Mehmet Akan

Ulkemizin sanat alanının onde gelen emekcilerinden birini Mehmet Akan'ı yitirdik. Uzun suredir boğuştuğu kanser hastalığı, birikimiyle, duruşuyla mucadelesiyle ornek olmuş bir sanat insanını aramızdan aldı. Mehmet Akan 60'lı yıllarda okul sıralarında, sokaklarda başladığı sanat yaşamını urettikleriyle, paylaştıklarıyla onemli bir zirveye taşıyabilmiş ender sanat insanlarımızdan biriydi.
Onun yaptıklarını sıralarken oyuncu, yazar, yonetmen ve koreograf tanımlamalarını yaparken her birini de ustalıkla kotarmış bir sanatcıdan soz edebiliriz.
Mehmet Akan 50'li yılların sonlarında amator tiyatro alanında kolları sıvıyor. Yeni bir tiyatro, yeni bir sahne -izleyici ilişkisi duşleriyle, hedefiyle sanatını sokaktaki insana taşımaya calışıyor. Tiyatroyu kollektif ozunden koparıp cıkmaza surukleyenlere karşı "elbirlikci calışma" modelini ortaya koyan Akan, toplu yazım, toplum yonetim modelleri geliştiriyor.
Gulriz Sururi- Engin Cezzar ve Ulvi Uraz topluluklarında "Ferhat ile Şirin" den "Keşanlı Ali Destanı'na dek bir dolu onemli calışmaya katılıyor. Yoz batı taklitcisi tiyatroya karşı, ulusal ve ilerici bir sahne yaratmanın yollarını arıyor.
60'lı yılların sonunda gecmiş yıllarda birlikte amator tiyatro urettiği arkadaşlarıyla toplumcu sanat alanında yuz akı olmuş bir topluluğu; Dostlar Tiyatrosu'nu var ederken goruyoruz onu.
60'lı yılların anti-emperyalist coşkusuyla kurulmuş, her turden gericiliğe karşı aydınlığı, eşit ve ozgur dunyayı savunan bir topluluğun temel taşlarından biri oluyor Akan. Bu toplulukta oyuncu olarak Abdulcanbaz'dan, Alpagut Olayı'na, Şili'de Av'dan Buyuk Dumen'e gorkemli ornekler ortaya koyuyor..
Yonetmen Mehmet Akan'ın sahneledikleri icindeyse Hikaye-i Mahmud Beddrettin'i ayrı bir yere koymak gerekir. Şeyh Bedrettin olayına farklı bir bakış, farklı bir uslupla yaklaşan Akan'ın oyun yonetiminde ulusal tiyatromuza ışık sacan buluşları gormek mumkun. Bilgesu Erenus'tan "Misafir" de aynı cizgide başarılı bir sahnelemesidir.
Oyunlar da yazıyor Mehmet Akan. İlk oyunu " Kiraz Cicek Acıyor Aykırı Dal Ustunde" dir. " Feleknaz Hatunla Gulizar Kızın Analık" davası unlu Alman yazar Brecht'in "Kafkas Tebeşir Dairesi"nden bir uyarlamadır. Midirfillik Oyunu (Ham Hum Şaralop) ve Hikaye-i Mahmud Bedreddin oyunları gelenekselle evrenseli ozenle yoğurmuş calışmalardır.
Dans alanında onceleri tiyatro sahnesinde gercekleştirdiği denemelerini 70'lerin ortasında Dostlar Tiyatrosu bunyesinde oluşturduğu HASAD; Cağdaş Halk Oyunları topluluğunda olgunlaştırdı. Bu toplulukla "İş Halayı", "Savaş oyunu" "Borkluce Semahı" ve "Ruhi Su Semahları" adlı dans gosterilerini uretti. Ozellikle 1976 yılı işci bayramı icin hazırladığı "1 Mayıs Halayı" caddelerden gecen kortejin icinde parlayan ve kitleleri coşturan bir calışmaydı.
80'li yıllarda "Ah Belinda", "Teyzem", "Asiye Nasıl Kurtulur", "Bez Bebek", "Kadının Adı Yok" vb. bir dolu filmde rol aldı. Kitlelerce yoğun bir bicimde tanınması ise Umur Bugay'ın televizyon dizisi "Bizimkiler'de oynadığı apartman yoneticisi Sabri bey roluyle oldu.
112 Eylul sonrası Dostlar Tiyatrosu yeniden perdelerini acarken eski topluluktan iki deneyimli oyuncusu Mehmet Akan ve Macit Koper de cok onemli yorumlarıyla sahnedeydiler. Ozellikle Galile oyununda Akan, papa roluyle bir zirveyi , Macit Koper de engizisyon kardinalindeki yorumuyla bir başka zirveyi zorluyordu.
Mehmet Akan'ın bir başka onemli yorumunu da Edward Bond'un "Yaz" adlı oyununda sergilediği "Alman" rolunde izledik. Sahnede Akan ve Guler Okten tadına doyulmaz birer oyunculuk orneği ortaya koyuyorlardı.
2005 yılında Nazım Hikmet Kultur Merkezi kendisine sanat alanındaki 40 yıllık cabasından oturu bir Nazım heykelciği sundu.
Yaşamının son gunlerinde bir oyun calışması icindeydi. Ama belindeki bir acı onu durduruyordu. Cok da ozen gostermediği sağlık sorununu sahnedeki uretimini surdurebilmek icin cozmeye girişti ama onu aramızdan alacak surec hızlanmıştı. Son anına dek uretti. Yaptığı her işi buyuk bir ozenle var etti. Toplumcu sanat icin kolları sıvayacaklara başarılması zor bir model bıraktı...
__________________