Bismillah.Elhamdulillah.Bizleri Uc aylar şeklinde tabir ettiğimiz Mubarek Rahmet dilimlerine kavuşturan Allah'a Hamd olsun.Salat ve Selam ise " Şaban benim ayımdır.Kim Şaban ayına değer verirse ,Muhakkak ki o, benim emrime onem vermiş olur.Benim emrimi buyuk tutana ise ,Ben kıyamet gunu oncu bir kurtarıcı ve iyi bir hazırlık olurum" buyuran Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vesselleme olsun. Selam ise; Ehli beyte, Ashabına ve Tum Peygamberlerin uzerine olsun.
Ne mutlu ki; Uc ayların ikincisi olan Şaban-ı Şerif Ayına kavuştuk.Arkamızda Receb-i Şerif Ayını buyuk bir uzuntu ile geride bıraktık.Bu konuda denilir ki; Gunler uctur.İlki , Dunku gundurki bu gecip gitmiştir.İkincisi Bugunku gundurki halen işlenmektedir.Ucuncusu yarınki gundur ki, o bir umitten ibarettir.Yine aynıca aylarda uctur.İlki Receb-i Şerif ayı ki; bu gecmiştir ve birdaha geri gelmez.İkincisi Ramazan-ı Şerif ayıki; onu beklemekteyiz.Erişip erişemeyeceğimizi bilemeyiz.Ucuncusu Şaban-ı Şerif ayıdırki bu da bu iki ay arasında bir vasıtadır.Onun icin bu ayı ganimet bilmeli ve bu ayda ibadet ve taate onem gostermeliyiz.
Ramazan-ı Şeriften onceki son kavşaktır bu ay.İşlediğimiz gunahlara dur deme zamanıdır.Allah'a Nasuh Tevbesi etme vaktidir vakit.Allahu Teala ve Tekaddes Hazretleri buyuruyor ki ;"Ve şuphe yok ki; ben tovbe eden ve iman eyleyen ve salih (iyi) amelde bulunan ,sonra da doğru yolda sebat gosteren kimse icin cok mağfiret ediciyim (bağışlayıcıyım.) [ taha:82]
Merak edip tevbe nedir diyenler icin biraz daha derinleştirelim mevzumuzu.Lugatta ,Bir şeyden geri donmektir.Şer'i Şerifte ise ; Gunahı bilip itiraf etmek, o yapılan gunahdan dolayı pişman olmak ve o gunahı bir daha işlememeye kesin karar vermektir.Tovbe ederken "sonra tekrar bu gunaha donebilirim"ihtimalini icinden gecirenin tovbesi makbul olmaz.Tevbe ederken şu misali gozunuzun onunde canlandırın ki; İneğin memesinden cıkan sut nasıl tekrar geriye donmuyorsa (buna imkan ve yolu yoksa) aynen bunun gibi tovbe edeninde o gunaha tekrar geri donmesine ne imkan ne de yol kalmıştır artık.Bundan oturu rabbinize tovbe-i nasuh edin.
Zumer Suresi 53.Ayetinde mealen buyuruluyor ki;"De ki; Ey kendilerinin aleyhine (gunahda) haddi aşanlar.Allah'ın rahmetinden umidinizi kesmeyin.Cunku Allah butun gunahları yarlığar.Şuphesiz ki o, cok bağışlayıcı cok esirgeyendir." ve Neml suresi 11. ayetin mealinde ise " Meğer ki zulmeden kimseler ola sonra bir kotuluğun ardından onu bir iyiliğe cevirirse şuphesiz ki ben(yine) hakkıyla yarlığayıcı,cok esirgeyiciyim"
İnsanoğlu hata yapmadan bir an dahi duramaz.İlla ki bir yanlışa duşer.Bunu ise iyilikler yaparak sildirmeye calışır.Allahu teala kulunu affedicidir.Affetmeyi sever.Zira Esma ul husnasından biri Tevvab Celle celaluhudur.Manası ise ; son derece tovbeleri kabul edici.Bir rivayette " Benim rahmetim, gazabımı gecti" buyuruyor.Fakat insan kendi iradesiyle azaba ducar olmak istiyorsa ki buna da yapılacak pek bir şey kalmamıştır zaten.
Bilindiği uzere Peygamber Sallallahu aleyhi vessellem o kadar uzulurdu ki, İnsanlar islamla muşerref olmuyor diye.Az gitti kendini helak edecekti.Allahu Teala Habibine buyurdu ki; " Hidayet Allahtandır"Yani sen elinden geleni yap, hidayeti ancak ben yaratırım.Sen onlara bekci değilsin.Onların yaptıklarından da sorumlu değilsin.Sen sadece duyurucusun.
Peygamberimiz Veda Hutbesinde "Tebliğ ettim mi ? " diye sorduğunda ,Ashabda " evet tebliğ ettin" demişlerdi.O zaman uc kere " Şahit ol ya Rab" dedi Allahın Resulu Sallallahu aleyhi vessellem.Evet bizlerde senin tebliğinle şerefe kavuştuk.Dunyamız da Ahiretimizde senin şerefinle mamur oldu, yıkık kalplerimiz ihya oldu.Bugun dahi senin bu dini tebliğ ettiğine şahitlik ediyoruz.
Emri bil maruf yani iyiliği emretmekle sorumluyuz.İnsanları doğru yola cağırmak zorundayız.Namaz ,oruc gibi ibadetleri anlatmalıyız.Nehyi anil munker yani kotulukten de men etmeli,engellemeliyiz.İnsanları yapacakları hatalardan dondurmeliyiz.Mesela,icki icmekten ,faiz yemekten engellemek gibi.Yine aynı zamanda kandil gecesi televizyonun başında boş ve ahlaksız filmler seyredecek olan birini, o gece kendi evine davet ederek veyahut bir ilim meclisine goturerek en azından 10 dakika dahi gunah işlemesine engel olsan o bile bir nehyi anil munker sayılır.
Makalemizin girişinde yazdığımız hadisi bu tevbe ve emri bil marufla birleştirirsek sonucunda hz peygamberin Sallallahu aleyhi vessellem kurtarıcılığına ermiş oluruz ki bu da olsa olsa şefaatidir.Bu Şefaat ki yarın mahşerde bizlere o kadar yardımcı olacak ki.Butun peygamberlerin " nefsi,nefsi" dediği bir gunde sadece o, " ummeti ,ummeti" diyecek, ummeti ise diğer ummetlerden ustundur o'nun Sallallahu aleyhi vessellem
Nasıl ki; Hazreti Peygamberin Sallallahu aleyhi vessellem ustunluğu diğer peygamberlerin ustunluğunu gecmiştir.Nasıl ki Şaban-ı Şerif ayının ustunluğu diğer ayların ustunluğunu gecmiştir.İşte bunlar misali Ummeti Muhammed de diğer ummetleri ustunlukte gecmiştir.Ama bu (son zamanın ) ummetin bir ozelliği var ki o da garip zamana kalmasıdır.Yine Ahir zamanın muminlerine bir mujde var ki o ise şudur ;" Beni gormeden bana iman edenler kardeşlerimdir."
Hazreti Peygamberi gormedik,biz ondan Sallallahu aleyhi vessellem asırlar sonra geldik dunyaya ama biz ona Sallallahu aleyhi vessellem iman ettik.Eski kavimlerin ve ashabın gorduğu mucizeleride gormedik.Ama biz ona iman ettik.Biz gayba iman ettik ki oda imanların en ustunudur.Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın.Sapıtanların ve dalalete duşenlerin yoluna uydurmasın.Canımızı, ehlimizi,akrabalarımızı,arkadaşlarımızı,komşularım ızı ve neslimizi Ehli sunnet ve cemaat itikadinden bir karış dahi ayırmasın.Amin.Zira bir karış ayrılmak demek doğrudan uzaklaşmak demektir.Bunu şu misal ile biraz daha anlatalım.
Coğrafya dersinde şunu oğretirler.Guneşin etrafında donen dunyanın yorungesi bir kac santim yerinden oynasa yani guneşe yaklaşsa dunya kavrulur.Ve yine guneşten uzaklaşsa dunya donuverir.Oysaki şuan ki yeri cok idealdir.İşte bize de şuan Ehli sunnet yolu cok idealdir.Ondan biraz uzaklaşsak, hristiyanlar misali.Biraz daha kaysak yerimizden yahudiler gibi.....
Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vessellem buyuruyor ki; " Her kim Şaban ayına değer verir ,onda Allahu tealadan sakınırsa ,taatıyla amel eder ve nefsini gunahlardan tutarsa ,Allahu teala onun gunahlarını bağışlar ve o sene vuku bulacak tum belalardan ve hastalıklardan kendisini emin kılar"
Aklımıza bir soru takılabilir ki; " bu aya nasıl değer verelim." Gerci bu sorunun cevabını makalenin başından itibaren vermeye calışıyorum.Bu zamana kadar ettiğin gunaha tevbe et ,Zira bu gosterir ki bu aya verdiğin bir değer var.
Âişe validemiz buyuruyor ki:
“Resulullah’ın, hicbir ayda, Şaban ayından daha cok oruc tuttuğunu gormedim. Bazen Şaban ayının tamamını orucla gecirirdi. (Buhari)
Enes İbni Malik’ten (r.a.) rivayet edilen bir hadiste Rasûlullah ((sallallÂhu aleyhi vesellem)) Efendimiz şoyle buyurmuştur: -
“ Şaban benim ayımdır kim Şa’ban ayına değer verirse muhakka ki benim emrime onem vermiş olur. Benim emrime saygı gosterene ise ben, kıyamet gunu
oncu bir kurtarıcı ve iyi bir hazırlık olurum.” (Hadis-i Beyhaki )
ŞA’BAN-I ŞERİFİN İSMİ Enes İbni Malik (r.a.)’dan rivayetle Peygambe (s.a.v.) Efendimiz: -“ Şa’bana bu ismin verilmesi kendisinde ramazana ait bir cok
hayır bulunup yayıldığındandır. Ramazan ise gunahları yaktığından bu ismi almıştır.” diye buyurmuşlardır.
(Kenzul UmmÂl )
Kamerî ayların sekizincisi.
Ayın hareketlerine gore hesaplanan Arabî ayların ilki Muharrem, sonuncusu da Zilhiccedir.
Şaban, Receb ile Ramazan ayları arasında yer alır. Şaban ayının Araplar arasındaki eski adı Azil idi.
Araplar, Şaban ayına "şehrullÂh-i muazzam", "şehru'l-kerÂme" ve "şehru'l-kasîr" de derler.
Boyle demelerinin sebebi, bu ayda bostanlara cıkıp, beraberlerinde goturdukleri yemek ve diğer şeyler pişinceye kadar gezip eğlenmeyi Âdet edinmeleriydi.
Medineliler, bu ayın on beşinci gecesine "leyletu'l-helva" (helva gecesi) derler.
Araplar, o gece evlerinde, durumlarına gore tatlılar pişirip yerler ve yedirirlerdi.
Eskiden bizim toplumumuzda da, hemen her kandil gecesi bir helva gecesiydi. Fakir-zengin akrabaya, komşuya helva dağıtmak Âdetti.
Ulkemizin bazı yorelerinde bu Âdetin gunumuzde de devam ettiği gorulmektedir.
Şaban ayını onemli kılan ozelliklerden biri, "şuhûr-i selÂse" denilen "uc aylar"ın ikincisi olmasıdır.
Bilindiği gibi, uc ayların ilki Receb, ucuncusu de Ramazandır. Şaban ayının onemli bir hususiyeti de, "Beraat gecesi"nin bu ayın on beşinci gecesine tesaduf etmesidir.
Beraat gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, duaların geri cevrilmemesi gibi bircok fazilete sahip olduğu icin, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır
(M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sozluğu, İstanbul 1983, III, 302).
İbn MÂce, Şaban ayı ve ozellikle Beraat gecesi hakkında rivayet edilen şu iki hadisi kaydeder:
"Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gunduzunu orucla geciriniz.
Şuphesiz ki Allah, o gece guneşin batmasıyla dunya goğune iner ve şoyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!"
(Sunen, İkÂmetu's-SalÂt, 191).
"Allah TeÂlÂ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında butun kullarını bağışlar"
(Sunen, İkÂmetu's-SalÂt, 191)
Peygamber Efendimiz, bu ayda mumkun olduğu kadar oruc tutardı.
Hz. Âişe, O'nun bu davranışını şu sozleriyle ifade eder: "Rasûlullah'ın (s.a.s) Şaban ayındaki kadar cok oruclu olduğu bir ay gormedim" (Tecrid-i Sarîh Tercumesi, IV, 295).
Şaban ayı, İslam tarihinde bazı onemli olayların gercekleşmesi acısından da onemlidir.
Bunlar arasında, hicretin ikinci yılına rastlayan
Şaban ayı ortalarında nÂzil olan Âyetle kıblenin Mescid-i AksÂ'dan Mescid-i Haram'a cevrilmesi ve diğer bir Âyetle de Ramazan orucunun farz kılınması sayılabilir.
__________________
Şaban-ı Şerif Mubarek Olsun
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Şaban-ı Şerif Mubarek Olsun