İslam'ı, adalet, merhamet, kardeşce boluşum ahlakı, diğerkÂmlık (isar), kardeşlik, barış (silm) vb. pek cok vasıfla niteleyebiliriz. Bu nitelemeler yanında, İslam'ın bir başka vasfı daha bulunur ki, bu ondaki tum mukemmel niteliklerin beslendiği ana damarı gosterir. 'Guzellik sıfatı'! İslam'a nispetle soylersek, İslam, bir guzellik dinidir.

Guzellik, yani cemal ve ihsan kavramları, Musluman bireyin olduğu kadar, Musluman toplum ve medeniyetlerin de en ayırt edici ozelliğini, varoluş tecellisini teşkil etmektedir! Onun en temel hususiyetinin guzellik mefhumu olduğu gerceği, Kur'an'da yer alan ve guzellik hakikatine işaret eden cemal (Nahl, 16/5.); behic, behcetu (Hac, 22/5; Kaf, 50/7; Neml, 27/60.); zinetu, tezyin (Hicr, 15/16; Kaf, 50/6 vd.); ihsan vd. kavramlarla temellenirken, bu konuda en acık bilgiyi iceren acıklama, Hz. Peygamber'in bir hadisidir.

"Muhakkak ki Allah guzeldir; guzelliği sever!" (Hakim, Mustedrek, I/26.)



Oncelikle şunu belirtelim ki, hadis-i şerif doğrudan Hz. Peygamber tarafından Allah'ın hakikat ve tecelli boyutuna dikkat ceken bir acıklama olması sebebiyle, sonsuz bir değere sahiptir. Kısaca, iman hayatımızın ve teslimiyet tecellilerimizin odağında yer alan Yuce Allah'ın mahiyet ve hakikat itibariyle salt guzellik olduğunu dile getirmektedir.

Yuce Allah'a dair bu ifşa bize aynı zamanda, O'ndan kaynağını alan tum değer ve tecellilerin de ancak cemil olacağı vurgusunu ihtiva eder. Oyleyse, diyebiliriz ki, Allah'ın guzel olduğunu, O'nun cemal vasfının, celal yanına baskın olduğunu ifşa eden hadis-i şerif, aynı zamanda biz muminlerin de, fert ve toplum olarak, varoluş ritminde bu guzelliğe iştirak etmemiz ve bu namutenahi guzellikten nasiplenmemiz zaruretine guclu bir vurgudur.

Kur'an'da guzellik algısı

İşte, tam bu bağlamda Kur'an'a baktığımızda, şu guzellik tasvirleriyle karşılaşırız: Her şeyden once, guzel olan ve guzelliği seven Allah, var ettiği her şeyi guzellik ve ihsan halesiyle kuşatmıştır. (Neml, 27/88 (itkan)) Hasene ve ihsan terimlerinin ahlaki varoluşsal ışık kaynakları gibi durduğu bu noktada Allah, en guzel davranışı sergileyen kimseleri odullendirir, emeklerini ve beklentilerini boşa cıkarmaz. (Kehf, 18/30.) Yuce Allah, yaratılışlar Âleminde guzelliğin tahtına insanı oturtmuş; onu, ozel ihtimam ve ozenle yarattıktan başka bicim, ic ve oz, duruş ve yetiler bakımından da en guzel kıvamda var etmiş (ahsen-i takvim, Tin, 95/4.); sima ve cehresini cok guzel nakşetmiş (ahsene, Gafir, 40/64; Teğabun, 64/3.); boylece hem tenini hem ic Âlemini son derece mukemmel bir şekilde dizayn etmiş; sonucta da kulundan ancak guzel olan davranışlarda bulunmasını istemiştir. "Guzel davrananları sevdiğini belirterek, 'guzel davranınız!' demiştir. (Bakara, 2/195.); iman, tefekkur ve ahlakın zirvelerine ulaşan kullarına en guzel odulu/cenneti (husna), hatta nihai amac olan Cemalullah'ı muşahede etmeyi vaat etmiş (Yunus, 10/26.); zirvesine Hz. İbrahim ile Hz. Muhammed'i yerleştirdiği guzel orneklik (usve) ufkunda (Ahzab, 33/21.),sınırlı guzelliklerle muttasıf olanlara sonsuz oduller (En'am, 6/160.) vaat ederken; Ahiret yurdunda en guzel mertebenin, kotuluğe, guzel bir davranışla (hasene) mukabele edeceklere ozgu olacağını (Ra'd, 13/22.) beyan etmiş; hata, gunah, gonul incitme, vb. olumsuz davranışların restorasyonunun guzel davranışlar (hasenat) ile olduğunu (Hud, 11/114.) vurgulu bir uslupla dile getirmiştir..

Her yerde guzellik, zarafet ve tenasup hakim olmalıdır, Kur'an'ın soyleminde.
(Hud, 11/7; Mulk, 67/2.)



Farklı bir dunya ve hakikat idrakine sahip olan kimselerle guzellik ufuklarında rekabete girip, onlarla en guzel (ahsenu) yol, yontem ve delillerle tartışılmalı (Nahl, 16/125.); sozun ve soylemin, hem muhteva hem de bicimce en guzel, ahenkli ve mutenasip olanı soylenmeli (İsra, 17/53.); sozlerin en guzel ve anlamlı olanına tabi olunmalı (Zumer, 39/18.); kutsal ve ilahî kaynaktan gelmiş metinlere sahip iken, zaman icinde hakikatten sapmış olan ehlikitapla da icerik ve uslupca guclu, sağlam, ikna edici ve inandırıcı en guzel yontemle mucadele edilmeli (Ankebut, 29/46.); maruz kalınan kotuluğe bile, bırakınız guzel olanı, 'en guzel bir davranış' (ahsenu) ile mukabele edilip savuşturulmalı (Muminun, 23/96; Fussılet, 41/34.)

Guzel Allah, biricik tez, yegÂne hakikattir

Guzel Allah'ın nihai beyanı; kıyamete değin son vahyi olan İslam da, bu ebedî hakikatten beslenerek, en olumsuz tutum ve davranışlarda bile daima guzel olan davranışı, yolu ve yontemi emir buyurmuş; guzelliğin tecellisini (aletheia) hayatın her alanında ayakta tutmayı bir varoluş paradigması yapmıştır. Biz bu hÂli, karşıtların ahenkli birlikteliği, ilahî guzellik potasında bir imtizacı olarak adlandırabiliriz. Mesela, ozunde guzel olan sabır eylemini, yuceltici yonune bir işaret olarak, guzellikle nitelemiş (sabr-ı cemil, Yusuf, 12/18, 83; Mearic, 70/5); kotu bir muameleye karşı bile, musamahanın en guzel olanını buyurmuş (es-safha'l-cemil, Hicr, 15/85.); meşru bir gerekceyle bile olsa, boşamanın da, en guzel tarzda olmasını tavsiye etmiş (serahan cemila, Ahzab, 33/28, 49); bir yurt, bir kişi, bir duşunce bırakılıp terk edilecekse, bunu dahi guzel bir terk ediş şekliyle gercekleştirilmesini emretmiştir. (Muzzemmil, 73/10.) Kim? Guzel Allah!...

Hadislerde guzellik tecellileri

Guzelliğin uygulama alanı olarak hadis bahcelerinde gezindiğimizde de, dort bir yanda guzellik ıtırlarının koktuğunu; Âlemin ve insanın dunyasına guzellik cağrılarının yapıldığını gormekteyiz. Burada da guzellik tum ufukları kuşatmış. Guzel Allah'ın guzel Peygamber'i Hz. Muhammed, yeryuzu bahcelerine guzellik tohumları ekmiş, guzelliğe elci ve ona rehber olmuştur. İşte ondan (s.a.s.) kimi guzellik derlemeleri:

"Hicbir anne baba, cocuğuna guzel terbiyeden daha değerli bir bağışta bulunmamıştır."
(Tirmizi, Birr, 33.)



Guzellik, boy atan nesil ve geleceğe hukmedecek hayırlı evlatlarda somutlaşan bir miras oldu burada. Ve yine, ona (s.a.s.) dair:

"Hz. Peygamber, sevimli ve ic acıcı olmayan kotu isimleri, guzelleriyle değiştirirdi."
(Tirmizi, Edeb, 66.)



Cunku guzellik de, zıddı olan kavramlar gibi, sozcuklerden yola cıkarak dimağ ve gonullere doğru hareket eder. Sonra, uhrevi bir temellendirme:

"Kıyamet gunu sizler, hem kendi isimlerinizle, hem de atalarınızın isimleriyle cağrılacaksınız. Onun icin, cocuklarınıza guzel isimler koyun."
(Ebu Davud, Edeb, 61.)



Guzellik kılavuzu, doğruluk ve insicam tellalı Hz. Peygamber'in sozleri bunlar. Guzellik Âdeta her şeye sacılmış bir cevher. Cunku demektedir, adı guzel kendi guzel Muhammed,

"Allah insana her işinde guzel davranmasını emredip yazmıştır. (Savaşta bile) oldureceğiniz zaman oldurmeyi ihsan ile yapın. Hayvan keseceğiniz zaman da kesme işini ihsan ile/en guzel şekilde yapın. Kesecek kimse bıcağını bilesin ve hayvanı sakinleştirsin."
(Muslim, Sayd, 57.)



Bu noktada biz, o meşhur ikiliği şoyle uyarlayabiliriz:

"Guzellikten oldu Muhammed hasıl,
Muhammedsiz guzellikten ne hasıl?"



İslam Peygamberinin dilinde ve soyleminde guzellik, sadece şimdiki zamanla sınırlı sonuclar ihtiva etmez. Tam aksine, guzel davranışlar, gelecek zamana doğru tuketilemez kalıcı modeller hÂline donuşur de, onu ilk uygulayan kimsenin manevi hazinesine katkı sağlamayı hep surdurur. Butuncul bir uslup icinde irat edilmiş olan şu Nebevi soz, bu bakımdan ne kadar anlamlıdır.

"Kim İslam'da guzel bir işe onculuk ederse, hem kendi yaptığının sevabını, hem de kendisinden sonra o guzel işi yapanların sevaplarını alır. Ne var ki, o guzel işi yapanların sevaplarından da hicbir şey eksilmez."
(Muslim, İlim,15.)



Guzel soz, guzelliğin dillerdeki incisi

İslam, bireyi, uhrevi kurtuluşa erdirmeyi amaclar. Bu kutlu amaca iletici her turlu davranış ve faaliyet de, bu nedenle teşvik edilir. Bu bağlamda Kur'an'da yer alan takva kavramı ve muttaki sıfatları yanında, pek cok ayet icinde şu ayet son derece dikkat cekicidir:

"Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz."
(Tahrim, 66/6.)



Her şey sozle başladığından ve soz, ortaya cıkacak tum tecellilerin yon kılavuzu olduğundan, Kur'an'ın,

"Ey iman edenler! Allah’a karşı saygılı davranın ve doğru (sedid) soz soyleyin."
(Ahzab, 33/70.)



buyruğuna benzer şekilde Hz. Peygamber de, takva-guzel soz butunleyiciliği icinde, şu veciz ifadeyle hitap etmiştir bize:

"Yarım hurma ile bile olsa, cehennem ateşinden korunun. Eğer bunu da bulamazsanız, o vakit, guzel bir soze sarılın!"
(Muslim, ZekÂt, 68.)



İlahî guzellikten esinlenen; nebevi ahenk ve tenasuple donanan guzel soz sadece ateşten koruyucu değil, aynı zamanda, mumin icin bir sadakadır da, kutlu Nebi'nin dilinde:

"Guzel soz ve (namaza giderken) atılan her adım, bir sadakadır! Yol gostermek de bir sadakadır."
(Buhari, Cihad, 72.)



Kısaca;

İslam, ozu bakımından ilahî guzelliğin bir yansımasıdır. Guzellik mefhumu da, Musluman birey ve toplumu kuşatan bir manto, namutenahi yucelikte bir sema, mutlak guzelliğe atıfta bulunan sonsuz hareli bir gok kuşağıdır. Bundan olsa gerek, Hz. Peygamber, en erdemli iman hangisidir diye sorulduğunda, "Guzel ahlak." diye cevap vermiş (İbn Hanbel, IV/388.); kendisi, tekbirlerden sonra daima,

"(Ey Allah'ım!) Beni guzel ahlaka eriştir, senden başka guzel ahlaka yoneltecek yoktur!"
(Tirmizi, De'avat, 32.)



şeklinde niyazda bulunmuştur.

Diyanet Aylık Dergi / Nisan 2017

__________________