Duanın nasıl yapılması gerektiği hakkında yuce Rabbimiz bize yol gosteriyor ve acıkca, başka hicbir izaha gerek kalmayacak şekilde:

“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. ... Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti cok yakındır.”(1);

“Kendi kendine, yalvararak ve urpererek, yuksek olmayan bir sesle, sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.”(2) buyuruyor.
Yine, dua etmekten kibirlenip kacınmak gibi, dua ederken de tiz perdeden bir sesle ve olcusuzce ellerini avuclarını acarak, buyuklenerek dua etmekten men ediyor ve mutevazi bir şekilde, kapısında bir dilenci gibi, boynu bukuk ve kalbi kırık, dudağı buruk ve mahzun bir eda ile dua edilmesini emrediyor.(3)

Dua, yalnız Allah icin ve Allah’a yapılır. Yani, insan istediğini sadece Ondan ister, başkasından bir şey istenmez. Cunku,

“El acıp yalvarmaya lÂyık olan ancak O'dur. O'nun dışında el acıp dua ettikleri onların isteklerini hicbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu acan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına goturmedikce) su onun ağzına girecek değildir. KÂfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.”(4)
Ayrıca, Cenab-ı Hakk'ın en hoşlandığı ve kabule en şayan olan dua da herkesin uykuda veya başka işlerle meşgul olduğu gafil saatlerde yapılan duadır. Buyukler hep bu vakitleri gozleyip dua etmişlerdir. Peygamberimiz (s.a.v) de, en geniş kapsamlı dualarını gece namazından (teheccud) sonra yapmıştır. Uykuyu, gafleti bir kenara bırakıp, gecenin bir kısmında uyanık bulunarak munacatta bulunmak insanı Allah’a yaklaştırır.

“Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak uzere (ibadet ettikleri icin), vucutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.”(5)
Muhim bir iş icin duaya başlamadan once sadaka vermek ve iki rekat namaz kılıp abdestli ve kıbleye yonelik olarak dua etmek, once Allah’a hamd edip sonra da Peygamberimize salavat getirmek, duanın kabulu icin onemli şartlardan biridir.

Dualar icin belli vakitler ve uygun saatler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Ezan ve kamet arası, ezan okunurken, gecenin sonunda, farz namazların ardından ve ozellikle sabah namazından sonra, secde halinde, KÂbe ve Mescid-i Nebevi gibi mubarek yerlerde, uc aylarda ve kandil gecelerinde, ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde vs. gibi.

Bir de duası reddedilmeyen kimseler ve reddedilmeyen dualar vardır. Bunlar da başta anne ve babanın evladına duası, misafirin duası, mazlumun duası muminin mumine gıyabında yaptığı dua.

Dipnotlar:

(1) A’raf, 7/55-56.
(2) A’raf, 7/205.
(3) A’raf, 7/206.
(4) Ra’d, 13/14.
(5) Secde, 32/16.

__________________