Hocam, Cennette nasıl bir hayat var? Dunyaya benzeyecek mi? Sonsuz bir hayat olduğuna gore orada sıkılmayacak mıyız?" Mehmet Paksu cevapladı.

Cennete girmeden once mu'minler dunyada iken mevcut olan kin, kıskanclık, ofke ve hırs gibi benzeri kotu huylardan Peygamberimizin sunduğu Kevser suyundan temizlenecekler. Cunku Cennette zıtlıklar yoktur. Sırf guzellik, saf temizlik, elemsiz lezzet bulunacaktır. Dolayısıyla, icinden rahatsız edici ruh halleri ve kotu huyları cıkartılan insan neden sıkıntı duysun, nicin usanc ve bıkkınlık gostersin?

Bu haller orada soz konusu olsa bile, insanı Cennette sıkacak, usandıracak, rahatsız edecek bir şey yok ki, boyle durumlara duşsun? Bir kudsi hadiste Cenab-ı Hak, "Ben salih kullarıma hicbir gozun gormediği, hicbir kulağın işitmediği ve hicbir insanın kalbinden gecmeyen nimetler hazırladım" mujdesini veriyor.1 Oyle ki, şu anda hayalimize bile gelmeyen ve gelmeyecek olan nimetler hazırlanmış Cennette...

Ayetlerin ve hadislerin bildirdiğine gore bakın Cennette neler var? Bir defa olum yok, yaşlanma yok, fakirlik yok, erkekler 33 yaşında, kadınlar 18 yaşındalar. İstediğiniz ve aklınızdan gecirdiğiniz her şey yanınızda, onunuzde hazır. Acıktınız, o anda gozunuze bir kuş ilişti, ona bir baktınız, kızartılmış olarak onunuze geliyor, yiyorsunuz, geride kalan kemiklerine, "Haydi uc!" diyorsunuz, kuş ucup gidiyor. Meyveli ağacın yanına gitmenize hic gerek kalmıyor.

İciniz cektiği an ağac ne kadar uzakta olursa olsun dalını size uzatıyor, ne tur bir meyve istiyorsanız, o meyveyi veriyor size. Meyveyi kopardığınız anda da yerine yenisi geliyor. Bir elbise canınız cekti diyelim. Yanınıza hemen ipekli bir elbise geliyor, giyiniyorsunuz. Bir şey mi icmek istediniz; bal ırmağı, sut ırmağı, Cennet şarabı ırmağı, tatlı su ırmağı yan yana akıyor. Bardaklar doluyor, Cennet hizmetcileri tarafından servis yapılıyor. Yolda gidiyorsunuz, bu ırmaklardan birini cağırdınız, bir bakmışsınız ki peşinizden akıp geliyor.

Cennette sadece insanlarla değil, taşlarla, ağaclarla, kuşlarla, gorduğunuz her şeyle konuşuyorsunuz. Hepsi de soylediklerinizi anlıyor ve isteklerinize cevap veriyor. Oturduğunuz sarayların altından ırmaklar akıyor. Cennet koşklerinin tuğlasının birisi altından, birisi gumuşten, birisi yakuttan, birisi de zebercetten inşa edilmiş...

İstediğiniz kadar yiyorsunuz, iciyorsunuz. Ne tukurme var, ne sumkurme, ne idrar var, ne de tuvalet ihtiyacı. Hicbir pislik yok Cennette. Yedikleriniz ve ictikleriniz misk gibi kokan bir ter şeklinde hicbir rahatsızlık vermeden vucuttan atılıyor. Soğuk, sıcak, hastalık dert hicbiri yok orada. Surekli ılık ve ferah bir iklim mevcut...

Cennette yiyeceğiniz meyveler dunyadakilere benzeyecek, fakat bu benzeyiş sadece meyvenin renginde ve isminde olacak; tadı, lezzeti butunuyle farklı, kıyas edilemeyecek derecede dunyada yediklerimizden leziz. Cennet ehli bir meyveyi yediği zaman, "Ben bu meyveyi dunyada da gormuştum" diyecek, alıştığı bir meyveyi yediği icin lezzet alacak, fakat tadının farklılığında ciddi bir yenilik gorecek.

Dunyada elimize lezzetli bir şey gectiği vakit, en cok endişe ettiğimiz şey, o lezzetin gecici oluşu ve devam etmeyeceği korkusudur. Bazen o lezzetin gideceğini duşunmek bile insana acı veriyor. İşte bir nimetin gercek anlamda nimet ve lezzet olması onun surekli ve ebedi olmasından geciyor. Cennette ise mu'minlerin kendileri ebedi oldukları gibi, sahip oldukları şeyler de ebedidir, sonsuzdur. Zaten Kur'Ân Cennet nimetlerini anlatırken, "ebedi" ifadesini sık olarak hatırlatır.

1. Muslim, Cennet:3.


ALINTIDIR....

__________________