BU ÂYET KİMİ ANLATIYOR?


İnsanlardan oylesi vardır ki, halkı bilgisizce Allah yolundan saptırmak icin boş soz ve eğlencelere muşteri cıkar. Onlar icin aşağılayıcı bir azap
vardır.

Lokman Sûresi, 31:6
KUR’ÂN’IN ÂYETLERİ,her cağ ve her toplum icin ibretler iceren Âyetlerdir. Kim Kur’Ân’ın onunde saygıyla diz cokup de onu bugun inmiş gibi okuyacak olsa, onda hayatımızın tam ortasından kesitler bulur, yaşanmakta olan problemlerin adeta bir fotoğraf karesinde tespit edilircesine tasvir edildiğini gorur.

İşte, yaşamakta olduğumuz hayatın en canlı bir kesitini tasvir eden bu Âyet de, neredeyse caresiz denebilecek bir şekilde topluma nufuz etmiş bir derdi ortaya dokuyor, bir ibret levhasını gozlerimizin onune koyuyor.

Bu Âyet bize on dort asır oncesinden seslenmiyor. Bu Âyet, bizimle bugun konuşuyor, bugunumuzu bize anlatıyor. Oyle ki, Kur’Ân’ın inişinden bu yana gecen butun zamanları tarayacak olsak, bu Âyetin tasvirine uyan ve Âyete nuzul sebebi olarak yakıştırılabilecek hadiseleri, bugunku kadar gercekci ve yaygın bir şekilde, başka bir cağda herhalde bulamayız.

Bir defa, boş soz ve eğlencelerin tam bir vurdumduymazlık icinde, insanlara bir an olsun durup da bu dunyada ne aradıklarını duşunme fırsatı bırakmayacak bir şekilde hayatımızı istil etmiş olduğu meydandadır. Bunu abartılı bir iddia sananlar, toplumun neyle yatıp kalktığına, sabah akşam neyi konuştuğuna, butun gun neyin peşinde koştuğuna bir baksın.

Bu arada biz de kucuk bir ipucu verelim: Bu toplumun insanları, gunde ortalama dort saatini televizyon başında geciriyor! Bu ise, her sene 1500 saat kadar bir vakit eder ki, bu da bir oğrencinin iki yılda okul sıralarında gecirdiği zamana eşittir. Her sene iki oğretim yılını hayatımızdan cekip alan televizyonun buna karşılık bize verdiği şey, ardında pişmanlıktan başka birşey bırakmayan (yahut coğu zaman pişmanlık duyacak bir hal bile bırakmayan) boş soz ve eğlencelerden başka birşey midir?

Ve bu boş soz ve eğlenceler, bilgisizce bir saptırma değilse nedir?

Ramazan gibi insanın en ulvî duygularıyla baş başa olması gereken bir zamanda bile izleyiciye gunahsız bir dakika gecirtmemek icin butun becerilerini sergileyen, bunu başaramadığı yerde de kafasını karıştırıp dinî değerlerini alt ust etmek icin elinden geleni ardına koymayan kanallardan daha mukemmel şekilde şu Âyetin tasvirine uyan ne vardır?

…Ve “boş soz ve eğlencelere muşteri cıkmak.”

Bu saptırma yarışının transfer pazarlarını hicbir soz bu ifadelerden daha guzel anlatamaz.

Bugun, boş soz ve eğlenceler kadar muşteri toplayan ve para ceken başka hangi pazar vardır?

Bir işcinin yıllarca calışarak alın teriyle ancak kazanabileceği paraları, insanlara boş soz ve eğlence satanlar birkac saat icinde cebe indiriyor. Ve televizyon kanalları, boylelerine muşteri olmak icin kuyruğa giriyor,
“Hangimiz daha fazla insan saptıracağız?”
diye birbiriyle yarışa tutuşuyor.

Bu amansız yarışta ortaya dokulen hesapsız paraları kim oduyor dersiniz?

Bu sorunun cevabına ulaştığımızda, acı gercekle yuz yuze geliyoruz:

Ortada, kendimizden daha fazla suclayabileceğimiz bir kimse yok!

Omrumuzun nice yıllarını boş soz ve eğlencelerle heba edenler, sonucta, butun bu masrafları bize odetiyorlar. Onlar bizi saptırmak icin boş soz ve eğlencelere muşteri cıkıyor; biz de onlara muşteri oluyoruz.
Biz onların peşine duştukce onların yaptıkları programlar rağbet goruyor ve değer kazanıyor. Biz onları seyrettikce onlar daha fazla reklam alıyorlar. Reklamveren de donuyor, o parayı bizden tahsil ediyor. Bizim sayemizde artan reklam masraflarını, bu reklamlara kanarak aldığımız urunlerin fiyatı icinde biz oduyoruz. Boylece, sayemizde gercekleşen bir saptırma kampanyasının hem sponsoru, hem de kurbanı oluyoruz.

Şimdi, Âyeti bir kere daha onumuze koyup da uyarı ve tehditleri uzerinde ciddiyetle duşunmenin zamanı değil midir?

İnsanlardan oylesi vardır ki, halkı bilgisizce Allah yolundan saptırmak icin boş soz ve eğlencelere muşteri cıkar. Onlar icin aşağılayıcı bir azap vardır.
__________________