Tevbe gunahı temizler, kulu Hakk‘a yaklaştırır. Kalplerde acılan yaraları tedavi eder. Katılaşan kalbi yumuşatır. Akmayan goz yaşlarını pınarlardan akıtır. Eğer tevbe hakiki olursa, gozyaşı peşinden gelir. Yoksa bağıra cağıra, tekrar tekrar yapılan tevbe dil tevbesidir. Allah lÂf değil, hÂl istiyor.




Tevbe, kelime olarak “bir şeyden geri donmek“ manasındadır. Bu manada gunahtan pişmanlıkla donup, Allah Teal‘ya yonelmek tevbedir. Yani, “gunahtan pişman olarak bir daha işlememeye karar ver. Gunah yuzunden Hakk Teal ile arana giren perdeleri idrak et“ demektir.

Her bir gunah, pencerelere asılan perde gibidir. Bir gunah bir kat perdedir. Bir daha işlenirse iki kat perde olur, kat kat olur. Tuğla ile orulen duvar gibi, celik kap*lanmış gibi olur. Şu halde tevbe geciktikce, kul Allah‘tan uzaklaşır ve nasihat tesir etmez olur. Allah‘ın emrine hoşluk, muhabbet ve tatlılıkla bakmaz. Gozunde mane*vi şaşılık olur, idrak kalınlaşır, anlayış gider.

Beyaz elbise hic yıkanmadan surekli giyilse, bir gun deriden beter olur ki kokudan yanına varılmaz. İnsanın kalbi bu elbiseden daha nazik ve narindir. Nur-u ilÂhi ile donanmaya layıktır. Ama devamlı işlenen gunahlarla inceliğini yitirir, kasveti kalınlaşır, ahlÂkı sertleşir, yumu*şaklık yerine anlayışsızlık meydana gelir, mumin kar*deşlerine karşı merhamet yerine gaddarlık başlar. Gunahla katılaşmış tevbesiz kalbin durumu, atın ayağının nallanmasına benzer. Atın ayağı da vucudun parcası*dır. Fakat yaradılışı gereği oyle kalındır ki, nalın civisi uc-beş santim icine cakılır da at bunu hissetmez.

Bizim kalbimiz at ayağı gibi olmamalı kardeşlerim. Manevi tırnakları katır tırnağı gibi kalınlaştırmamak la*zım. Aksi halde nasihat civi gibi cakılsa bile hissetmez*sin. Merhamet edemezsin, coluk cocuğuna şefkatle bakamazsın. O sertlikle sıla-i rahmi bile keser, anÂ-baba-ya asi olur, Berat ve Kadir gecelerinde milyonlarca kişi affolurken, sen hicbir şey elde edemezsin. Yani Kadir Gecesi‘nin nuru bile kalbini delmez. Sonucta, her bir gu*nah başka bir gunaha goturur. Her bir isyan diğer bir is*yanı ceker. Ve idraksiz, anlayışsız, gorunuşte insan, gercekte hayvan suretine girersin.

Tevbe ile aynı manada kullanılan istiğfar, kişinin gunahları icin Allah‘tan bağışlanma dilemesidir. İnsan, imanının olgunlaşması, ahiretinin selameti, kulluğunun tatlanması icin tevbe ile yukumludur ki, tevbe butun Ummet-i Muhammed‘e farz-ı ayındır. Ayrıca yapılmamasında cok buyuk faydalar ve mujdeler, yapılmamasında da cetin azaplar ve cezalar vardır. KÂfir kufrunden, mu‘min gafletinden, asî ve gunahkÂr da gunahından tevbe ile arınır.

Unutmamak lazımdır ki, gunah ve kabahat kemalÂt bakımından imana noksanlık getirir. İmanın hakikatini bozmaz ama faziletini, kemal makamındaki derecesini aşağıya duşurur. Gunahta ısrar etmek kalbin kasvetinin, anlayışsızlığının artmasına; en sonunda da tevbe kapısının kapanmasına sebep olur.

Allahu Teal hepimizi layıkıyla tevbe edenlerden eylesin.

MEHMET ILDIRAR
__________________