"Bir gun karnım cok ağrıyordu. Kıvrılarak yatmakta iken, AleyhisselÂm Efendimiz beni gorup:
- Karnın mı ağrıyor? buyurdular. Cevaben:
- Evet y ResûlÂllah, dedim. Bana o vakit:
-Kalk namaz kıl! Zira namaz kılmak şifa vasıtasıdır, diye emrettiler."
Peygamberimizin bu tavsiyesinin sebep ve hikmetini, Âlimler şu şekilde îzah etmektedirler: Nefis, namaz kılmakla meşgul iken duyduğu maddî acıları unutacak, boylece keder ve elemden kurtulacaktır. Unlu tabipler vucudun kuvvet ve direncini desteklemek uzere pek cok yolları denerler. Bazen gıdalarla, bazen umitlendirmek ile, bazen utandırmak veya korkutmak suretiyle insandaki tabiî kuvveti yani, vucudun mukavemet gucunu takviye etmek yoluna giderler. Namaz kılmak ise, tabiplerin başvurdukları bu gucu artırma ve şiddetlendirme yollarının coğunu kendisinde toplamıştır. Şoyle ki: Bir kul icin namazda bulunduğu sırada korku, dehşet, umit, sevgi, utanma, Âhireti hatırlama gibi insanın tabiî gucunu takviye edecek ve goğsunu genişletip ferahlatacak mÂnevî tecellilerin meydana geleceğinde ve bu sebeple hastalığın eleminin defnedileceğinde şuphe yoktur.
MisÂl olarak, Hz. Ali'yi (ra) gosterebiliriz. Bedeninde meydana gelen yaranın tıp acısından, kesilmesi, acılması gerekiyordu. Halbuki buna imkÂn bulunamamıştı. Bunun uzerine bizzat kendileri razı oldular. Ve ameliyat sırasında namaza durdular. Tabipler hemen ameliyata başladılar. Hz. Ali'nin ise namazı ed esnasında aldıkları lezzetten dolayı, yaranın acılmasını bile duymadıkları bilinen sağlam ve mevsuk rivayetlerdendir.
Ebu Eyyûbe'l-Ensarî Hazretleri evinde iken aile efradına susmalarını emrederler, fakat namaza durunca konuşmalarına musaade buyururlar, sebep olarak da aile fertlerine: -Ben namazda iken sizin soylediklerinizi işitmem, derlerdi. Hatt bir defa namazda iken mescidin duvarı yıkıldığı halde onunla hic ilgilenmedikleri de sahih rivayetlerdendir. (Dr. Remzî, Tıbb-ı Nebevî

__________________