Allah Teala'yı tanımanın gerekliliği hakkındaki bu birkac hadisten sonra şimdi de konuyu akli yonden kısaca inceleyelim.
Allah Teala'yı tanımanın gerekliliği kelam ilminde akli yonden ele alınmış ve bu gibi araştırmaların gerekliliği icin bircok akli delil zikredilmiştir. Biz sadece bunların bazısına işaret edeceğiz:
Birinci Delil:
Fıtrattan Kaynaklanan Bilinclenme İcgudusu
İnsanı Allah Teala'yı tanımaya ve onu bu gibi konularda araştırma yapmaya zorlayan şey, onun kendi yaratılışı ve fıtratıdır. Başka bir deyişle insan aklı kendi zatında bulunan icgudulerle bu tur araştırmalara girmiş ve girmek zorundadır da.
O icgudulerden birisi, insanın bilinclenme icgudusudur. Bu icgudu istisnasız her insanda vardır. İnsanoğlu dunyaya geldiği andan itibaren etrafında bulunan varlıkların ne olduklarını, onların ve kendisinin nasıl meydana geldiğini ve sonunda ne olacaklarını anlamaya calışır. Bunu kavramak onun icin en buyuk amac sayılmaktadır. Bu icgudu ta cocukluktan insanda uyanmaya başlar. Cocuğun baba ve annesini soru yağmuruna tutması, işte bu icgudunun zorlaması sonucudur. Elbette bu icgudu her şahısta var olmasına rağmen, butun insanlarda eşit derecede olmayabilir ve her donemde calışma alanı değişebilir. Orneğin, cocukluk yaşlarında cocuğu basit şeyleri oğrenmeye zorlayan bu icgudu, daha sonraları derinleşerek insanı daha derin ve ağır şeyleri bilmeye zorlar. İşte insanı Allah Teala'yı tanımaya ve bu gibi konularda araştırma yapmaya iten en buyuk etken de bu duygudur. Cunku, kavrayış seviyesi yukselen her insanın zihninde bu defa; "Ben neyim? Bu alem nedir? Nereden geldik? Bizi var eden biri var mı? Nereye gideceğiz?" gibi sorular doğar ve bunlara muspet veya menfi bir cevap buluncaya kadar rahat edemez. O halde insan aklı, yaratılışı gereği Allah'ı aramak zorundadır.
İkinci Delil:
Muhtemel Zarardan Kacınma Duygusu
İnsanı bu sahada araştırmaya zorlayan ikinci bir etken de, yine insanın kendi yaratılışında bulunan muhtemel zarardan kacınma ve muhtemel bir yararı elde etme duygusudur. Yani, insan aklı, doğuştan herhangi bir zarar ihtimali olduğunda, ozellikle de onemsenecek bir zarar olduğu soz konusu ise, onu onleyici tedbirlere baş vurur. Muhtemel bir yararla karşılaşınca da onu elde etme yollarını araştırır. Bu duygu ve aklın bu hukmu hepimizde bulunmaktadır. Orneğin, muhtemel bir deprem veya sel karşısında tedbir almamız veya ihmalkarlıktan dolayı muhtemel bir yararı kacırdığımızda kendimizi kınamamız, bu duygudan ve aklın bu hukmunden kaynaklanır.
Bu duyguya sahip olan insan, bir takım cok muhterem, sadık, durust ve son derece ustun akıl ve bilgi sahibi olan insanların, Allah tarafından gonderilen peygamber olduklarını iddia ederek, insanları O'na iman getirip, O'nun emirlerine itaat etmeye davet ettiklerini, O'na inanıp itaat edenler icin buyuk mukafatların, kafir olup isyan edenler icin de buyuk ve acı verici azapların olduğunu ileri surduklerini, ustelik hem onların kendilerinin bu yolda istikrarlı olduklarını, hem de doğru, akıllı, bilgin kimselerin onlara iman edip uyduklarını gorduğunde, ister istemez icerisinde onların sozunun doğru olabileceği ihtimali doğar ve bu nedenle kendi yaratılışında bulunan bu duygusu gereğince aklı, ona bu konuda gereken araştırmayı yapıp tedbirli olmasını emreder. İşte bu duygu, insanı ozel olarak Allah Tebareke ve Teala, genel olarak da din hakkında inceleme yapmaya zorlayan, insanın kendi yaratılışından kaynaklanan ayrı bir etkendir.
Ucuncu Delil:
Şukran Duygusu
İnsanı Allah Teala'yı tanımaya iten bir diğer etken de, insanın iyilik karşısında minnettar olma duygusu ve insan aklının, her iyilik ve nimet karşısında iyilik yapana ve nimet sahibine teşekkur etmenin gerekliliğine dair olan hukmudur. İşte bu duygu ve aklın bu hukmu gereğince, her insan kendisine yapılan iyilik karşısında minnet duyar ve iyilik yapana teşekkur eder.
Ote yandan insanoğlu, dunyaya gozunu actığı andan itibaren kendisinin yararlanması icin hazırlanan nimetlerin sayılmasının imkansız olduğunu gorur ve ister istemez sahip olduğu bu duygu gereğince aklı, ona bu nimetlerin sahibine teşekkur etme emrini verir. Nimet sahibini tanımadan da ona teşekkur etmek mumkun olmadığından; aklı onu bu nimetleri kendisi icin hazırlayanı tanımak ve bu konuda araştırma yapmak zorunda bırakıyor. İşte boylece insan nimet sahibini tanımayı araştırmaya koyulur.
Buna gore, insanın Allah Teala'yı tanıma isteği ve genel olarak dini araştırması onun kendi akli yapısı ve fıtratında bulunan duygulardan kaynaklanır.
__________________
Allah Teala'yı Tanımayı Zorunlu Kılan Akli Deliller
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Allah Teala'yı Tanımayı Zorunlu Kılan Akli Deliller