“Babacığım, sence engelliler konusunda yapılan en buyuk yanlışlık nedir?

“Oğlum bence hem engellilerin hem ailelerinin hem de cevrenin yaptığı birer buyuk yanlış var. Bazı engelliler, kendilerinin cezalandırıldığını duşunup Allah'a, dine ve tabii hayata kusuyor ve işte o zaman gercekten engelli haline geliyorlar. Aileler de “Neden bizim başımıza geldi?” deyip kadere taş atıyor, isyankar oluyorlar. Hatta bazen anne-baba birbirlerini sucluyor, karşılıklı “Senin yuzunden!..” diyebiliyorlar. Aslında, herkese duşen “İmtihan oluyoruz!.” deyip bu duşunceye gore hareket etmektir ama bazıları bunu başaramıyorlar.

“Peki cevredekilerin yanlışı?”

“Talibim, bazı insanlar da sadece “vah vah, yazık” demekle yetinip zahiren acıma ifadeleri sergiliyorlar ama yardım etme yolunu hic secmiyorlar. Oysa, herkes engellilere ya da onların ailelerine bir şekilde yardım edebilir. En buyuk yardım onları acınacak, eksik kimseler olarak gormemektir. Sonra da, hal hatır sormaktan moral vermeye, bazen onlarla sohbet etmekten alıp bir yerlere goturmeye ve bir şekilde onlarla ilgilenmeye kadar pek cok yolla onların elinden tutmaktır. Az once bahsini ettiğim kitapta okumuştum zannediyorum; katıldığı bir panelde otistik cocuğu olan bir ilahiyat hocasının verdiği misal insanların genel duyarsızlığına canlı bir ornek gibi: ‘21 yıl boyunca otistik cocuğumuzu anbean, adım adım takip ettik, onu bir an yalnız bırakamadık; ama bu sure zarfında hicbir akraba ya da ahbabımız “Bugun de cocuğunuza biz bakalım, siz de eşinizle baş başa bir yere gidin, bugunluk dinlenin.” demedi.' diyor.”

“Babacığım son bir sorum olacak. Az once “gercekten engelli” dedin. Bu ne demek?

“Kur'Ân-ı Kerim'de engelliler uc şekilde ele alınır. Once engelliliğin eksiklik kabul edilmemesi gereken insanî bir durum olduğu nazara verilir. Sonra, engellilere cihad, hicret, ibÂdet gibi dini tekliflerde kolaylıklar getirildiği anlatılır. Engellilerle alakalı ayetler daha cok ucuncu gruba dahildir. Bu grupta, gercek engellilerin imandan mahrum kimseler olduğu vurgulanır; Allah'ın kainat kitabındaki ayetlerini goremeyen kimselerin asıl “korler”, Peygamberin mesajına kulak vermeyenlerin gercek “sağırlar” ve iman nurundan nasipsizlerin tam “kalbsizler” oldukları anlatılır.”

Evet arkadaşlar,

Anlıyoruz ki, dunya hayatında elsiz-ayaksız, dilsiz-gozsuz olanların engelliliği gecici; onlar sabreder ve ahirete yatırım yaparlarsa, buradaki muvakkat mahrumiyetlerinin karşılığını otede ebedî saadet olarak alacaklar. Fakat, butun vucut organları sağlam olsa da, Allah'ın ayetlerini gormeyenler, Efendimiz'in cağrısını duymayanlar ve gunahlar yuzunden kalblerini karartanlar hatta oldurenler, dunyadaki gecici ve zahiri bir rahatın akabinde sonsuz bir azaba uğrayacaklar; haşir meydanına sağır, dilsiz, kor ve sakat birer mahkum olarak cıkarılacaklar.

Bu arada, sizin hic “gecici engelli” arkadaşınız var mı?

Onu en son ne zaman arayıp sordunuz; ne zaman ona dertlerini unutturup Cennet bahcelerini hatırlatarak yuzunu guldurdunuz?

Sahi, her gun boyle bir sadaka veriyor musunuz?
__________________