İtiraflar bu kadar değil cok sayıda fakat sizleri sıkmamak icin kısa tumaya calıştım.

İlk ortaya atıldığı gunden bu yana bazı cevrelerce ideolojik bir zorunluluk olarak ilgi goren evrim teorisi, gunumuzde de aynı zorunluluk sebebiyle yoğun bir propaganda ile savunulmaktadır. Kimi bilimsel yayınlarda, okullarda ve bazı medya organlarında canlılığın kokeni konusunda ispatlanmış bir gercek gibi sunulmaktadır. Evrim teorisi bilim adamlarının bir kısmı tarafından da buyuk bir bağlılıkla savunulduğu icin, insanların bircoğu bu teoriyi bilimsel acıdan gecerli zannetmektedirler.

Oysa evrim teorisi, 150 yıldır paleontoloji, genetik, mikrobiyoloji, biyokimya, biyofizik gibi bilim dalları tarafından curutulmuştur! Bu bilim dalları tarafından ortaya konan sayısız bulgu evrimin hicbir zaman gercekleşmediğini cok acık ve kesin olarak gostermektedir.

Bu yazıyı okuyan bircok insanın aklına doğal olarak şoyle bir duşunce gelebilir:
"Evrim teorisini savunanlar bilim adamlarıdır. Evrim teorisinin gecersiz olduğunu ispatlayan delilleri bulanlar da yine bilim adamlarıdır. Bu durumda bilim adamları herhalde iki gruba bolunmuştur; bir kısmı evrimi savunurken, diğerleri evrimi curuten delilleri bulmuşlardır."

Oysa bu duşunce tam olarak doğruyu ifade etmemektedir. Cunku evrim teorisini savunanlar, evrimin gercekleştiğine dair hicbir delil bulamazlarken, bizzat kendileri evrim teorisini curuten delilleri yine kendi elleriyle bulmaktadırlar.

Nitekim evrim teorisi ortaya atıldığı gunden bu yana, evrime arka cıkan hicbir bilim adamı, onu elindeki bilimsel delillerden dolayı savunmamıştır. Peki o zaman evrimcilerin amacı ve bu anlamsız tavırlarının sebebi nedir?

Bu sorunun cevabını kendisi de evrimci olan İngiliz zoolog D. M. S. Watson şoyle vermektedir:

Evrim teorisinin yaygın kabul goren bir teori olmasının nedeni bu teoriyi ispatlayacak yeterli delilin var olması değil, ancak diğer alternatifin, yani doğaustu yaratılışın tumuyle kabul edilemez olmasıdır.1

Harvard Universitesi'nden unlu bir genetikci ve evrimci olan Richard Lewontin, "once materyalist, sonra bilim adamı" olduğunu şoyle itiraf etmektedir:

Bizim materyalizme olan bir inancımız var, 'a priori' (onceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanc bu. Bizi dunyaya materyalist bir acıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yontemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dunyaya materyalist bir acıklama getiren araştırma yontemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna gore de, İlahi bir acıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz."2

Lewontin'in kullandığı "a priori" terimi oldukca onemlidir. Bu felsefi terim, hicbir deneysel bilgiye dayanmayan bir on varsayımı ifade eder. Bir duşuncenin doğruluğuna dair bir bilgi yok iken, onu doğru varsayar ve kabul ederseniz, bu "a priori" duşuncedir. Ve evrimciler bilimi bu on kabullerine uydurmaya calışırlar. Materyalizm bir Yaratıcının varlığını kesin olarak reddetmeyi zorunlu kıldığından, ellerindeki tek alternatif olan evrim teorisine sarılmaktadırlar.

Bunun orneklerinden biri DNA'yı keşfeden Francis Crick'tir. Crick, DNA'da keşfettiği olağanustu derecedeki kompleks yapı karşısında, yaşamın kokeninin tesadufle acıklanamayacak bir mucize olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Crick, koyu bir evrimci olmasına rağmen, DNA'nın mucizevi yapısına şahit olduktan sonra yazdığı eserinde acıkca ortada olan bir gerceği şoyle ifade etmiştir:

Bugun sahip olduğumuz bilgiler ışığında, durust bir adam ancak şunu soyleyebilir: Bir anlamda hayat mucizevi bir şekilde ortaya cıkmıştır."3

Ateist felsefeci Anthony Flew da ateist inanclarına aykırı olmasına rağmen Big Bang teorisinin yaratılışı delillendiren bir bulgu olduğunu itiraf ederken sozlerine şoyle başlamaktadır:

İtiraflarda bulunmanın insan ruhuna iyi geldiğini soylerler. Ben de bir itirafta bulunacağım: Big Bang modeli, bir ateist acısından oldukca sıkıntı vericidir. Cunku bilim, dini kaynaklar tarafından savunulan bir iddiayı ispat etmiştir.4

Charles Darwin'in, Teorisi Hakkındaki İtirafları

Kitabın tamamında, konuların ele alınışı son derece acemice ve bilimsel deneylerden veya gozlemlerden uzak, daha cok tahmin ve varsayımlar uzerine kuruludur. Darwin, Descent of Man (İnsanın Tureyişi) isimli kitabında da yine aynı bilimsel seviyede, insanın evrimi ile ilgili teorilerini acıklamıştır. Her iki kitapta da Darwin, teorisinin zayıflıklarını, tutarsızlıklarını itiraf etmiş, boyle bir varsayımın doğruluğu ile ilgili ciddi şupheleri olduğunu sık sık tekrarlamıştır. Amerikalı fizikci Lipson, Darwin'in bu korkuları hakkında şu yorumu yapar:

Turlerin Kokeni'ni ilk okuduğumda Darwin'in genelde sunulan tablonun aksine, kendisinden pek de emin olmadığını fark etmiştim. Orneğin "Teorinin Zorlukları" başlıklı bolum, cok belirgin bir guvensizlik yansıtmaktadır. Bir fizikci olarak, gozun nasıl ortaya cıkmış olabileceği yonundeki yorumları karşısında şaşkınlığa duştum.5

Bu bolumde Darwin'in sadece genel olarak evrim teorisi ve kendisi ile ilgili itiraflarına yer verilecektir. Bunların yanı sıra Darwin'in bu iddiayı ortaya atarken icinde bulunduğu ruh hali de itiraflarında yer alacaktır. İşte Darwin'in kendi teorisinin celişkili, tutarsız ve gercek dışı bir iddia olduğu yonundeki kuşkuları:

Okur yapıtımın (Turlerin Kokeni) bu bolumune varmadan once bir yığın guclukle karşılaşmış olacaktır. Bunların bazıları bugune dek uzerlerinde belirli bir olcude duraksamadan duşunemediğim kadar cetindir.6

Teoriye karşı haklı olarak yoneltilmiş itirazların ve teorinin karşılaştığı gucluklerin ağırlığı altında yıllarca ve onların ağırlığından kuşkulanamayacak kadar cok ezildim.7

Bu calışmaların (Turlerin Kokeni icin kullandığı calışmaları), bunları yaparken harcadığım zamana değip değmediğinden şuphe ediyorum.8

Goruşlerimin, sayısız miktarda zorluklarla dolu olduğunu goremeyecek kadar kor olduğumu sanma...9


Harvard'da biyoloji profesoru ve yakın dostu olan Asa Gray'a yazdığı bir mektubundan:

Oldukca iyi biliyorum ki, spekulasyonlarım meşru bilimin sınırlarının oldukca ilerisine uzanmıştır.10

E. Haeckel'e yazdığı mektubundan:

Evrim doktrinini yayarak cok muthiş bir iş yapmış olacaksın. Yararsız yapıların ileriki aşamalarda ortadan kalkmasıyla ilgili problem senin de kafanı karıştırdı mı? Bu problem son zamanlarda benim aklımı oldukca karıştırdı.11

Fox'a yazdığı mektubundan:

Doğanın tamamı gercekten inatcı ve benim istediklerimi yapmıyor ve şu an sadece eski midyelerimden başka yeni hicbir şey uzerinde calışmak istemiyorum.12

Bazen tamamıyla cokuntuye uğrayacağımdan korkuyorum...13

J. D. Hooker'a yazdığı mektubundan :

Bazen, yakında tamamen yenilgiye uğrayacağımdan şupheleniyorum.14

Goruşlerime ters duşen bazı buyuk zorlukları ortadan kaldırdığımı duşunuyorum, fakat bunların hepsi bir halusinasyon olabilir. 15

Tamamen yanlış bir inancın icinde olduğumu duşunmeye başladım. Bana bu konunun on sene icinde tamamen unutulacağını soylediğinde haklıydı.16

Bana kitabımı soruyorsun, sana soyleyebileceğim tek şey intihar etmeye hazır olduğum; kitabın cok makul bir şekilde kaleme alındığını duşunuyordum, fakat şimdi tekrar yazılması gerektiğini anladım.17

Turlerin Kokeni'nin yayınlanmasının ardından o kadar cok şey yayınlandı ki, bu bilgileri değerlendirip bir butun haline donuşturme gucune ve akıl yeteneğine sahip olduğumdan şuphe ediyorum.18

Lyell'e yazdığı mektubundan:

Ceşitli konularla ilgilenen pek cok insanın yıllardır bir illuzyon icinde olduğunu duşunerek oldukca seviniyorum. Sık sık uzerime soğuk bir urperti geliyor ve kendi kendime butun hayatımı bir fantaziye adayıp adamadığımı soruyorum.19

Robert Downs anlatıyor:

Darwin'in yaşı ilerledikce din konusundaki goruşleri de değişti. Gencliğinde ozel yaratılış fikrini hic tartışmasız kabul ediyordu. Life and Letters adlı kitabında ise "insan uzak gelecekte şimdikinden cok daha mukemmel bir varlık olacaktır" diyordu. Sonra şu fikirleri de ilave ediyordu:

"Allah'ın varlığı hakkında hislere değil de akla bağlı bir başka nokta da, cok onemli bir konu olarak beni etkiliyor. Bu muazzam ve harikulade evreni, cok geriye ve cok ileriye bakabilme kabiliyeti bulunan insan da dahil olmak uzere, kor tesaduf veya zaruretin eseri olarak gormek cok guc, hatta imkansızdır. Boyle duşununce bir dereceye kadar insanınkine benzeyen zihin sahibi bir "İlk Sebep" aramak zorunda kalıyorum; bu bakımdan teist sayılabilecek bir insanım. Hatırladığıma gore, Turlerin Kokeni'ni yazdığım zaman bu inanc bende cok kuvvetliydi. O tarihten beri yavaş yavaş ve bircok dalgalanmalarla zayıfladı. Ama o zaman da şu şuphe ortaya cıkıyor: Benim inandığıma gore en aşağı hayvanlarınki kadar basit bir zihinden cıkmış olan bir akla, boyle buyuk bir sonuc cıkardığı zaman guvenilir mi?"20

Ve bu kişiler once inanclarının ne kadar bozuk olduğunu anlayarak itirafta bulunmuşlar ve kendilerinin zalim olduklarını soylemişlerdir:

Dediler ki: "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?" "Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların buyukleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin." Bunun uzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gercek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler." (Enbiya Suresi, 62-64)

Vicdanları kabul ettiği halde, zulum ve buyuklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak. (Neml Suresi, 14)

__________________