
İnsanlar, hep huzurlu, guven icinde yaşadıkları, dostluk ve neşenin hakim olduğu ortamda bulunmak isterler. Ancak coğu insan, bunu isterken boyle ortamların oluşması icin bir caba gostermez, hatta bazen bizzat kendileri huzursuzluğun ve rahatsızlığın sebebi olur. Bu kişiler huzuru, dostluğu ve guvenliği sağlamayı coğunlukla karşı taraftan beklerler. Bu durum, aile ici ilişkilerden, bir şirket calışanları arasındaki ilişkilere, hatta ulkeler arası diyaloglara kadar hep boyledir.
Oysa guzellikler, dostluklar, huzur ve guven fedakarlık ister. Eğer herkes kendi isteğinin olmasını isterse, konuşmada ve kararlarda kendisinin ustun gelmesi icin caba harcarsa, kendi rahatını duşunup, fedakarlıkta bulunmazsa, elbette ki insanlar arasında catışmalar ve huzursuzluklar olacaktır. Ancak Allah'tan korkan muminler farklı davranırlar. Onlar hem fedakar, hem affedici, hem de sabırlıdırlar. Kendilerine haksızlık yapıldığında dahi, haklarından feragat ederek, toplumun huzurunu ve guvenliğini, insanların neşesini kendi nefislerinden ustun tutar, en guzel tavrı gosterirler.
Bu tutum, Allah'ın muminlere emrettiği ustun bir ahlak ozelliğidir ve Allah bunu ayetlerde şoyle bildirir:
İyilikle kotuluk eşit olmaz. Sen, en guzel olan bir tarzda (kotuluğu) uzaklaştır; o zaman, (gorursun ki) seninle onun arasında duşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. Buna da, sabredenlerden başkası kavuşturulamaz. Ve buna, buyuk bir pay sahibi olanlardan başkası da kavuşturulamaz. (Fussilet Suresi, 34-35)
Rabbinin yoluna hikmetle ve guzel oğutle cağır ve onlarla en guzel bir bicimde mucadele et. Şuphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)
Allah bu ustun tavırlara karşılık, muminlere duşmanca yaklaşanları bile "sıcak bir dost"a cevirir. Tum insanların kalbi Allah'ın elindedir. Allah, kimi isterse onun kalbini ve duşuncesini değiştirebilir. Guzel soz soyleyen kişi Allah'ın emrine uyduğu gibi, aynı zamanda karşıdaki insanın iyiliğini istediğinin duasını da yapmış olur. (Harun Yahya, Guzel Soze Uymanın Onemi)
Allah'ın, Kuran'da guzel ve yumuşak sozun insan ilişkilerindeki olumlu etkilerinden bahsettiği ayetlerden biri de Hz. Musa kıssasında gecer. Allah, Hz. Musa ve Hz. Harun'a Firavun'a gitmelerini ve ona yumuşak soz soylemelerini emreder. Firavun, son derece azgın, acımasız ve zalimdir. Ancak Allah buna rağmen elcilerine ona yumuşak soz soylemelerini emretmiştir. Allah bunun nedenini de ayetlerinde şoyle acıklamıştır:
"İkiniz Firavun'a gidin, cunku o, azmış bulunuyor. Ona yumuşak soz soyleyin, umulur ki oğut alıp-duşunur veya ici titrer-korkar." (Ta-ha Suresi, 43-44)
Bu ayetler muminlerin inanmayanlara, kibirli insanlara karşı nasıl bir tutum icinde olmaları gerektiğini bildirmektedir. Bunlar elbette ki sabır, alcak gonulluluk ve akıl gerektiren davranışlardır. Allah, muminlerin, emirlerine uyarak guzel ahlak gostermelerinin karşılığında davranışlarını etkili kılacağını ve duşmanlarını dostlara cevireceğini bir sır olarak bildirmiştir. Muminlere duşen ise, bu sırrın hikmetlerini duşunup, olabilecek en guzel tavrı karşısındakine gostermektir.
Bu makale, Mercek Dergisi 08. sayı (Şubat 2002) 35. sayfada yayınlanmıştır.
Harun Yahya
__________________