Merhaba!
Son gunlerde Papa'nın ettiği bir takım sozlerden sonra coğu musluman bu konudaki ofkesini dile getirmiş.Fakat bu konuda ofke değil telkin daha uygundur.Bu yuzden forumtr'ye uğrayan tum şahıslara aşağıda cihad hakkında bazı bilgiler vermek istedim.Bu bilgiler alıntı ve cihadla ilgili bazı acıklamalar olup cihadın tum acıklamalarını
http://www.sorularlaislamiyet.com/su...at_open&cid=16
adresinde bulmanız mumkundur.Umarım yararlı olmuşumdur.
Papa'nın Konuşmasının orijinal metni:
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/509...3041&oid=1&l=1
İslam’da cihat nedir? Nasıl yapılmalıdır?
Cihat, cidal ve kıtal birbirine yakın gibi gorunurler ama aralarında belirgin farklar vardır. Kıtalde savaşmak, katledip oldurmek esastır. Cidal, bir ustunluk kavgası, menfaat cekişmesi, galibiyet mucadelesidir. Cihat ise “gayret etmek, ceht etmek, olanca gucunu ve kuvvetini sarf etmek” demektir. Fakat, cihatta bir şart var ki onu diğerlerinden net bicimde ayırır; “fisebilillah” yani Allah yolunda olma şartı; Kur’an namına ve İslÂm uğrunda olma şartı. “Savaş ve cidal” ancak bu şartın gercekleşmesi halinde “cihat” olurlar.
Cihadı doğru değerlendirmemizi sağlayan bir İlÂhî irşat:
“Ey iman edenler! Sizleri acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticaret gostereyim mi? Allah ve Resulune iman edip, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz.” (Saf Sûresi, 10-11)
Demek ki cihatta gaye, Âhiretimiz icin bir ticaret yapmaktır. Cihadın bazı kulfet ve meşakkatleri olsa da bunlar insanın o acıklı azaptan kurtulması yanında hafif kalırlar.
O halde, cihat başkalarını oldurup Cehenneme gondermek icin değil, nefsimizi ve diğer nefisleri Cehennemden kurtarmak icin yapılır.
Cihat, bu yonuyle, insan kurtarma savaşının adıdır.
“Sulh hayırdır.”(Nisa Sûresi, 128) emrini alan Allah Resulu (asm.) insanları durmadan hidayete cağırmış bu cağrıya karşı cıkanların zulum ve işkencelerine uzun sure sabırla karşı koymuş ve daha sonra İlÂhi fermanla kendisine savaş izni verilmiş.
Harp eden mu’minlere malî destek sağlamak cihat olduğu gibi, sulh zamanında bir kısım malını insanlık Âleminin ebedî saadeti icin harcamak da buyuk bir cihattır.
Harbe iştirak etmek cihat olduğu gibi, insanların iman şerefine kavuşmaları ve muminlerin gunah ve isyandan kurtulmaları icin bir şeyler yapmak, bu hususta kafa yormak, mesai harcamak da cihattır.
Boyle ulvî bir gaye taşımaksızın sadece ulkeler fethetmek, insanlara hukmetmek ve luks icinde yaşamak gibi fÂni hedeflere yonelik savaşlar “fisebilllah” şartını taşımadıkları icin cihat değildirler.
Harpte maksat ne olmalıdır? Bu sorunun cevabını iki maddede ozetleyebiliriz: “Bize saldıran yahut saldırıya hazırlanan duşmana karşı kendimizi mudafaa etmek” ve “ ZÂlim devletlerle savaşarak, insanlığa hurriyet ve hidayet yolunu acmak.”
“Dinde zorlama yoktur.” (Bakara Sûresi, 256) Ancak, Cennet yolunu zorla kapamak isteyenlerle de savaşmak gerekir. Eğer birtakım insanların hak ve hakikate ermesine bir başka grup engel oluyorlarsa bunlarla savaş etmek de cihattır. Bunda başarı sağlandıktan sonra kişi inancında serbest bırakılır. Dilerse İslÂm’ı kabul eder, dilerse kendi dininde yaşamaya devam eder. İkinci yolu tercih ederse cizye verir. Bu vergi, savaşlara katılmamanın ve İslÂm ulkesinde her turlu can ve mal guvenliği icinde yaşamanın bedelidir.
Elmalılı Hamdi Yazır, savaşı, “harb-i ıslÂh ve harb-i ifsad” diye ikiye ayırır ve muminlere emredilen harbin “ıslÂh harbi” olduğunu beyan eder. Cihada cıkan muminleri de “azaba mustehak olan bir kavme Hakk namına azab vermeye memur bir el” olarak gorur.
O halde, savaşı bir ibadet anlayışıyla yapmak ve bu ibadetin kaidelerine de en ince teferruatına kadar uymak gerekiyor:
“Antlaşma yaptığınızda Allah’ın ahdini yerine getirin.” (Nahl Sûresi, 91) emrine uyulacaktır. “Size savaş acanlarla Allah yolunda carpışın. (Allah’ın koyduğu) Sınırları aşmayın. Cunku Allah, haddi aşanları sevmez.” (Bakara Sûresi, 190) fermanına kulak verilecek, his ve hevese kapılmaktan, aşırı gitmekten sakınılacaktır.
Kadın, cocuk, ihtiyar gibi harbe iştirak etmeyenlere ilişilmeyecektir.
Ve boyle nice kurallara aynen uyulacaktır. Cihadın en buyuğu en buyuk duşmana karşı yapılanıdır.
“Senin en zararlı duşmanın nefsindir.” hadis-i şerifi bu buyuk duşmanı “nefis” olarak belirler.
Tebuk seferi donuşunde Allah Resulunun (asm.) mubarek ağzından dokulen şu hikmet cağlayanı bizim icin ne buyuk derstir:
“Kucuk cihattan buyuk cihada donduk.”
Nefisle cihat, gercekten, buyuk cihattır. Her anımız bu cihatla gecer. Bir anlık gafletimiz bize cok pahalıya mal olabilir. Maddî cihat ise surekli değildir. Sulh zamanında muminler bu cihatla mukellef tutulmazlar.
Haricî duşmana mağlûp olmak insana ya şehitlik, ya gazilik kazandırır. Nefisle mucadele ise oyle değildir. Bu savaş mutlaka kazanılmalıdır, mağlubiyetin sonu cehennem azabıdır.
Nefis denilince akla hemen şeytan gelir.
“Şeytan, sizin icin bir duşmandır. Siz de onu duşman tutunuz.” (Fatır Sûresi ,6)
“Şeytanın adımlarına uymayın (arkasından gitmeyin). Cunku o sizin icin apacık duşmandır.” (Bakara Sûresi, 168)
Demek oluyor ki, en buyuk cihat nefisle ve şeytanla yapılan cihattır. Duşmanla yapılan harpler ancak ucuncu sırada yer alır.
Cihadın hukmu nedir?
Duşmana karşı yapılacak olan cihad, normal şartlarda farz-ı kifayedir. Olağanustu hallerde ise, farz-ı ayn olur. (1) Yani ummetin her ferdinin cihadla meşgul olması zor olduğundan, herkese farz değildir. Ummet icinden bir topluluğun bu gorevi ifa etmesi yeterlidir.
Şu ayet, cihadın farziyetini bildirir:
"Hoşunuza gitmese de, kıtal (savaş) size farz kılındı. Hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir. Hoşunuza giden bir şey de, hakkınızda şer olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz " (Bakara suresi, 216)
Savaş, arzu edilen birşey olmamakla beraber, kacınılması mumkun olmayan bir realitedir. (2) Savaşın mahiyetinde, tahrip etmek, kan dokmek, yaralanmak, olmek... gibi nefsin hoşuna gitmeyen şeyler vardır.
"Hoşunuza gitmese de" ifadesi bu noktaya dikkat ceker. Savaş, zatında guzel değil, ama neticeleri itibariyle guzeldir. Cunku, Allah yolunda savaşmakta, "duşmanın fenalığını def, muslumanların yukselmesini temin..." gibi guzel neticeler vardır. (3)
Cihadın zatı itibariyle değil, neticeleri yonuyle guzel olması, şifa icin acı ilacı icmeye, kazanc umidiyle yolculuğun zorluklarına katlanmaya benzer. (4) Acı ilacı icmeyen, sıhhat gibi tatlı bir neticeye ulaşamaz.
Zorluklara katlanmayan muvaffak olamaz. Cihad etmeyen de, dunya ve ahiret mutluluğunu yakalayamaz; dunyada duşmanlarına mağlup olur, ahirette de İlahî emre muhalefetin cezasını ceker.
Cihadın herkese farz olmaması, savaşmak gorevinin ordunun uzerinde olması gibidir. Duşmanla savaşa ordu yeterli geldiğinde, ummetin diğer fertlerinden bu gorev duşer. Fakat yeterli gelmediğinde, seferberlik ilan edilir ve yedisinden yetmişine herkes sefere katılır; dinini, vatanını, namusunu kurtarır.
Şu ayet, normal şartlarda cihadın farz-ı kifaye olduğuna delalet eder: (5)
"Mu'minlerin hep birden savaşa cıkmaları uygun değildir. Her fırkadan bir grup savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da dini anlamak ve donduklerinde onları uyarmak icin kalmalı. Olur ki, sakınırlar." (Tevbe suresi, 122)
Rivayetlere gore, bir seferden geri kalanları kınayan ayetler nazil olunca, mu'minlerin toptan sefere katılmak istemesi uzerine, ustteki ayet nazil olmuştur. (6) Resulullah, sefere gittiğinde bazılarını geride bıraktığı veya bazı kucuk seferlere kendisinin katılmadığı, tarihi birer realitedir.
Şu ayet de, cihadın farz-ı ayn olmadığının delillerinden kabul edilir:
"Mu'minlerden - ozur sahibleri mustesna - oturanlarla, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir olamaz. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri derece bakımından oturanlara ustun kılmıştır. Bununla beraber Allah, her iki tarafa da "husnayı"/cenneti va'detmiştir..." (Nisa suresi, 95). Oturanlara da guzellik (cennet) va'dedilmesi, cihadın herkese farz olmadığını gosterir. (7)
Cihadın herkese farz olmamasından, bir kısım insanların tembellik gostermeleri uygun değildir. Ayetin de dikkat cektiği gibi, mallarıyla-canlarıyla cihad edenler, oturanlardan daha ustundurler. Dunyevî menfaatlerde aza razı olmayan nefislerin, cihad gibi en mukaddes bir gorevde tembellik gostererek, az bir sevaba razı olmaları, elbette iyi bir hal sayılamaz.
Kaldı ki, cihadın farz-ı kifaye olması, ummetten bir topluluğun bu goreve yeterli olduğu durumlar icin soz konusudur. Belli bir topluluk cihad yukunu kaldıramadığında, butun ummet bu yuku omuzlamakla mukelleftir.
Cihad, Allah yolundaki her turlu faaliyet ve hareketin adıdır. Hakkı ustun ve hakim kılmak icin gayret sarf etmektir. Başka bir ifadeyle cihad, İslam'ın aksiyon yonudur, onun hamle gucudur.
"Cihad" kelimesi, Batı dillerinde genelde "kutsal savaş" (holy war) şeklinde tercume edilmiştir.(1) Bu şekilde bir tercume, İslamiyeti silah zoruyla yayılan bir din olarak gosterme gayretinden kaynaklanmaktadır.
Halbuki, "cihad" kelimesinin karşılığı "savaş" değildir. Allah yolunda savaşmak da bir tur cihad olmakla beraber; cihad kelimesi, Allah'ın dinini her tarafa ulaştırmak icin yapılan her turlu faaliyet ve hareketi icine alır.
Muslumanlar, bu yuce gaye icin cihad ederken, gayr-i muslimler ve ozellikle somurgeci ulkeler, "Kutsal olmayan savaşlar" yapmış, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika'yı kana bulamıştır. (2) Tarih, bunun ornekleriyle doludur. "Coğrafî keşif" adı altında Asya, Afrika ve Amerika'daki hammadde kaynaklarının keşfedilmesi ve bu verimli ulkelere seferler duzenleyip o ulke insanlarını koleleştirmeleri, bazılarının savaş felsefesini ortaya koymaktadır.
Bunlar, kendi ayıbını ortbas etmek icin yoğun bir propaganda faaliyeti icindedir. Onların bu propagandalarının etkisiyle olsa gerek ki, "cihad" denildiğinde bazılarının ilk hatırına gelen, İslam'ı reddeden her kafiri boğazlamaya hazır, elinde kılıc bir "barbar Turk" veya elinde kaleşnikofu olan bir "Arap teroristi !"dir.(3)
"Cihad" konusunu bahane edip İslam'a hucum eden Batılı yazarlar, "hem suclu hem guclu" deyiminde ifadesini bulan bir haldedirler. Şu olay, onların durumunu net bir şekilde ortaya koyar:
Afrika'yı istila eden İngiliz askerlerinden biri, arkadaşına der: "Bunlar vahşi insanlar! Birisini oldurduğumde beni ısırdı !"(4)
__________________
Papa'ya İslami Yanıt! (Cihad'ın Acıklaması)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Papa'ya İslami Yanıt! (Cihad'ın Acıklaması)