Soru:
Yuce yaratıcı Allah insanları neden yaratmıştır?
Cevap:
Allah TeÂlÂ'nın yuce ve kÂmil sıfatları vardır, bunlardan biri de yaratma sıfatıdır. Bu sıfatın Âtıl olması, hic olmaması gibidir, faal olması ise devamlı yaratmanın bulunmasını gerektirir. Allah yaratandır, en guzel yapandır, mutlak iyilik, guzellik ve kemaldir. İşte bu sıfatların eseri, tecellîsi (ilgili olduğu yerlerde eserlerinin gorulmesi) diğer varlıklar arasında insanın da yaratılması sonucunu doğurmuştur. İnsan Allah'ın, birden fazla sıfatının tecelli ettiği, eserinin gorulduğu bir varlıktır, yaratılmışların -bu bakımdan- en kÂmilidir. Yaratılış amacına uygun olarak varoluşunu gercekleştirdiği takdirde (yani Allah'ı bilme, O'na inanma ve O'nun rızasına uygun bir hayat gecirme amacını gercekleştirmesi durumunda) insan, dunya ve ahirette mutlu olacak, Allah TeÂlÂ'nın nice sıfatlarının eseri onda tecellî edecek, ilÂhî guzelliklerin -deyim yerinde ise- kopyası, yansıması onda gercekleşecek, olumden ve kıyametten sonra gelecek/yaşanacak olan ebedî ahiret hayatında ise yine Yuce MevlÂ'nın ebedîlik sıfatının insancası yaşanacaktır.

Soru:
Allah'ın varlığının başı ve sonunun olmaması ve samed ismi ne demektir?
Cevap:
Akıl, varlık icin bir ilk sebebi zorunlu goruyor ve bu ilk sebebin "ilk" olabilmesi icin evvelinin ve sonunun olmaması, varlığının kendinden ve zorunlu (vÂcibu'l-vucud) olması gerekiyor. Başı ve sonu olan -bizim gibi- varlıkların fiilen var olması, bir yandan yok olurken (daha doğrusu değişirken) bir yandan varlık alemine gelenlerin bulunması aklı bu sonuca goturuyor. Samed de, "her şey var olmak icin kendine muhtac olan ama kendisi başka hicbir şeye muhtac olmayan" manasına geliyor.

Soru:
Cinler normal insanlara zarar verebilir mi? Muska kullanmanın hukmu nedir; şirk olarak değerlendirilebilir mi?
Cevap:
Cinlerin, normal insanlara zarar vereceğine ben de inanmıyorum. Muska hakkında bir hadis rivayet ediliyor, ama bu, kendisi dua okuyamayan cocuklar icin; buyukler Allah'a dua ederler, ilgili ayet ve duaları okurlar, bunlar ilac gibi birer şifa ve koruma vesilesi olur. İlac almak şirk olmadığı gibi, şifa ve korunma icin dua ve Kur'an okumak da şirk olmaz.

Soru :
Hz. İsa'nın yeryuzune tekrar geleceğine inanıyor musunuz? İnanıyorsanız bunu hangi anlamda değerlendiriyorsunuz? İnanmıyorsanız neden?
Cevap:
Bu konuda tevatur derecesinde hadisler bulunduğu icin inanıyorum. Keyfiyet ve detaylar hakkındaki hadisler tevatur derecesinde olmadığı ve itikad alanında boyle hadisler delil olamayacağı icin keyfiyet ve detay konusundaki rivayetleri bilgi kaynağı olarak kabul etmiyorum. Bana gore Hz. İsa gelecektir, ama ne zaman, nasıl, nicin... kısmını Allah bilir. Ayrıca Hz. İsa yeni bir din ile gelemez, bir misyonu varsa bunu İslam dini cercevesinde yapacaktır; aksine inanmak İslam'a aykırı olur.

Soru :
İsa neden bu kadar cok tartışılıyor? Bu tartışmaları siz nasıl karşılıyorsunuz? Mesela dunyanın evrensel anlamda bir barışa ihtiyacı olduğu ve bunu ancak İsa'nın başaracağı umudunu taşıyan insanların sayısı hic de az değil. Sun'î mi, gerekliliği var mı, bu uzayıp giden konuşmaların?
Cevap:
İslam'ın talimatı uygulandığı zaman dunyada adil bir barış tesis edilebilir. Kusur uygulayıcı ve uygulama ile ilgilidir. Hz. İsa vb. iyi bir uygulayıcı olabilir, insanlara uygulama konusunda yardımcı olabilirler. Bunu biz de yapmakla yukumluyuz. Tartışma daha ziyade bu konuyu istismar ederek İsalığa soyunan ve insanları sapıtan kimselerin cıkmasından veya bu ihtimalden kaynaklanıyor.
__________________