BOMBOŞ AMELLERE KENDİNİ KAPTIRAN VE RUHU ŞEYTAN TARAFINDAN CALINAN BAZI İNSANLAR...
Cevrenizdeki insanların gozlerine bir bakın. Bazıları adeta derin bir uykuda gibiler. Sabah yataklarından hızla kalkıp koştura koştura işe gidiyorlar. Servise ya da otobuse bindikleri anda gozlerini kapatıp uykuya dalıyor, işyerine vardıklarında gozlerini acıyorlar. Bilgisayarlarının başına oturup kahvaltılarını ettikten sonra muthiş bir koşturmaca başlıyor. Telefonlar, mailler derken oğlen oluyor. Oğle yemeğinin ardından yine masa başına donup akşama kadar calışıyorlar. Akşamda yine servislerine binip, trafikle boğuşup yorgun argın evlerine varıyorlar.
Eve varıldıktan sonra yemeğin ardından koltuklarına kurulup buyulenmiş gibi her gun dizilerin başına oturuyorlar. Adeta robot gibiler, beyinlerini dondurmuş, duşunmeden, aklatmeden her gunu aynı şekilde yaşıyorlar. Gun akşam kanepede dizi izlerken uyuklayarak bitiyor. Yorgun argın yatağa giren her beden ertesi gun yine aynı sırayla aynı işleri yapmak uzere uykuya dalıyor. Oysa olum tam anlamıyla kapıda bekliyor. Belki yarın, belki daha da yakın. Ama gaflet icindeki bu insanlar olumu, ahireti, hesap gununu, Allah’ın rızasını hic ama hic duşunmeden nerdeyse tum omurlerini işte boyle tuketiyorlar.
Bu insanlar oyle derin bir gaflet icindeler ki, kendilerini yaratan, kendilerine can veren Allah’ı hic fark edemiyorlar. Her gun onlara uyandıklarında can verenin Allah olduğunu, tum kainatın kontrolunun Allah’ta olduğunu, surekli kendilerine nimet verdiğini bir kere bile duşunmuyorlar. Allah her gun onlara bakıyor, yediriyor, iciriyor, doyuruyor, temizliyor, sayamayacakları kadar cok nimet veriyor. Cocuklar, evler, arabalar, her turlu zorlukta yanlarında olan aile uyeleri ve dostlar veriyor. Ama onlar gun icinde bir kere bile Allah’ı anmıyorlar, ibadetlerden yuz ceviriyorlar, şukretmiyorlar. Sadece başları sıkıştığında dua ediyor, sıkıntıdan kurtulunca da hemen gaflete kapılıyorlar.
Bu insanların gozleri var ama gormuyor, kulakları var ama duymuyor, kalpleri var ama kaskatı, adeta taş gibi. Bu yuzden ruhları calınmış gibi. Kendilerini şeytana kaptırmışlar, bu dunyanın peşinden şuursuzca koşuyorlar. Mutluluğu, sevinci, guzelliği hep dunya hayatında arıyorlar. Ve her seferinde de husrana uğruyorlar.
Andolsun, cehennem icin cinlerden ve insanlardan cok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gozleri vardır bununla gormezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
Şuursuzca yaşayan bu insanın tek istediği bu dunyada iyi bir kariyer yapmak, en iyi universiteyi bitirmek, mutlaka cocuk sahibi olup onlarla ovunmek, cocuklarını itibar sahibi universitelerde okutmak, yine ovunecekleri bir eşe sahip olmak, iyi bir araba, ev ve yazlık sahibi olmak... işte butun hayatlarının amacı bu birkac maddeyi elde etmek uzerine kuruluyor. Onlar derin bir gaflet icinde, Allah’ı unutarak dunyevi amacların peşinden koşarken olum de hızla yaklaşıyor. Hesap gunune her gun bir adım daha atarak ilerliyorlar. Onlar buyuk bir ic sıkıntısıyla birlikte zorlama gulup eğlenmeye calışırken, surekli nefislerini eğlendirme peşinde koşarken, cehennem de buyuk bir uğultuyla onları bekliyor. Şeytan da bir koşeden saptırdığı insanların nasıl mahfolduğunu zevkle seyrediyor. Dunya hayatına aldanan, Allah’ı ve ahireti unutan bu insanları sonsuza kadar icinde kalacakları bir azap yurdu bekliyor.
Size verilen her şey, yalnızca dunya hayatının metaı ve susudur. Allah katında olan ise, daha hayırlı ve daha sureklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız? (Kassas Suresi, 60)
Bu dunya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence turunden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gercekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)
Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dunya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu gunleriyle karşılaşmayı unuttukları ve bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, biz de bugun onları unutacağız. (A’raf Suresi, 51)
İşte bu şuuru tam kapalı insan guruhunun yanında bir de hayatını son derece şuurlu geciren, Allah’ı tam anlamıyla fark eden ve bu gerceğe gore yaşayan insanlar da var. Bu insanlar hayatlarını Allah’a adamış, Allah rızası icin yaşayan, her gun, her an tebliğ yapan, ibadetlerle Allah’a sevgilerini gosteren, surekli şukreden, sabreden, kadere teslim olmuş insanlar bunlar. Gozleri ile her yerde Allah’ın guzelliğinin nasıl yansıdığını goruyorlar, dilleriyle surekli Allah’ı anıyorlar. Kalpleri Allah aşkıyla, Allah sevsisiyle dopdolu. Bu dunya icin değil ahiret icin yaşıyorlar. Nefislerinin peşinden koşmuyorlar. Bu dunyanın bir imtihan yeri olduğunu biliyorlar. Her an kaderlerinde kendileri icin belirlenen olayları yaşadıklarının farkındalar. Onların hayatlarında uzuntu yok, keder yok, sıkıntı yok, stres yok. Tevekkul var, sabır var, teslimiyet var ve derin bir huzur var. Şimdi soruyorum size, hic goren gozle, gormeyen goz bir olur mu? Hic duyan bir kulakla duymayan bir kulak bir olur mu? Hic surekli Allah’ı anan bir dil ile, hep susan bir dil bir olur mu? Peki ya Allah aşkı ile dolu bir kalp ile bomboş ve sevgisiz bir kalp bir olur mu? Bu iki insanın oldukten sonra gideceği yer aynı olur mu?
İman edip salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, icinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gercek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sozlu kim vardır? (Nisa Suresi, 122)
Ruhu şeytan tarafından calınan, hayatını bomboş amellerle tuketen her insan olup de hesap gununde yerinden kalktığında, bu gafletinden hemen sıyrılacaktır. İşte o zaman ne kadar buyuk bir yanlış yaptığının farkına varacak ve buyuk bir pişmanlık duyacaktır. Bu yuzden daha onumuzde omur varken mutlaka uzerimizdeki bu gaflet perdesini yırtmamız gerekir. Şeytana karşı dikkatli olup onun adımlarına uymaktan kacınmamız gerekir. Unutmayın ki şeytan milyonlarca insanı saptıracak ve onların doğru yollarının uzerine oturacaktır. Onemli olan gaflet icindeki insanın arasında değil, sayıları az olan, takva olan ve kalbini yalnızca Allah’ın rızasına cevirmiş insanların arasında olmaktır...
Yeryuzunde olanların coğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan soylerler.' (En'am Suresi, 116)
"Andolsun, sen bundan gaflet icindeydin; işte Biz de senin uzerindeki ortuyu acıp-kaldırdık. Artık bugun goruş-gucun keskindir." (Kaf Suresi, 22)
Gercekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin onceden takdim ettiklerine bakacağı gun, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe' Suresi, 40)
EBRU ALTAN
__________________
Bomboş amellere kendini kaptıran ve ruhu şeytan tarafından calınan bazı insanlar
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Bomboş amellere kendini kaptıran ve ruhu şeytan tarafından calınan bazı insanlar