Kur'an'ı Okuyan Ateist Thomas’ın Kur'an Hakkındaki İlk İzlenimleri



Thomas’la yaklaşık dort ay suren haftalık goruşmelerimize yaz boyunca ara vermiştik. Eylul ayının sonunda kaldığımız yerden devam ettik. Thomas, yazın Avrupa’ya tatile gitmişti. Tatilde, kendisine hediye ettiğim Kur’an mealini vakit buldukca okumaya calışmış. İlk 250 sayfayı okuyabilmiş. Bu goruşmemize, Thomas’ın Kur’an hakkındaki ilk izlenimlerini dinleyerek başladık:

– Oncelikle, Kur’an’ın nasıl bir kitap olduğunu anlamaya calışıyorum. Şu sorunun cevabını arıyorum: Kur’an gercekten Allah’ın kelamı mı? Yani, “Allah” diye bir yaratıcı, gercekten varsa Kur’an gibi bir kitabı gondermiş olabilir mi? Anlayacağın, Allah’ın varlığını varsayımsal olarak kabul edip Kur’an’ın ilahî bir kitap olup olmadığını anlamaya calışıyorum.

– Aslında bu soruna cevap bulduğunda, Allah’ın varlığıyla ilgili olan soruna da cevap bulmuş olursun. Cunku Kur’an’ın beşerî bir eser olmadığını anladığında, bunun ilahî bir eser olduğunu tasdik edeceksin. O zaman, Kur’an’ın haber verdiklerinin hak olduğunu da kabul edeceksin. Kur’an’ın en buyuk davası, Allah’ın var ve bir olduğudur. Bu anlamda, Kur’an’a semavî kitap olarak iman etmen, diğer iman esaslarını da kabul etmen anlamına gelir.

– Haklısın. Bunun farkındayım. Bu nedenle Kur’an’ı dikkatle okuyup ilahî bir eser mi, yoksa bir beşer tarafından mı yazılmış, anlamaya calışıyorum. Şimdiye kadarki okumalarımdan Kur’an hakkında edindiğim izlenimleri şoyle ozetleyebilirim: Birincisi, Kur’an gayet acık ve basit bir uslupla yazılmış. Ozellikle İncil(ler)le kıyaslayınca gayet anlaşılır bir kitap. Sanırım, tek yazarın kaleminden cıkmasından kaynaklanıyor. Bildiğin gibi, İncil farklı birkac yazar tarafından yazılmış. Bu nedenle, akıcı değil. Bir butunluk arz etmiyor. Kur’an’ı bu acıdan hayli farklı gordum. Şunu itiraf edeyim ki akıcı ve anlaşılır olması benim icin iyi oldu. İncil gibi olsaydı, muhtemelen biraz okuyup bırakacaktım. Sonunu getiremeyecektim.

– Kur’an’ın basit ve anlaşılır olması, mesajının anlaşılması acısından onemli. Herkese hitap etme iddiasını taşıyan semavî bir mesajın acık ve anlaşılır olması gerekir. Nitekim Allah, bize ayetlerinin herkesin anlayacağı şekilde hakikatleri ifade ettiğini soyluyor: “And olsun ki sana cok acık ayetler, parlak mucizeler indirdik. Oyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkÂr etmez.” (Bakara Suresi, 2:99) “Allah, duşunesiniz diye, ayetlerini size boylece acıklıyor.” (Bakara Suresi, 2:219) “… insanlara, hatırda tutmaları icin ayetlerini iyice acıklıyor.” (Bakara Suresi, 2:221)

– İkincisi, Kur’an’ın teolojik mesajının gayet net olduğu dikkatimi cekti. Sonsuz ilim, sonsuz kudret ve sonsuz hikmet gibi vasıfları olan tek bir Allah var. Allah’ın melekleri var. Her şey kaydediliyor. Sonra kıyamet kopacak. Herkes yeniden diriltilecek ve yargılanacak. Kotuler cehenneme, iyiler de cennete gidecek. Bir de şeytan var işin icinde.

– Şeytanın neler yapabileceğine ilişkin Kur’an’ın anlattıklarının farkı dikkatini cekti mi?

– Evet. Hıristiyanlıktan hayli farklı. Hıristiyanlar şeytanın insana baskıyla bir şeyler yaptırabileceğine inanıyor. Bir Hıristiyan kotu bir şey yapınca şoyle der: “Şeytan bana yaptırdı.” Şeytanın, insana istemediği şeyleri yaptırabileceğine inanırlar. Kur’an ise şeytanın, insana vesvese vermek dışında, hicbir şey yapmaya kudretinin olmadığını soyluyor. Bu durumda, kotuluğu işleyen insanın kendisidir.

– Bu ince farkı fark etmene sevindim. Basit bir fark, ancak cok onemli sonucları var. Orta Cağ’da, kilise, “İcine şeytan girmiştir” diyerek milyonlarca insanın giyotine gondermişti. Bu anlayış, Hıristiyanlıkta, şeytana bicilen rolun farklılığından kaynaklanmıştı.

– Kur’an’ın Hıristiyanlık konusunda cok net bilgiler icerdiğini gordum. Hz. İsa’dan bahsederken Allah’ın değil, “Meryem’in oğlu” diyor. Hıristiyanların, teslis inancının yanlış olduğunu acıkca ifade ediyor. Yeri gelmişken bu konuda bir hatıramı paylaşmak istiyorum. Gecenlerde, İncil’le ilgili haftalık dersler veren bir kiliseye gittim. Hz. İsa’ya hem baba, yani yaratıcı hem de oğul diyorlardı. Nasıl bir kişi hem baba hem de oğul olur, diye sordum. “Bu imanî bir meseledir. Akıl ile izahını yapamayız. İncil’de anlatıldığı gibi inanırız” dediler. İncil’de, Hz. İsa’nın “baba” diye kendisinden başka birine dua ettiğini gosteren iki ayeti onlarla paylaştım. Bana cok kotu baktılar. Hic hoş karşılamadılar soylediklerimi. Farklı goruşe acık olmadıklarını anladım. Bir nevi koyun gibiler. Kendilerini teselli etmek icin ders alıyorlar. Kilisenin anlattığını sorgulamadan kabul ediyorlar. İki defa toplantılarına katıldım. Bir daha da devam edemedim.

– Koyun benzetmen ilginc. Kur’an da benzer bir tabirle, inkÂr edenlerin koyun gibi atalarının inanclarını takip ettiklerini ve kendilerine gelen yeni mesaja kulak vermediklerini soyluyor: “O inkÂrcıların hÂli, cobanlarının bağırıp cağırmasından başka bir şey anlamayan hayvanlara benzer. Onlar sağırdırlar, hakkı işitmezler; dilsizdirler, hakkı soylemezler; kordurler, hakikati gormezler. Peygamberin tebliğ ettiklerini duşunup anlamazlar.” (Bakara Suresi, 2:171) O derse ben de katılıp Kur’an’daki tevhidi anlatsaydım, beni recmederlerdi herhÂlde!

– Bence de hÂlin yaman olurdu. Rasyonel biri olarak, İslam’ın Hıristiyanlığa gore daha makul bir din olduğunu kabul ediyorum. Sacma bir şeyi insana dayatmıyor. İnananları, duşunmeye davet ediyor; oysaki Hıristiyanlık, aklınızı atın, diyor. Kur’an’ın tam tersini yapıyor. Benim gibi insanlar icin kabul edilir bir şey değil.

– Doğrusunu soylemek gerekirse ben senden daha cok Hıristiyanların durumuna şaşırıyorum. Akıl, ilim ve burhanın hÂkim olduğu bir asırda, iki milyarı aşkın insanın, aklen kabulu imkÂnsız olan teslise inanmalarını anlayamıyorum. Şimdiye kadar, insanları uyutarak teslis inancını devam ettirmişler. Bundan sonra işleri cok daha zor. Kitle iletişim araclarının yaygınlaşması, insanların teslisteki sacmalığı anlamasını hızlandıracak sanırım.

– Kur’an’ı okurken başka bir nokta dikkatimi cekti: MukÂfat dağıtılırken dışlayıcı olmaması. Allah’a inanıp guzel amel işleyen herkesin mukÂfat goreceğini soyluyor. Oysa Hıristiyan ve Yahudiler sadece kendilerinin cennete gideceğini iddia ediyorlar. Bu konuda Kur’an’ın daha kapsayıcı olduğunu anladım.

– Doğru soyluyorsun. Kur’an, tek Allah’a iman edip guzel amel edenlerin mukÂfat goreceğini şoyle acıklıyor: “İman edenler ile Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve SÂbiîlerden (diğer din mensuplarından) kim Allah’a ve ahiret gunune gercekten iman ederek guzel işler yaparsa, onların Rableri katında mukÂfatları vardır. Onlar icin hicbir korku yoktur; onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 2:62)




-alıntı-




__________________