Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Silsile-i aliyye buyuklerinin, nasihat ve vasiyet olarak bize bildirdikleri ilk şey, imanı koruyup kufre duşmemek, sonra da haram işlememektir, cunku haram ateştir.

Koylu bir genc, Şah-ı Nakşibend hazretlerinin ismini cok duyar. (Şu mubarek zatı bir ziyaret edeyim de, gercekten buyuk olup olmadığını anlayayım. Buyukse duasını alayım) diye duşunur. Goruşmek istediğini soyleyince, talebeleri durumu Şah-ı Nakşibend hazretlerine bildirirler. O da, (Şu saatte yemeğe gelsin!) buyurur. Ama nasıl olmuşsa, genc yemeğe gec kalır. Ozur dileyince, Şah-ı Nakşibend hazretleri ona, (Bir altın getirirsen affederim) der. Gencin kafası karışır. (Allah adamı olacak, affetmek icin bir de altın isteyecek! Olacak şey mi bu?) diye duşunup der ki:
- Efendim bende altın ne gezer, ben garip, fakir bir koyluyum.
- Demek oyle, o zaman hemen git, sabah samanlığa sakladığın 40 altını getir!

Genc, altınlarının sayısı ve sakladığı yer bile soylenince utanıp, hemen giderek altınları getirir. Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Ac keseyi, sayacağız, eğer bir tane noksan cıkarsa kabul etmem) der. Altınları masaya dokup, tek tek sayarlar. Şah-ı Nakşibend hazretleri altınlara bakar ve icinden bir tanesini alıp gence, (Bu yenmez, cunku ateştir, git bunu bir fakire ver! Diğerlerini istediğin gibi harca!) der. O da, (Peki efendim) der. Genc, dışarıya cıkınca etrafındakiler, (Ne var bu altında?) diye sorarlar. O da kızarıp, (Onu kumarda kazanmıştım) der.

O buyuk zatın altın isteme sebebi, o kumar kirini oradan temizlemekti. Eğer o, temizlenmeseydi hepsi birden berbat olacaktı. O haramı yediği icin de, ne kadar sohbete gelse, ne kadar ibadet etse, bir zerresi ruhuna, kalbine işlemez. Evet, o anda cok neşelenir, bir şeyler oğrenir ama kapıdan cıkınca hepsini unutur. Buyukler, unutulacak şeyi soylemezler. Eğer bir şey soyleyeceklerse onun onda kalmasını ve istifade etmesini isterler.

Bunun icin bu yolun buyuklerinin hususiyeti, birine bir şey vermeden once, ondaki pislikleri alırlar. Temiz suyu ancak bardağı temizledikten sonra koyarlar. Teberri olmazsa tevelli olmaz. Yani haramdan, pislikten, gunahtan sakınmadan hicbir ibadetine sevab verilmez. Kirli bardaktan su icilmez. Once bardak temizlenmeli. Onun icin bu yolun aslı, once tasfiye yani temizliktir. Ondan sonra aşk ve muhabbet kendiliğinden gelir.

__________________