Dînimiz, mu’minlere ictimÂîleşmeyi emretmektedir. Rabbimiz; ferdî ibÂdetlerin zirvesi olan namazda bile mu’minleri cemaat hÂlinde bir araya toplamakta, orucla acın, zekÂtla fakirin hÂlini sordurmakta, hacda ictimÂî bir kongreyi tesis etmektedir. Mu’mini mu’mine zimmetleyerek, hizmeti ictimÂî ibÂdetlerin zirvesi olarak emretmektedir.
Mu’minler birbirlerine; hayrı, hakkı, sabrı ve merhameti tavsiye ederler. İşleri istişÃ‚re iledir. Birbirleri uzerinde hakları vardır.
Hazret-i MevlÂnÂ, halvetin yanlış anlaşılmaması icin şu misallerle îkazda bulunur:
“Yasaklanmış meyveyi yiyen Âdem; yemeden once meleklere danışsaydı, pişman olup da ozur dilemezdi.
Cunku bir akıl, başka bir akılla birleşirse; kotu iş işlemekten, kotu soz soylemekten kurtulur.
Fakat nefs, başka bir nefsle dost olursa; cuz’î akıl işsiz gucsuz kalır, bir iş goremez olur.”
Yani uzak kalınması gereken gafillerdir. İnsanlar birtakım muşterek noktalarda bir araya gelirler. Eğer gaflet, nefsÂniyet ve benzeri şerli bir ortak noktada bir araya gelir ve yardımlaşırlarsa, bundan elbette kotuluk doğar. FÂsıkların suruklediği Sodom Gomore, Pompei gibi toplumlar; helÂklere yuvarlanmış, insanlık enkazları hÂlindedir. CenÂb-ı Hak bunları kıyÂmete kadar birer ibret levhası hÂlinde sergilemektedir.
Fakat hayırlı rehberlerin sevk ettiği toplumlar, huzur ve saÂdete vÂsıl olurlar.
Hazret-i MevlÂn bu sebeple; yalnızlıktan sakındırıp, sÂlihlerle beraber olmaya davet eder:
“Yalnız kaldığın ve danışacak bir akıl sahibi bulamadığın icin umitsizliğe duşersen; hakikat guneşine mensup bir dostun, bir murşidin golgesi altına girersin.
Yuru, cabucak kendine bir Hak dostu ara; boyle yaparsan Allah senin dostun olur, yardımcın olur. Yalnızca bir koşeye cekilip dunyaya gozunu kapamış, bu yuzden hakikati gormuş olan erler de; bu hÂli yine bir dosttan oğrenmişlerdir.
Halvete girmek, yalnız kalmak yabancılara karşı olur, dosta karşı değil. Kurk kış icindir, bahar icin değil.”
Feriduddîn-i AttÂr Hazretleri de şoyle buyurmuştur:
“Ehlullah ile bir an sohbet etmek, uzun muddet inzivÂda yaşamaktan daha iyidir.”
İnsanların mÂnevî rehberlere ihtiyacı vardır. Bunun icin, CenÂb-ı Hak, dostlarının inzivÂya cekilmesine rÂzı olmaz. Hazret-i MevlÂnÂ, dînimizde ruhbanlığın yasaklanmasını da bu hikmete bağlar:
“Meclislerde, Peygamber’de bulunan bir akıl gibi bir akıl ara! Cunku Peygamber’den mîras kalan, ancak budur. Bu ceşit akıl; gizli şeyleri, onden de gorur, arkadan da. Bu kısa sozlerle anlatılamayacak olan o gozu, gizli şeyleri onceden goren gozu de, sen yine gozlerde ara!
İşte o buyuk Peygamber de; rahipliği, insanlardan uzak duşmeyi, dağlara cekilip yalnızca ibÂdet etmeyi, bu yuzden men etti. İnsanlar; birbirleri ile buluşsunlar, goruşup tanışsınlar diye rahipliği kaldırdı. Cunku o goruş; bahttır, devlettir ve olumsuzluk iksiridir.”
Hadîs-i şerifte buyurulur:
“Yalnızlık kotu arkadaştan hayırlıdır, sÂlih bir dost ise yalnızlıktan hayırlıdır!” (Feyzu’l-Kadîr, c. VI, s. 372)
Kotu arkadaşa karşı Hazret-i MevlÂn da şoyle îkāz eder:
“FÂsıklar, insan yiyen canavarlar gibidir. Onların selÂm vermelerine pek guvenme. Emin olma… Onların gonulleri şeytan yatağıdır. Kendileri de insan şeytanıdır. O gibi insan şeytanlarının lÂflarına inanma!..”
“Dostunun postunu yuzmek icin, kasap gibi, seni; «Canım, dostum!» diye aldatır. Derini yuzmek icin seni kandırır, sana tatlı sozler soyler. Duşmanların sunduğu afyonu yutanın vay hÂline!.. Kasap gibi ağlata inlete kanını dokmek icin ayağına baş kor. Senin yuzune guler, tatlı okşayıcı sozler soyler.”
“AğyÂrın ve fÂsık kişilerin sana gosterdiği hurmete değer verme!.. Yalnızlık ve kimsesizlik, adam olmayanların sevgi ve saygısından değerlidir!..”
Buna karşılık, ic Âlemde derinleşme vazifesi de unutulmamalıdır. İslÂmiyet’te ferdî ve ictimÂî ibÂdetler ayrı ayrı mevcuttur.
Halvet ve uzlet hÂli; insanın niyetini tashih etmesi, kalbini kontrol etmesi, nefsini hesaba cekmesi demektir.
Osman Nuri Topbaş
Yuzakı Dergisi
__________________
İctimÂîleşme Zarureti
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İctimÂîleşme Zarureti