Sevgiliyi unutmak, ayrı durmak, gonul diyarını kendi haline terketmekti.
Gonul diyarını terk edemiyordu, Salebe. O'nun nazarları altında hizmetinde
kusur etmiyordu.
Ensar... Nebi (A.S.)’ın Medine’ye hicretinde, butun muminlere kucak acan
gonul erleri... İslÂm toplumunun iki temel direğinden biri...
Yurtları ise, Medine... Madde ve mana dunyasının aleme yansıyan yonu. Dunya
ve ahiretin denge taşlarının konulduğu şehirlerin anası Mekke'de doğan Allah
Rasulu’nun muminlere bu dunyada son kez tebessum ettiği kutlu şehir.
Medine... O şehir ve halkı daha ilk gunden meftun olmuştu Sevgili Resul’e...
Kainatın en sevgilisini bağrına basmak icin can atardı buyuğuyle, kucuğuyle.
İnsanları Nebi (A.S.)'a tutkun, Efendimiz (A.S.) onların gonlune hakimdi.
İnsanların gonul dunyasındaki hurriyet, bu tutsaklığın ardından geldi.
Medine'li muminler, kainatın serveri Efendimiz'i kalplerine yerleştirirken
boyunlarını bukmuş, O’nun nazarlarının aydınlığında ağacların meyveye
durması gibi olgunlaşırlarken, Sevgili Peygamberimiz'in gonlunde de ozel bir
yer edinmişlerdi. Bir gun şu sozler dokulmuştu mubarek dudaklarından: "Allah
biliyor ki, ben sizi seviyorum." (İbnu Mace)
Bakış . . . !
İşte bu şehrin insanıydı, Salebe bin Abdurrahman. Sevgili Peygamberimiz
(A.S.)'ın sevgisinde eriyor, O'nun bir dediğini iki etmiyor, asla yanından
ayrılmıyordu. Her zaman Efendimiz'in hizmetinde idi. Gonlunu sevgiyle
doldurmuş, sevgisini aşka boyamıştı.
Sevgiliyi unutmak, ayrı durmak, gonul diyarını kendi haline terketmekti.
Gonul diyarını terk edemiyordu, Salebe. O'nun nazarları altında hizmetinde
kusur etmiyordu.
İslÂm, dunya ve ahiret hayatının toplamıydı. Musluman, dunyada ahireti icin
cabalayan, ahirette ise bu cabaların karşılığını devşirendi. Bu dunya
ahiretin tarlasıydı. Sevincler, kederler, sıkıntılar bu dunyaya mahsustu.
Derken, birgun Sa'lebe bin Abdurrahman, komşusunun evinin onunden gecerken
bir an istemeden gozu evde yıkanan bir kadına takıldı. Ardından bir daha
baktı. Gozlerine hakim olamamıştı. Kendini toparladığında ise pişmanlık
butun benliğini sarmıştı.
Cumle kapısı
Gozler, sarayların cumle kapılarına benzer. O kapılar, sarayların da,
surların ardındaki bir şehrin de ilk goze carpan gorkemli mimari
yapılarıdır. Bazen insan, şaheserin daha icini gormeden o kapılara tutulur
kalır. İnsanın da guzelliği gozlerden başlar.
Bakışları cok gorkemli insanlar vardır; saf, duru, akpak gonullerini
yansıtan. Gonul sarayı tertemizdir onların. Zira o sarayın tahtına
oturttukları Yuce Sevgili, kalplerini tertemiz istemiştir:
"Rasulum! Mumin erkeklere, gozlerini harama dikmemelerini soyle." (Nur/30)
"Mumin kadınlara da soyle: Gozlerini (harama bakmaktan) korusunlar."
(Nur/31)
Medine'li Salebe bin Abdurrahman, kendi tertemiz gonul sarayının daha cumle
kapısında, Allah’ın yasakladığı bakışı ile o an, kendini belki de yapayalnız
hissetti. Yuce Sevgili’nin rıza gostermediği haram bakış, muminin gonul
sarayında sevgilisiz kaldığı, heva ve heveslerin hakimiyet kurduğu
yalnızlığı doğurur.
İhtimal, Salebe bu yalnızlığın neticesinde Rasulu Ekrem (A.S.)'e vahiy
gelmesinden korktu. Belki, bu korku en cok sevdiği Allah ve Rasulu’nu
kaybetmek endişesinden kaynaklanıyordu. Mahzundu. Medine ve Mescid-i Nebi
artık ona dar gelmeye başlamıştı. Kolay değildi, Efendimiz'in bakışları
arasında buyumek. Ve...
Medine'den ayrıldı. İlahi irade bir hakikati daha ispatlayacaktı. Salebe
belki Efendimiz'in nazarından uzaklaşmıştı ama O'nun tasarrufatıyla gunahını
kendine dert edinmişti. İşte bu yuzden derdini icinden sokup atamıyordu.
Sevmesine rağmen, gunahkÂrdı. Allah’a yoneldi ve Cenab-ı Hak, Salebe'ye
tevbe kapısını actı. Salebe, derdinin ancak Alemlerin Rabbi tarafından
cozuleceğine inanmıştı bir kere. Yonelecekti En Yuce Sevgili'ye. Zira O:
"Allah, bir adamın icinde iki kalb yaratmadı." (Ahzab/4) demiyor muydu?
Kalbin sahibi Allah, buna guc yetirirdi.
Nebi (A.S.), mescidde Salebe'yi goremeyince Sahabe-i Kiram'a onu sordu.
Salebe terketse bile O, sevdiğini bırakmazdı. Zira o eli Allah icin
tutanların tek sahibi Cenab-ı Hak’tı:
"Muhakkak ki, sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmişlerdir. Allah'ın
eli onların elleri uzerindedir. Kim verdiği sozu bozarsa, ancak kendi
aleyhine bozmuş olur." (Feth/10)
Dunya ve ahiret hayatında denge istiyordu, kainatı yaratan... Belki de bu
dengenin kilidini gozlerde gizlemişti. Salebe bin Abdurrahman, gonulleri
ateşleyen Muhammedî nurun; bir turlu unutamadığı o bakışların derin
manalarıyla boynunu Allahu TealÂ'ya buktu.
Allah'a boyun eğenler ne zaman yukselmedi ki?!... Ve Cebrail (A.S.) Sevgili
Peygamberimiz’e durumu haber verdi:
"Ey Nebi! Ummetinden biri Medine dağlarında, Allah'ın azabından, yine
Allah'a sığınıyor!"
Sevgi ve muhabbet asla karşılıksız bırakılmaz. Resulu Ekrem (A.S.) Hz.Omer
ve Selman-ı Farisi'yi, Sa'lebe bin Abdurrahman 'ı bulup getirmekle
gorevlendirdi. Dosttu bunlar; tanıştıkları gunde cankardeşi olmuşlardı.
Salebe'yi bulup derdini cozmeliydiler. Zira ellerini Allah icin tutup gonul
verdikleri O Sevgili Resul:
"Mumin, kardeşini zor durumda bırakmaz." (Buharî, Muslim) diyordu.
Zufafe
Zufafe... Medine dağlarında koyun otlatırdı. Hz. Omer ve arkadaşı, Zufafe'ye
Sa'lebe'yi sordular:
“Buralarda, dağlarda yaşayan bir genc biliyor musun?”
“Herhalde siz cehennemden kacanı soruyorsunuz.”
“Cehennemden kactığını nereden biliyorsun?”
“Gece yarısı olunca şu taraftan ağlayarak gelir ve ‘Keşke ruhum bu iki
alemden ayrılmasaydı...’ diye feryat eder.”
Zufafe kac kere gormustu Salebe'yi, Alemlerin Rabbi’ne yalvarırken... Gece
yarısına doğru Salebe aynı sozleri soyleyerek geldi. Hz Omer gence yaklaştı.
Hz. Omer'i gorunce Salebe:
“Rasulullah’a benim ne tur bir gunah işlediğim bildirildi mi?!..” diye
sordu. Hz.Omer:
“Bilmiyorum. Rasulullah bizden seni getirmemizi istedi.” dedi.
“Senden birsey istiyorum: Bilal kamet getirip, Resulullah tam namaza
başladığında mescide girelim. Zira ben, Rasulullah'dan cok utanıyorum.”
“Haydi gidelim.” dedi Hz.Omer. Dostumuz
Saf olmustu Mescid-i Nebi'de muminler. Salebe, Efendimiz (A.S.)'ın namazdaki
kıraatini işitince bayılıverdi. Kendine gelince Rasulullah (A.S.)’ın yanına
getirdiler. Buyurdular:
“Benden nicin uzaklaşıyorsun?”
“Ya Rasulallah! Senden cok utanıyorum.” dedi
“Allah hata ve gunahları bağışlar..."
Ve... Sevgili Peygamberimiz (A.S.), Salebe'ye evine gitmesini soyledi.
Salebe gitti ama aradığı huzuru bir turlu bulamıyordu. Hastalanmıştı ve
gunler gectikce gunahının ağırlığı artıyor gibiydi.
Sahabe-i Kiram'ın durumu haber vermesi uzerine, Nebi(A.S.) Salebe bin
Abdurrahman'ın evini şereflendirdi. Bu, MevlÂna Hazretleri’nin "O geliyor
O!... Dostumuz, Yarimiz geliyor!..." dediği gibi bir gelişti bu.
Rasullullah (A.S.), Salebe'nin yatağına oturdu. O'nun başını dizlerine
yasladı. Şefkat nazarlarını, Salebe'ye lutfettiler. Salebe:
"Ey Allah'ın Rasulu, o baş gunahlarla dolu. Sizin tertemiz teninize layık
değildir!" deyince Efendimiz:
"Peki Salebe. Sen ne istiyorsun?" diye sordu.
"Ey Allah'ın Rasulu! Sadece Rabbimin beni affetmesini istiyorum." dedi.
"Salebe! Cebrail sana Rabbimin selamını soyluyor. Ve O’nun, ‘Kulum dunya
dolusu hatayla bile bana kavuşursa, ben onu dunya dolusu mağfiretle
karşılarım.’ buyurduğunu soyluyor.”
O anda Salebe sukûnete kavuştu. Aradığı huzuru bulmuştu. Ve o huzurla
gunahlarından arınmış tertemiz bir mumin olarak Rabbine kavuştu.
Cenaze namazını, Efendimiz (A.S.) kıldırdı ve onu defnetti. Kabirden
donerken parmaklarının ucuna basarak yuruyordu. Sahabe-i Kiram nedenini
sorunca:
"Salabe'yi karşılayan melekler o kadar cok ki, onların kanadına basmamak
icin bu şekilde yuruyorum" buyurdu. (Ebu Nuaym, İbnu’l Esir, İbnu Hacer)
İşte gunah... İşte samimiyetle yapılan bir tevbe... Ve işte Rahman ve Rahim
olan Allah'ın verdiği karşılık:
"Ey kendilerinin aleyhinde (gunahta) haddi aşan kullarım! Allahın
rahmetinden umit kesmeyin. Cunku Allah butun gunahları bağışlar. Şuphesiz ki
O, cok bağışlayan, cok esirgeyendir" (Zumer/53)
"Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a donun. Umulur ki Rabbiniz
sizin kotuluklerinizi orter; Peygamber’i ve iman edenleri utandırmayacaği
gunde, Allah sizi iclerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Cunku onların
nurları, onlerinden ve yanlarından koşar da, ‘Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla,
bizi bağışla. Cunku sen her şeye kadirsin.’ derler.” ( Tahrim/8)
__________________
Cehennemden Kacan Adam...
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Cehennemden Kacan Adam...