1) UC KARANLIKTA YARATILIŞ Sizi annelerinizin karınlarında uc karanlıkta bir yaratılışdan diğer yaratılışa gecirerek yaratmaktadır. 39- Zumer Suresi 6 Anne karnındaki cenin cok hassas bir varlıktır. Cenin eğer ozel bir korunmaya sahip olmasaydı; sıcak, soğuk, ısı değişimleri, darbeler, annenin ani hareketleri cenine ya buyuk bir zarar verecek, ya da cenini oldureceklerdi. Annenin karnındaki 3 bolge cenini tum bu dış tehlikelere karşı korur. Bu bolgeler şunlardır: 1- Karın duvarı 2- Rahim duvarı 3- Amniyon kesesi Kuran’ın indiği 7. asırda insanların amnion kesesinden haberleri yoktu. Peki o zaman Kuran’ın anne karnındaki uc karanlığa işaret etmesi nasıl acıklanabilir? Hic şuphesiz bu ifadeyi Kuran’ın indiği donemin bilgi seviyesiyle acıklamaya olanak yoktur. Cenin bu uc tabakanın koruyuculuğu altında kapkaranlık bir mekanda yavaş yavaş gelişimini surdurur. Amniyon kesesi temiz, akışkan bir sıvı ile doludur. Bu sıvı sarsıntıları emen koruyucu bir yastık gibidir, basıncı dengeler, amniyon zarının embriyoya yapışmasını engeller ve ceninin rahim icerisinde rahatlıkla donmesini sağlar. Eğer cenin bu sıvı sayesinde rahatlıkla hareket edemeseydi, bir et kutlesi gibi yığılıp kalacak, devamlı bir tarafı uzerinde aylarca durduğu icin yaralar vucudunu saracak ve bircok komplikasyon ortaya cıkacaktı. Ceninin her tarafının eşit bicimde ısınması da onemlidir. Sıvının ısıyı eşit dağıtması sayesinde dışarıdaki sıcaklık ne olursa olsun ceninin her yanı 31°C’lik sıcaklığa sahiptir. Yaratıcımız her aşamada her şeyi en ince şekilde ayarlamış, karanlıkların icinde her ihtiyacımızı karşılamış, bedenimizi dış dunyanın tum zararlarından korumuştur. YARATILIŞTAN YARATILIŞA GECİŞ Bu ayetin anne karnında, yaratılış aşamalarımızda icinde bulunduğumuz 3 farklı ortama veya 3 farklı yaratılış aşamasına işaret ettiğini duşunenler de olmuştur. Buna gore 3 karanlık şoyledir: 1. Fallop borusu: Spermle yumurta birleştikten sonra fallop borusu boyunca ilerler. Fallop borusu boyunca ilerleyen zigot bolunerek coğalır. 2. Rahim duvarındaki bolge: Bu bolgede 51. bolumde işlediğimiz asılıp tutunma (alaka) aşaması gecirilir. 3. Amniyon kesesi: Ceninin etrafındaki ici ozel bir sıvı ile dolu kesedir. Gelişimin geri kalan uzunca kısmı burada gecirilir. Dıştan gorunuşte bu karanlık mekanların farkları yok sanılır. Halbuki minik bir hucrenin boyutuna bolunup bu mekanları gezebilsek, nasıl farklı mekanlar olduğunu gozleriz. Birinci karanlık mekan, hucreye gore dev karanlık bir tuneli hatırlatmaktadır. İkinci karanlık mekan ise ışıksız kapkaranlık bir ormanı. Ucuncu karanlık mekan ise ışıksız bir denizin altını andırır. Gorulduğu gibi ic ice katman olarak karanlık mekanlar 3 kat olduğu gibi, sırasıyla gecilen karanlık mekanlar da 3 tanedir. Ayetin bu iki acıklamadan herhangi birine mi, yoksa her ikisine de mi işaret ettiğini Allah bilir. Bu karanlık mekanlardaki gelişimde gecirilen aşamaların tum bilimsel kitaplarda 3’e ayrılıp incelenmesi de ilginctir. Bu uc aşama şoyledir: 1. Pre-embriyonik aşama: Bu aşama birinci trimester olarak anılır. Hucreler coğalırken 3 tabaka şeklinde organize olurlar, ilk iki haftayı kapsar. 2. Embriyonik aşama: Hucre tabakalarından temel organlar ortaya cıkmaya başlar. İkinci trimester olarak anılır. İkinci haftayla sekizinci hafta arasını kapsar. 3. Fetal aşama: Bu aşamada yuz, eller, ayaklar belirginleşir, insan dış gorunumu ortaya cıkar. Ucuncu trimester olarak anılır. Sekizinci haftadan doğuma kadar olan safhadır. Ayette işaret edildiği gibi yaratılışımız, bir yaratılış aşamasından diğer yaratılış aşamasına gecerek olmaktadır. Tum aşamaların ortak ozelliği her birinde yaratılışın delillerinin gozukmesidir. Kitabımızın embriyolojiyle ilgili bu son bolumlerinde gorduğumuz bilgilere son yuzyılda ulaşılmıştır. Kuran’dan once ve Kuran’dan sonraki bin yılda bu bilgilerin hicbirine, Kuran dışında hicbir kitapta rastlayamazsınız. Kuran, hem meninin karışımlı yaratılışına, hem de bu meninin az bir bolumunden yaratıldığımıza dikkatlerimizi cekmiştir. Kuran, anne rahmindeki gelişimde embriyoya, aldığı hallerden tureyen isimler takmıştır: Asılıp tutunan (alaka), bir ciğnemlik et (mudga) gibi. Boylece Kuran, ceninin aldığı hallerden cıkan bir terminoloji oluşturmuştur. Yine ilk once kemiklerin sonra kasların yaratıldığını Kuran dışında ortaya koyan olmamıştır. Yaratılışın icindeki farklı karanlıklara Kuran dışında dikkatleri cekmiş bir kitaba da binlerce yıllık tarihte rastlayamazsınız. Bilimsel bir bilgiyi ileri surmek icin her şeyden once bilimsel bir altyapı gerekir. Var olan bir altyapı uzerinde diğer bilgiler yukselir. Ayrıca bu tarz bilimsel bilgiler icin gelişmiş mikroskoplara da mikro kameralara da ihtiyac vardır. Kuran’ın indiği donemde ne bilimsel altyapının, ne mikroskobun, ne de mikro kameraların olduğunu kimse iddia edemez. Bu bilgilerin rastgele yapılan tahminlerle tutturulduğunu soylemeye de hicbir vicdanlı insan kalkışamaz. 4- İnsanı gercekten de en guzel bicimde yarattık. 5- Sonra onu aşağıların aşağısı kıldık. 95- Tin Suresi 4 İnsan, en guzel bicimde, cok ince bir planla, bircok aşama arka arkaya getirilerek yaratılmıştır. Allah’ın bu mukemmel yaratışını unutup, vucudunu kendi eseri zanneden, bedeninin Yaratıcısını tanımayarak, isyana ve nankorluğe kalkışan biri ise mukemmel yaratılışına rağmen aşağıların aşağısı olmaktan kurtulamaz. Yoksa onlar hicbir şeysiz mi yaratıldılar: Yoksa bizzat kendileri mi yaratıcıdır? 52- Tur Suresi 35 2) BİR CİĞNEMLİK ET PARCASI Sonra o damlacığı, asılıp tutunana donuşturduk. Sonra asılıp tutunanı bir ciğnemlik et haline getirdik. 23- Muminun Suresi 14 Kuran anne rahminde gecirdiğimiz asılıp tutunma (alaka) aşamasından sonra bir ciğnemlik et (mudga) aşaması gecirdiğimizi soyleyerek bir mucize daha sergilemektedir. Gercekten de anne rahmindeki embriyo hem ufaklığından, hem de kemiklerin daha ileride oluşacak olmasından oturu bir ciğnemlik et gorunumundedir. Ayrıca ilginctir ki -resimden de belli olacağı gibi- embriyo, anne karnında gecirdiği belli bir aşamada uzerinde diş izleri varmış gibi bir şekle sahiptir. Bu yuzden Kuran’da "bir ciğnemlik et" aşaması gecirdiğimizin soylenmesi cok yerinde olan mucizevi bir anlatımdır. "Bir ciğnemlik et" tabiri 22- Hac Suresi 5. ayette "kısmen belli, kısmen belirsiz bir ciğnemlik et parcasından" yaratıldığımız soylenerek gecmektedir. Gercekten de bu aşamada embriyo gozle gorulecek kadar belli, detayların anlaşılamayacağı kadar belirsiz bir buyuklukte olduğundan, "kısmen belli, kısmen belirsiz" tabiriyle uyum icindedir. İnsanın baş, govde, ayak, ic organlar gibi ayrı vucut bolumlerinden bir kısmı belli olmaya başladığı, bir kısmı ise belli olmadığı icin de bu aşama icin “kısmen belirli, kısmen belirsiz” tabirinin gecmesi cok uygundur. Prof. Dr. Keith L. Moore Kuran’da "bir ciğnemlik et" diye bahsedilen donem hakkında şunları soylemektedir: "Soz konusu ayetlerin ne demek istediğini, bu donemdeki embriyoyu incelediğimiz zaman hayretle oğrendik. Cunku embriyo 28 gunlukken uzerinde tesbihimsi bir yapı meydana geliyor ve bunlar gorunuş olarak aynı diş izlerine benziyordu. Bu donemdeki embriyonun plastikten bir modelini yaptık ve onu ciğneyerek uzerinde diş izlerimizi bıraktık. Ortaya cıkan manzara incelediğimiz aşamadaki embriyoya olağanustu derecede benziyor ve Kuran’ın insan embriyosundan neden bir ciğnemlik et olarak bahsettiğini cok guzel acıklıyordu." GUNU GELİNCE BİR CİĞNEMLİK ET Tek bir hucre bolune bolune ayrı organları, farklı dokuları oluşturmaktadır. Yaratılışın bir aşamasında bir ciğnemlik et kadar olan varlığımız, gunu gelince tum organlarıyla, kaslarıyla, iskeletiyle, beyni, gozleri, kulakları ile insan olacaktır. Bir bu ciğnemlik et aşamasını, bir de vucudumuzdaki organların aldığı son hali duşunelim. Boylece Allah’ın kusursuz yaratışına bir kez daha tanık olabiliriz. Gun gelecek bu bir ciğnemlik et, kalp olacaktır. O kalp ki bir gunde ortalama 10.000 kez atar. Hem de hic haberimiz olmadan, biz kalbi attırmak icin hicbir caba sarf etmeden. Kalbe gelen kirli kan ile temiz kanlar birbirine karışmaz, kanın vucuda gerektiği gibi dağılımı mukemmel bir şekilde gercekleşir. Kalbin kulakcıkları ve karıncıkları yaratılış harikalarıdır. Atar ve toplardamarlarla kanın organize calışması sayfalarca yazıya konu olacak mukemmellikte ve kompleksliktedir... Gun gelecek bu bir ciğnemlik et karaciğer olacaktır. O karaciğer ki 400’den fazla gorevi vardır. Bu minik et parcası, Dunya’nın hicbir laboratuvarının beceremeyeceği uretimleri hic şaşmadan, bizim haberimiz hic olmadan, bizim icin yapar... Gun gelip de bu bir ciğnemlik et, vucudumuzu saran kaslar olacaktır. Yemek yemekten koşmaya, yurumeye, oturmaya, gulmeye kadar her hareketimiz kaslarımızın sayesindedir. Kaslar cok karmaşık ve buyuk bir koordinasyon ağıyla calışır. En basit hareket gibi gozuken gulme icin bile 17 kasın aynı anda calışması gereklidir... Beynimiz, ellerimiz, ayaklarımız, bağırsaklarımız, bobreklerimiz, solunum sistemimiz, kanımız... hepsi başlangıcta bahsettiğimiz bu bir ciğnemlik et aşamasını gecirir. Ondan once ise ancak mikroskopla gozukebilen bir damla su aşamasını ve diğer aşamaları gecirirler. Sonunda ise ciltlerle ansiklopediye anlatımının sığmayacağı mukemmel vucudumuz yaratılır. Kuran bizi tum bunları incelemeye, bu yaratılışlar uzerinde duşunmeye davet etmektedir. Kuran’ın ibadetlerle ilgili ayetleri de onemli bir yere sahiptir ve bunlar uzerinde cokca tartışılmıştır. Oysa duşunme, akletme ile ilgili Kuran ayetleri, şekilsel ibadetlerle ilgili ayetlerden cok daha fazla sayıda olmalarına rağmen cok daha az duşunulmuş, cok daha az gundeme getirilmiştir. 6- Ey insan, o cok comert Efendine karşı seni aldatan nedir? 7- O ki seni yarattı, sana bir duzen icinde bicim verdi ve uyumlu hale soktu. 8- Dilediği bir bicimde seni oluşturdu. 82- İnfitar Suresi 6-8
__________________
***İnanilmaz Ama GerCek***
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- ***İnanilmaz Ama GerCek***