“İki nîmet vardır (buyuruyor Efendimiz), insanlardan coğu bu nîmetleri bilmezler, aldanmışlardır. Biri sıhhat, oburu boş vakit.” (BuhÂrî, Rikāk, 1)
Zira, işte “وَالْفَجْرِ” (“Fecre andolsun.” [el-Fecr, 1]) buyuruyor.
Yani CenÂb-ı Hak sana omur defterinden bu sabah bir sayfa actı. İnsan kalktığı zaman, gece olebilirdi… Dun cok insan dunyadaydı, cok mahlûkat dunyadaydı, bugun yok. Dunyadaki zamanları bitti.
İnsan da duşunecek sabahları kalktığında; “وَالْفَجْرِ” (“Fecre andolsun.” [el-Fecr, 1]), Allah bana omur takviminden bugun bir gun daha actı. Ben bu gunu ne şekilde dolduracağım? O kıyÂmet gunu, ben bugunden neler gondereceğim oraya? Ne kadar hayır, ne kadar kendim icin bugun calışacağım, ne kadar Allah rızÂsı icin gayret edeceğim?
GÂfil insan; “Aman der, bu yaşımı, bugun de bir doldurayım der, ne kazandım, ne ettim?..” der.
Uyanık insan da; “Acaba bugun ben, KirÂmen KÂtibîn neler yazdı o dosyaya gonderildi, ilÂhî dosyaya gonderildi?..”
Yani her gunumuzu bir muhÂsebe etme durumundayız. Her gun, AllÂh’ın verdiği bir nîmet, bir gun…
DÂim her gun kalktığımız zaman, CenÂb-ı Hak bize omur takviminden bir gun daha actı diye bir şukredeceğiz, bir şukrÂne icinde gunumuze girebilmek…
Ve bugun…
“قَالُوا بَلٰى”: “Evet, Sen bizim Rabbimiz’sin.” dedik ezelde. (Bkz. el-A‘rÂf, 172)
Bugun bu ahdimizi, bugun yerine getirebilmek. Tabi bize CenÂb-ı Hak unutturdu da bize onu.
Yine duşuneceğiz:
Dunyaya hicbir bedel odemeden, bir “hic” sermaye ile geldik. İnsan olarak gelmeyi kendimiz tÂyin etmedik. Hangi peygambere mensup olacağımızı, onu da kendimiz tÂyin etmedik. Fakat CenÂb-ı Hak bize, “hic” sermaye ile geldik, CenÂb-ı Hak bize lûtuf hÂlinde, ihsan hÂlinde; en yuce Peygamber’e ummet olduk. Yani bunun icin ne kadar huzur icinde, ne kadar bir sevinc icindeyiz? Bir.
İkincisi; bu bedeli odemenin ne kadar gayreti icindeyiz?
Bugun en ufak dunyevî bir işte bile bir bedel istiyorlar.
CenÂb-ı Hak:
ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ
“…O gun verdiğimiz nîmetlerden hesaba cekileceksiniz.” (TekÂsur, 8) buyuruyor.
İşte bu…
Yine CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“Eğer siz, AllÂh’ın dînine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7)
Nasıl kul, AllÂh’ın dînine yardım edecek? Bir defa kendisi yaşayacak, takv sahibi olacak, muttakî olacak. Sûrenin sonunda buyrulan, nefis itmi’nÂna gelecek. Ve o insanda bir taraftan, 11 yerde Kur’Ân-ı Kerîm’de “emr-i bi’l-mÂrûf, nehy-i ani’l-munker” geciyor. Kendinden başlayarak, evlÂt, vs. derece derece, kendini devrin akışından mes’ûl gorecek.
İki şeyi unutmayacağız hayatta; -CenÂb-ı Hak nasîb eylesin unutmamayı- birincisi; CenÂb-ı Hakk’ı unutmayacağız.
CenÂb-ı Hak onun icin “…Cok cok zikredin.” (el-AhzÂb, 41) buyuruyor. İnsan sevdiğini cok anar. Kimi ticÂretin meclûbudur, devamlı ticaretten, kimi başka şeyin meclûbudur, hep ondan bahseder. CenÂb-ı Hak da, AllÂh’ın kendine verdiği, kul, nîmetlerini duşunecek, CenÂb-ı Hakk’a hep şukran hÂlinde olacak.
İbadetiyle şukran hÂlinde olacak.
MuÂmelÂtıyla şukran hÂlinde olacak.
MuÂşeretiyle şukran hÂlinde olacak.
Kendisini mes’ûl gorerek, mes’ûliyetini duşunerek, onun icin gayreti artırarak şukran hÂlinde olacak.
CenÂb-ı Hak İnsan Sûresi’nde bu nîmetler mukÂbilinde “ister şukret, ister nankor ol” buyuruyor, bu dunyada. (Bkz. el-İnsÂn, 3)
“İster şukret” diyor. Her hÂlinle şukredeceksin. Gozunle şukredeceksin, harama bakmayacaksın, yanlış yerlerde gezdirmeyeceksin, birtakım ekranlarda gozun dolaşmayacak. Gozlerini gafletten koruyacaksın, kulağını gafletten koruyacaksın. Ve şukredici bir kul olacaksın.
FÂtiha’yı her rekÂtta okumak vÂcip.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
(“Hamd, Âlemlerin Rabbi AllÂh’a mahsustur.” [el-FÂtiha, 2]) diye başlıyoruz. Yani bir hamd hÂlinde başlıyoruz ve bu hamdi yerine getirebilme. Bu hamdin lÂfızda kalmaması.
HatÂlarımız olabilir. Cunku nefs var. Fakat kasten olmayacak bu, sehven olacak. Ve CenÂb-ı Hakk’a iltic edecek. CenÂb-ı Hak:
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ buyuruyor.
“…Seherlerde istiğfar ederler.” (Âl-i İmrÂn, 17) buyuruyor.
CenÂb-ı Hak ne istiyor olgunlaşmamız, kemÂle ermemiz icin?
“سَاجِدًا وَقَائِمًا” buyruluyor. (ez-Zumer, 9)
Bir gece hayatı istiyor.
“سُجَّدًا وَقِيَامًا” buyuruyor. (ez-FurkÂn, 64)
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ buyuruyor. (Âl-i İmrÂn, 17)
Seherler ihy olacak. Tabi seherler ihy olduğu kadar, seherlerin tesirini, onu da gormemiz lÂzım. Yani gunduz onun tesiri ne kadar var bizde seherlerin? Ne kadar dilimizi koruduk? Ya hayır soyledik, veyahut da sustuk? Nasıl, merhametimiz nereye kadardı? Kendimize istediğimizi ne kadar paylaşabildik?
Yine CenÂb-ı Hak ZÂriyat Sûresi’nde:
“Onlar geceleri pek az uyurlardı, seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.” (ez-ZÂriyÂt, 17-18) buyuruyor.
Ne kadar muhtacız affa? Demek ki ne kadar samimiyetle istiğfar edeceğiz, teheccud namazını kılacağız?
Yine CenÂb-ı Hak İnsan Sûresi’nde:
“Gecenin bir bolumunde O’na secde et, gecenin uzun bir bolumunde O’nu tesbih et.” (el-İnsÂn, 26) buyuruyor.
VelhÂsıl seherler bir tesbihatla gecirmemiz lÂzım.
Kelime-i tevhîd ile; “LÂ ilÂhe illÂllÂhu’l-Meliku’l-Hakku’l-Mubîn.” ÎmÂnımızı tecdîd etme.
Fakat bu dilde kalmayacak, fiile gececek o gun. “LÂ ilÂhe”; kendimizi uzaklaştıracağız AllÂh’ın arzu etmediği şeylerden. “İllÂllah”; CenÂb-ı Hakk’a yaklaşmanın gayretinde olacağız.
SalevÂt-ı şerîfe olacak. Efendimiz en buyuk nîmet. Buyuk rûhÂniyet. “Her salevÂt-ı şerîfeye ben icÂbet ederim, mukÂbilini veririm.” buyuruyor. (Bkz. Ebû DÂvud, MenÂsik, 96; Beyhakî, Şuab, II, 215) Salevatlar ayrı bir rûhÂniyet olacak.
Olum duşunulecek. İstikbal… Ne olumden kacacak yer var, ne kabirden kacacak yer var, ne de kıyÂmette hesaptan kacacak yer var. O kadar insan bir şaşkın olacak ki, oyle bir hesaptan gececek ki;
يَقُولُ الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ اَيْنَ الْمَفَرُّ
(“O gun insan, «Kacacak yer neresi!» diyecektir.” [el-KıyÂme, 10])
“Kacacak yer var mı?” diyecek insan. Bir bunalımda der bunu.
VelhÂsıl bu dunyevî zevkler, an gelecek, bıcak gibi kesilecek.
Rasûlullah Efendimiz’in sık sık duÂlarında:
اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ وَمِنْ عَذَابِ النَّارِ
“YÂ Rabbi (diyor), kabir azÂbından ve Âhiret azÂbından Sana sığınırım…” (BuhÂrî, CenÂiz, 88; Muslim, MesÂcid, 128-134)
Sa‘d -radıyallÂhu anh- gomuldu, Efendimiz’in rengi sarardı.
“–Ne oldu y RasûlÂllah?” deyince:
“–Sa‘d, sahÂbînin sÂlihlerindendi, kabir onu sıktı da sıktı, sonra acıldı.” buyurdu. (TaberÂnî, el-Muʻcemu’l-Kebîr, X, 334; Heysemî, III, 46)
Yani Sa‘d boyle olursa diğerleri nasıl olur buyurdu Efendimiz.
Demek ki cok muhim bu dunyadaki hayatımız.
اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
“…Kalpler ancak AllÂh’ın zikriyle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) buyruluyor.
VelhÂsıl yine bu seherler icin Es’ad Erbilî Hazretleri bir talebesine yazdığı mektupta buyuruyor ki:
“CenÂb-ı Hak kalp gozunu nurlandırsın. (Yani kalp gozunu acsın, seni uyandırsın.) Nasıl ki bir gul yaprağının her noktasında gul suyu mevcutsa, aynı onun gibi sizin de vucudunuzun her zerresinde muhabbet ve dÂimî zikrin hoş kokusuyla guzelleştirsin.”
Bu nasıl olacak? Zikirle olacak. Bilhassa seherlerde zikirle olacak. Diğer zamanlarda fiilî zikir hÂlinde olunacak, CenÂb-ı Hak unutulmayacak. CenÂb-ı Hak goruyor ve duyuyor. MuteÂl, hayal otesi.
Ne buyuruyor CenÂb-ı Hak:
وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْ
“…Nereye gitseniz O (Allah) sizinle beraberdir…” (el-Hadîd, 4)
VelhÂsıl kul boyle bir şuurun icine girecek. Kendisini gizleyemez. Her zaman ilÂhî huzurda olduğunun idrÂki hÂline gelecek.
Onun icin, yani kalbimizde dÂim zikrin tersi olan; boş, lÂubÂlî konuşmalar, dedikodu, gıybet, munakaşa, bir gonle diken batırmak… Bundan kendimizi korumalıyız ki CenÂb-ı Hak:
“Onlar ki boş ve yararsız şeylerden yuz cevirirler.” (el-Muʼminûn, 3) buyuruyor.
Ya sukût edeceksin veyahut da hayır konuşacaksın.
Tabi ictimÂî hizmetlerimiz olacak.
Rasûlullah Efendimiz:
“Bugun bir yetim başı okşadınız mı?” buyuruyor.
“Bir hasta ziyaretinde bulundunuz mu?”
LillÂh mı? Gucenir diye değil. Garip birisini ziyaret edeceksin. Bir Suriyeliyi gidip ziyaret edeceksin. “Kardeşim, bir derdin var mı?” diyeceksin.
“Bir hasta ziyaretinde bulundun mu?” (Bkz. Muslim, FedÂilu’s-SahÂbe, 12)
Rasûlullah Efendimiz bunları devamlı sorardı.
Osman Nuri Topbaş
__________________
CenÂb-ı Hak Omur Takviminden Bir Gun Daha Actı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- CenÂb-ı Hak Omur Takviminden Bir Gun Daha Actı