Esselamu aleykum ve rahmatullahi veberakatuh

ben okurken gozyaşarıyla okduum sizlerle paylaşmak istiyorum Allah herkese boyle insanlar nasip etsin...

SALIHA BIR ES ISTIYORUM(MUTLAKA OKUMANIZI TAVSIYE EDERIM) ---------------------------------
Yaş 25 evlilik zamanı geldi gecti derken annem actı yu...va kurma konusunu.
Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye duşunuyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları cok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.

Gittik bir gorelim goruşelim dedim.Ilk ailesiyle konuştum... Hatta ben konuşmadım surekli onlar konuştu, şaşırdım kaldım...
Bir şey diyemedim...
Kına gecesinde en iyi muzusyenler olacakmış...Duğunde keza aynı... Ev dayalı doşeli olacakmış,hemde hepsi en pahalısından... Araba olacakmış son model hemde, cunku komşunun damadı sıfır araba almış gecende...Anne hadi kalkalım diyecektim utandım...
Kızla goruşturmek istediler...
İslamiyete uygun olarak goruştuk... on beş bilezik...En guzel gelinlik(10 bin tl)...En buyuk duğun salonu...Ne diyeceğimi bilemedim... Ben Saliha Bir Eş istiyordum sadace... Istekleri bir turlu bitmiyordu...O anda yan taraftaki aynaya gozucuyla baktım kendime...Gorunuşumdede bir iş adamı profilide yoktu... Yirmi beş dakika konuştu istekleri bitince sıra bana geldi. Senin isteklerin nelerdir dedi...
Biran once kalkıp gitmek istiyordum sıkılmıştım, geleli bir saat olmasına rağmen dunya malına bağlananlarla birlikte olmak icimi karartmıştı...
Tekrar sordu isteklerin nelerdir...
Hayırlısı olsun dedim kalktım...
Nezaketle ayrıldık evden... Yolda giderken telefon geldi... Amcam arıyordu.. Yan komşuları serhat amcanın kızı varmış...Serhat amca cok iyidir...Cocukluğumdan beri tanırdım kendisini... Tamam dedim amcama geliriz... Serhat amcalara gitmek icin hazırlanıp annemle koyulduk yola, on beş dakika sonra ulaştık evlerine.
Sohbet acıldı cocukluğumuzdan,başladı beni ovmeye… Kızardıkca kızardım utancımdan birşeyde diyemiyorum… Derken soz asıl konuya gelmişti… Evladım seni severim maksat gencleri mutlu etmek Allahu tealanın izniyle dedi ve başladı isteklerini saymaya…
O kadar cok şey saydı ki uykum gelmeye başladı… En sonunda da benim oğlumun kumar borcu var onu odemeden evlilik de olmaz zaten dedi. Birden gozlerim acıldı,şaşırmıştım acıkcası… Gozumu yerden alamadım uzun sure…
Serhat amca gencler
Serhat amca gencleri goruşturelim dedi… Bir odaya gectik kız konuşmaya başladı… Onceki goruştuğum kız gibi ne varsa herşeyi istiyordu …
Konuşmasını calan telefonu boldu acıp konuştu kapattı. Tekrar caldı konuşup kapattı… Sonra tekrar..
Dayanamadım sordum arayan kim diye. Eski nişanlısıymış ayrılalı on gun olmuş. Neden ayrıldıklarını sordum. Cay bahcesinde bir erkekle otururken gormuş sonra tartışmışlar, tartışma buyuyunce de ayrılmak zorunda kalmışlar. Oturduğun kişi kimdi ki? ... Calıştığı yerdeki muşterilerinden biriymiş… Demek onceden calışıyordunuz? Evet ben masorum dedi…
Soktan şoka giriyordum.. Beş dakikada bilmediğim bir suru şey cıkmıştı… Evlilik amacını sordum… Nişanlısı cok rahatsız ediyormuş farklı bir hayat,farklı bir ortam istiyormuş… Acık konuşmak gerekirse hava değişimine ihtiyac duymuş… Daha fazla dayanamayıp izin istedim kalktım…

Ben sadece saliha bir eş istiyordum…

Nezaketle evden ayrıldık annemle… Daha sonra oğrendim ki serhat amca arkamdan bir suru laf etmiş… Gulumseyip,bugun oven yarın sover dedim icimden… Artık evlilik duşuncesinden vazgecmek uzereydim.

Haftalardır dışarı cıkmıyordum. Akşamları hava almak icin balkonda oturup kitap okuyordum… Karşı komşumuz gece calıştığı icin akşam dokuz gibi evden cıkıyordu. On yaşındaki oğlu da babasının peşinden ağlayıp dururdu her gece ablası cocuğu oyalamak icin balkona cıkarıyor ve her fırsatta benimle konuşmaya calışıyordu… Bu sık sık tekrar etmeye başlayınca bunaldım artık. Bir akşam kıyamet ve ahiret kitabını alıp aynı saatte cıktım balkona… Beni gorunce o da cıktı balkona, bir konu bulup yine başladı konuşmaya… Her akşam kitap okuyorsun nedir onlar… işte beklediğim fırsat gelmişti okumak istersen vereyim deyince olur dedi… Besmele cekip iki uc metre karşıdaki kıza attım kitabı. Hadi gir de evde okumaya başla dedim… Kitabı okumuş olacak ki bir daha balkona cıkmaz oldu…

Evlilikten vazgecmiştim bir eş bulmak bana uzak gorunuyordu…Aradan aylar gecmişti, o zaman zarfında birkac kızla daha goruşmeye gittim annemle… Fakat netice aynı değişen bir şey yoktu…

Bir Salı akşamıydı icim cok daralmıştı, adeta boğuluyordum… O gece iki rekat namaz kılıp yattım… Acayip bir ruya gordum…
O akşam balkonda dolunayı izlerken telefonum caldı…Gozum dolunayda, cebimden cıkarttım telefonu kimin aradığına bakmadan kulağıma goturup telefonu actım…Arayan ses tanıdıktı…Fakat o gunden sonra hayatımın değişeceğini nereden bilebilirdim ki… Arayan en yakın arkadaşım Aliydi. Canı sıkılmış beni cağırıyordu. Abdest aldım evin yakınındaki cay bahcesine gittim.

Cocukluğumuzdan acıldı konu sonra gorduğum ruyayı anlatmak istedim…
Tozlu bir koy yolunda gidiyordum elimde bir tane kılıc vardı etrafımda ise bir suru yılanlar… Yılanlar bir metre kadar yukseltmişler kafalarını yukarıya doğru…Hepsi uzerime atılmak icin zaman kolluyorlardı… Kılıcla kendimi savunuyordum… Bana yaklaşanları kılıcla oldurup ilerliyordum… Ileride uyuyan biri vardı bilmediğim bir ses işittim ama ortalıkta kimse yoktu… Uyuyan kişiye baktım… O ses; yatan kişi Musab bin Umeyrdir dedi. Sonra ileride giden iki kişi gordum biri Peygamberimizdi diğerinin kim olduğunu goremedim…
Ali yorumlamaya başladı ruyamı; Duşmanlarını yenerek iyi bir neticeye ulaşacaksın dedi…
Konu evliliğe geldi yine… Başımdan gecenleri anlattım… Dertliydim bu konuda… benim eşim dunyaya bağlı olmamalıydı, sadece dunyalık uğruna yaşamamalıydı… Uzunca dinledi Ali sıkıntılarımı… O konuşmaya başladı bu sefer. Evden cıkarken annem dedi bizim mahallede bir kız varmış onunla goruşturmek istiyorlar seni.
Yok Ali bundan sonra kolay kolay kimseyle goruşmek istemiyorum dedim… Kızda pek istekli değilmiş zaten dedi… niye diye sordum.. O da birkac kişiyle goruşmuş daha sonra evlilikten soğumuş iyice… Alinin annesi ısrar edince de olur goruşelim demiş...Tamam dedim yarın gideriz diye sozleştik…

Ruyam gercek mi olacaktı acaba… Bu zamana kadar sabrettim onume gelen engelleri Allahu tealanın izniyle aşmıştım… Ali ile vedalaşıp eve geldim konuyu anneme actım… Yarın gidecektik goruşmeye… Cok heyecanlıydım nedense… Sabah erkenden kalkıp giyindim… Heyecan gitmek bilmiyordu bir sağa bir sola yuruyup duruyordum evin icinde… Ilk defa bu kadar heyecanlıydım… Oğle namazını kıldıktan sonra yola koyulduk annemle… Ali bizi kızın evine kadar goturdu… Kapıyı caldım… Kapıyı babası actı eve buyur etti… Biraz sohbet ettik soz asıl konuya geldi sonra…
kızın babası konuşuyordu; evladım benim soyleyeceğim bir şey yok sen kızımla konuş bu konuları dedi.

Şaşırmıştım gercekten cunku ilk defa boyle bir durumla karşılaşıyordum… dunyalık bir konu acılmamıştı ilk defa…

Bir odaya aldılar beni kızla goruşecektim… Sandalyeye oturdum ellerim masanın uzerinde avucumun icerisinde ise terleyen ellerimi silmek icin bez bir mendil vardı… Odaya kız girdi nurani yuzluydu… onune bakarak konuşmaya başladı…

Diğer kızlar gibi bilezikten gelinlikten girmedi konuya… Ilk sorusu namazdan oldu…. Bana namaz kılıyor musun demedi, namazı kac dakikada kıldığımı sordu. Mesela oğle namazın kac dakikada bitiyor dedi… on beş dakika civarında diye soyledim… Memnun oldu… sonra birikmiş ne kadar paran var deyince onceki goruştuklerim gibi konuşmaya başlayacak herhalde dedim icimden… 45 bin lira var…

Paranın zekatını veriyor musun deyince yanlış duşunduğun icin utandım.. Evet veriyorum dedim…
Konuşmasına ağır ağır devam etti…
Sizden once uc kişi ile daha goruştum hepsi de zengindi, guvendikleri tek şeyleri paralarıydı. Butun konuşmaları paraya zenginliğe dayanıyordu. Dine ait hicbir bilgileri yoktu ve namaz bile kılmıyorlardı.

Size ilk sorum namaz oldu cunku namazı doğru olan ve huşu icinde kılan bir insandan zarar gelemez. Ailesinin hakkını gozetir haksızlık yapamaz. Herkes icin en iyisini en guzelini ister. Kimseyi hor gormez ve ezmez. Boyle insanı butun mahlukat sever,mahlukatın sevdiğini de Allahu teala sever. Allahu tealanın sevdiği kul ise makbul edilen kuldur…

ve devam etti konuşmasına…

Sonra zekatı sordum cunku o parada fakirlerin hakkı da var. Fakirlerin hakkını gozetmeyen eşinin hakkını da gozetmez. Allahu teala ondan nasıl razı olur ki…

Ne kadar doğru konuşuyordu konuşmaları beni cok mutlu etmişti. Dunyalık bir şey istemiyorum diye dem etti... Yan taraftaki kitaplığı gostererek okuduğu kitapları gosterdi. Gorunce cok mutlu oldum cunku benim okuduğum Ehli sunnet Alimlerinin kitaplarını okuyormuş.

Ben kızarıp terliyordum nedense, elimdeki bez mendil de iyice ıslanmıştı. Benim ise kıza soracağım bir şey kalmamıştı, ben sormadan herşeyi anlattı bana.

Son olarak annemle konuşmak isteti,...
ben dışarı cıkmak icin ayağa kalkınca elimdeki mendil yere duştu. Yere goz gezdirdim ama goremedim dışarı cıktım… annemle de on dakika kadar konuştular iceride, annem cıkınca evden izin isteyip ayrıldık.
İki tarafta birbirinden memnun olmuştu.
Anneme iceride ne konuştuklarını sordum. Anneme nasıl davrandığımı ailemle olan ilişkilerimi sormuş. Cunku anne ve babanın razı olmadığı bir evlattan Allahu teala razı olmazdı.

Eve gidince konuyu babamla konuştuk cok sevindi… Abdest aldım iki rekat namaz kıldım odamda sonra birkac gun once gorduğum ruya geldi aklıma… Elimdeki sabır kılıcıyla zorlukları aşmak nasip olmuş ve sonuca ulaşmıştım…
Bu gunden itibaren duğun hazırlıklarına başlayacaktık artık… Soz kesilip aileler arasında yuzuk takıldı. Duğun konusu biraz sıkıntılı olmuştu..
Akraba tarafı calgılı olmasında ısrar ediyor ,ben ise dini yonden olmayacağını anlatmaya calışıyordum. Ben yumuşak huylu oldukca onlar daha fazla uzerime geliyorlardı. Duğun calgılı olurmuş onlara gore. Cenaze evi gibi dualar edilip mevlit okutulmazmış… Ne yapacağımı şaşırmış ve iyice bunalmıştım. Defalarca haram olduğunu anlatsam da calgısız olması gerektiğini kabul ettiremiyordum… Bir akşam evde akrabalarla toplandık bu konu hakkında konuşuyorduk. Bir şartla isteğinizi kabul ederim deyince hepsi şaşırdı… herkes gozlerini bana cevirmiş ne diyeceğimi bekliyorlardı. Olduğumde mezara benimle girecek olan varsa ve benim yerime hesap vermek isteyen olursa kabul edeceğimi soyledim… Kimse yuzume bakmıyordu artık utanmışlardı acıkcası… Bu konu da boylece şekilde kapamış oluyordu…

Bir Perşembe gunu kız tarafıyla sozleşip duğun alış verişine cıktık… Nişanlım sanki yanımda kole gibi duruyordu. Ben ne gostersem olur beğendim diyordu. Bir insan bu kadar mı mutevazi bu kadar mı ince olabilirdi. Onun bu durumunu gorduğum zaman ben en kaliteli en guzel olan eşyaları alıyordum. Onu mutlu etmek icin elimden geleni yapmak istiyordum… Evimizi doşemiştik her şey cok guzel gidiyordu… duğun gunu gelip catmıştı… heyecandan olecek gibiydim elim ayağıma dolaşıyordu adeta. Duğun tam istediğim gibi olmuştu…. Evliliğimizin ilk yılları diğer evlikler gibi tartışma ya da kavga ile gecmiyordu.
Biz İslamın etrafında birleşmiştik. Hicbir sorunumuz da olmuyordu. Eşimin zekasına guzel ahlakına guler guzune hayrandım… Onsuz zaman gecmiyordu, işteyken fırsat buldukca arıyordum,sesini duyuncada cok mutlu oluyordum. Konuşmasında icimi rahatlatan bir tesir vardı. Bunu nasıl yapıyordu bir turlu anlayamıyordum. Eve gittiğimde beni her zaman guler yuz ile karşılardı, o anda butun yorgunluğum giderdi. Yemek hazırlarken yardım ederdim. Sen otur yorgunsun der, ben de iceri gidip otururdum. Onun uzulmesini hic istemiyordum cunku. Her ne isterse yerine getirmek icin can atıyordum… Benden bir şey istesin diye gozlerinin icine bakardım.

Arada bir arabamla gezerdik,gezdirince mutlu olurdu…
Yine bir gun gezdirmek icin cıkıp arabaya bindik. Donup bana baktı. Sabır cok guzeldir,sabır insanı bu araba gibi ulaşmak istediği yere goturur dedi. Neden boyle bir şey soylediğini anlamamıştım… biraz gezip eve gelmiştik…

Birkac gun once yatak odasının kapısı bozulmuş, kilidi zor acılıp kapanıyordu. Gecen gun mahallemizde hırsızlık olayı olduğu icin odamızın kapısını kilitliyorduk… Bir haftadır eşimin midesi bulanıyor bunun icinde geceleri sık sık kalkıyordu… benim uykum cok hafif olduğu icinde hemen uyanıyordum…

O gece tekrar midesi bulanmış olacak ki kalktı, kalktığını hissedip gozlerimi actım ama uyandığımı anlamadı. Yavaş yavaş kapıya doğru ilerledi…Fakat o anda gozlerime inanamayacağım bir olay gercekleşti… Ben rahatsız olmayım diye kilitli olan kapının anahtarına bile dokunmadı… kapı kilitliydi Eşim "Bismillahirrahmanirrahim" dedi ve kapıyı acmadan dışarı cıkmıştı. Bu durumu gorunce kalbimin atışları hızlandı terlemeye başladım… yataktan kalktım gozlerim, kapıya odaklanmıştı… yatak odasının camından lavabonun ışığı belli oluyordu… Lavaboda elini yuzunu yıkayıp ışığı sondurdu. Ben hemen yatağa yatıp uyuyormuş gibi yaptım. Fakat eşim kapıyı acmadan odaya girdi… Kalp atışlarım iyice artınca dayanamadım uyanmış gibi yaparak Yatakta doğrulup oturdum… Eşimin yuzune baktım… adeta guzu nurlanmış parlıyordu… Uyandığımı gorunce gulumseyerek yuzume baktı. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Rahatsız mı ettim diye sordu. Yok cıktığını bile duymadım deyince gulumsedi ve yattı…
Işe gittiğimde surekli o anları duşunup duruyordum. Bu nasıl olabilirdi?... Akşam eve gittiğimde zile basmadım ve kapıyı anahtarımla actım. Kapıyı actığımda eşimi karşımda buldum… işten geldiğimde kapıyı acmak icin bekliyormuş… Selam verip iceri girdim elimi yuzumu yıkayıp sofrayı hazırladık yemeği yedik… Bu gun neden durgunsun bir şey mi oldu? Diye sordu… Cevap veremedim…

Dun geceki olayı nasıl sorabilirdim ki…

Sana bir şey soyleyeceğim diyerek elimden tutup beni ayağa kaldırdı…gozlerinin icine bakıyordum… buyur soyle dedim… Hamileyim dedi… Ondan sonrasını hatırlamıyorum zaten… O anda ayaklarım boşaldı… Duşup kalmışım yerde… Yarım saat sonra kendime geldiğimde eşim yanı başımda oturuyordu… Yattığım yerden doğrulup eşime bakınca utanıp yuzunu yere cevirdi… Bu habere o kadar sevinmiştim ki anlatamam…

Akşamları işten eve gelirken artık bebek eşyaları alıyordum… Gece yattığımızda eşimle hep hayal kurap duruyorduk… Cocuğumuz belli bir yaşa geldiğinde ilk hangi kitabı okumalıydı acaba… Ilk once namaz kitabındaki bilgileri oğrenmeliydi. Ondan sonra hangisini okutsak acaba İslam Ahlakını mı? Herkese Lazım olan İmanı mı okutsaydık… Yok yok ilk once Halifelerin menkıbeleriyle yeşertmeliydi kalbini… Benim evladım Ehli Sunneti savunan Ehli Sunneti yaymak icin cabalayan bir kul olmalıydı onu bu şekilde yetiştirmeliydik…

Her akşam belli bir zaman dilimi icerisinde eşimle İmam-ı Rabbaninin mektubatını okuyorduk. Bir akşam okurken yorgunluktan gozume ağrı girince eşime rica edip sesli okumasını soyledim ve gozlerimi dinlendirmek icin kapattım. 212. Mektubu okuyordu… Bir ara gozlerimi actım elindeki kitap kapalıydı. Gozlerimi actığımı gorunce hemen kitabı acıp gozlerini kitaba dikti… anladım ki o kadar sayfayı ezberlemiş ve ezberinden okuyordu. Okuduğu mektup bitince durdu… Mektubatı bu zamana kadar kac defa okudun diye sorunca bilmiyorum dedi… Peki kitabı bitirmen ne kadar suruyor? Bir hafta diye cevap verdi.. Anladım ki eşim manevi derecelere yukselmişti.. beni rahatsız etmemek icin kapıyı acmadan cıkması bir kerametti…

O gunden sonra eşime olan hurmet ve saygım daha da arttı. Eşim bir evliya idi… Ilmihal okuduğumda anlamadığım yerleri eşime soruyordum.
Oyle guzel acıklayıp anlatıyordu ki hayran kalmamak mumkun değildi… Hikmetini bilmediğim en ufak bir davranışını gorsem soruyordum. O da hemen acıklar; ilmihalin şu sayfasında yazıyor diye soylerdi… Her haline sabrediyordu ve her haliyle de şukrettiği ortadaydı… İslamiyeti yaşayan bir numune vardı karşımda, bu yuzden Allahu tealaya her saniye şukretsem yine az gelirdi…

Eşimin birkac kerametini daha gorunce dayanamadım, artık ne pahasına olursa olsun bu konuyu konuşacaktım kendisiyle… her zamanki gibi işten geldim yemek yedik konuyu konuşmak icin eşimi karşıma aldım… giderek buyuyen bir heyecanla yavaş yavaş konuşmaya başladım.. İslamiyetin en ince kurallarına en guzel şekilde dikkat ediyorsun. Konuyu uzatmak istemiyorum dediğim anda eşim konuşmaya başladı… "Sabır guzel şeydir. Sabrederken şukretmek daha guzeldir. İnsan her haline sabreder ve şukrederse Allahu teala ona daha iyilerini ihsan eder"… Artık ağzımdan tek kelime cıkmıyordu, eşimde konuşmasını bitirmişti… O gunden sonra ona olan davranışlarım daha dikkatliydi. Onu kırabilecek her şeyden uzak duruyordum…

Bir akşam annem aradı komşu kızının duğunu varmış iki gun sonra, duğune beni de davet etmişler. Eşimle birlikte gittik duğune, her şey İslama uygun duzenlenmişti. Erkekler ve bayanların yerleri farklı bolumlerdeydi… duğundeki İslama uyma titizliğini gorunce cok sevindim.
Bir akşam kendisine balkondan verdiğim Kıyamet ve ahiret kitabı geldi aklıma. On dakika sonra kucuk bir cocuk geldi, o kızın kardeşiydi bu. Babası işe giderken arkasından ağlayan cocuk… Abi eğilir misin dedi.. eğildim kulağıma ablasının bana cok teşekkur ettiğini soyledi. Ben vesile olmuşum onun bu duruma gelmesinde. Bunu oğrenince cok sevindim… Eşim hamile olduğu icin fazla kalamadık duğunde eve gittik…

Aradan aylar gecmiş ve eşim doğurmuş ve Bir tane oğlum olmuştu… hayatımızdan cok memnunduk… Eşimle her akşam kitap okumaya devam ediyorduk yine… Eşime ustadım diye hitap ediyordum… O benim ustadımdı. Dunya ve ahiret saadetim icin en buyuk vesile idi… geceleri rahatsız olmasın diye oğlumuz ağlayınca cocuğu alıp başka odaya gidiyordum… aradan iki yıl gecmiş oğlumuz buyumuştu…
Eşim her fırsatta sabır ve şukretmemi telkin ediyordu… bir zaman sonra eşim hastalandı. Zamanımızın coğu hastanede geciyordu… eşimin hastalığı artmış, benim ise elimden bir şey gelmiyordu.

Bir akşam işten eve geldiğimde kapıyı calmama rağmen acmadı. İceri girdim iceriden bilemediğim mukemmel bir koku geliyordu. İceri girdim eşim yatıyordu ilk once uyuyor zannettim. Uzun zaman uyanmayınca gidip uyandırmaya calıştığımda vefat ettiğini anladım. O anda yıkılmıştım. İcim yanmıştı. Gozlerimden yaşlar akmaya başladı.

Annemi aradım gelmesini istedim…. Eşimi diğer gun defnettik… Eve girdiğimde burnuma gelen o guzel koku mezardan gelmeye başladı… Her gittiğimde o kokuyu duyardım… giremiyordum. Onu ozluyordum sadece.. Canım eşim, ustadım vefat etmişti. Soylediği gibi yapmaya calışıyor sabretmekten başka care bulamıyordum… her an onu duşunuyordum…

Aylar sonra eve girme cesareti gosterdim… gozlerim doldu ağlamaya başladım. Balkonda cıkıp sandalyeye oturdum. Dolunay vardı… Alinin beni aradığı o akşam geldi aklıma… O akşamda aynı dolunay vardı… gozlerimden yaşlar akarak dışarıya cıktım… doğru ustadımın, eşimin mezarına gittim. Saatlerce ağladım…. O guzel kokuyu hissetmeye başladım tekrar… arkamdan bir el omzuma dokundu. Arkama dondum eşim nurlar icinde arkamda duruyordu… Heyecandan bir şey soyleyemiyordum.. Başım donmeye başladı ve bayılmışım sonra… Uyandığımda sabah ezanı okunuyordu… Kalktım etrafıma baktım… Eşimi gorduğum anda... sabret dediğini hatırladım… Camiye gidip sabah namazını kıldıktan sonra dışarı cıkarken cebimde bir şey olduğunu fark ettim… Elimi cebime attım bir tane mendil vardı… Eşimin evinde ilk konuştuğumuz zaman avucumun icindeki mendil ayağa kalkarken yere duşmuştu bulamamıştım daha… demek ki eşim bulup saklamış… Mendilin bilmediğim şekilde cok guzel bir kokusu vardı…

BU GERCEK BIR HIKAYEDIR BU HIKAYENIN YAZARI YAZININ SONUNA EKLEDİĞİ CUMLELER İSE ŞOYLEDİR... ( Bu yaşananları babamın gunluklerinden derleyerek sadeleştirdim… Hikayede anlattığım kişiler annem ve babama aitti. Doğan o cocuk bendim. Sabır ve şukur insanı en ust derecelere yukseltecek kanatlardır…) Allah (cc) herkese boyle eş nasip eylesin … SON..
__________________