Ezel sofrası uzerinde her ne kadar halk kavgadaysa da, yediler ve yerlerse de, sofra yine o sofradır,ondan hicbir şey eksilmez. O olduğu gibi durur.
Bir kuşu bir dağın ustune konsa, sonra ucup gitse, dağda bir fazlalık veya bir eksiklik gorunur mu?



--------------------------------------------------------------------------------
Şohret Âfettir; şohret peşinde koşmak, iyi tanınmak icin uğraşmak, insanlığa yakışmaz.
Eğer sen hakikati, aşk incisini arıyorsan, gorunuşten kurtulman, deniz dalman, derinliklere inmen gerek! Yoksa şohret, gosteriş, deniz kıyısına duşen kopuktur.



--------------------------------------------------------------------------------
Kotu huy kılavuzun oldukca mutlu olacağım sanma! Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, omurse kısadır. Korkarım ki, sen bu uykudan uyanınca gunduz olur.



--------------------------------------------------------------------------------
Haydi şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş gecin.
Sen kendine kaldıkca, bir habbesin, bir zerresin fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin! Butun insanlarda aynı ruh vardır, ama hepsinde de aynı yağ bulunmaktadır. Dunya da ceşitli diller, ceşitli lugatler var, fakat hepsinin da anlamı birdir, ceşitli kaplara konan sular, kaplar birleşirler, bir su hÂlinde akarlar.
Tevhidin ne demek olduğunu anlar da, birliğe erersen, gonulden sozu, mÂnÂsız duşunceleri sokup atarsan, can, mÂn gozu acık olanlara haberler gonderir, onlara gercekleri soyler.



--------------------------------------------------------------------------------
Sende bulunan beş duygu ışığını, gonul nuruyla aydınlat. Duyguları beş vakit namaz gibi bil. Gonlunse yedi Âyetten ibÂret olan Fatiha Sûresi’ne benzer.
Her sabah goklerden bir ses gelir, gonlunden dunya sevgisini atabilirsen o sesi duyar, hakikat yolunun izini bulur, yol alır gidersin.



--------------------------------------------------------------------------------
Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana kadar surup gidecek? Madem ki sen, bensin, ben de senim. Artık bu senlik ve benlik nedir?
Biz Hakk’ın nuruyuz, Hakk’ın aynasıyız. Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye cekişip duruyoruz? Bir aydınlık bir aydınlıktan neden boyle kacıyor?
Biz hepimiz, butun insanlar, tek bir vucut halinde olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz. Fakat neden boyle şaşıyız?
Aynı vucudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları boyle hor gorurler? Aynı vucutta bulunan sağ el, ne diye sol elini hor gorur? Her ikisi de madem senin elindir, aynı tende uğurlu ne demek, uğursuz.



--------------------------------------------------------------------------------
MÂnÂların aşk burakı, aklımı da, gonlumu de aldı, goturdu.”Nereye goturdu?” diye den bana sor. Aklımı da, gonlumu de senin bilmediğin o tarafa, otelere goturdu. Ben oyle bir revÂka, oyle bir kemer altına ulaştım ki, orada ne ay gordum, ne de gok.
Oyle bir dunyaya eriştim ki, orada dunya da, dunyalıktan cıkar, dunyalığını kaybeder.



--------------------------------------------------------------------------------
Mutlu olmanın sırrını Peygamber Efendimiz’den oğren de, Allah sana ne verirse ona razı ol. Başına gelen derde, balaya razı olur da, ses cıkarmazsan, o anda hemen sana cennet kapısı acılır. Eğer gam elcisi sana gelirse, tanıdık bir dost gibi karşıla, onu kucakla.
Zaten o sana yabancı değildir, onunla aşinalığın vardır. Sevgiliden gelen cefaya karşı sakın suratını asma, onu neşe ile karşıla, merhaba, hoş geldin de. Onu guler yuzle, tatlı sozle karşıla ki gonul alıcı o eşsiz varlık hoşa gitmeyen carşafını ustunden atsın da guzelliği ortaya cıksın.



--------------------------------------------------------------------------------
Bir adamın bircok huner, fen, bilgi sahibi olduğuna bakma! Verdiği sozde duruyor mu?
VefÂsı var mı? Ası ona bak! Hakla ettiği sozleşmeyi yerine getiriyorsa, insanlara verdiği sozde duruyorsa, vefÂlıysa onu istediğin kadar ov! Onun iyi vasıflarını bir bir say!
O, senin ovgunden, saydığın meziyetlerden daha ustun bir kişidir.



--------------------------------------------------------------------------------
Pişman olmayı kendine Âdet edinirsen boyuna pişman olur durursun! Nihayet bu pişmanlığa da daha ziyade pişman olursun! Omrunun yarısı perişanlıkla gecer, obur yarısı da pişmanlıkla heder olur gider! Bu fikri, bu pişmanlığı terk et de, daha iyi bir hÂl,
daha iyi bir dost ve daha iyi bir iş ara!



--------------------------------------------------------------------------------
Gonlu aydın bir kişiye kul olmak, padişahların başına tÂc olmaktan iyidir. (Mevlana)

--------------------------------------------------------------------------------
Şu tenimiz ruhumuzun bir koşkudur. Orası bir tepe, bit yıkık yer değildir. Ruhumuz bizim biricik dostumuz, yÂrimizdir. O, bize hicbir zaman yabancı olmaz. Gonul yolu, korkunc bir colden gecer. Yurekli bir er, Rustem gibi bir yiğit olmayan oraya nasıl varabilir?
Oraya varacak kişi, bir pehlivan gibi hasmını yere vuran, ceşitli gıdalarla bedenini besleyen, kuvvetli, guclu kişi değildir. Oraya varacak kişi, nefsini yenen, kendi benliğini yıkıp alt eden, dunya Âşığı değil, Allah Âşığı olan kişidir. Boyle bir kişinin bedeni mezara girince; mezarın toprağı ile ortulunce, o bedenden tohum nasıl başverir yucelirse, tıpkı onun fini Hak tarafından kabul edilmiş ağacı yukselir, boy atar. Nurlu bir gonul erinden başka, o nura Âşık olan kimdir? Aşk mumu, pervanenin gonlunden başka neyi yakar?



--------------------------------------------------------------------------------
SermÂyesi kanaat olan kişinin; her yaptığı iş, tÂ’at olur, ibÂdet sayılır. Onun yemesi, icmesi, uyuması, Hakk’ın emrini tutması, yerine getirmesi icindir.
Sakın Hak’tan başkasını dost edinme! Cunku halkın dostu olmak, halkın gozune girmek omursuzdur, ancak yarım saat surer.



--------------------------------------------------------------------------------
Şefkat ve merhamette guneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu ortmekte gece gibi ol,
Sahavet ve comertlikte akarsu gibi ol,
Tevazu ve maluliyette toprak gibi ol,
Hiddet ve asabiyette olu gibi ol,
Ya olduğun gibi gorun, ya gorunduğun gibi ol...


--------------------------------------------------------------------------------
Kamil odur ki; koya dunyada bir eser,
Eseri olmayanın, yerinde yeller eser.


--------------------------------------------------------------------------------
Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir; vah ona
Kim benlikten kurtulursa, butun benlikler onun olur.
Kendisine dost olmadığı icin herkese dost kesilir


--------------------------------------------------------------------------------
Duy, şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Kim işitse gozlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parcalanmış bir yurek,
İsterim ben; derdimi dokmem gerek.

Kim uzak tuttuysa yardan canını,
Oyle bekler, oyle vuslat anını.

Her mekanda ağladım, ah eyledim,
Kim ki gordum, cumleyi dost belledim.

Herkesin zannında dost oldum ama,
Kimse talip olmadı esrarıma.

Hic değil feryadıma sırrım uzak,
Aşina ol nura, nerde goz, kulak.

Ten canın aynasıdır, hem can tenin,
Lakin olmaz can gozu her kimsenin.

Aşk ateş olmuş dokulmuştur ney´e,
Cezbesi aşka karışmıştır mey´e.

Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

Mesnevi´den


--------------------------------------------------------------------------------
Coban uyudu mu kurt emin olur.


--------------------------------------------------------------------------------
Cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol. (Mevlana)

--------------------------------------------------------------------------------
Ey benim canım, şu toprak perdesinin otesinde, gizli bir zevk, gizli bir mutlu yalayış vardır. Her şeyi gizleyen bu ortunun altında, yuzlerce guzel Yusuflar vardır. Bu ten, bu gorunen beden ortadan gidince, asıl varlığın olan ruhun kalkar.
Ey sonsuz olan ruh, ey fani olan ten! Bu halin nasıl olduğunu anlamak istersen, her gece kendine bak. Uykuya dalınca tenin olmuş gibidir. Ruhunsa cennet bahcelerine kanat cırpmaktadır.

Selam ve Dua ile.

__________________