Bazı insanlar vardır, pek cok yonden cok guzel ozelliklere sahiptirler, ancak bu ozelliklerine rağmen cevrelerindeki insanlar uzerinde yeterli bir beğeni oluşturamazlar. Hatta coğu zaman kimsenin dikkatini dahi cekmez, sıradan bir insan gorunumunde olurlar.

Oysa ki bir insan gercekten ustun niteliklere ve gercekten değerli bir ruha sahipse, bu ozellikleri, cevresinde mutlaka fark edilir ve takdir toplar.

Dolayısıyla eğer ortada burada anlatıldığı gibi bir durum varsa, bunun olası sebeplerinden biri, diğer tum guzel ozelliklerinin yanı sıra, bu insanın temelde ‘kof’ bir kimse olmasıdır.

‘Kof’kelimesi, mecazi olarak ‘aklı ve ilmi olmayan; kafası, ruhu boş, değersiz, cahil, bilgisiz insanları’ ifade eder.

Ancak ‘cahil’, ‘bilgisiz’ ya da ‘boş’ derken ‘kof’ olarak nitelendirilen insanların, mutlaka tahsili olmayan, gorgusuz kimseler olması gerekmez. Bu kelimelerle kastedilen, soz konusu kişinin ‘ruhunda var olan boşluk’tur. Yoksa cok engin bir bilgi birikimi olan, kariyer sahibi ve yuksek eğitimli bir insan da aynı şekilde kof bir kimse olabilir.

Bu gibi insanlar, ruhlarını tam olarak eğitememiş, ceşitli inceliklerle, guzel ozelliklerle ruhlarını susleyip dolu hale getirememiş kimselerdir. Bu nedenle de uzerinde bir kofluk hakimdir. İnsanların dikkatini cekecek, beğenilerini toplayacak bir elektrik yoktur. Ancak daha da onemlisi, kofluğun meydana getirdiği sıradan ve itici gorunumun onemini fark edememişlerdir. Bu yonde bir eksiklikleri olduğunun şuurunda olmadan, var olan maddi ya da fiziksel ozellikleriyle insanlar arasında yer edinmeye calışmaları ve insanların bunlardan cok daha onemli bir şeylerin peşinde olabileceklerini anlamamaları ise onları daha da itici hale getirir.

Bu gibi insanların guzel olan ozellikleri bile, ruhlarındaki kofluğun etkisiyle silikleşir. Orneğin fiziksel acıdan dikkat cekici bir insanın, her ne olursa olsun bu yonleriyle beğeni toplaması beklenir. Ancak koflukta, bu kimse alelade bir insan gorunumu alır. Uzerindeki insani heybetin eksikliği, onu sıradan, vasat bir insan gorunumune sokar.

Bunun yanı sıra bazı insanlar da vardır ki, cok fazla guzel vasfa sahip olmamalarına rağmen, sadece sahip olduklarıyla dahi insanlar uzerinde ciddi bir etki meydana getirirler. Bu, soz konusu insanların kişiliklerinden kaynaklanmaktadır. Akıllarını kullanarak, uzerlerinde hoş bir elektrik oluştururlar. Konuşmalarıyla, yorumlarıyla, tavırlarıyla, tepkileriyle kaliteli bir ruha sahip olduklarını ortaya koyarlar. İşte bu kimseler, ‘dolu insanlar’dır. Kimi zaman detaylı incelendiğinde, bu kimselerin aslında ne tahsilleri, ne kariyerleri, ne de bilgileri acısından cok ustun ozelliklere sahip olmadıkları gorulur. Ancak bu kimseler, insanı guzelleştirecek olanın, asıl olarak ruhta, yani kişiliklerinde olduğunu kavramış olan insanlardır. Dolayısıyla da, sahip olmadıklarından dolayı bir rahatsızlık duymak yerine, sahip oldukları en guzel yonlerini yani ruhlarını en iyi şekilde kullanan insanlardır. Nitekim ruhen zengin, kaliteli ve dolu bir insan, fiziksel acıdan cok daha sıradan bir gorunume sahip olsa bile, uzerinde muthiş bir insani heybet oluşur ve bu kişi bulunduğu yerdeki en dikkat ceken, en cok beğeni toplayan, en hayranlık uyandıran kişi konumuna gelir.

Kaliteli bir ruha sahip olan dolu bir insan, dunya hayatını en guzel ve en anlamlı şekilde yaşayabilen insandır aynı zamanda da. İnsan ruhundan, sevgiden, muhabbetten, dostluktan, sadakatten, dunya nimetlerinden en fazla zevki bu insanlar alır. Cunku bu kimseler kendi ruhlarını iyi kullanabildikleri gibi, kendileri gibi dolu insanlarla da en guzel diyaloğu kurabilen, en derin bağlantıyı sağlayabilen insanlardır. Allah'ın yarattığı tum varlıklardaki guzellikleri en iyi şekilde fark edebilen, insanların guzel ozelliklerini en iyi takdir edebilen, ‘dolu insan’ olarak ifade edilen kimselerin bu yonlerini en iyi gorebilenler de yine bu insanlardır.

Kof insan ise, tum bunlardan neredeyse habersiz bir hayat surer. Kendisiyle dolu bir insan arasındaki farkı goremez. Aralarındaki kıyası yapamaz ve karşısındaki kişinin değerini kavrayamaz.

İnsan ruhunu dolu hale getirecek, guzelleştirecek, zenginleştirecek ve kofluktan kurtaracak şey ise, ‘samimi iman, samimi Allah sevgisi ve Allah korkusu’dur. İnsan, imanındaki derinlik olcusunde kofluktan, yuzeysellikten, ruhundaki boşluktan kurtulur. Kofluktan kurtulan, ruhu zenginleşen insan ise, aldığı derinlik ile birlikte tum hal ve tavırlarında, konuşmalarında buyuk bir değişim yaşar. Ruhundaki zenginlik sozlerine ve tavırlarına yuzlerce guzel sus katar. Ve bu ruh zenginliği de kişinin ahlakına, kişiliğine, hayatının her anına yansır.
__________________