evlilik ile ilgili cok hoş biligiler...
Evlilik bilgileri, muslumanların yazdığı yazılardan değil de dinsizlerin yazdığı kitaplardan oğrenilirse, bunlar dini olculere gore hazırlanmadığı icin hatta dini yıkmak, hayayı yok etmek gayesiyle yazıldığı icin insan yanlış yola girmiş olur. Bu konuda aşağıdaki bilgiler yeterli olabilir.
Evlenmek isteyenler, dinimizin bildirdiği tavsiye, emir ve ahlaka onem vermelidir. Dış gorunuşe aldanıp da yanlış karar vermekten sakınmalıdır. Cunku evlilik hayatına başladıktan sonra, geri donmek zordur ve kotu huylu kimsenin, bundan sonra duzeltilmesi de kolay değildir.
Aradığımız vasıfların coğu karşı tarafta var ise, karar vermek icin yeterli sayılabilir. Meşru olculerin dışında, luzumundan fazla ince eleyip sık dokuyan, bir turlu beğenemeyen, kolay kolay evlenemez.
Mustakbel eşler birbirinde aradıkları vasıfları bulurlarsa, sonraki devreler icin iyi bir başlangıc teşkil eder. Bulunması zaruri lazım olan vasıflar yoksa, (Ben seviyorum) diyen genclerin, bu yolda şuursuzca hareketlerle ebeveynlerini uzmeleri cok yanlıştır. Ana-babalar da, aranan meşru vasıflar var ise sebepsiz yere mesela maddi menfaatler yuzunden genclerin evlenmesine mani olmamalıdır.
Aşırılıktan uzak durmak gerekir. Dort dortluk bir talip bulmak zor, hatta imkansızdır. Unutmamalı ki, kusursuz dost arayan dostsuz kalır; noksansız eş arayan eşsiz kalır.
Sual: Evlenmeden once bir birimizi daha iyi tanımak icin flort yapmamız uygun mudur?
CEVAP
Flortten kacmalıdır! Flort; kız ve erkeğin arkadaşlık kurmasıdır. Gercekte evlenecek genclerin boyle bir arkadaşlığa asla ihtiyacları yoktur. Dinen de caiz olmayan bu arkadaşlığın, bircok mahzurları vardır. Flortte bir tuzak vardır. Flortte cok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Flort, genclerde gafilce tecrubelere yol acar. Bu tecrubelerin coğu, kotu bir macerayla sonuclanır. Ateşe atılanın yanacağını bilmesi başka, tecrube icin kendini ateşe atması başkadır. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz. Ateşle barut bir arada durmaz.
Flort, akıl-mantık hislerini altust eder. Flortun en muhim ozelliği de, sık sık arkadaş değiştirmektir. Kızı kandırıp terk eden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna duşer.
Flortte cok defa, iffet elden gider. Namuslu musluman bir kız icin bundan buyuk felaket olmaz
Flortle meydana gelen tahrik, gencleri huzursuz, rahatsız ve saldırgan hale getirir.
Flort, bircok gencleri serseri, musrif ve perişan hale sokar.
Flort, gencler arasında aşağılık kompleksi, kıskanclık, kin, nefret, karamsarlık, duşmanlık, anarşi ve ceşitli ruhi bunalımlar doğurur. Hatta intiharlara sebep olur.
Flort arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, bircok gencin başı belaya girer.
Flortte iş eğlenceye dokulunce, genc erkeğin guveni sarsılır. Once kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, duşuk karakterli diye ona hakaret eder. Genelde bu hissi eğlencelerden sonra hep soğukluk olur. Genc erkek, kokladığı cicekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir cicek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu ceken cazibe, bağ ve duğumler cozulmuştur. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir duğum ister, başka bir eğlence kovalar. Onun icin bu hususta kız ve kadın, cok hassas olmalıdır.
Bunları yazdık ama, genclere bunlar manasız gelir. Cunku birisine gonlunu kaptıran gence verilecek nasihat, deli sacması kabul edilir. Onun icin Peygamber efendimiz, (Sevgi insanı sağır ve kor eder) buyurmuştur. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Ne bÂriz olayları gosterseniz gormez.
Genclere, salih ana-babanın tavsiyelerine mutlaka uymalarını tavsiye ederiz. Ana-baba, oğlunun veya kızının evleneceği kişiye, evlatlarının gozu ile bakmaz. Acı tecrubelerin verdiği firÂsetle bakar.
Luzumlu (ilk) evlilik bilgileri
İlişki konusunda cok kimse bilgisizlikten bunalımlara duşmektedir. Bunun icin once cimanın ne olduğunu iyi bilmek gerekir. İyi bilinmez ve yanlış yapılırsa huzursuzluk zamanla artarak ailenin yıkılmasına sebep olur. Bunun icin bu mahrem bilgileri doğru oğrenip tatbik etmek gerekir.
Nikahtan sonra, zifaf (gerdek) gecesi, evlilik hayatının en muhim bir donemidir. Eşler mumkun mertebe temizliğe riayet etmelidir. Temiz ve guzel kıyafet, ilk gecede etkili olur. Zifaf odası tenha, emniyetli bir yerde olmalıdır. Damadın, evlilik tecrubesi olan, guvenilir bir sağdıcın tavsiyelerinden istifade etmesinde mahzur yoktur. Fakat, sağdıc olmasa da olur.
Damat şunu yapmayı ihmal etmemeli:
Resulullah efendimiz, Hz.Fatıma’yı Hz.Ali’ye tezvic ettiklerinde buyurdu ki:
Ya Ali! Gelini kendi evine goturduğun zaman, corabını ayağından cıkar. Ayağını yıka. O suyu evin butun koşelerine sac. Boyle yapınca, Allahu teÂl senin evinden yetmiş turlu fakirliği dışarı cıkarır. Yetmiş turlu bereketi evine dahil eder. Yetmiş rahmeti sana nazil kılar. O gelin ile ve onun bereketi evin koşelerine erişir. O gelin, delilikten ve diğer hastalıklardan emin olur.
İlk gecede eşlerin dikkat etmeleri gereken bazı hususlar
Her şeyden once, eşler birbirine cok samimi, nazik ve yumuşak davranmalı, sevgi ve şefkatle yakınlaşmalıdır. Erkek, eşini gerdeğe psikolojik yonden iyice hazırlamalıdır. Ona cesaret vermeli; endişelerinin yersiz olduğunu, rahat bir atmosferde onu da konuşturarak izah etmelidir. Eşini incitecek kucuk davranış, hatta imadan sakınmalıdır. Eşinin, ozellikle bu gecede sevgi ve şefkat gormeye, iltifat işitmeye cok ihtiyacı olduğu bilinmelidir.
Erkek aceleci ve kaba olmamalıdır. "Artık evlendik, ona istediğim gibi sahip olurum" gibi bir duşunce son derece yanlıştır. Cima, aşk oyunları sırasında meydana gelen bir olaydır. Temasa her iki tarafın da aktif şekilde katılması gerekir. Nitekim Peygamber efendimiz de bu hususa dikkat cekerek, erkeğin, eşinin haklarına da riayet etmesini istemiştir. Cinsi tatmin, kadının da hakkıdır.
Genc kız da eşinin heyecan ve sevgisini paylaşmalı, kendisini ona tabii ve fıtri bir şekilde, isteyerek teslim etmelidir. Cimanın bir yaratılış vazifesi olduğunu duşunmeli, mana ve hikmetlerini hatırlamalı, sevgisine ve yaratılış ozelliklerine guvenip, yersiz korku ve endişelerden sıyrılmalıdır.
Duğunun stresli ve gergin ortamından sonra eşler, uykusuz, yorgun duşebilir. Bu bakımdan cimaya coğu zaman hazır olmazlar. Bu durumda, ilk cimanın gunu tehir edilebilir. Bunun hic mahzuru yoktur; aksine cok faydası olabilir.
İlk gece, eşler icin en meraklı heyecanların yaşandığı andır. Yıllar yılı beklenen, hasretle gozetlenen, genc kız ve delikanlının ruyalarını susleyen, sevincli, tatlı ve heyecanlı bir zaman. Daha once gayrı meşru hayat yaşayan bu duygudan mahrum kalır.
Damat, tebessum ve nezaketle iceriye girmeli, geline selam vermeli ve onu tebrik etmelidir. Moral verici sozlerle gelinin gonlu alınmalı, heyecanını yatıştırmaya calışmalıdır. Gelin de ona guler yuzle karşılık vermeli, luzumsuz somurtkanlık ve cekingenlik gostermemelidir.
Bu gece, iki rekat nafile namaz kılıp dua edilir. Gelinin ayağı bir leğende yıkanır, odanın koşelerine serpilir. Bugunlere kavuşmanın şukru ve gelecek gunlerin saadeti icin, Allahu teÂlÂya dua edilir. Bu arada, oturup, bir muddet sohbet etmelidir. Boylece, fazla heyecan atılmaya calışılır.
Her kız, bu ilk gecede, az-cok urkeklik ve cekingenlik gosterir, utanır, sıkılır. İlk defa bir erkekle baş başa buluşmanın, ona acılmanın utancını hisseder. Bu hali, gayet tabiidir, hoş karşılanmalıdır.
Erkek kızı hic sıkmadan ve zorlamadan, samimi bir yakınlık gostermeli, urkekliğini gidermeye calışmalıdır. Kız konuşmaktan, ona acılmaktan cekinse bile, erkek samimi sohbet ve yakınlığı sabırla surdurmeli, onun gonlune yavaş yavaş girmelidir. Kızın sessizce dinlemesi ve arasıra hafif karşılık vermesi de kÂfidir.
Damat, guler yuzle yaklaşmalı, gonul alıcı sozler soylemeli, iltifat etmeli, eşini kutlamalıdır. Bu tavır genc kızın heyecanının teskininde cok faydalı olur. Butun mesele, opup okşayarak kızı cimaya hazır vaziyete getirmektir! İlk gecenin değişmez bir olcu olmadığı unutulmamalıdır. İlk gece yalnızca bir başlangıctır. İlk deneme başarısız olabilir, bu normal kabul edilmelidir.
İnancı gereği kadından uzak kalan erkek, coğu zaman kadını yakından gorduğunde veya dokunmasıyla hemen boşalabilir. Umitsizliğe kapılmayıp, yarım saat kadar sonra on hazırlıktan sonra, tekrar harekete gecilir. İkinci halde ilk heyecan gecip hemen boşalma olmayacağı icin on hazırlık daha rahat şekilde yapılabilir. Bu durum cok onemlidir. Bu durumu bilip kendilerini buna gore ayarlayan eşler rahat eder. Olduydu olmadıydı endişesine kapılmaz. Cunku bu normal bir olaydır. Birkac saat dinlenilebilir veya ertesi gune tehir edilebilir. Boyle bir durumda genc kız da durumu kabul etmeli, anlayışla karşılamalıdır.
Temas başarıyla sonuclanınca, erkek mutluluk hislerini eşiyle paylaşmalı, ona teşekkurlerini sunmalı ve butun bir hayat boyunca saadetlerinin devamı icin dua etmelidir.
Zifaf gecesinde kızda urkeklik ve cekingenlik gorulduğu zaman, erkek, ilk karşılaşmanın normal bir neticesi olan bu hali hoş karşılamalı, luzumsuz telaş ve sabırsızlık gostermemelidir. İlk geceki kabalıktan doğacak urkeklik, incinme ve tatsızlık, daha sonra uzun muddet silinmeyen etkisini gosterir. Bunun gibi, o gecenin sabır ve nezaketinin mukafatı da sonradan gorulur.
İlk olarak bir erkekle buluşmak, yıllarca barındığı ailesinden ayrılıp, yeni bir aile hayatına girmek, bir kız icin elbette cok muhim bir olaydır. O anda, erkeğin geniş şefkat ve sevgi kanatlarına ihtiyacı vardır. Bir kadın, kendisiyle buluştuğu ilk erkeği asla unutmaz. Eğer kadın ilk zifaf gecesinde tatlı heyecanlar yaşamışsa, sevgi, sabır, nezaket ve geniş bir anlayışla karşılaşmışsa, o erkeğe omur boyu minnettar kalır. Bu ilk olay, kadın icin unutulmaz bir hatıradır. Hatta o adam o kadını sonradan terk etse, hayal kırıklığına uğratsa bile, kalbindeki o esrarlı hatıra daima yaşar.
Gerdek gecesi, erkeklik gosterisi sanılan, "kedinin bacağını ayırmak" gibi kabalık uygun değildir. Bilhassa bu gece, erkek de cok nazik olmalıdır!
"Bir kadın, on senedir kocasıyla garip bir şekilde yaşıyor Ancak ayda bir defa temasta bulunuyor ve bu temas esnasında da kadın tamamen soğuk davranıyor. Gerdek gecesi, kocası bu kadının kalbini kırmış. (Ne zayıfmışsın, hem de cirkinmişsin) demiş. Kadın bunu unutamamış. Kadını yaralayacak, zayıfsın, şişmansın, uzunsun, kısasın, yaşlısın, cahilsin, pasifsin gibi sozlerden uzak durmalıdır!
On Hazırlık: Gerdek gecesinde diğer onemli husus da, on hazırlığın gelini urkutecek ve gonlunu soğutacak bir vaziyette olmamasıdır. Bunun icin bir de, soyunma sırasında dikkatli olmak gerekir. Bir kere damadın, gelini kendi eliyle soymaya kalkması doğru değildir. Gelin ve damat, kendi kendine soyunmalıdır. Cırılcıplak soyunmak da uygun değildir. Ekseriya gelin, erkeğin karşısında ilk defa cıplak olarak gorunmekten ve erkeği cıplak olarak gormekten dehşet ve sıkıntıya duşer.
Soyunma sırasında, utanma duygularının korunması icin, bu işin de perdelenmesi gerekir. Bunun icin ya lamba sondurulmeli veya az ışıklı gece lambası bulundurulmalıdır. Cıplak vucutla ortada gorunmenin vereceği sıkıntıyı hesaba katmalıdır. Bu durum edebe de aykırıdır.
Bazı erkekler, zifaf gecesinde hem kendi vucutlarını teşhir eder, hem de kadını tamamen soyarak, kaba ve hoyratca davranışlarıyla, gelini sıkıntı icinde bırakırlar. Bu cok yanlıştır.
Soyunma olayında, ayakta busbutun soyunmaya kalkışmamalı, yalnız ustteki kaba elbiseler cıkartılmalıdır. İc camaşırlar, yorgan altına girdikten sonra cıkarılmalıdır.
İlk Temas: Zifaf gecesinde aşk oyunu onemlidir. Aşk oyunu nazikÂne, erkeğin gelini heyecana getirme tekniği mukemmel olduğu zaman, kadın ne kadar utangac olursa olsun, yavaş yavaş eşine itimadı coğalmaya ve rahatlamaya başlar. Ondan sonra teslimiyet duygusu artar, cekingenlik yerine arzu doğmaya başlar. Bircok gelini inciten ve urkuten şey, eşlerinin bu gece kaba ve anlayışsız davranmalarıdır. Henuz mahcubiyet icinde bulunan bir gelini, evlilik hayatına yavaş yavaş alıştırmalıdır. Damat, gelinde arzu uyandırma yollarını aramalı, utangaclık hislerinden kurtulmasına yardımcı olmalıdır. Normal bir kadın, belki kocasının arzusunu tahrik etmek icin once cekingen davranır. Aslında o, fethedilmekten hoşlanır. Fakat mukavemetin kaba bir şekilde kırılma teşebbusunu asla hoş gormez. Bunun icin guvey, nezaket, sabır ve incelik hususlarını asla gozden uzak tutmalıdır. Gelin de, hayatının belki en heyecanlı anlarını yaşayan eşinin başarısını baltalayacak davranışlardan, mumkun olduğu kadar kacınmalıdır.
BekÂretin izalesi: Normal vasıfları taşıyan kız ve erkek icin, bunun bir zorluğu olmaz. Yapılacak iş; aşk oyunlarıyla temas ortamı hazırlanır, gelin o safhaya geldikten sonra, yani ilişkiyi kolaylaştırıcı kaygan sıvı gelince, ustten aşağı hafif kuvvette bir tazyikle zifaf ilişkisi tamamlanır. Boyle kaygan sıvı gelmese de, bu iş rahatca gercekleşir. Cinsiyet organlarına bir miktar vazelin surmek bu işi kolaylaştırır.
Tahriş, acıma gibi hallerde, sonraki temaslar icin 1-2 gun ara vermek iyi olur. Ama bu da şart değildir. Karşılıklı istek varsa, ertesi gun veya birkac saat sonra temas yapılabilir. Aşırı istek acıyı hissettirmez. Zarın yırtılmasıyla gelen kan durmazsa telaşa mahal yoktur. Genc kız sırt ustu vaziyette dizlerini kaldırıp bacaklarını kasarak bitiştirirse, kanama coğu zaman kendiliğinden durur. Nadiren de olsa durmayıp aktığı da gorulur.
Gercekten de cinsi temasa her iki tarafın da ruhen ve bedenen cok iyi hazırlanmış olmaları, erkeğin eşini başarılı bir şekilde uyarması ve her ikisinin de cinsi heyecan bakımından tatminkÂr bir seviyeye cıkmaları halinde neredeyse hic acı duyulmaz. Aşırı heyecan, aşırı zevk ağrı hissini ortadan kaldırır. Savaşta ve kavgada yaralanma, neden sonra kan gorulmesi ile anlaşılır. Bu arada, eşlerin birbirine yardımcı olması, bilhassa erkeğin cok sabırlı, anlayışlı ve şefkatli olması gerekir.
Bir kadın, bir erkekle evlenmişti. Cocukluğundan beri aldığı terbiye, cinsi ilişkinin utanılacak ve korkulacak bir iş olduğunu telkin etmişti. Kocasıyla zifaf gecesinde ilk defa yalnız kalınca, ruhunda buyuk bir sarsıntı duymuştu. Kocası, kendisine hodbince bir ihtirasla sarılmış, hicbir okşama ve sevme hareketi gostermeden, cinsi temasa başlamak istemişti. Bu zalim ve sert harekete karşı koymuş, fakat biraz sonra mukavemeti kırılarak, kendisini onun hayvanca arzularına terk etmişti. Kocası vahşi bir istekle ve kadının inlemeleri, kıvranmaları ve gozyaşları arasında, cinsi teması temin etmişti. Kadın bu temastan muthiş bir acı duymuştu. Evlilik muddetince birkac defa daha vukua gelen cinsi temas esnasında ve temastan sonra da saatlerce devam eden ağrılar cekmiş, hicbir defasında en ufak bir zevk duymamıştı. Gerek ilk gecenin tesiriyle, gerek sonraki temasların verdiği acı dolayısıyla, genc kadının ruhunda cinsi temasa karşı muthiş bir korku ve nefret hissi yerleşmişti. Bu yuzden hayatları tahammulsuz bir hale gelerek, evlendiklerinden altı ay sonra ayrılmışlardı.
Zifaf gecesinde acı duymak korkusu, yabancı bir erkekle en mahrem buluşmanın verdiği utanma hissi ve kızlıktan kadınlığa geciş gibi, cok muhim bir donum noktasında bulunuşu dolayısıyla, kadının gostereceği cekingenliği anlayışla karşılamalıdır.
Onu samimiyetle kendisine alıştırdıktan ve urkeklik hislerini teskin ettikten sonra, nazik ve yumuşak bir surette birleşmelerini temin etmek, erkeğin vazifesidir. Netice olarak; zifaf gecesinin ilk teması ve sonrasında, dikkatli, sabırlı ve ihtiyatlı olmalıdır. Bu hususlara dikkat edilmezse, cinsi temastan kadın, zevk yerine acı ve ızdırap duyabilir. İlk zifaf ilişkisinde, arzulanan cinsi zevkin bulunamaması olağandır.
Zifaf Engelleri:
Zifaf gecesi, ciddi bir engelle karşılaşıldığı zaman, ilişkinin daha sonraki gecelere tehir edilmesi gerekir. Mesela kızın hayz hali devam ediyorsa, beklemeyi tercih zarureti vardır. Esasen gerdek gecesinin, kızın hayzdan temizlendiği zamana getirilmesi gerekir. Zifaf ilişkisinin de, ill ilk gecede tamamlanmış olması gerekmez. Sabır ve anlayışla hareket edilirse, sonraki gecelerde gucluk ve engeller ortadan kalkar.
Bazı erkekler, bu gece kapıldıkları aşırı heyecan sebebiyle, gecici iktidarsızlığa duşebilirler. Gerdek gecesi boyle bir olayla karşılaşılırsa, teşebbusu birkac saat geciktirmek veya sonraki gecelere bırakmak gerekir. Cunku bu durum gecici bir başarısızlıktır; bir muddet sonra heyecan ve engellerin cozulmesiyle gecer. Duruma gore birkac saat veya birkac gece surebilir.
Kızın aşırı urkekliği:
Bu durum, bircok kızların oteden beri sahip olduğu zifafın cok sıkıntılı gececeği gibi bazı yanlış kanÂatten dolayı olabileceği gibi, o gece erkeğin kaba bir "erkeklik" gosterisiyle, sabırsız, nezaketsiz ve hoyrat davranışlarından da ileri gelebilir.
Erkeğin endişesi:
Bazı erkeklerin, zifafta başarısız kalma endişesinin iclerinde yer etmesi, bu duygular icinde telaş ve heyecan gostermesi; ayrıca temas esnasında "erken boşalma" haliyle karşılaşmaları, gecici bir başarısızlık sebebi olabilir.
Ceşitli etkiler:
Bircok yerlerde gorulen zifaf neticesini bekleme Âdetlerinin, erkek uzerindeki psikolojik baskısı, zifaf mekanının elverişsiz, gurultulu ve goruntulu bir yerde oluşu, o anda kadında beklenmedik tatsız bir halin gorulmesi, o kadına karşı duyulan sevgi, şefkat ve hurmet duygularının aşırı dereceye varması, gecici iktidarsızlık sebeplerine dahildir.
İşte bu gibi hallerle gerdekte cinsi başarısızlığa uğrayan, bunun gecici olduğunu idrak edip, ilişkisini daha sonraki gecelere ertelemelidir.
BekÂret Ozellikleri:
BÂkire kızın zifaf gecesinde, yanlışlıkla haksız bir muameleye uğramamasına dikkat etmelidir. Bazı kızların zifafında - kızlık zarının ozelliğinden dolayı- zedelenme yani yırtılma olmaz, bekÂret işareti acıkca gorulmez. Bu incelik bilinmezse, yanlışlıkla tohmet ve hataya duşulebilir. Boyle bir duruma meydan verilmemelidir. BekÂret hususunda kuvvetli şuphe hasıl olup da, iffetsizlikle itham durumu ortaya cıkarsa, kadın doktoruna başvurulabilir.
Sayıları, % 5 gibi az da olsa, bazı kızların ilk cinsi temasında, bekÂretlerinde bir değişiklik olmadığı bilinmektedir. Bunlar daha cok "halkalı, hilÂlli" kızlık hallerinde olur. Bunlardan bir kısmı, ilk doğuma kadar bÂkire kalabilir. Tabii ki bu ozelliklere sahip olup da zifaf halinde zedelenme olmayan kızlıklardan, genelde beklenen kan işareti de gorulmez. İşte boyle bir durumda, bu işin inceliğini bilmeyen ve "bÂkire" bir kızla evlendiği inancıyla zifafa giren bir erkek, burada beklediği işareti goremeyince, telaş ve endişeye kapılabilir. Ortada kesin deliller olmadan, namuslu bir kadını "fahişe" olarak itham etmek de, buyuk gunahtır. Butun bunlar hesaba katılınca, mutlak bir işaret gorulmedi diye ortalığı karıştırmak da, gercekten luzumsuz ve mesuliyetli bir durumdur.
Ne var ki, zifafta eşini bÂkire olarak bekleyen bir adam da, aradığını bulamayınca, en azından vicdanen şupheli ve huzursuz olacaktır. Bunun sıkıntısından kurtulmak icin: Ya yukarıdaki ihtimalleri duşunerek husn-i zanla davranmak ve bir mesele cıkartmamak; yahut şuphe ve sıkıntıyı atmak icin, gelin-damat arasında, ozel bir kontrol ve anlaşmayla, makul olculerde neticeyi tatlıya bağlamak veya luzum gorulurse, bir hekime gosterip işin mahiyetini oğrenip gereğini yapmak gerekir.
Bir zifaf olayı:
Muayene odamın kapısı acıldı. İceriye, etrafına urkek bakışlarla giren ve bana doğru yaklaşan bu delikanlı, kısa boylu, kravatsız, esnaftan olması muhtemel. Rengi, asabi insanlara has soluklukta. Yuzunde, buyuk ruhi bir sıkıntının ızdırapları okunuyor. Selam vererek gosterilen sandalyeye oturdu; hayır oturmadı, kendini Âdeta bir et yığını gibi bırakıverdi. İsim ve huviyeti muşÃ‚hede defterine kaydedildikten sonra, şikayeti sorulduğu zaman:
- Karım olacak kız, son Bulgaristan gocmenlerinden, namuslu bir ailenin kızı. Epey zamandır mahallemizdeler. Her turlu halini inceledikten sonra, evlendik. Nihayet zifaf gecesi geldi cattı. İşte felaket burada başlıyor doktor bey! Bir de ne goreyim? Hicbir sıkıntı ve zorluk cekmeden, rahat rahat bir kadınla temas ediyormuşum gibi. Sanki bu anda ani bir yıldırım carpmışcasına deli gibi fırladım: "Sen kız değilsin, sen bir yalancısın! Soyle nicin bana bu oyunu oynadın?" diye bağırmaya başladım. Şuurumu kaybetmiştim. Onun boğazına sarılmak, sıkmak sıkmak, cansız yataktan atmak istiyordum. Ne oldu bilmiyorum. Bizde Âdet olduğu uzere, zifaf kapısı arkasında bekleyen yenge ve akrabalar bulunur. Onlar odaya girip elimden kızı kurtarmışlar. Kızı gece yarısı, anasına teslim ederek kovdum. Sabahı zor ettim. İşte felaketim bu!..
Buyuk bir sukunetle dinlediğim bu gence, cok acıdım. Mutlaka kızı bana getirmesini, belki de mujdeli bir haber verebileceğimi soyledim. Soyledim ama, o cok umitsizdi. Ayrıldı, gitti.
İki saat gecmeden, sekiz kadın geldi. İclerinde orta yaşlısı da var, ihtiyarı da. Bunlardan bir kısmı oğlan tarafı, diğerleri kız. Muayene bekleme odasında, birbirine garez gibi oyle haşin bakıyorlardı ki... İki kişi ağlıyor; kız ve annesi. Genc guvey heyecanlı ve asabi. Kız ve erkek tarafından ucer kadını muayene odasına aldım. Kızı muayene edince, cocuk gibi seviniyordum. Bu masum cehreli kız bÂkire idi. Butun kabahat ve kusuru, bekÂretinin doğuştan halka halinde olmasından ibaretti.
İki tarafın şahitlerini cağırıp dedim ki:
Kızlık zarı sizin zannettiğiniz gibi, tam kapalı bir perde halinde değildir. Bunun uzerine Âdet kanının akması icin, CenÂb-ı Hak tarafından acılmış, her şahsa gore şekil değiştiren acıklıklar vardır. Butun insanlardaki bu ceşitler, 6-7 şekilde toplanabilir. İşte sizin kızınızda da halka şekli vardır. Bu şekil olanlar ancak doğumda yırtılır. Ne kadar haksız muamele ettiğinizi anladınız mı? Birbirlerini bir kaşık suda boğacak kadar kinli olan bu cehreler, değişivermişti; gozlerinin ici guluyordu. Biraz sonra, bekleme salonunun kapısını actım. Bu sahneyi hayatımda hic unutamayacağım. Muhteşem bir sahneydi bu... Olayı, ortada bir kere daha izah ettim. Kız, hıckırıklar icersinde, koridorda insanlardan kacar gibi bir hali olan, zavallı bir annenin boynuna atılmış; anne onu butun şefkatiyle kolları arasında sıkıyor: "Benim kızım, yavrum, cok şukur Cenab-ı Hakk'a. Ben zaten başka bir ihtimal vermemiştim. Ben seni cok iyi biliyordum." Diğer taraftan damadın annesi, oğlunun boynuna atıldı; onlar da bir Âlem. Damadın elleri sıkılıyor, "Buyuk gecmiş olsun" deniliyor. Bu esnada, artık benim mudahalem lazımdı.
Damada, artık her şeyi oğrendin değil mi? Bu temiz kızla iftihar et, kızdan af dile. Ben bunu işitmeliyim, haydi dedim. Damat kıza koştu, ellerine sarıldı ve gozleri yaşlı, ondan af diledi. Kız onun boynuna atıldı, barıştılar. Gorulmeye değer bir bayram havası yaşandı.
Zifaf Âdetleri:
Her memleketin, ceşitli ve farklı ozelliklerde evlenme ve zifaf Âdetleri vardır. Bunların kimi normal ve zararsız, kimi anormal ve luzumsuzdur.
Yerleşmiş orf ve Âdetler yanlış ve zararlı da olsa, tamamen silinip atılması kolay olmaz. Ne var ki, akıllı insan da, kendisini bir takım bozuk ve carpık Âdetlerin esiri gibi kabul etmeye, hayatını edep dışı ve kaba-saba Âdetlere uydurmaya mecbur değildir. Kendisini menfi ve mahzurlu Âdetlerin yaşandığı bir cevrede bulanlar, imkan nispetinde bunlardan uzak kalabilmenin veya en az zararla cıkabilmenin caresini aramalıdır.
Zifaf gecesinde, gelin ve guveyin yakınları tarafından dışarıda nobet tutulması veya sabahleyin carşaf kontrolu gibi tuhaf ve kaba bir Âdettir. Bu bekleyişten asıl maksat, gerdek sonrası bekÂret kanını muşahede etmektir. Bazılarında ise, neticeyi ilan cinsinden silah atma, belli bir işaret ve alamet gosterme gibi farklı usuller vardır. Bunun doğuracağı zararlar:
1- Gerdeğe giren eşler, o akşam heyecanlı olur. Erkek, bir kontrol durumuyla karşılaştığı zaman daha da endişe duyacak, belki bu sebeple o gece iktidarsızlık gorecektir.
2- O gece kapı bekleyenler, ilişkinin vaki olmadığını anladıkları zaman, hem damadın maneviyatını kıracaklar, hem de yanlış bir kanaatin dedikodusunu yapacaklardır. Halbuki her şeyin ill ilk gecede bitmesini beklemek, luzumsuz bir gayrettir, fena netice verebilir.
3- Boyle bir baskı ve kontrol altındaki ilişkiden, beklenen netice alınamayınca, gelin-damat ve diğer akrabalar arasında, uzucu ve kırıcı olaylar ve kavgalar meydana gelebilir.
4- Zifafta kızlığı yırtılmayan ve bekÂret işÃ‚reti acıkca gorulmeyen bazı kızlar da vardır. Kızlık icin mutlaka boyle bir işaret bekleyenler, bunu goremedikleri zaman yanlış hukum verebilirler. Boylece evliliğin başında, gunahsız bir kızın, "iffetsiz" olarak ilan edilmesine sebep olurlar. Bu da namuslu bir kız icin, gercekten cok cirkin bir ithÂm ve iftiradır.
5- Eşler arasındaki mahrem sırların, cevreye yayılması cok mahzurludur. Bu Âdetler ise, yeni evlilik ve bekÂret mahremiyetinin, halk arasında yanlış ve haksız bir şekilde ifşÃ‚ edilmesine sebebiyet verir. Bunun caresi: Zifaf gecesinin mahremiyeti, gelin-guvey arasında kalmalıdır. Şayet gerdek sonrası, namus uzerinde ciddi şupheler hasıl olup da, erkek muşkil durumda kalırsa, ifşaatta bulunmaksızın, bu meseleden anlayan kadınlara veya gerekirse doktora gidip, mahrem cerceve de gerceği oğrenebilir.
Aslında gerdekteki eşlerin, bekÂret mahremiyetini muşÃ‚hede maksadıyla bir kontrole tÂbi tutulması cidden ayıp ve cirkindir. İslami edep ve nezakete aykırıdır.
Normal ilişkiler:
İlişkilerde, başlangıc safhasının iyi hazırlanması gerekir. Bunu terk etmek erkek icin kabalık, kadın icin eziyettir. Bunun icin beş duyudan gerektiği kadar faydalanmalıdır.
Gorme ve duyma:
İlişki oncesinde gozler malum hisleri kamcılayıcı meşru şeyler gormeli, duygulara kotu tesir edecek goruntulere takılmamalıdır. Mesela bu vakit gece ise, o andaki mekanın fazla ışıklı olmaması, ışığın sondurulmuş veya -gece lambası gibi - azaltılmış olması uygun olur. En onemlisi, kadında veya erkekte ister giyinik ister cıplak, gozleri rahatsız edecek, az-cok bir soğukluk yapacak goruntulere yer vermemeli, gorme hissini okşayıcı bir kıyafetle gorunmelidir. Kadının -dışarıya değil- kendi erkeğine karşı suslenmesi gerekir. İlişki oncesinde can sıkıcı sozler duyulmamış olmalı, munakaşaya veya uzucu laflara yer verilmemelidir. O anda gonul alıcı fısıldaşmalar, baş başa tatlı bir sohbet, sevgi dolu birkac soz faydalıdır.
Koklama ve tatma:
İlişki başlangıcında -misk ve lavanta gibi- guzel kokular, zevk alan erkekler icin genelde etkileyicidir. Bu inceliği bilen kadın, o anda guzel kokularla kokulanmayı da ihmÂl etmez. Bedenin temizliği ve cirkin kokudan arınmış olması da kÂfidir. Cunku eşlerin temiz vucutlarından birbirine verdiği fıtri ve tabii koku, başlı başına tesirli bir guce sahiptir. En cok rahatsız edici kokular, ağız kokusu ile ağır ter kokusudur. Oyleyse, vucutta fazla ter toplayan koltukaltı ve kasık bolgeleri, haftada bir tıraş edilmeli ve yıkanmalıdır. Dişler sık sık fırcalanmalı ve daha iyisi misvaklanmalıdır. Ağızda soğan sarmısak veya sigara kokusu rahatsız edici olduğundan, boyle pis kokulu bir havada ilişkiye girmekten sakınmalıdır.
Dokunma ve okşama:
İlişkiye hazırlanmada "aşk oyunları" denilen en tesirli oyunlar, vucudun muhtelif yerlerine tatbik edilen dokunma ve okşama işidir. Bunun icin once yeteri kadar soyunmuş olmalıdır. Ust vucutta bir ic elbisesinden başkasını bırakmamak, hatta vaziyete gore, yatak icinde soyunmuş olmak, ilişki zevkinin ziyadesiyle yaşanmasını sağlar. Diğer hususlarda olduğu gibi, dokunma ve okşama vazifesi, kadından cok erkeğe duşer.
Son zamanlarda, sapık kimseler arasından yaygınlaşan Oral seks denilen, erkeklik uzvunu kadının ağzına alması dini acıdan cok cirkindir. Ayrıca erkeğin kadının organını opmesi yalaması da cirkin bir harekettir.
İlişki Safhası:
Eşlerin ihtiyacına gore uzunca veya kısaca icra edilen başlangıc oyunlarından sonra, şehvet hislerinin iyice uyanmasıyla, kadının mahrem bolgesinde birleşmeyi kolaylaştırıcı mezi denilen sıvı cıkar. Kadın o anda cinsi his bakımından zayıf olur veya yeterince tahrik edilmemiş bulunursa, boyle bir sıvı gorulmez.
Eşler, arzu ettikleri temas şeklini tercih ederler.
Temas safhasında en muhim mesele, erkeğin acele etmemesidir. Sabırla idare etmesini bilmek, erkeğe duşen onemli bir vazifedir. Eğer erkek, kadının halini duşunmeden sadece kendi zevki icin davranırsa, bir-iki dakika icinde zevkin sonuna geliverir. Bu durum ise, henuz uyanmış olan kadını yarı yolda terk edip, sıkıntı icinde bırakır.
O halde erkek, zaman zaman duraklamalar ve ihtiyatlı tavırlarıyla, sondaki "orgazm" durumuna gelmeyi geciktirmeli, bu noktada kadınla beraberliği sağlamaya calışmalıdır. Zevkin heyecanlı zirvesi olan orgazm seviyesine varıncaya kadar devam eden temas hali de, sakin ve ferah bir zevk halinde surup gider.
Boşalma:
İlişki zevkinin zirvesine cıkıldığı zaman, erkekte ve kadında cinsi boşalma olayı yaşanır. Buna inzal (orgazm) denir. Orgazm anında; malum bolgelerde saniyelik aralıklarla ve yuksek bir zevk dalgasıyla, beş-on ritmik kasılma halinde, tazyikli bir cereyanla şehvet sıvıları boşanır. Hemen peşinden heyecan duşmesi ve cozulme başlar, vucudu tatlı bir yorgunluk ve rahatlık kaplar. Bu en yuksek zevk heyecanı (vuslat) ise, on-onbeş saniye gibi kısa bir zaman devam eder. Kadının orgazm haline gelmesi, erkeğe nispetle daha gec ve yavaş olduğundan, başlangıcta gerekli tahrik oyunlarıyla bu zamanı hızlandırmak ve kısaltmak gerekir. Erkekle beraber kadının da tatmini (doyumu) icin, orgazm devresinin hemen hemen aynı anda -veya erkekten once- olması gerekir. Bu da hazırlanış safhasının iyi tanzimine, devamının sabırla idare edilmesine bağlıdır. Cinsi ilişkinin baştan sona normal bir butun halinde, onbeş-yirmi dakika surmesine ihtiyac vardır. Bu muddet, duruma gore uzayıp kısalabilir.
İnzalden sonra erkek, hemen cekilmemeli, bir muddet daha kadınla beraber kalmalıdır. Orgazmdan sonra genel olarak erkekler, baştakine benzer bir sevgi ve ilgi gostermeyi ihmÂl ederler. Kadın ise bu andan sonra da, sevgi kucağında bir miktar daha eğlenmeyi arzular. Bu kısa bekleşmenin ihmÂli, kadının canını sıkar. Muhim olan, boşalmadan sonra hemen cekilmeyip, az da olsa bir ilgi gosterilmelidir!
Eşlerin tatmini:
Cinsi yakınlıkta erkeğin tatmin olmasında fazla zorluk yoktur. Bircok kadınlar, evlilik ilişkilerinde tatmin edilmemiş, doyuma ulaşamamış durumda kalırlar.
Gercekte erkeğin cinsi başarısı ve eşini tatmin icin, fazla guclu olmasına ihtiyacı yoktur. Erkeklik organının kucuk olmasının da rolu yoktur. Biraz cinsi teknik ve normal erkeklik vasfını taşıyan, ilişkilerde gerekli faaliyet gucunu kendinde bulan her erkek, bunu başarabilir. Kadının zevk bolgesi yuzeye cok yakın olduğu icin erkeklik organı normalden kucuk bile olsa, cinsi tatmine engel değildir.
Evlilik hayatında pek az tatmin olabilen, hatta hic olmayan kadınlar da vardır. Sık sık tatminsiz bırakılırsa ve bilhassa iyice duygulanma safhasında temas kesilirse, kadının huzurunu kacırır. Bu da, evlilik saadetine zarar verir. Cinsi tatminsizliğe maruz kalan kadın, sinir gerginliğinin verdiği ızdırapla, cok zaman uykusuz kalır. Gittikce erkeğiyle ilişkiden cekinmeye başlar; ona olan sevgi ve itimadı sarsılır. Bu durum devam ederse, evlilik hayatı tadını kaybeder. Erkeklerin pek coğu, bu noktada gaflete duşer. Erkekleriyle gecinemeyen kadınların yuzde doksanı da, cinsi tatmini bulamayan kadınlardır. Neticede sıkıntı, sinir bozukluğu bazı sabırsız kadınlarda ihÂnete bile yol acabilir.
İlişkide kadının boşalması ve tatmini:
Sık nefes, mahrem bolgede hafiften kasılmalar ve gevşeyip rahatlama gibi hallerden belli olur. Bunlar sezilmiyorsa, onun tatmin olmadığı bilinmelidir. Kadındaki bu halin en muhim sebebi erkeğin sabırsızlık ve dikkatsizliğidir. En onemli caresi de, erkeğin ilişki tekniğini gerektiği kadar bilmesi ve dikkat etmesidir. Bu iş, evlilik hayatında zamanla kazanılan tecrubelerle gelişir. İlk safhada mukemmellik beklenmez.
Orgazm olayı:
En başta gelen problem budur. Bunu beceremeyen neticeye varamaz. Bunun icin, damdan duşer gibi yapılan bir temas, kadın icin buyuk hayal kırıklığı ve tatminsizlik demektir.
Birleşmede orgazma ulaşan kadın sayısı oranı hayli duşuktur. Omrunde orgazm olmamış kadın sayısı az değildir. Orgazma ulaşamamanın sebebi, ekseriyetle, psikolojik gerginliktir.
Cinsi temasın başarısında psikolojik yakınlık ve hazırlığın yanı sıra, uygun yer ve zamanın da buyuk onemi vardır. Kaba olmadan, tatlı bir şekilde yapılan tembihler mutlaka tesirli olur. Sabır, guven, anlayış, sevgi, şefkat. Bunlar uzun omurlu ve mutlu bir evliliğin onde gelen şartlarındandır.
Bu arada sık sık boşalma noktasına gelebilir. Boyle durumlarda, kendisi hareketi durdurur, eşinin de durmasını, hareket etmemesini soyler ve eşi de ona yardımcı olursa, erken boşalmayı onlemek mumkun olabilir. Sakinleştikten sonra, tekrar devam ederler. Sakinleşmenin, boşalmayı geciktirmenin başka bir yolu da, zihni başka yonlere kaydırmaktır. O anda hanımı ile beraber değil de, başka yerde, başka işlerle ilgilenmeli, zihnini dağıtmaya calışmalıdır. Mesela, yarın yapacağı işleri duşunur. Gecmişteki hoşlanmadığı olayları duşunur.
Once uyarma, sonra gerilimi sona erdirme safhalarından meydana gelen bu metotta, birbirini takip eden tembih ve durma seansları sırasında, erkek boşalmaksızın, yani orgazma ulaşmaksızın cinsi heyecanın en ust mertebesine cıkmayı oğrenebilir. Bunu geciktirmek, tecrubeyle zamanla oğrenilir. Bu sure ne kadar uzun surerse, o kadar iyi netice alınmış olur, o kadar faydalı olur. Bu esnada erkek boşalsa bile bu geciktirmeden dolayı organının sertliliği hemen kaybolmaz. Dolayısıyla kadın orgazm olamamış ise bu sırada o da orgazm olmuş, rahatlamış olur. Kısacası erkek kendine her ne metotla olursa olsun hakim olup, boşalmayı istediği zaman, kadının durumuna gore ayarlaması gerekir.
Şu da unutulmamalıdır ki, kadının mutlaka orgazm olmasını beklemek de yanlıştır. Belirtilen şartlarda yapılan bir birleşmede kadın rahatlar. Zaten her defasında kadının orgazm olması da cok zordur. Her defasında orgazm olması kadını yıpratır. Bunun icin kadın, zaten her beraberlikte bunu beklemez. Psikologlar mutlaka orgazm demenin yanlış olduğu belirtmektedir. Orgazm onemli olmakla beraber dikkati devamlı orgazm uzerine cekmek de yanlış olur. Bu konudaki zorlama cinsi beraberliğe menfi tesir edebilir.
Kısacası cinsel birleşme eşittir orgazm demek değildir. Orgazmda onemli olan bunun onemini bilip kadını bundan mahrum etmemektir.
İlişki Zamanı:
Sevgi oyunları bir neşe, karşılıklı bir zevk ve istekle olunca, bunların verimi, zevk mahsulleri de şen, sevimli, guzel olur. Bu zevk anında olun cocuk, kadın-erkeğin her turlu his ve hususiyetlerini kapar. Maddi-manevi her turlu yorgunluk, bu aşk uzerinde menfi bir tesir yapar. Bu sebeple kadın-erkek, yorgun, hasta, uzgun iken bu zevk oyunlarından uzak kalmalıdır.
Kan kaybeden, buyuk bir sarsıntı gecirmekte olan kadın, bu zaman az cok rahatsız bilinmeli ve bilhassa ilişkilerden uzak kalmalıdır. Ay hallerinde, erkekle bir araya gelmemelidir. Buyuk gunahlardandır. Ay halinde, kadının tenasul yolları kanla dolgun, rahmin damarlarının ağzı acık, az cok bereli bir haldedir. En titiz ve temiz olanlarda bile, bu yollarda sinsi bekleyen milyonlarca mikroplar vardır. Ay hallerinde bunlar hemen suratle urer, coğalır, kuvvetlenir; fırsat kollar ve en ufak bir sebeple hemen bereli bulunan tenÂsul uzuvlarını, rahim ve yumurtalıkları sarar. Bu ara vuku bulan cinsi yakınlık, mikropların her yana yayılmasına sebep olur. Bu hal kadını hasta eder. Devamlı olursa fazla kan boşanmalarına, bel ve kasık ağrılarına, ciddi bircok kadın rahatsızlıklarına sebep olur. Sonra, Âdet kanının kendine mahsus ağır bir kokusu vardır. Bu koku, pek temiz kadınların bile ter ve tenini kaplar. Bu kokudan kadın kendisi bile tiksinir. Bu sırada vuku bulan cinsi yakınlıkta, bu ağır koku erkeği de tiksindirir. Kadın bunları bilerek, temizliğe bu zamanda daha cok dikkat etmeli ve eş oynaşından hep uzak kalmalı, yakınlıkta bulunmamalıdır.
Lohusa iken de, yakınlıkta bulunmaktan sakınmalıdır. Bu da haramdır. Zira doğum esnasında tenÂsul uzuvları, bilhassa rahim, hazne berelenir, cok defa yırtıklar husule gelir. Bu sırada kadınla yakınlıkta bulunmak, kadını pek fena orseler. Mikropların hemen faaliyete gecmesi bircok onemli kadın hastalıklarının meydana gelmesine sebep olur. Onun icin rahim ufalmadan, kadının tenÂsul uzuvları tabii halini almadan kadına yanaşmamalıdır.
Gebeliğin son uc haftasında ilişki kadın icin zararlı olabilir. Fakat dinen gunah değildir.
Tekerrur Zamanı:
Cinsi yakınlığın tekerrur zamanı ve miktarı şartlara gore değişik olur. Bundaki genel olcu şudur: Kendiliğinden uyanan ve sonunda yorgunluk vermeyen, insana ferahlık ve zindelik kazandıran ilişkiler, tabii olcude demektir.
Hali ve yaşı musait kimseler icin bunun muayyen bir sınırı olmamakla beraber, aradan 4-5 gun gecmeden tekrar edilmemesi yerinde olur. Cunku erkek, boşalttığı cinsi enerjiyi, ancak bu muddet zarfında kÂfi miktar doldurur. İlişkilerin, evli eşler icin kırk yaşına kadar, ortalama haftada iki defası normal sayılırken, kırkından sonra haftada bir, ellisinden sonra iki haftada bir, altmıştan sonra ayda bir olması tabii olcude sayılmaktadır. Ancak bunlar kesin olculer değildir; her insanın hal ve şartlarına gore değişiklik gosterir. Kadın haklı olarak, cazip halleriyle erkeğine karşı cinsi arzusunu hissettirince, erkeğin onu ihmal etmeden, yakınlıkta bulunması gerekir.
Cinsi ilişkilerin fazla olması, erkeği sıkıntıya sokar. Yorgunluk, halsizlik ve dermansızlık yapar. Hele pek genc yaşlardan itibaren bu yoldaki aşırı faaliyetlerle yıllarca israfta bulunanlar, zamanla cinsi kudretlerini kaybedebilirler. Fazlası iyi olmadığı gibi, luzumsuz cinsi perhiz de iyi değildir.
Hamile kadın her turlu stresten uzak durmalı ve fazla heyecanlanmamalıdır. Aşırı heyecan ve hareket, zararlı olabilir. Temas sırasında yan pozisyon tercih edilmelidir. Hazneye cok girmemelidir. Karın buyudukce pozisyonun şekli daha da onem kazanır.
Erken Boşalma:
Gercekten bir sıkıntı kaynağıdır. Erkeklerin yarıdan coğu, erken boşalmadan şikayetcidir. Bu halin devam edip gitmesi kadın hakkında tatminsizlik ve huzursuzluk doğurur. Erken boşalmanın başlıca sebepleri; acelecilik, yanlış teknik ve heyecandır.
Acelecilik:
Normal olarak erkeklerde cinsi boşalma, kadından daha hızlıdır ve birkac dakikada gercekleşir. Bazı kadınların orgazmı da kısa zamanda gercekleşmekle beraber, coğunda 5-10 dakikalık zamanı alır. Eğer erkek bu noktada acele davranıp, 1-2 dakika icinde orgazm olup ilişkiyi bitirirse, kadın, henuz arzulanan zevk seviyesine yaklaşmadığı icin sıkıntı olur. Bu vaziyetten kurtulmak icin, erkeğin ağır davranması zaruridir. İlk temas başladığı an, bir muddet bekleyip nefes alınır. Sonraki kısımda ise, ihtiyatlı hareketler ve yer yer duraklamalarla kendini emniyete alarak, boşalmanın geciktirilmesine calışılır.
Yanlış teknik:
İlişkinin başında gerekli olan heyecanlandırma oyunları ihmal edilirse, normal olarak kadının orgazmı gecikeceğinden, erkek elbette ki ondan once inzal durumuna gelecektir. Bunun icin başlangıc oyunlarını gerektiği olcude yerine getirmek suretiyle, aradaki mesafeyi kapatmak mumkundur.
Ayrıca erkekte idrar sıkıntısı varken temasa gecmek de, erken inzale sebep olur. O halde ilişkiden once abdest bozmak ve avret yerlerini soğuk suyla yıkamak da, inzalin geciktirilmesinde yardımcı olur. Bir de kendini arada bir sıkmak suretiyle, orgazmın hızlanması onlenebilir.
Heyecan:
Luzumsuz telaş ve heyecan, erken inzali kamcılar. Bu hal, daha ziyade zifaf gecesinde ve ilk temaslarda gorulur. Merak ve heyecandan itidÂlini koruyamayan erkek, erken boşalmayla o anda bir başarısızlığa duşebilir. Fakat bundan telaşlanmaya hacet yoktur. Zifaf bahsinde belirtildiği gibi, bu olay o an icin olağandır ve daha sonra normal dengesini bulacaktır. İlişkiden uzunca bir zaman uzak kalan eşler de, erken boşalmaya daha musait duruma gelirler. Bu yuzden erken inzal engeline takılan erkek, bir muddet sonra ikinci bir teşebbusle de noksanını tamamlayabilir. İnzalden sonra bedenleri ayırmadan, bir sure daha bekleşmek de kÂfi gelebilir.
Bu olculer icinde sabır alışkanlığına devam edilirse, ilişkileri 20-30 dakikaya kadar uzatmak ve birkac ay icinde erken boşalma sıkıntısından kurtulmak mumkundur.
İktidarsızlık:
Esas itibariyle, yaşı geckin olmayan erkeklerin ereksiyon, yani organın sertleşme zorluğu cekmeleridir. Bunun bir bicimi de, ereksiyona gecme, ancak cinsel ilişkinin ortasında penisin yumuşamasıdır. Bu bozukluğun bazen penise kan iletimini duzenleyen prostat bezinden kaynaklanan fizyolojik bir temeli vardır. Ancak coğunlukla nedeni fizyolojik değil, psikolojiktir. Bunun olcusu de, erkeğin, her sağlıklı erkekte gorulen “sabah erken ereksiyonunda” bulunup bulunmadığıdır. Bulunabiliyorsa, iktidarsızlığın nedeni fizyolojik değil psikolojiktir.
Başta kendine guvensizlik, sucluluk duygusu, eşinden bıkma gibi sebeplerle gelen, ancak cok ceşitli sebeplerin yol acabileceği iktidarsızlığın onemli bir kaynağı da alkol ve sigaradır. Ote yandan, yaşı ilerledikce, erkeklerin penislerini hem dikelme acısı hem de ereksiyonda bulunabilme suresi, penisi sertleştiren damarların deformasyonu sonucu azalır.
Erken boşalma aslında fizyolojik bir bozukluk değildir ve bircok durumda, erkek ile kadın arasındaki orgazm suresinin farkından kaynaklanan bir olgudur. Erken boşalan erkek, genellikle cok cabuk uyarılabilen ve cok hızlı bir ereksiyona sahiptir. Aşırı heyecan sonucu, daha soyunmaya bile fırsat bulamadan boşalan erkekler vardır. Ancak, sahici bir bozukluk olmadığından, eşlerinin de anlayış gostermesiyle erken boşalan erkekler kendi kendilerini eğitebilirler. Burada onemli olan, aşırı uyarıcı durumlardan kacınmak, sakin olmaya calışmak ve cinsel birleşmeyi mumkun olduğu kadar yavaş yavaş hareketlerle gercekleştirmektir.
Cinsi istekte tutukluk, penisin sertleşmemesi veya sertleşmenin kısa surmesi, normal bir cinsi temas devam ederken isteğin Âniden kaybolması gibi iktidarsızlık hallerinin coğu, psikolojik sebeplere dayanır. Bunun altında coğunlukla başaramama korkusu ve yanlış saplantılar yatar. Sağlıklı ve yeterli bir cinsi eğitim alınamayışından da kaynaklanan bu korku, genc yastaki erkeklerde gecici iktidarsızlıklara meydan verebilir. Nitekim sinirli, heyecanlı, hassas ve evhamlı şahıslarda iktidarsızlık cok gorulur. Bu gibi erkekler bir defa başarısız olduktan sonra, korkuları ve heyecanları iyice artar. Hatta aşağılık kompleksine bile kapılabilirler. Cunku her ilişkide hormonlar yeniden faaliyete gecirildiğinden, evlilik hayatında belirli ve duzenli aralıklarla devam ettiren cinsi hayat, cinsi iktidarın da uzun omurlu olmasını sağlar.
Cinsi gucu arttırmaya donuk ilacların tesiri bir yere kadardır. Bu gibi ilaclar da rast gele kullanılmamalı, mumkun mertebe tabii ve fıtri tedbirlere muracaat edilmelidir.
İktidarsızlık sebepleri:
1- Uzun muddet, aşırı derecede ilişkide bulunmanın sebep olduğu fazla israf.
2- Sinir yollarını tahrip eden ve vucudu eriten bazı yıpratıcı hastalıklar.
3- İlmi ve fikri meseleler uzerinde, fazla calışma sonucu hasıl olan yorgunluğa bağlı gecici Ârıza.
4- Gebeliğe mani olmak icin, bazı erkekler tarafından kullanılan prezervatif.
5- Tiksinmekten doğan nefret, hissi veya aşırı sevgi ve şefkat halinde beliren hurmet duygusu.
6- Ceşitli sebeplerle ortaya cıkan şiddetli korku ve endişeler.
7- Fazla duygulanma ve sinirlenmelere bağlı heyecan ve asabiyet.
8- Yaşlanmaktan dolayı ortaya cıkan tabii iktidarsızlık.
İktidarsızlık sebepleri sadece bunlar değildir. Ruhi ve bedeni daha başka sebepler de bahis konusudur. Mesela gıdasızlık, vucut yorgunluğu, alkollu ickiler, sigara duşkunluğu, keyif verici ve uyuşturucu maddeler, bazı tatsız hatıralar, hatta sihir de iktidarsızlık sebebidir.
İktidarsızlık arızaları -ihtiyarlık haric- ekseriyetle gecicidir ve hemen hemen hepsinin de caresi vardır. Doğru teşhis konduktan sonra, tedavisi zor değildir.
Bedeni tedavi:
Bedeni arızalar icindir. Kuvvetli gıda, muntazam uyku ve istirahat, bir muddet cinsi yakınlıktan uzak kalmak, temiz hava seyahatleri, ılık su, deniz ve kaplıca banyoları. Ayrıca cinsi arzuyu arttıran kuvvet macunları ve faydalı ilaclar da vardır. Fakat ilaclar son caredir; mecbur kalmadıkca başvurmamalı, daha ziyade tabii gıda almalıdır!
Ruhi tedavi:
Ruhi olaylardan dolayı zuhur eden iktidarsızlığın tedavisinde en iyi hekim, yine o şahsın kendisi sayılır. İktidarsız olduğuna iyice inanan, hakikaten oyle oluverir. Boyle bir kanaatten sıyrılınca da, bu dertten kurtulur. Bir de anlayışlı hanım, bu derdin devasında yardımcı olabilir.
İlac ve besin takviyesi:
Beslenme ve vitamin takviyesi yararlıdır. B6 ile birlikte diğer B vitaminleri, A vitamini, F vitamini, demir ihtiva eden gıda ve ilaclar, proteince zengin gıdalar faydalıdır. Padişah macunu diye bilinen gıda ve ilaclar genel olarak kalori bakımından zengin ve beslenme yetersizliğinden doğan ciddi problemleri bertaraf edebilecek vasıftadır. Aynı şekilde bal, pekmez, helva gibi besinler de faydalı olur.
Burada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:
Beslenmeye ve vitamin eksikliklerine dikkat edilmelidir. Psikolojik faktorlerin rolunu duşunerek, asabi gerginlik, endişe ve korkulardan uzak durulmalıdır. Aşırı ve ihtiraslı cocuk isteğinin dahi gecici kısırlık sebebi olabileceği bilinmelidir. Bilhassa genc kızlar ve kadınlar taş ve rutubetli zeminlerde calışmamalı, oturmamalı, ayaklar başta olmak uzere vucutlarını soğuktan korumalıdır. Banyo, deniz, kaplıca sonrasında ıslak dolaşmamalı, hemen kurulanmalıdır. Âdet zamanlarında denize, havuza, kaplıcaya girmemeli, bugunlerde temizliğe azami dikkat etmelidir. İci su dolu kuvette banyo yapmamalıdır. Yağmurlu ve soğuk havalarda ayaklar sıcak tutulmalı, tercihen yun corap giyilmelidir. Naylon veya sentetik ic camaşırlarından sakınmalı, yunlu ic giysiler tercih edilmelidir. Âdet gunlerinde kullanılan bez, pamuk ve petler sık sık değiştirilmelidir. Muayyen gunlerde aşırı yorucu beden faaliyetlerinden kacınmalı, istirahat etmelidir.
Bazı kadınlar, cinsiyet hissi bakımından soğuk olur, ilişkilerden bir zevk almazlar. Bu durum, kadında ureme uzuvlarının olgunlaşmaması, erkeğin, ilişkilerde kabalık gosterip kadını hırpalaması, onun cinsi hayatta devamlı tatminsiz bırakılması gibi ceşitli sebeplerden ileri gelebilir. Bilhassa erkeğin eşine karşı samimi sevgi ve ilgisinin, bu menfi soğukluğu gidermekte muhim tesiri vardır.
Bir iktidarsızlık olayı:
Bircok genc endişeli ve kederli halet-i ruhiye icinde sordu:
- Doktor bey, hic umit yok mu? Eski kudretimi tekrar elde etmek icin bir care bulunamaz mı?
Bana cinsi iktidarını kaybettiğini soyleyerek muracaat eden erkek, sağlam yapılı, atletik vucutlu, 35 yaşında entelektuel gencti. Evleneli 2 yıl olmuş, ilk yıl, hicbir iktidarsızlık alameti gorulmemiş.
- Altı aydan beri kendimi iktidarsız hissetmeye başladım. Butun tembihlere rağmen, hafif derecede bir uyanmayı muteakip hemen inzal oluyorum. Bu hal, karımın asabını bozduğu gibi, beni de son derece uzuyor. Geceleri uyuyamıyorum! Gunduzleri istekle işime devam edemiyorum. Butun hayat neşemi kaybettim. Bu yuzden bozulan sinirlerim beni perişan ediyor. Cinsi temas hususundaki cesaretim o kadar kırıldı ki, karımla yuz yuze gelmekten cekiniyorum. Bir yatakta yatmaktan korkuyorum. Muracaat ettiğim doktorlar, bazı iğneler verdiler. Onları yaptırdım. Ağızdan daha birtakım ilaclar aldım. Hicbiri fayda vermedi.
Hasta, esaslı bir muayeneye tÂbi tutuldu. Uzvi bir bozukluk bulunamadı.
- İktidarsızlığa sebep olan organik sebeplerden hicbiri sizde mevcut değil. Hicbir uzvi kusur muşÃ‚hede edilmediğine gore, bu iktidarsızlığın sebebi ruhidir.
Hastamızla boyle konuşurken, cocuğu olup olmadığını sordum. Benim bu sualim cevapsız kaldı. Aynı suali tekrar ettiğim zaman, uzunca bir sukuttan sonra tereddutle, olmadığını soyledi. Bu sukut ve tereddut beni duşundurdu. Nicin olmadı sualim de cevapsız kalınca, muhim bir nokta uzerinde bulunduğumu anladım.
- Siz mi cocuk yapmak istemediniz, yoksa istediniz de olmadı mı?
- Bunun hastalığımla bir irtibatı yok, diyerek sozumu başka mecraya dokmek istedi.
Bence bu sukut, tereddut ve bahsi değiştirmek isteği, muhim bir ipucu olabilirdi. Bunun icin hastayı incitmeden zorladım. Şoyle anlattı:
- Balayı ve onu takip eden bir bucuk sene zarfında, cocuk yapmamak icin ilişkilerde tedbir aldık. Evliliğimizin bu ilk senelerinde cocuk yapmak istemiyordum. Bu muddet icinde her ikimiz de tam bir tatmin duyuyorduk. Bir akşam bir dostumuz bize ziyarete geldi. Bunların sevimli bir cocukları vardı. Her ikimiz de cocukla alakadar olduk. Bilhassa karım, ona karşı aşırı derecede bir sevgi gosterdi. Misafirimiz gittikten sonra, "Bizim de bir cocuğumuz olsa, ne kadar iyi olur. Artık bir cocuk yapmak zamanımız geldi" dedi. O gece ilk defa olarak kendimde bir acz hissettim. Butun arzuma rağmen, zorla cinsi teması temin edebildim. Muteakip gecelerde, bÂriz bir iktidarsızlık icine girdim. Bu hal, son derece asÂbımı bozdu. Ve işte artık mahvolmuş bir insanım.
Bu iktidarsızlığın, karısının cocuk yapma arzusunun şiddetle tezahur ettiği gece birdenbire başlamış olması, uzerinde durulacak onemli bir nokta idi.
- Anlattığınıza gore, karınızın cocuk yapma isteği sizde muhim bir ruhi sarsıntı yaparak bir iktidarsızlık tevlid etmiş. Acaba hayatın&
evlilik rehberi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●19 Görüntüleme