[IMG]http://img513.**************/img513/139/image007ef1.jpg[/IMG]


"Sabır acıdır fakat meyvesi tatlıdır'' demiş atalarımız. Sabır acıdır.. Evet cileli ve ızdırablıdır sabır.. İğneli fıcı icine duşmuş bir insan nasıl acı cekerse, nasıl inlerse oyle kıvrandırır acıdan ızdırabtan...

Sabır insanı yukselten kanat. Sabır, ruhu bir meyve gibi olgunlaştıran guc. Sabır ruhun kanı, cismin canı, aklın feri ve her cilenin zaferidir. Sabır hayat suyudur gonle. Sabır bahar ruzgÂrı gibi diriltici soluklar sunar ic dunyaya; tohum tohum, filiz filiz, cicek cicek dirilişe erdirmek icin hisleri, duyguları. Bakın şair bu hususta kalbini nasıl teselli ediyor:

Seni dağladılar değil mi kalbim,
Her yanın ici su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim,
Akıl yırtık cuval, sokuk dağarcık.
Sensin gokten gelen oklara hedef
Oyası ateşle işlenen gergef
Cekme uc beş gunluk dunyaya esef,
Dayan kalbim uc beş nefes kadarcık.


Sabır uzuntu ve kederin pranga ve zincirlerini kırar; ruhun boynuna gecmiş. Sabır duşunceyi ve vicdanı engin bir bağımsızlık ikliminde mest eder. Fakat Hakk'ın kolelik tasması boynunda olarak.

Sabır ruhtaki butun değerleri imbikten gecirmektir. Kalbin damarlarından vucuda pompalanan kan gibi gonulden cisme yayılan ve oradan da hayata akseden iman, azim ve sevgi ışığını damıtır kalb mahzeninde. O mahzen bazen dar, sıkı ve sıkıntılıdır. Bazen bir tek pencere acılmaz ondan dış dunyaya. Fakat sonunda gozlerde ışıyan huzur, dudaklarda beliren tebessum, yuze akseden aydınlık hepsi o mahzenden akıp gelen bengisu sızıntılarıdır.

Bazen insan "Bunca cile ve ızdırablar da cekilir mi?" der. Der, der ama ''Sabrın sonu selamettir" atalar sozunu hic duşunmez. "Yokuşta akmayan ter, cukurda gozyaşına donuşur" vecizesine hic kulak asmaz.

"Allah sabredenlerle beraberdir" kudsi sozunu bir kez olsun idrak imbiğinden gecirmez. Sonunda "Cekilmez bu hayat'' der. "Gecmez bu omur" der. Fakat ebedî mukÂfat icin her cileye katlanılır. Bunu bilemez. Zira Yakub olup Yusuf icin kanlı gozyaşları dokmeden, Eyyub olup yara bere icinde acı ve ızdırab cekmeden, Sumeyra olup Medine'den Uhud'un bağrına "Zulf u yare bir zarar dokundu diye" cığlık olup duşmeden bu sarp ve yalcın engeller aşılmaz, kandan irinden deryalarla dolu yollar gecilmez.

Sabretmeliyiz.. Sabrın tatlı meyvelerini devşirmek icin en sağlam ve yalcın surlarla cevrili bir sabır cemberi icinde dayanmalıyız hayatın cile ve ızdırabına. Zafer ufkuna ulaşmak icin kollarımızdaki "hayata bağlılık, dunya sevdası, tenperverlik, mal tutkusu" zincirlerini kırıp yokluğa savurmak icin sabretmeliyiz. Sevgi dolu bir dunyaya kanatlanmak, oz butunluğumuzu dış dunyada nakış nakış dokumak ve İdealimizi kalb ve kafalara satır satır yazmak, ışık ışık cizmek icin sabretmeliyiz..

__________________