Munafıklarla fikri mucadele her Muslumanın sorumluluğudur
Munafıklık, Muslumanların her zaman dikkatlerinin acık olması gereken cok muhim bir konudur. İnkar edenler, Allah'ın varlığına ve birliğine inanmadıklarını acıkca soyler, iman edenlere karşı da acık bir mucadele icinde olurlar. Munafıklar ise kendilerini Musluman, hatta takva bir mumin gibi gostererek İslam'a karşı mucadele ederler. İclerinde Allah'a, Peygamberimiz (sav)'e, Kuran'a, salih muminlere karşı buyuk bir ofke besliyor olmalarına rağmen gercek yuzlerini ozenle gizler, iyilik adına ortaya cıktıkları iddiasında olurlar. Acık ve aleni bir mucadele icinde olmadıklarından, eğer dikkat verilmezse, tahribatları buyuk ve geniş caplı olabilir.
Ozellikle icinde bulunduğumuz ahir zamanda,
• Muslumanları pasifize etmeye ve onların azmini, coşkusunu, heyecanını elinden almaya,
• Hurafelerle ve bidatlerle dini yaşanmaz hale getirmeye,
• Darwinist materyalist akımlara karşı Muslumanları savunmasız bırakmaya,
• Bilime, sanata, estetiğe, kaliteye, asalete karşı olup temiz olmayan, hur duşunmeyen, bilim ve sanatta gelişme sağlayamayan bir Musluman imajı oluşturmaya,
• Muslumanlar arasındaki kardeşliği ve birliği zedeleyen calışmalarla İttihad-ı İslam'ı engellemeye,
• Şiddeti, kargaşayı, catışmayı teşvik ederek, Muslumanları şiddet yanlısı gibi tanıtmaya,
• Peygamberimiz (sav)'e ve onun mubarek ehline karşı duşmanlık besleyerek, Asr-ı saadet doneminde yaşanan gercek İslam'ı insanlara unutturmaya calışmak icin yoğun bir faaliyet gostermektedirler.
Dolayısıyla munafıklık, sohbet arasında kısaca uzerinden gecilebilecek bir konu değildir. Kuran'da Allah'ın bircok ayetle dikkat cektiği bu tehlikeyi Muslumanlar goz ardı ederlerse, boyle bir tehlike yokmuş gibi davranırlarsa, İslam'a, Kuran'a ve Resulullah (sav)'in sunnetine gereği gibi sahip cıkmamış olurlar. Munafıklık, Peygamberimiz (sav) zamanında ornekleri gorulmuş, gecmişte kalmış, bir daha Muslumanların pek karşılaşmayacakları bir konu da değildir. Munafıklar, her devirde İslam alemi icin en buyuk tehlike olmuştur. Peygamber Efendimiz (sav) doneminin munafıkları kuşkusuz cok şedittiler, ancak ahir zaman munafıklarının da cok şedit olacakları Resulullah (sav)'in haber verdiği bir gercektir. Nitekim Bediuzzaman Hazretleri de ahir zamanda "dinsizliğin iki cereyanının kuvvet bulacağını" soylemekte ve bunlardan birinin "cereyan-ı munafıkane" olacağını haber vermektedir. Hz. Mehdi (as), İslam alemini tahrip etme gayreti icinde olan bu hareketi tam anlamıyla etkisiz hale getirecek, yani cereyan-ı munafıkaneyi yok edip dağıtacaktır:
Ahirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak: Birisi: Nifak (ikiyuzluluk) perdesi altında, risalet-i Ahmediye’yi (sav) (Peygamberimiz (sav)'e tebliğ edileni) inkar edecek Sufyan namında mudhiş bir şahıs, ehl-i nifakın (iki yuzlulerin) başına gececek, şeriat-ı İslamiye’nin (İslam'ın hukumlerinin) tahribine calışacaktır. Ona karşı Al-i Beyt-i Nebevî’nin silsile-i nuranîsine bağlanan (Peygamberimiz (sav)'in soyundan), ehl-i velayet (velilerin) ve ehl-i kemalin (kemal insanların) başına gececek Al-i Beyt’ten (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) Muhammed Mehdi isminde bir zat-ı nurani, o Sufyan'ın şahs-ı manevisi olan cereyan-ı munafıkaneyi yok edip dağıtacaktır. (Mektubat, s. 56-57)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden, buyuk ulemanın acıklamalarından ve Resulullah (sav)'in bildirdiği alametlerin hepsinin gercekleşmiş olmasından Mehdiyet devrinde olduğumuz acıkca anlaşılmaktadır. Allah'ın izniyle 10-20 yıl icinde tum insanlık hem Hz. İsa (as)'ı hem de Hz. Mehdi (as)'ı bizzat gorecektir. Boyle onemli bir donemde Hz. Mehdi (as)'a talebe olmak, bu mubarek zatın destekcisi ve savunucusu olmak isteyen her Muslumanın, munafıklığı cok iyi bilmesi, cok iyi teşhis etmesi ve Allah'ın ve Peygamberimiz (sav)'in gosterdiği şekilde munafıklarla fikren mucadele etmesi şarttır.
Allah Kuran'da munafıkların cehennemin en alt tabakasında olduklarını, onları bağışlamayacağını ve onları lanetlediğini haber vermiştir: Şu halde munafıklar konusunda ikiye bolunmeniz ne diye? Oysa Allah, onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Allah'ın saptırdığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın. (Nisa Suresi, 88)
Gercekten munafıklar, ateşin en alcak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)
Allah, erkek munafıklara da, kadın munafıklara da ve (butun) kafirlere, icinde ebedi kalmak uzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar icin surekli bir azap vardır. (Tevbe Suresi, 68)
Dolayısıyla Muslumanlar, munafıkane bir hareketle karşılaştıklarında, karşılarında Allah'ın hor ve aşağılık kıldığı, lanetlediği, cehennem azabıyla mujdelediği bir varlık olduğunu bilmelidir. Munafık tehlikesine karşı şuuru acık her Musluman icin cok kıymetli, hikmetli ve onemlidir. Ve Allah'ın izniyle "cereyanı munafıkane"nin etkisiz hale getirilmesinin vesilelerinden biri olacaktır.
__________________
Munafıklıkla Mucadelenin Onemi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Munafıklıkla Mucadelenin Onemi