Cevap 1: Cahiliye doneminde muşriklerin, Kabe-i muazzama'ya hurmet ettikleri, ortulerini her yıl değiştirdikleri ve oraya ibadet niyetiyle gelenlere ikramda bulundukları malumdur. (1)

İbadeti teşvik niyetiyle, birbirlerini alkışladıkları ve ıslık caldıkları da bilinmektedir.. Kur'an-ı Kerim'de: "Onların (muşriklerin) Beytulullahdaki duaları, ıslık calmaktan ve el cırpmaktan (alkışlamaktan) başka bir şey değildir. (Ey muşrikler) Devam edegeldiğiniz o kufrunuzden dolayı, artık tadın azabı!.." (El Enfal Suresi: 35) hukmu beyan buyurulmuştur.

İmam Fahruddin-i Razi; bu ayet-i kerime'nin tefsirinde: "Allahu Teala (cc) kafirler hakkında; "Onlar Beyt-i haram'ın sahipleri değildirler" buyurmuş, daha sonra da muşriklerin dualarının ancak el cırpmak ve ıslık calmak olduğunu haber vermiştir. (...) Keşşaf sahibi şoyle demektedir: "Ayette gecen Muka kelimesi; fual vezninde bir kelime olup ıslık caldı manasına gelir. (...) Tasdiye kelimesine gelince, bu el cırpmak demektir" (2) diyerek, meseleyi izah etmiştir.

Hz. Abdullah ibn-i Abbas'dan (ra) gelen rivayette de Mekke muşriklerinin bu dua şekli uzerinde durulmuştur. Dolayısıyle hicbir ihtiyac yokken ıslık calmak doğru değildir.

Resul-i Ekrem (sav)'in: "Cennetin etrafı nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle, cehennemin etrafı da şehevi arzularla (hoşa giden şeylerle) cevrilmiştir"(3) buyurduğu malumdur.

Geleneklerini bahane ederek hevalarına (nefs-i emmarelerine) uygun bir hayat yaşayanlar, tevbe etmelidirler. Hesap gunune hazırlanan mu'minler; muşriklere muhalefet niyetiyle, alkıştan ve ıslık calmaktan uzak durmalıdırlar. İnşallah bu niyetleri sebebiyle, sevaba nail olurlar.

Ancak hayvan otlatmak, deveyi yolda yurutmek gibi durumlar icin ıslık calınabileceği ifade edilmiştir.

Sonuc olarak ıslık calmanın iyi bir şey omadığını, bazı zor durumlarda soylemenin ise caiz olduğunu soyleyebiliriz.

(1) Geniş bilgi icin/ M.Ali Sabuni-Ahkam Tefsiri-İst.:1984 C: 2 Sh: 16 vd.

(2) Geniş bilgi icin/ İmam Fahruddin-i Razi- Tefsir-i Kebir (Mefatihu'l Gayb) Ank: 1991 C: 11 Sh: 309

(3) Sahih-i Muslim-K. Cennet: 1, Ayrıca Sunen-i Tirmizi-K.Cennet: 21

Cevap 2: Alkışlamak, o şeyi tasvip etmek mÂnasına gelen bir harekettir. Her devirde bunun ifadesi ayrı ayrı olmuştur. Nitekim gunumuzde de eli ele vurmak suretiyle tasvip ifadesini bulmaktadır.

Denebilir ki, alkışlanan, yÂni, tasvip edilen şey, İslÂmın tasvip ettiği bir mes’ele ise cÂizdir, değilse cÂiz değildir. Alkışlanan kimse, alkışı, konuştuğu hakikatı tasvip mÂnasına almıyor da, kendini gurura sevkeden bir şımartma olarak goruyorsa, alkışlanmasını istememelidir. Boylece riyÂya sevkeden şeyden de kendini kurtarmış olur.

Cevap 3: Peygamberimizin ( a.s.m) beyaz, siyah, yeşil ve kırmızı renklerden yapılmış elbiseleri ceşitli zamanlar da giydiği bilinmektedir. Ancak coğu zaman beyaz rengi tercih ettikleri gibi, ashabına da tavsiye etmişlerdir. Kırmızı renk cubbe, hırka ve sarık giydiklerine dair rivayetler vardır.(İbn-i Sa’d, Tabakat I. 451; Buhari, el-Ebed 127 no: 348)

Ancak cok dikkat cekici ve itici renklerin giyilmemesi tavsiye edilmiştir. Bkz. Yardım,Ali Peygamberimizin şemaili, Damla İst.1998 s.117-122
Selam ve dua ile...
__________________