Zamanı ve mekÂnı anlamak derin mesele. Duşunurler, filozoflar, edebiyatcılar neler soylemedi ki bu konuda... Pek cok isabetli şeyin yanı sıra, elbette yanlış şeyler de soylendi.
Biz Yuce MevlÂ’nın Rasulu vasıtasıyla bildirdiği zamana dair bir hakikate, zamana anlam katmak icin bize sunduğu receteye bir bakalım.
Gun, yirmi dort saat.
İnsanın yeryuzunde gecirdiği koca omur, bir gunduzle bir geceden ibaret gunlere bolunmuş.
Ve zamanın, mekÂnın, gecenin ve gunduzun sahibi olan Allah, bir gunluk omur dilimi icinde beş vakit belirlemiş ve o vakitlerde huzuruna durulmasını istemiştir:
“… Namaz, muminler uzerine vakitleri belli bir yazgıdır (farzdır.)”1
Bir meleğin yaptığı imamlık
Gun icindeki namaz vakitleri, guneşe gore belirlenmiştir. Cebrail a.s. bu vakitleri Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’e, Hicret’ten once KÂbe’nin yanında bulunduğu bir sırada ayrı ayrı acıklamıştır. Efendimiz s.a.v. şoyle buyurmuştur:
“Cebrail bana Beytullah’ın yanında iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide, oğle namazını golge ayakkabı bağı kadarken kıldı. Sonra ikindiyi her şeyin golgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra akşamı, guneş battığı ve oruclunun orucunu actığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sokunce ve orucluya bir şey yemek yasak olunca kıldı.
İkinci seferde ise:
Oğleyi, dunku ikindinin vaktinde her şeyin golgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi her şeyin golgesi kendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı onceki vaktinde kıldı. Sonra yatsıyı gecenin ucte biri gecince kıldı. Sonra sabahı, yeryuzu ağarınca kıldı.
Sonra bana yonelerek şoyle dedi:
- Ey Muhammed! Bunlar senden onceki peygamberlerin vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır.”2
Bu goruşme, beş vakit namazın farz kılındığı sıralarda oldu. Rasulullah s.a.v. Mirac gecesinde farz kılınan beş vakit namazın eda edileceği vakitleri Cebrail a.s.’dan oğrendiği şekilde Sahabe-i Kiram’a oğretti.
O gunden itibaren muslumanlar namazlarını bu vakitlerde kıldı. Bir muddet sonra da Medine’ye hicret edildi. Medine’ye varılınca hemen mescit yapıldı. Aradan bir zaman gecti ve namaza davet icin care arandı. Sadık bir ruya sonucu ezan okunarak namaz vakitlerinin girişi ilan edilmeye başlandı. Medine ve cevresinden insanlar Efendimiz’e gelip iman ediyorlardı. Mescid-i Nebi’de beş vakit namaz cemaatle kılınıyor ve dolup taşıyordu.
Uygulamalı zaman oğretimi
Bir gun bir adam Rasulullah s.a.v. Efendimiz’e namaz vakitlerini sordu. Efendimiz s.a.v. ona hemen cevap vermedi.
Şafak sokunce, henuz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Hz. BilÂl’e emretti, sabah ezanını okudu. Sonra, guneş tam tepe noktasından batıya donme anında, yine BilÂl’e emretti, oğle ezanını okudu. Bu vakit icin, orada bulunanlardan ve vakitleri iyi bilen birisi: ‘Gunun tam ortası oldu!” demişti. Sonra, guneş henuz yuksekte olduğu zaman emretti, BilÂl ikindi ezanını okudu. Sonra guneş battığında emretti, BilÂl akşam namazı icin ezan okudu. Sonra ufuktaki aydınlık kaybolunca da yatsı icin emretti, BilÂl yatsı ezanını okudu.
Ertesi gun sabah namazını geciktirdi. O kadar geciktirdi ki, ‘Sabah namazı vakti cıktı veya cıkmak uzere..’diye duşunulduğu anda namazı tamamladı. Sonra oğle namazını erteledi. O kadar ki, dun ikindi kılınan ana yakın bir vakitte kıldı. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin ‘Guneş kızıllığına burundu’ diyebileceği bir vakitte ikindi namazından cıktı. Sonra akşamı, neredeyse ufuktan aydınlığın kaybolduğu ana kadar tehir etti. Sonra yatsıyı, gecenin ilk ucte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini cağırdı:
“İşte namazın vakti bu iki sınırın arasıdır.” buyurdu.3
Rasul-i Ekrem s.a.v., soruyu soran sahabiye ve onun aracılığıyla tum ummetine namaz vakitlerini boylece uygulayarak oğretmiş oldu.
Zamanı disiplin altına almak
Bir gunun disiplin altına alınması, butun hayatın disipline edilmesi anlamına gelir. Cunku butun gunler birbirinin aynısıdır. Bundan dolayı Yuce Mevl yirmi dort saati altı noktadan bolmuş ve sabah ile oğle arası haric, her iki nokta arasına bir farz namaz koymuştur.4
Namazların ilk vaktinde ve cemaatle kılınmasını talep etmekle birlikte, hayatın zorlukları ve kulların zayıflıkları gibi ceşitli hikmetlere binaen ikinci vaktin girişine kadar eda edilmesine imkan tanımıştır.
Boylece Yuce Mevl kullarına bir taraftan zaman disiplini kazandırıyor, diğer taraftan olabilecek ceşitli mecburiyetler sebebiyle namazın eda edilmesi icin belirli bir vakte kadar esneklik tanıyor. Buradan, dunya hayatında hem disipline, hem de belli olculer icinde esnek olmaya ihtiyac olduğu anlaşılıyor. Yani belli esnekliklerle dengelenmiş bir disiplin...
Yuce MevlÂmız beş vakitte kılınan namazların hepsini bir vakitte isteyebilirdi. Ama O beş ayrı vakitte huzuruna cıkılmasını istedi. Demek ki insan fıtratı buna uygun. Gunluk telaşlar icinde namaza vakit bulamamaktan şikayet edenler aslında kendi tabii yapılarını zorluyorlar. Stres denilen illete bir de bu gozle bakmak lazım.
Beş vakit yuce huzura durmak, zamanı beşe bolerek yaşamak, insanlığa bahşedilmiş bu en guzel ibadeti yapmak, insanı sadece dunya girdabına kapılmaktan alıkoymuyor, her turlu kotuluk ve fenalıktan da uzak tutuyor:
“… şuphesiz namaz, her turlu hayÂsızlıktan ve kotulukten alıkoyar…”5
Bu mujde, namaz kılmanın buyuk bir lutuf olduğunu idrak ederek kılabilenler icin. Elbette birilerine iyilik ediyor gibi, ustunluk gosterisi ve riyaya bulaştırarak kılanlar icin değil.
1 NisÂ, 103. Bu ayetin savaş meydanında korku namazının nasıl kılınacağını ayrıntılarıyla bildiren ayetlerin hemen peşinden gelmesi duşundurucudur.
2 Tirmizî, SalÂt 1; Ebu Davud, SalÂt 2.
3 Muslim, MesÂcid 178; Ebu Davud, SalÂt 2; Nesaî, MevÂkit 15.
4 Sabah ile oğle arasında farz bir namaz yoktur ama Rasul-i Ekrem s.a.v.’in tavsiye ettiği “duh namazı” diye de bilinen kuşluk namazı vardır. Bu namaz, iki, dort, sekiz veya on iki rekÂt olarak kılınabilir. Bu konuda bircok hadis mevcuttur. Mesela Buharî, Tatavvu 1, 7, 8, 9; Muslim, SalÂtu’l-musÂfirîn 14; Tirmizî, Vitr 1.
5 Ankebut, 45.
Kerahat Vakitleri
Sahabilerden Ukbe b. Amir r.a. şoyle anlatmıştır:
Rasulullah s.a.v. uc vakitte namaz kılmamızı ve cenazemizi defnetmemizi yasakladı. Bu vakitler:
Guneş doğmaya başladığı andan yukselinceye kadar.
Oğleyin guneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar.
Guneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar.(*)
Hadiste zikredilen uc vakit, gunduzun uzunluk ve kısalığına gore değişmekle birlikte, yaklaşık olarak kırk beşer dakikalık surelerdir. Bu vakitlerde namaz kılınması, yukarıdaki hadis ve aynı anlamda olan daha başka hadisler dolayısıyla mekruh gorulmuştur.
Şuna da dikkat cekmek lazımdır: Bir kimsenin ikindi namazını kerahat vaktine bırakmaması esastır. Fakat her nasılsa kerahat vaktine kalmışsa, guneş batıncaya kadar ikindi namazını yine de mutlaka kılmalıdır. Cunku namazı kerahat vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır.
Bu uc vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh gorulmuştur.
Sabah namazının vakti girdikten sonra guneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek’at sunneti kılınabilir. Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh gorulmuştur.
İkindi namazı kılındıktan sonra guneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır.
(*) Muslim, MusÂfirîn 293; Ebû DÂvud, CenÂiz 55; Tirmizî, CenÂiz 41; NesÂî, MevÂkît 31. Konuyla ilgili diğer hadisler ve acıklamalar icin bk. İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c.7, s. 427–446.
__________________
Zamana 5 Nefes
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme