ASTRONOMİ-GOK VE UZAY İLMİ

O, yerde ne varsa hepsini sizin icin yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yoneldi, onu yedi kat olarak yaratıp duzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir. (2/29)
Şuphesiz goklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gunduzun birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yuklu olarak denizde yuzup giden gemilerde, Allah'ın gokten indirip de olu haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryuzunde her ceşit canlıyı yaymasında, ruzgÂrları ve yer ile gok arasında emre hazır bekleyen bulutları yonlendirmesinde duşunen bir toplum icin (Allah'ın varlığını ve birliğini isbatlayan) bircok deliller vardır. (2/164)
Sana, hilÂl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve ozellikle hac icin vakit olculeridir. İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. LÂkin iyi davranış, korunan (ve olculu giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (2/189)
Geceyi gunduze katar, gunduzu de geceye katarsın. Oluden diriyi cıkarır, diriden de oluyu cıkarırsın. Dilediğine de sayısız rızık verirsin. (3/27)
Goklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gunduzun birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri icin gercekten acık ibretler vardır. (3/190)
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları uzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, goklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin duşunurler (ve şoyle derler Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru ! (3/191)
O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, guneş ve ayı (vakitlerin tayini icin) birer hesap olcusu kılmıştır. İşte bu, azîz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah'ın takdiridir. (6/96)
O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin icin yıldızları yaratandır. Gercekten biz, bilen bir toplum icin Âyetleri geniş geniş acıkladık. (6/97)
Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslÂm'a acar; kimi de saptırmak isterse goğe cıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların ustune işte boyle murdarlık verir. (6/125)
Şuphesiz ki Rabbiniz, gokleri ve yeri altı gunde yaratan, sonra Arş'a istiv eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gunduze buruyup orten; guneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yucedir! (7/54)
RuzgÂrları rahmetinin onunde mujde olarak gonderen O'dur. Sonunda onlar (o ruzgÂrlar), ağır bulutları yuklenince onu olu bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla turlu turlu meyveler cıkarırız. İşte oluleri de boyle cıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız. (7/57)
Şuphesiz ki Rabbiniz, gokleri ve yeri altı gunde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'dır. Onun izni olmadan hic kimse şefaatcı olamaz. İşte O Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. HÂla duşunmuyor musunuz! (10/3)
Guneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz icin ona (aya) birtakım menziller takdir eden O'dur. Allah bunları, ancak bir gerceğe (ve hikmete) binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme Âyetlerini acıklamaktadır. (10/5)
Gece ve gunduzun değişmesinde (uzayıp kısalmasında) Allah'ın goklerde ve yerde yarattığı şeylerde, (Onu inkÂr etmekten) sakınan bir kavim icin elbette nice deliller vardır! (10/6)
Gormekte olduğunuz gokleri direksiz olarak yukselten, sonra Arş'a istiv eden, guneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız icin her işi duzenleyip Âyetleri acıklamaktadır. (13/2)
Yeri doşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada butun meyvelerden cifter cifter yaratan O'dur. Geceyi de gunduzun uzerine O ortuyor. Şuphesiz butun bunlarda duşunen bir toplum icin ibretler vardır. (13/3)
Yeryuzunde birbirine komşu kıtalar, uzum bağları, ekinler, bir kokten ve ceşitli koklerden dallanmış hurma ağacları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Boyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına ustun kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum icin ibretler vardır. (13/4)
O, size korku ve umit icinde şimşeği gosteren ve (yağmur dolu) ağır bulutları meydana getirendir. (13/12)
Allah'ın gokleri ve yeri hak ile yarattığını gormedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk getirir. (14/19)
Duzenli seyreden guneşi ve ayı size faydalı kıldı; geceyi ve gunduzu de istifadenize verdi. (14/33)
Andolsun, biz gokte birtakım burclar yarattık ve seyr edenler icin onu susledik. (15/16)
Biz, ruzgÂrları aşılayıcı olarak gonderdik ve gokten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız. (15/22)
O, geceyi, gunduzu, guneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şuphesiz ki bunlarda aklını kullananlar icin pek cok deliller vardır. (16/12)
Daha nice alÂmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar. (16/16)
Allah gokten bir su indirdi ve onunla yeryuzunu olumunden sonra diriltti. Şuphesiz ki bunda dinleyen toplum icin bir ibret vardır. (16/65)
Biz, geceyi ve gunduzu birer Âyet (delil) olarak yarattık. Nitekim, Rabbinizin nimetlerini araştırmanız, ayrıca, yılların sayı ve hesabını bilmeniz icin gecenin karanlığını silip (yerine, eşyayı) aydınlatan gunduzun aydınlığını getirdik. İşte biz, her şeyi acık acık anlattık. (17/12)
Yedi gok, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu ovgu ile tesbih etmeyen hicbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır. (17/44)
Biz, goğu, yeri ve bunlar arasındakileri, oyuncular (işi, eğlencesi) olarak yaratmadık. (21/16)
İnkÂr edenler, goklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı gorup duşunmediler mi? Yine de inanmazlar mı? (21/30)
O, geceyi, gunduzu, guneşi, ayı... yaratandır. Her biri bir yorungede yuzmektedirler. (21/33)
Boylece (Allah, haksızlığa uğrayana yardım edecektir ve buna kadirdir). Cunku Allah, geceyi gunduze katar, gunduzu geceye katar. Şu da muhakkak ki Allah, hakkıyla işiten ve gorendir. (22/61)
Gormedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yuzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Goğu de, kendi izni olmadıkca yer uzerine duşmekten korur. Cunku Allah, insanlara cok şefkatli ve cok merhametlidir. (22/65)
Andolsun biz, sizin ustunuzde yedi yol yarattık. Biz yaratmaktan habersiz değiliz. (23/17)
Ve O, yaşatan ve oldurendir; gecenin ve gunduzun değişmesi O'nun eseridir. HÂla aklınızı kullanmaz mısınız! (23/80)
Yedi kat goklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir? diye sor. (23/86)
Goklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini gormez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (oğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir. (24/41)
Goklerin ve yerin mulku Allah'ındır; donuş de ancak O'nadır. (24/42)
Gormez misin ki Allah bir takım bulutları (cıkarıp) suruyor; sonra onları bir araya getirip ustuste yığıyor. İşte goruyorsun ki bunlar arasından yağmur cıkıyor. O, gokten, oradaki dağlardan (dağlar buyukluğunde bulutlardan) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; (bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gozleri alır! (24/43)
Allah, gece ile gunduzu birbirine ceviriyor. Şuphesiz bunda basiret sahipleri icin mutlak bir ibret vardır. (24/44)
İbret almak veya şukretmek dileyen kimseler icin gece ile gunduzu birbiri ardınca getiren de O'dur. (25/62)
Dinlensinler diye geceyi (karanlık) ve (calışsınlar diye) gunduzu aydınlık kıldığımızı gormediler mi? İman eden bir kavim icin elbette bunda bircok ibretler vardır. (27/86)
Sen dağları gorursun de, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yurumesi gibi yurumektedirler. (Bu,) her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şuphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır. (27/88)
Siz ne yeryuzunde ne de gokte (Allah'ı) Âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız. (29/22)
Allah, gokleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şuphesiz bunda, iman edenler icin (Allah'ın varlık ve kudretine) bir nişÃ‚ne bulunmaktadır. (29/44)
O'nun delillerinden biri de, gokleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şuphesiz bunda bilenler icin (alınacak) dersler vardır. (30/22)
Goğun ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir cağırdı mı hemen (kabirlerinizden) cıkıverirsiniz. (30/25)
Allah O'dur ki, ruzgÂrları gonderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gokte dilediği gibi yayar ve parca parca eder; nihayet arasından yağmurun cıktığını gorursun. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler. (30/48)
O, gokleri gorebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her ceşit canlıyı yaydı. Biz gokyuzunden su indirip, orada her faydalı nebattan cift cift bitirdik. (31/10)
Bilmez misin ki Allah, geceyi gunduze ve gunduzu geceye katmaktadır. Guneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vÂdeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır. (31/29)
Cunku Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hic şuphesiz bÂtıldır. Gercekten Allah cok yuce, cok uludur. (31/30)
RuzgÂrları gonderip de bulutu harekete geciren Allah'tır. Biz onu olu bir bolgeye gondeririz de olumunden sonra toprağa onunla hayat veririz. Olulerin yeniden dirilmesi de boyle olacaktır. (35/9)
Allah, geceyi gunduzun icine sokar, gunduzu de gecenin icine sokar; guneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir sureye kadar akıp gider. İşte (butun bunları yapan) Rabbiniz Allah'tır. Mulk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir cekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir. (35/13)
Gece de onlar icin bir ibret alÂmetidir. Biz ondan gunduzu sıyırıp cekeriz de onlar karanlıklara gomulurler. (36/37)
Guneş, kendisi icin belirlenen yerde akar (doner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir. (36/38)
Ay icin de birtakım menziller (yorungeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilÂl) olur da geri doner. (36/39)
Ne guneş aya yetişebilir, ne de gece gunduzu gecebilir. Her biri bir yorungede yuzerler. (36/40)
Biz yakın goğu, bir susle, yıldızlarla susledik. (37/6)
Bunun uzerine İbrahim yıldızlara şoyle bir baktı. (37/88)
Goğu, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkÂr edenlerin zannıdır. Vay o inkÂr edenlerin ateşteki haline! (38/27)
Allah, gokleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gunduzun uzerine ortuyor, gunduzu de gecenin uzerine sarıyor. Guneşi ve ayı emri altına almıştır. Her biri belli bir sureye kadar akıp gider. Dikkat et! O, azîzdir, ve cok bağışlayandır. (39/5)
Sonra duman halinde olan goğe yoneldi, ona ve yerkureye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler. (41/11)
Boylece onları, iki gunde yedi gok olarak yarattı ve her goğe gorevini vahyetti. Ve biz, yakın semÂyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir. (41/12)
Gokleri, yeri ve bunların icine yayıp urettiği canlıları yaratması da O'nun delillerindendir. O dilediği zaman bunları biraraya toplamaya da kadirdir. (42/29)
Biz gokleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. (44/38)
Onları sadece gercek bir sebeple yarattık. Fakat onların coğu bilmiyorlar. (44/39)
Şuphesiz goklerde ve yerde inananlar icin bircok Âyetler vardır. (45/3)
Gecenin ve gunduzun değişmesinde, Allah'ın gokten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve olumunden sonra yeri onunla diriltmesinde, ruzgÂrları değişik yonlerden estirmesinde, aklını kullanan toplum icin dersler vardır. (45/5)
Ustlerindeki goğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hicbir catlak da yok. (50/6)
Allah'a yonelen her kula gonul gozunu acmak ve ibret vermek icin (butun bunları yaptık). (50/8)
Tozdurup savuranlara, (51/1)
Yukunu yuklenenlere, (51/2)
İcinde yorungeleri olan goğe andolsun ki, (51/7)
Battığı zaman yıldıza andolsun ki; (53/1)
Doğrusu Şi'r yıldızının Rabbi de O'dur. (53/49)
Guneş ve ay bir hesaba gore (hareket etmekte) dir. (55/5)
Ey cin ve insan toplulukları! Goklerin ve yerin cercevesinden cıkıp gitmeye gucunuz yetiyorsa gecin. Ancak buyuk bir gucle cıkıp gidebilirsiniz. (55/33)
Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, (56/75)
Bilirseniz, gercekten bu, buyuk bir yemindir. (56/76)
Goklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir. O, azîzdir, hakîmdir. (57/1)
Geceyi gunduze katar, gunduzu de geceye katar. O, kalplerde olanı bilir. (57/6)
Goklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, ustundur, hikmet sahibidir. (59/1)
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En guzel isimler O'nundur. Goklerde ve yerde olanlar O'nun şÃ‚nını yuceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir. (59/24)
Goklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, ustundur, hikmet sahibidir. (61/1)
Goklerde ve yerde olanların hepsi, mulkun sahibi, eksiklikten munezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder. (62/1)
Goklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mulk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir. (64/1)
Allah, yedi kat goğu ve yerden bir o kadarını yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, boylece Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz. (65/12)
O ki, birbiri ile Âhenktar yedi goğu yaratmıştır. RahmÂn olan Allah'ın yaratışında hicbir uygunsuzluk goremezsin. Gozunu cevir de bir bak, bir bozukluk gorebiliyor musun? (67/3)
Andolsun ki biz, (dunyaya) en yakın olan goğu kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık. (67/5)
Gormediniz mi, Allah yedi goğu birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış! (71/15)
Biz yeryuzunu bir doşek, yapmadık mı? (78/6)
Ustunuzde yedi kat sağlam goğu bina ettik. (78/12)
Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik. (78/14)
Sizi yaratmak mı daha guc, yoksa gokyuzunu yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, (79/27)
Onu yukseltti, duzene koydu , (79/28)
Gecesini kararttı, gunduzunu ağarttı. (79/29)
Ondan sonra da yerkureyi doşedi, (79/30)
Yerden suyunu ve otlağını cıkardı, (79/31)
Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. (79/32)
Gokyuzune ve tÂrıka (sabah yıldızına) yemin ederim. (86/1)
TÂrıkın ne olduğunu nereden bileceksin? (86/2)
(O, karanlığı) delen yıldızdır. (86/3)
Donuş sahibi olan (yağmur yağdıran) goğe, yemin ederim ki, (86/11)
(Nebat ile) yarılan yere, (86/12)
Şuphesiz Kur'an, (hak ile bÂtılı) ayıran bir sozdur. (86/13)
Guneşi takip ettiğinde Ay'a, (91/2)

ALLAH-U EKBER...
__________________