Enaniyetin, yani kendini ustun gormenin bir başka turu de gizli enaniyettir. Gizli enaniyete sahip kişiler, tavır olarak klasik enaniyetlilerden farklıdırlar. Aralarındaki en buyuk fark, enaniyetli kişinin dışarıdan cok rahat fark edilebiliyor olması, fakat gizli enaniyete sahip olanların zaman zaman dışarıdan anlaşılmasının mumkun olmamasıdır.
Enaniyetli kişiler enaniyetlerini dışarı vurmaktan, acık acık buyuklenmekten cekinmezler. Ancak diğerleri enaniyetlerini gizlerler. Şeytani bir zekaya sahip olan bu kişiler, enaniyetlerinin anlaşılmaması icin buyuk caba harcarlar. Burada elbette ki akla şoyle bir soru gelebilir: Bu kişiler enaniyetlerini neden gizlerler? Bunun icin neden yoğun bir enerji harcarlar?
Bunun nedenleri ceşitlidir. Klasik enaniyetlilerden farklı olarak daha zeki olan bu kişiler, aslında neyin doğru, neyin yanlış olduğunun farkındadırlar. Bu nedenle de, enaniyetli bir tavrın diğer kişilerde olumsuz bir etki uyandıracağını, doğal bir ofkeye sebep olacağını bilirler. İnsanların rızasına da son derece onem verdikleri icin, onların beğenisini kaybetmemek amacıyla enaniyetlerini gizleme yoluna giderler. Mutevazi olmanın bir meziyet olduğunu bildikleri icin, oyle gorunmeye calışırlar.
Bu kişiler gizli gizli “en akıllı”, “en haklı” olanın kendileri oldukları kanaatindedirler. Kendi gozlerinde kendilerini neredeyse ilahlaştırmışlardır. Bu durumda herhangi bir eksikliği ya da hatayı gururlarına yediremezler. Dolayısıyla dışarıya, yani diğer insanlara karşı hicbir “acık” vermemeye gayret ederler. Bu nedenle de, kendilerinin enaniyetli bilinmelerini hic istemez, bu ozelliklerinin bilinmesinden buyuk bir utanc duyarlar. Yalnızca Allah’tan korkmaları, O’ndan sakınmaları gerekirken, insanların rızalarını kaybetmekten korkarlar.
Bu kişilerin en hoşlandıkları şeylerden biri de, insanlarla icten ice, gizlice alay etmektir. Bu yolla kendi nefislerini tatmin etme niyetindedirler. Her zamanki gibi, bunun da dışarıdan anlaşılmamasına dikkat ederler.
Enaniyetlerini gizleme taktikleri ise oldukca şeytanidir. Oncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bu kişiler bulundukları ortamda en ideal kişi izlenimi uyandırmaya calışırlar. İnsanların onları “temiz kalpli” bilmeleri onlar icin hayati konulardan biridir. Bu nedenle kendilerini kusursuz ve masum tanıtmaya ozen gosterirler. Boylelikle insanların takdir ve beğenisini kazanmak, insanların gozunde yucelmek ve bu sayede icten ice enaniyetlerini beslemek isterler.
Enaniyetli kişilerin kendilerini surekli olarak ovmeleri ve on plana cıkarmalarının yanında, gizli enaniyete sahip olanlar kendilerini bu kadar cok ovmeyebilirler. Onların planları daha ince, daha doğrusu daha şeytanidir. Coğunlukla başkalarının kendilerini ovecekleri doğal ortamlar oluştururlar.
Bu tip enaniyet cok tehlikelidir; adeta bir buzdağı gibidir. (Gorunen kısmı dıştan anlaşılmayan kısmıyla kıyaslandığında cok kucuk kalmaktadır.) Klasik enaniyetli kişilerin tavırları kolayca fark edildiği icin onlardan sakınmak, onlem almak mumkundur. Ancak enaniyetlerini gizleyenlerin durumları daha farklıdır. Onların enaniyetleri gec fark edilir. Boylece onlara oğut vermek, icinde bulundukları durumu anlatmak daha zor olur.
Bu tip kişiler genelde iyi bir mevki ya da sorumluluğun ardından boyle bir ruh haline girerler. Daha doğrusu iclerindeki hastalık, boyle durumlarda iyice pekişir. Sorumluluğun, kendilerindeki ustun ozelliklerden dolayı verildiğini duşunurler; onları bunun aksine inandırmak da cok zordur. Ozellikle bu gorevde başarılı olurlarsa, iclerini iyice kibir kaplar.
Gizli enaniyetin ortaya cıktığı daha pek cok alan vardır. Orneğin dış gorunuşte tevazulu olan makam sahibi bir insan, bu makamını kaybettiğinde bir anda kendinden hic umulmadık bir ruh haline girebilir. İcine kapanık, ezik ve durgun bir yapı gosterebilir. İşte bu, onun enaniyetinin en onemli belirtisidir. Tevazu sahibi bir kişi mal, makam, mevki gibi ozelliklerin verilmesi veya alınması durumunda tavrını değiştirmez. Cunku hepsinin hayırlı olduğunu bilir ve icinde bulunduğu konumda Allah’ı hoşnut etmek icin uğraşır. Aksi bir tavır gosteren insanın ise prestije, itibara onem verdiği, dolayısıyla kibirli bir yapısı olduğu anlaşılır.
Tevazulu bir insan gayet sade bir kişiliğe sahiptir, rahatsız edici hicbir yonu yoktur. Ancak belirtmek gerekir ki, abartılı tevazu gosterileri de enaniyetin onemli bir belirtisidir. Cunku icinde gizli bir enaniyet buyuten kişi, tevazulu olmanın takdir edildiği cevrelerde sahte bir tevazu takınarak insanların hoşnutluğunu, takdirini, beğenisini kazanmak ister.
Gizli enaniyet daha once de belirtildiği gibi beklenmedik anlarda ortaya cıkması sebebiyle onemli bir tehlike arzeder. Etrafındakiler, kişinin ilk defa karşılaştıkları bu gercek yuzu karşısında şaşkınlığa duşerler. Orneğin cevresinde enaniyetsiz olarak bilinen biri hata yaptığı ya da eleştiri aldığı bir anda cok ofkelenip, kontrolsuz hareketler yapabilir. Bunun sebebi hatasının diğer insanlar tarafından oğrenilmesidir; bu durum cok ağırına gitmiştir. Enaniyetinin o gune kadar ortaya cıkmamasının sebebi ise, cıkarları ile catışacak bir durumun oluşmamış olmasıdır. Ancak şimdi insanların gozunde tum prestijinin sarsıldığını duşunur ve oyle tavırlar gosterir ki icindeki butun buyuklenme ve azgınlık meydana cıkar.
Gizli enaniyet ahlaki bozukluklar ile de kendini belli edebilir. Kişi kendi eksikliği ortaya cıkmasın diye yalan soyleyebilir ya da ustun konuma gelmek icin başkalarının kusurlarını ortaya cıkartmaya calışabilir. Hata yapmaktan şiddetle korkar. Bir eksikliğinin anlaşılması durumunda kendini acındırarak ya da ağlayarak şahsına gelebilecek muhtemel tepkileri uzaklaştırmaya, boylece nefsini korumaya calışır.
Enaniyetli kişiler hoşnutsuzluklarını sessiz protestolara başvurarak, ‘trip atarak’, bozularak, kuserek, etrafındakileri tersleyerek ifade ederler. Dolayısıyla herkes bu belirtileri gorduğunde enaniyetli bir tavırla karşı karşıya olunduğunu anlayabilir. Oysa gizli enaniyette bu sayılanların hemen hemen coğu yoktur. Gizli enaniyet taşıyan kişiler dışarıdan bakıldığında neşeli, canlı, normal bir kişi gibi gorunurler. Gunluk hayattaki tepkileri de genel olarak doğaldır. Hatta bazı konularda tevazunun taklidini cok iyi yaptıkları icin gercekten oyleymiş gibi de bilinebilirler. Fakat bu tip insanların en belirgin ozellikleri, kendilerini gozlerinde cok buyutmeleridir. Mesleklerinde, okullarında, bulundukları ortamda veya uzerinde calıştıkları konuda ‘en iyisi’ olduklarına inanmışlardır. Bu durum bilincaltlarına iyice işlemiştir. Yukarıda da anlatıldığı gibi, dışarıdan buna ters duşebilecek bir tepki aldıklarında bu kişilerin durumu ortaya cıkar; aniden saldırgan davranabilir, sinirlenebilirler. Haklarının yendiğini duşunerek kendi iclerinde karmaşık bir ruh hali yaşamaya başlarlar. Bu da bahsedilen kişilerin ‘bam telleri’nin olduğunu gostermektedir. Bam tellerine dokunulduğu anda, enaniyetleri ortaya cıkar ve aniden bir nevi ‘delilik’ gosterisine başlarlar.
Gizli enaniyete sahip, kendilerini surekli temize cıkarmaya calışan kişiler, belki bir muddet kalplerindeki gurur ve kibiri insanlardan saklayabilirler ama Allah kalplerindekini en iyi bilir ve mutlaka ortaya cıkartır. Nitekim bir ayette de buna şoyle dikkat cekilir:
Şuphesiz ki, Allah, onların saklı tuttuklarını ve acığa vurduklarını bilir; gercekten O mustekbirleri sevmez. (Nahl Suresi, 23)
Anlatılan her iki grubun en onemli ortak noktalarından biri, kacınılmaz olan mutlak sonlarıdır: Cehennem. Kuran’da dunya hayatında Rabbimize karşı buyuklenenlerin -gizli veya acık enaniyetli olması ayırt edilmeden- nasıl bir sonla karşılaşacakları bircok ayette haber verilmiştir. Bu ayetlerden bir tanesinde şoyle buyrulmaktadır:
Oyleyse icinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Buyukluk taslayanların konaklama yeri ne kotudur. (Nahl Suresi, 29)
__________________
Enaniyet - Gizli Enaniyet
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Enaniyet - Gizli Enaniyet