Bir gun ALLAH’a inanmadıklarını soyleyen uc kişi İmam-ı Azam'ın yanına gelerek ona 3 soru sorarlar.

İlk şahıs; -Bize ALLAH’ı gosterebilir misin ?
İkinci şahıs; -Cehennem ateş olduğuna gore ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap goreceklerdir ?
Ucuncu şahıs; -Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun hem de insanın iradesinden bahsediyorsun.
Halbuki insan her şeyi mecburen yapar kendi iradesi yoktur?

Bu soruları alan buyuk imam eline aldığı bir avuc toprağı soruları soran 3 kişinin yuzlerine fırlatır!.. Her ucu de bu davranışa tepki gosterir.

İmam-ı Azam bunun uzerine şoyle der: -"ALLAH’ı goremediği icin inkar etmeye calışan adam! "Toprağın yuzunde meydana getirdiği acıyı gorebildin mi?
Daha yuzundeki acıyı goremezken ALLAH’ı goremediğin icin nasıl inkar edersin?
-Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuc toprak senin yuzunu acıtmaya yetti.
Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.
-İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok ne diye yuzune attığım toprak icin benden şikayetci oluyorsun?”
Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına donen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaşırlar.

Bu eşşiz kıssa bizlere şunun idrakini gostermeli;
Musluman ilm-i siyaset uzre olmalı, feraset sahibi olmalı, nerde susması gerekip, nerde konuşması gerektiğini bilmeli...

Cok konuşma, cok savunma bizi bilgili ve de donanımlı yapmaz.. Bir musibet, bin nasihatı nasıl dize getirdiğini idrak edebilmeli...
Nihayetinde idrÂki de, hidayeti de veren ALLAH'DIR.. Ustumuze duşeni yerine getirerek vesile olup, ALLAHA havale etmeli...

Cunku;
O Herşeyi hakkıyla en iyi bilendir
(ŞûrÂ/12)


__________________