğini bir başkası pekÂl curutebilmektedir. Halbuki, KurÂn'ın ifade ettiği hakikatler sabit, değişmez, yanılmaz ve ebedîdir...
NÂzil olduğu gunden bu yana tam 14 asır gecmiş olmasına rağmen, KurÂn'da oyle bÂkir ve emsÂlsiz mes'eleler vardır ki, bunların hakikatına henuz ilimlerin elleri ulaşamadığı gibi, ilmî seviye de fersah fersah onların gerisinde bulunmaktadır. Pozitif ilimler, KurÂn'ın gosterdiği ufuklara ulaşıncaya kadar, kim bilir daha kac defa sarsılacak, kac defa değişecektir. Beşer tarihinde kendini kabul ettirmiş nice nazariyeler vardır ki, zamanla hepsi de unutulmuş ve onların yerlerini yenileri almıştır. Bir gun gelecek, mutlaka ilim yuvalarından kapı dışarı edilecek ve bu şekilde ilimler sarsıla sarsıla Allah'ın (cella celaluhu) sarsılmaz ve değişmez KelÂmı'nın ihtiva ettiği hakikatlere ulaşacaktır. Bu sebeple, surekli sarsılan ve değişen musbet ilimlerin arkasından, sarsıntı ve değişme nedir bilmeyen o muall beyanı koşturmamalı ve onu ilimlere uydurmaya calışmamalıyız. Nedir oyleyse yapılması gereken?
KurÂn'ın ilmî gelişmelere değil, ilmî gelişmelerin KurÂn'a tevfikini takip etmeliyiz.İlmî gelişme ve buluşları KurÂn'ın arkasından koşturmalıyız.İlmî gelişme ve buluşların karşısına KurÂn'ı bir endam aynası olarak koymalıyız, yani: "Ey ilimler, işte bakın, siz esas ve ozunuzu bu Kur'Ân'da bulacaksınız. Zira, Kur'Ân sizin nihaî şeklinizi ve varacağınız hakikatı haber vermekte ve kaderinizi cizmektedir. Bakın da, gercek şekil ve mahiyetinizle bu KurÂn'da kendinizi gorun. Eğer, daha henuz bu seviyeye gelememişseniz, haydi calışıp-cabalayın ve Kur'Ân'daki nihaî şeklinizi ve gercek mahiyetinizi kazanmaya bakın." demeliyiz.
__________________
KurÂn’ın ifade ettiği hakikatler sabit, değişmez, yanılmaz ve ebedîdir...
Dini Bilgiler0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- KurÂn’ın ifade ettiği hakikatler sabit, değişmez, yanılmaz ve ebedîdir...