B i s m i l l  h i r r a h m a n i r r a h i m
EsselÂmu aleykum..

Konu : Kuran’ı Kerim “Mecid’tir”

Gercek olan şudur ki bizim kurtuluşumuz Kuranı Kerime ve Peygamber efendimize saygı ve itaatimize bağlıdır. Aksi halde ahiret guzelliklerinden nasibi olmayanların yanında yer alırız. Allah’a c.c. şukurler olsun ki muminler bu Âyetlere inanmışlar, İlÂhi Kanunlara boyun eğmişlerdir. Evet Allah’ım iman ettik diyen Muminler, Yuce Allah’a meleklerine ve coğu da peygamberlerini gormedikleri halde tam itaatle biz de varız ve hakkıyla teslim olanlardanız demişlerdir.

“Din duşmanları KıyÂmet ne zamanmış, kemikleri nasıl bir araya getirecekmiş diye sorarlar. Parmak uclarına kadar aynen yaratacağız.” (KıyÂmet sûresi 3. ve 4.Âyetler)

Bu Âyeti kerimede, gozden kacmaması gereken, onemli bir husus olan parmak ucları buyruğudur. Cenabı Allah, neden ozellikle bu kelimeyi bize hatırlatmış?

Cunku yeraltında yatan milyarlarca insan ve yer ustundeki milyarlarca insanın, hatta ikizlerin bile parmak izleri (cizgileri) farklıdır. Kesinlikle aynı değildir.

İşte parmak uclarındaki Cizgileri bile aynen yaratacağını bildirmesi, Allah’u TeÂlÂ’nın onemli mucizelerinden biridir.

“Onları sarsmasın diye yeryuzune bir takım dağlar diktik.” (Enbiya sûresi 31. Âyet)

“Gokyuzunu sağlam bir tavan gibi yaptık.” (Enbiya sûresi 32. Âyet)

“Ustunuze yedi sağlam gok bina ettik.” (Nebe sûresi 12. Âyet)

Yukarıdaki Âyeti kerimeler ise yer yuzunde oluşacak sarsıntıları azaltmak ve Gokyuzunden gelecek zararlıışınların Dunya’ya ulaşmasını onleyen, Atmosfer ve ozon Tabakaları ile ilgilidir.

Bazı mufessirler ise; gok yuzundeki butun cisimleri, yuce Allah’ın varlığının ve kudretinin birer delili olarak yorumlamaktadırlar.

Diğer bir mucize ise: CenÂbı Allah, yarattığı butun kullarının ses yapısını farklı tonlarda yaratmıştır.

Dolayısı ile telefon goruşmemizde kiminle konuştuğumuzu, coğunlukla ses tonundan tanırız. Arkamız donuk ise veya goremediğimiz tanıdık kişileri de, yine ses tonlarından kim olduklarını anlarız.

İleride, yazılı diğer gerceklerin dışında, bizim aklımızın henuz algılayamadığı ve bilimin acığa cıkaramadığı cenabı koyduğu sayısız kanunlar, buyruklar ve yaratıklar, milyonlarca yıldır hizmetlerini hic aksatmadan surdurmektedirler.

Bize yaklaşık 15 asır once bildirilmiş olmasına rağmen, bazılarını daha yeni anlamaya calışıyoruz.

Bu kanunlar ve yaratıklar hizmetlerini ve gorevlerini tam itaatle aksatmadan yerine getirirken, diğer taraftan Allah c.c. buyruklarından habersiz olup, hic bir şey yaratamazken kendilerinin de yaratık olduklarını unutmuş olanlar, cok akıllı gecinen ve zaman zaman Muslumanları ve Kuran’ı Kerimi hafife alan kişilerin de aralarında bulunduğu insanların cıkardığı ve aynı zamanda coğunluk esasına gore kabûl edilmiş kanunların en cok kac yıllık omru vardır dersiniz? 50 yılı gecmez.

Gulunc veya işlevsiz duruma duşeceğinden derhal değiştirilmektedir ve oyle de olması gerekir. Ornek verecek olursak; Biz zamanında cebimizde milyonlarca lira taşırken, 5-10-50 lira ağır para cezası gibi kanunlar değiştirilmiştir.

Cebindeki bir dolar yuzunden hapsi istenen, Turk parasını koruma kanunu da 1980 yılında değiştirilmek zorunda kalınmıştır. Ayrıca o donemlerde cok anlamsız olan, yurt dışına bir defadan fazla cıkamaz yasağı da vardı. Cıkma zorunluluğu olursa bir takım burokrasi engelinden gecilmesi gerekiyordu.

Şimdi herkesin cebinde doviz, her koşede doviz burosu vardır. İsteyen de istediği kadar yurt dışına cıkabiliyor. Daha bir cok ornek verebiliriz. Yani insan aklının koyduğu kanunlar, zamanla eskimektedir ve değiştirilmek zorundadır.

İşte kıyamete kadar Kuran’ı Kerimin eskimeyeceğini, kesinlikle değiştirilemez olmasını ve yonlendirilemeyeceğini bize bildiren Âyeti Kerimelerde şoyle buyurmaktadır ;

“Rabbinizin sozu, doğruluk ve adÂlet bakımından tamamlanmıştır. İşiten ve bilen de O’dur.” (Enam sûresi 115. Âyet)

“Senden once gonderdiğimiz peygamberler hakkındaki kanun da budur. Bizim kanunumuzda hicbir değişiklik bulamazsın.” (İsra sûresi 77. Âyet)

“Allah’ın kanunlarını değiştirmeye asla imkan bulamazsınız.” (Ahzab sûresi 62. Âyet)

“Allah’ın kanununda ne bir değişiklik bulursun, ne de Allah’ın kanunlarında bir sapma bulursun.” (Fatır sûresi 43. Âyet)

“Allah’ın oteden beri kanunu budur. Allah’ın kanunlarında asla bir değişiklik bulamazsınız.” (Fetih sûresi 23. Âyet)

“Eğer doğru iseler onun benzeri bir soz meydana getirsinler.”(Tûr sûresi 34. Âyet)

O halde bir Musluman’ın, Kuran’ı Kerimdeki yap yapma hususundaki Âyetleri aynen uygulaması gerekir. Yukarıdaki Ayeti kerimelerin Arapca aslındaki “tebdile” değiştirme, “tahvile” yonlendirme anlamına gelir. Yonlendirmeyi şoyle acıklayabiliriz;

Otoyolda ki bozukluktan dolayı bakım, tamirat veya başka nedenden dolayı sağa gecici bir servis yolu acılır ve araclar bakım bitinceye kadar o yola yonlendirilir ve ileride tekrar otoyola bağlanır. Kuran’ı Kerim bozulmayacağı ve eskimeyeceği icin, yonlendirilmeyi ve değiştirilmeyi kabul etmez.

Yaklaşık aradan on beş asır gecmiş olmasına rağmen Kura’nı Kerimde ki buyruklardan hic biri bugunku yaşantımıza ters duşmemektedir. O, insanlar icin bir ışıktır. Tersini bekleyenlerin elleri hep boş kalmıştır. Yani insanoğlunun şimdi ve ileride ulaşacağı medeniyetler Kuranı Kerimi hic aşamayacaktır.

Cenabı Allah muminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dunyanın ve ahiretin guzelliklerini nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşcakalın… Mekkavi
__________________