PEYGAMBERLERE İHANET ETMEMEK

Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlu’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. (Enfal Suresi, 27)
PEYGAMBERLERİN ARALARINDA AYIRIM YAPMAMAK

Allah’ı ve elcilerini (tanımayıp) inkÂr eden, Allah ile elcilerinin arasını ayırmak isteyen, “Bazısına inanırız, bazısını tanımayız” diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler. İşte bunlar, gercekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır. Allah’a ve Resûlu’ne inananlar ve onlardan hic biri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nisa Suresi, 150-152)
PEYGAMBERLERE İTAAT ETMEK

Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elciye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa duşerseniz, artık onu Allah’a ve elcisine dondurun. şayet Allah’a ve ahiret gunune iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuc bakımından daha guzeldir. (Nisa Suresi, 59)
Biz elcilerden hic kimseyi ancak Allah’ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle gondermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah’tan bağışlama dileselerdi ve elci de onlar icin bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı. (Nisa Suresi, 64)

PEYGAMBERE KARşI GELİP ZORLUK CIKARMAMAK

Şuphesiz inkar edenler, Allah’ın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet acıkca belli olduktan sonra ‘elciye karşı gelip zorluk cıkaranlar’, kesin olarak Allah’a hic bir şeyle zarar veremezler. (Allah,) Onların amellerini boşa cıkaracaktır. (Muhammed Suresi, 32)
PEYGAMBERLERİ ANMAK, HATIRLAMAK

Guc ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da hatırla. (Sad Suresi, 45)
İsmail’i, Elyesa’ı ve Zulkifl’i de hatırla. Hepsi de hayırlı olanlardandır. (Sad Suresi, 48)

Sen onların soylediklerine karşı sabret ve bizim guc sahibi kulumuz Davud’u hatırla; cunku o, (her tutum ve davranışında Allah’a) yonelen biriydi. (Sad Suresi, 17)

PEYGAMBERLERE COK SAYGILI OLMAK

Ey iman edenler, Allah’ın Resûlu’nun huzurunda one gecmeyin ve Allah’tan sakının. şuphesiz Allah, işitendir, bilendir. Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi ustunde yukseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sozle bağırıp-soylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider. şuphesiz, Allah’ın Resûlu’nun yanında seslerini alcak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva icin imtihan etmiştir. Onlar icin bir mağfiret ve buyuk bir ecir vardır. şuphesiz, hucrelerin ardından sana seslenenler de, onların coğu aklını kullanmıyor. Eğer gercekten, yanlarına cıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri icin daha hayırlı olurdu. Allah, cok bağışlayandır, cok esirgeyendir. (Hucurat Suresi, 1-5)
PEYGAMBERLERİ SAVUNUP DESTEKLEMEK

Ki Allah’a ve Resûlu’ne iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu en icten bir saygıyla-yuceltmeniz ve sabah akşam O’nu (Allah’ı) tesbih etmeniz icin. (Fetih Suresi, 9)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ummi haber getirici (Nebi) olan elciye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, munkeri (kotuluğu) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yuklerini, uzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır. (A’raf Suresi, 157)

MELEKLERE İMAN ETMEK

Ey iman edenler, Allah’a, elcisine, elcisine indirdiği kitaba ve bundan once indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elcilerini ve ahiret gununu inkar ederse, şuphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır. (Nisa Suresi, 136)
BUTUN KİTAPLARA İMAN ETMEK

Ve onlar, sana indirilene, senden once indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar. (Bakara Suresi, 4)
GUNAHTAN SAKINMAK

Size yasaklanan buyuk gunahlardan kacınırsanız, sizin kusurlarınızı orteriz ve sizi 'onurlu-ustun' bir makama sokarız. (Nisa Suresi, 31)
Bilgin-yoneticileri (Rabbaniyyun) ve yuksek bilginleri (Ahbar), onları, gunah soylemelerinden ve haram yiyiciliklerinden sakındırmalı değil miydiş Yapmakta oldukları ne kotudur. (Maide Suresi, 63)

Gunahın acıkta olanını da, gizlisini de terkedin. Cunku gunahı kazananlar, yuklenegeldikleri nedeniyle karşılık goreceklerdir. (En'am Suresi, 120)

De ki: "Rabbim yalnızca cirkin-hayasızlıkları -onlardan acıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- gunah işlemeyi, haklı nedeni olmayan 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri soylemenizi haram kılmıştır." (A'raf Suresi, 33)

GUNAHIN HER TURLUSUNU TERK ETMEK

Gunahın acıkta olanını da, gizlisini de terkedin. Cunku gunahı kazananlar, yuklenegeldikleri nedeniyle karşılık goreceklerdir. (En’am Suresi, 120)
DUNYA HAYATINA KAPILMAMAK

Gercekten dunya hayatı, ancak bir oyun ve tutkulu bir oyalanmadır. Eğer iman ederseniz ve sakınırsanız, O, size ecirlerinizi verir ve mallarınızı da istemez. (Muhammed Suresi, 36)
Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar icin yaptıklarına karşılık olmak uzere kat kat mukafaat vardır ve onlar yuksek koşklerinde guven icindedirler. (Sebe Suresi, 37)

Mal ve cocuklar, dunya hayatının cekici-susudur; surekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. (Kehf Suresi, 46)

YOKSULLUK ENDİŞESİYLE COCUKLARI OLDURMEMEK

Yoksulluk endişesiyle cocuklarınızı oldurmeyin; onlara ve size biz rızık veririz. şuphesiz, onları oldurmek buyuk bir hata (suc ve gunah)dır. (İsra Suresi, 31)
NEFSİ İLAH EDİNMEMEK

Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim uzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini muhurlediği ve gozu ustune bir perde cektiği kimseyi gordun muş Artık Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektirş Siz yine de oğut alıp-duşunmuyor musunuzş (Casiye Suresi, 23)
KENDİNİ YETERLİ GORMEMEK

Kim de cimrilik eder, kendini mustağni gorurse, Ve en guzel olanı yalan sayarsa, Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız. (Leyl Suresi, 8-10)
NEFSİ KORUMAMAK, SAVUNMAMAK

Ki onlar, ufak tefek gunahlar dışında, gunahın buyuk olanından ve cirkin utanmazlıklardan kacınırlar. şuphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Oyleyse kendinizi temize cıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir. (Necm Suresi, 32)
NEFSİ ARINDIRMAK

Oyleyse guc yetirebildiğiniz kadar Allah’tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en buyuk yarar) olmak uzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Teğabun Suresi, 16)
Nefse ve ona ‘bir duzen icinde bicim verene’, Sonra ona fucurunu (sınır tanımaz gunah ve kotuluğunu) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gercekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, gunahla, bozulmalarla) ortup-saran da elbette yıkıma uğramıştır. (Şems Suresi, 7-10)

İnsanlardan oylesi vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır. (Bakara Suresi, 207)

KENDİ NEFSİNE ZULMETMEMEK

Şuphesiz Allah, insanlara hic bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. (Yunus Suresi, 44)
(Kufre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gozluyorlarş Onlardan oncekiler de oyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Nahl Suresi, 33)

(Onlerine) Kitap konulmuştur; artık suclu-gunahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını gorursun. Derler ki: “Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, kucuk buyuk bırakmayıp her şeyi sayıp-dokuyorş” Yapıp-ettiklerini (onlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hic kimseye zulmetmez. (Kehf Suresi, 49)

MUMİNLERLE BİRLİKTE OLMAK

Sen de sabah akşam O’nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dunya hayatının (aldatıcı) susunu isteyerek gozlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete duşurduğumuz, kendi ‘istek ve tutkularına (hevasına)’ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (Kehf Suresi, 28)
Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve doğru (sadık)larla birlikte olun. (Tevbe Suresi, 119)

MUMİNLERE KARŞ ŞEFKATLİ VE TEVAZULU OLMAK

O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryuzu uzerinde alcak gonullu olarak yururler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman “Selam” derler. (Furkan Suresi, 63)
KENDİNİ USTUN GORMEMEK

Yeryuzunde boburlenerek yurume; cunku sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin. (İsra Suresi, 37)
HASET ETMEMEK

Eğer bir kadın, kocasının nuşuzundan veya ondan yuz cevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup duzeltmekte ikisi icin sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise ‘kıskanclığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şuphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 128)
ALAY ETMEMEK

Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-kucuk duşurmeyin ve birbirinizi ‘olmadık-kotu lakablarla’ cağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kotu bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 11)
DEDİKODU YAPMAMAK

Ey iman edenler, zandan cok kacının; cunku zannın bir kısmı gunahtır. Tecessus etmeyin (birbirinizin gizli yonlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından cekiştirmesin.) Sizden biriniz, olu kardeşinin etini yemeyi sever miş İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. şuphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, cok esirgeyendir. (Hucurat Suresi, 12)
MUMİNLERİ HOŞLANMADIKLARI LAKAPLARLA CAĞIRMAMAK

Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-kucuk duşurmeyin ve birbirinizi ‘olmadık-kotu lakablarla’ cağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kotu bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 11)
MUMİNLERE SOZUN EN GUZELİNİ SOYLEMEK

Ki onlar, sozu işitirler ve en guzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir. (Zumer Suresi, 18)
KAŞ GOZ İŞARETLERİYLE ALAY ETMEMEK

Arkadan cekiştirip duran, kaş goz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline; (Humeze Suresi, 1)
MUMİNLERİ DOST VE SIRDAŞ EDİNMEK

Ey iman edenler, mu’minleri bırakıp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apacık olan kesin bir delil vermek ister misinizş (Nisa Suresi, 144)
Yoksa siz, icinizden cihad edenleri ve Allah’tan ve Resûlu’nden ve mu’minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah ‘bilip (ortaya) cıkarmadan’ bırakılıvereceğinizi mi sandınızş Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Tevbe Suresi, 16)

MUMİNLERİN NEFİSLERİNİ KENDİ NEFSİNDEN USTUN TUTMAK

Kendilerinden once o yurdu (Medine’yi) hazırlayıp imanı (gonullerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı iclerinde bir ihtiyac (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir acıklık (ihtiyac) olsa bile (kardeşlerini) oz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. (Haşr Suresi, 9)
MUMİNLERİ CENNETLE MUJDELEMEK

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katında buyuk dereceleri vardır. İşte ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır. Rableri onlara katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar icin, kendisine surekli bir nimet bulunan cennetleri mujdeler. (Tevbe Suresi, 20-21)
Hic şuphesiz Allah, mu’minlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek uzere- canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, oldururler ve oldurulurler; (bu,) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun uzerine gercek olan bir vaaddir. Allah’tan daha cok ahdine vefa gosterecek olan kimdirş şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-mujdeleşiniz. İşte ‘buyuk kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Tevbe Suresi, 111)
__________________