Hz. Peygamber , doğruluğun en canlı şahidi idi. Allah'ın Rasûlu'nden daha doğru, daha durust ve daha guvenilir hic bir kimse yoktu. Peygamber olmadan once cahiliyye doneminde bile o, "emin" (guvenilir) "sadık" (doğru) sıfatları ile tanınıyor ve anılıyordu. Mekkeli muşrikler, ona şair, deli, sihirbaz, buyulenmiş1 , diye ceşitli iftiralar ve yakıştırmalarda bulundular fakat hic bir zaman ona yalancı diyemediler.
Bu tabloyu bir gozumuzun onune getirmeye calışalım. Resulullah s.a.v. in daha ilk Halka tebliği...
Hz. Peygamber, kendisine " (Once) en yakın akrabanı uyar 2" ayeti vayh edilince hemen Sefa tepesine cıktı: " Ey filan oğulları ! Ey filan oğulları ! Ey filan oğulları ! Ey Abdimenaf oğulları ! Ey Abdulmuttalib oğulları ! " diye seslendi. Sesi duyanlar onun etrafında toplandılar. Hz. Peygamber onlara " Ne dersiniz ? Siz şu dağın eteğinden bir takım atlıların (suvarilerin) cıkıp geldiğini (ve size saldıracaklarını) haber versem, beni tasdik eder misiniz ?" dedi. Orada bulunanların hepsi Ebu Lehep haric "Biz senin hic yalan konuştuğunu duymadık" şeklinde cevap verdiler. Bunun uzerine Hz. Peygamber "Ben ancak şiddetli bir azaptan once sizin icin bir uyarıcıyım" buyurdu.3 Hz. Peygamber hakkında yapılan bu şehadet, onun daha peygamber olmadan once de saygın doğru ve guvenilir bir kimse olduğunu acıkca gostermektedir.
En azılı duşmanı olan Ebu Cehil " Muhammed ! Ben sana yalancısın, demiyorum" Dediğim şudur : Butun sozlerini doğru telakki etmiyorum 4" Kureyş'in en tecrubeli adamlarından olan Nadr b. Haris "Ey Kureyş ! Başınıza gelen felaketi bertaraf etmediniz. Muhammed, sizin gozlerinizin onunde buyudu. Hepinizin en doğrusu, en iyi huylusu, en guvenilir kişisi odur..." sozleriyle Hz. Peygamber'i ovmekten geri durmamıştır.5
O en iyi huylu olan insandı. Kibir ve gurur sahibi değildi. Ciddi idi, fakat catık kaşlı değildi. Halkında en sevileni idi.
Bizans imparatoru, Ebu Sufyan'ı huzuruna kabul ettiği zaman Hz. Peygamber hakkında ona şoyle sorar : "Peygamber olduğunu soyleyen bu şahsın, daha once hic yalan soylediğini duydunuz mu ?" Bunun uzerine Ebu Sufyan "asla!" diyerek cevap vermiştir6
Hz. Peygamber, ailesine, akrabalarına , arkadaşlarına ve cevresine karşı asla sadakatten ayrılmamıştır. Hic bir kimseye yalan soylememiştir. Butun hayatı boyunca doğruluk ilkesinden feragat etmemiş ve herkese bunu tavsiye etmiştir. Yalanı yasaklamış ve yalan soyleyenleri kınamıştır. "Doğruluk iyiliğe, iyilikte cennete goturur. Kişi doğru soyleye soyleye ve doğruluğu araştıra araştıra en sonunda Allah katında doğru kimselerden yazılır6" buyurarak, doğru davranmanın insanı, Allah'ın rızasına kavuşturacağını cennete ileteceğini beyan etmiştir.
Her işimizde doğru olursak bu bizi inşaallah cennet yoluna koyar.Allahu teala herşeyi gorendir.
Hz. Peygamber, doğru konuşmaya o kadar onem vermiştir ki, Mu'min bir kimsenin bazen cimri ve korkak olacağını belirtmiş fakat asla yalan konuşmayacağını acıklamıştır7 O, O şakadan bile olsa yalanı yasaklamış, onun butun uygulamaları, sozleri ve davranışları doğruluk uzerine kurulmuştur. O, ofkelendiğinde, şaka yaptığında, acıklamalarında, verdiği hukumlerde, yolculukta, barışta, savaşta, savaş ve barış goruşmelerinde, yaptığı anlaşmalarda, hitabetlerinde, yazdırdığı mektuplarında, verdiği fetvalarında, anlattığı kıssalarda, kısaca butun faaliyetlerinde ve hayatının her safhasında doğruluktan zerre kadar ayrılmamıştır. Doğruluk, onun şaşmaz prensibi olmuş ve Allah onu, yalan soylemekten korumuştur.
Hz. Peygamber'in sozleri ile hareketleri hep uyum icerisinde olmuş, ozu sozune uymuş ve asla hareketleri ile sozleri birbirini tasdik etmiştir. O, ağlamasında, gulmesinde, hiddetlenmesinde bile hep hakkı konuşmuş, hep doğruyu anlatmış, hep guzeli hissettirmiştir. Hicbir şekilde duygularına kapılarak fevri hareket etmemiştir. Her halukarda doğruluk vazgecilmez alameti olmuştur.
Doğru olursak, doğruyu araştırırsak bizde bu doğrulara tabi olmuş oluruz. Allahu teala cumlemizi Resulullah s.a.v. efendimize tabi eylesin.
Doğru insanlardan meydana gelen bir toplum oluşturmak, Hz. Peygamber'in en onemli hedefiydi. Bu sebeple, ona ummet olan hereksin de soz ve davranışlarında asla doğruluktan ayrılmaması gerekir. Cunku Kur'Ân, Muminlerin ozelliğini anlatırken, onların yalan ve luzumsuz konuşmayacaklarını acıklar 8
İnanan herkes, bu hassasiyette olmalıdır. Cunku doğruluk, imanın vazgecilmez gostergesidir.
Dipnotlar:
1 . Hicr suresi, 15/6 ; Zariyet suresi 51/52 ; Tur suresi 52/29-30 ; Kalem , 68/2,51
2. Şuara suresi 24/214
3. Buhari, Tefsir, Sure, 111; Muslim, İman, 355
4. Mevlana Şibli, II, 103
5. Mevlana Şibli, II, 102; Afzalurrahman, I, 13
6. Bkz. Buhari, Bedu'l Vahy, 6
7. Muvatta, KelÂm 7, 19
8. Buhari, Edep, 69; Muslim, Birr, 103-105; Tirmizi, Birri, 46
( Kaynak no : Peygamber Gibi Yaşamak ; s20-21-22 )
ALINTIDIR
__________________
Resulullah in Dogrulugu s.a.v.
Dini Bilgiler0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Resulullah in Dogrulugu s.a.v.