........

“Hazreti Muhammed (aleyhisselÂm) 1400 kusur yıl once değil, bugun yani mesela 1950’lerde, aramızda doğup, buyuyup, risalet ve nubuvvet gorevi alsaydı?..”

Bunu duşunmek ve konuya boylece bakmak gerekir.

Evet, şimdi yazımızın esas konusuna gelebiliriz:

Rasûlullah 1400 yıl once değil bugun dunyaya gelmiş olsaydı ve bugun yaşasaydı… Turkiye’de veya Avrupa’da veya Amerika’da… İslÂm’ı nasıl anlatırdı? Gene 1400 yıl onceki, kabilesindekilere anlattığı gibi mi? Bunu iyi duşunmek gerek…
Rasûlullah 1400 yıl once değil bugun dunyaya gelmiş olsaydı ve bugun yaşasaydı… Turkiye’de veya Avrupa’da veya Amerika’da… İslÂm’ı nasıl anlatırdı? Gene 1400 yıl onceki, kabilesindekilere anlattığı gibi mi? Bunu iyi duşunmek gerek… (A.H.)


DİN gerceğinin aslının anlaşılabilmesi yolunda, insan icin hayatî, hatta “ebedi” onemi haiz bazı gerceklerin farkedilebilmesi yolunda zamanımızda yapılması gerekli son derece onemli bir sorgulama bu… TÂbi gercekci duşunen beyinler icin ve tÂbi herşeyden once konuya doğru noktadan yaklaşarak…

Aramızda doğmuş biri olarak nasıl yaşayacaktı? Teknolojiyle ve modern yaşamla ilgili şeylere yaklaşımı nasıl olacaktı? Orneğin, bisiklete binmeye şeytanarabası diye mi yaklaşacaktı? Televizyonsuz evde mi yetişecekti? Elektrik Hıristiyan buluşudur deyip kullanmayacak mıydı? Bilgisayar kullanmayacak mıydı?

Burada gozden kacmaması gereken onemli bir incelik var!

Bugun “Musluman toplum kuralları” diye tanımlanan kurallar 1400 kusur yıl once henuz gelmiş olmadığı icin, Hazreti Muhammed (aleyhisselÂm) geldiği toplumun, yani Musluman olmayan ancak tanrılara putlara tapınan bir toplumun orf ve Âdeti icinde yetişti!“Rasûlullah (aleyhisselÂm) bugun yaşasaydı” sorgulamasını yaparken bu gerceği hesaba katmak gerekir.

Buna gore, o tarihlerde gelmemiş olan Rasûlullah (aleyhisselÂm) bugun de geldiğinde Hıristiyan veya putperest bir topluluk icinde; “Musluman toplum kuralları” olmayan bir cevrede buyumuş olacaktı; işte bu gerceği bugune uyarlamamız gerekir…

O eşsiz Zat Allah Rasûlu’nun yerine getirdiği işlevi, neyi, ne icin bildirdiğini, insanlığa nasıl bir ufuk actığını, neler getirdiğini, amac ve hedeflerinin neler olduğunu doğru değerlendirebilmek icin, Rasûlullah (aleyhisselÂm) 14 asır once bildirilenler uzerine oluşmuş ortamda yaşasaydı değil, 14 asrın oncesindeki gibi, o gun icine geldiği ortam gibi, bugun varolan, ama “Musluman toplum kuralları” olmayan bir ortam icinde yaşasaydı değerlendirmesini esas almalıyız!

Şimdi, “OKU” hitabıyla başlamak uzere, insanlığa kendi gerceğini ve geleceğe hazırlanma sistemini acıklayan Kur’an-ı Kerim’i 23 yıllık bir surecte yaşanan olaylar beraberinde bildiren Hazreti Muhammed (aleyhisselÂm)’ı duşunmeye calışalım!

Duşunun ki, kendisini otedeki bir tanrı boyle bir goreve atamadığı gibi, tum bu yaptıklarını otedeki bir tanrıdan korkusundan veya karşılığını beklediğinden de yapmadı!..

Dunyanın değişik yerlerinde, kendi değer yargıları ve anlayış seviyelerine gore o eşsiz Zatı “dinadamı”, “elci”, “devlet reisi”, “lider”, “komutan” gibi vasıflarla da tanımlamaya calışanlar cok.

Acaba, “dinde zorlama yoktur” hukmunu getiren, “komşusu acken tok yatan bizden değildir” diyerek insanlara evrensel bir sorumluluk bilincini kazandırmaya calışan Allah Rasûlu, bugun, kimilerinin yorumladığı ve tanımladığı gibi bir devletin reisi, ya da bir komutan gibi mi yaşayacaktı? Kendisine devlet reisliği teklif edilince bunu kabul mu edecekti? Yoksa bulunduğu toplum icinde dinadamı, hoca, şeyh turunden bir unvanla, modern dunyanın uzağında mı yaşıyor olacaktı?

Duşunme ve değerlendirme sistemimizi biraz yenilemeye başladıktan sonra şimdi bir adım daha ileriye gidelim…

Bizi okuyanların hatırlayacağı uzere, GİZ’li Gulşen’de “Sunnetin Ruhu” başlıklı yazımızda bu konulara Aksaclı bilgemizin şu sozleriyle yer vermiştik:

“Hazreti Muhammed aleyhisselÂm bundan 1400 kusur sene evvel, icinde bulunduğu toplumun yaşam bicimine, giyim-kuşamına, sacına-sakalına uygun mu yaşıyordu; yoksa onların giyim-kuşamlarına karşı cıkıp, onlardan tamamıyla farklı bir şekilde mi giyiniyordu?

Hazreti Rasûlullah aleyhisselÂm da, icinde bulunduğu o putperest topluluğun giyindiği gibi sarık, cuppe, entari giyinip, onlar gibi sakal bırakmış, onlar gibi yiyip icmiştir…”


(”Sunnet Ne Değildir” başlıklı yazıdan bu konuyu genişce okuyabilirsiniz.)

Hazreti Rasûlullah aleyhisselÂm bugun bu ortamda dunyaya gelip gencliğini yani risalet oncesi donemi bu insanlar arasında yaşasaydı, yaşam bicimi nasıl olacaktı?

Modern bilimin ve teknolojinin geldiği noktayı ve verilerini cok iyi inceleyerek, aldığı vahyi bunlarla mı acıklayacaktı; yoksa yine 14 yuzyıl oncenin topluluklarının tanıyabileceği ve anlayabileceği duzeyde misaller ve sembollerle mi gerceklere işaret edecekti?.
Nasıl yerdi? Eliyle mi, catal kaşıkla mı? Dişini neyle fırcalayacaktı? Neler kullanacak neler kullanmayacaktı? Bugunun ilerisinde mi olacaktı, yoksa gecmişe mi ozenecekti? O gun nasıl giyinmekteydi ve bugun nasıl giyinecekti? Daha sorulacak pek cok soru var bu konuda aklı başında hakikati arayan insanlar icin. Ama bir suru insan da elbette bunlarla hic ilgilenmez. Emir komutayla yaşamlarına devam ederler.


Bu gibi konularda herkesin kendi seviye ve zaviyesinden değerlendirmesi olabilir. Ancak biliyoruz ki, Kur’an-ı Kerim’in hukumlerine ters duşmeyen konularda, icinde bulunduğun toplumun sunnetine uygun hareket etmek, “sunnet”e uygun olan davranıştır. “Sunnetin RUHU”nu anlayabilir ve değerlendirebilir isek eğer…

Daha da onemlisi, Allah Rasûlu bugun, yani 21. yuzyılda orneğin Amerika’da yaşasaydı, aldığı vahiyleri nasıl acıklardı? Ne gibi sorunlarla karşılaşır ve nelere cevap vermek durumunda kalırdı?


Aklınızı kullanın, bu misallerin uzerinde duşunun ve ne anlatılmak istendiğini algılamaya calışın” diyen kitabın hukumlerini nasıl acıklardı? Misallerin neler olabileceği, neler olamayacağı konusuna girmiyorum burada… Ancak şu cumleyle yetiniyorum:

Modern bilimin ve teknolojinin geldiği noktayı ve verilerini cok iyi inceleyerek, aldığı vahyi bunlarla mı acıklayacaktı; yoksa yine 14 yuzyıl oncenin topluluklarının tanıyabileceği ve anlayabileceği duzeyde misaller ve sembollerle mi gerceklere işaret edecekti?


(Devam eden yazımızda inşallah bu konu uzerinde duracağız.)

Ahmed BÂki


Not : Bu yazı kısaltılarak alıntılanmıştır. Arzu eden kardeşlerim yazının tamamını BURADAN okuyabilir.

__________________