
Musluman bir kadın Allah (cc)'a samimi bir kalple iman etmiş ve derin bir Allah (cc) korkusuyla boyun eğmiştir. Allah (cc)'tan başka bir İlah olmadığını, O'nun tum varlıkların tek hakimi ve herşeyin ustunde, sonsuz guc sahibi olduğunu kavramıştır. Bu nedenle yalnızca Allah (cc)'tan korkar ve yalnızca O'nun rızasını hedefler. Yalnızca Allah (cc)'a ibadet eder, O'nu dost edinir ve sadece O'ndan yardım ister. Kendisine isabet edecek bir guzellik varsa bunu ona ancak Allah (cc)'ın verebileceğini ve aynı şekilde kendisine ulaşacak bir kotuluk varsa bunu da Allah (cc)'ın engelleyebileceğini, kendisini ancak Allah (cc)'ın koruyabileceğini bilerek yaşar.
Allah (cc)'ın Kuran-ı Kerim'de bildirdiği, Peygamber Efendimiz (sav)'in hukmettiği sınırları titizlikle korur, bu konuda sabırlı ve itidalli davranır. Allah (cc)'ın sınırlarını korumak konusunda hicbir şey onu gevşekliğe duşuremez. Karşılaştığı zorlukların ya da sıkıntılı durumların Rabbimiz'in bir denemesi olduğunu bilir. Bu denemede, Allah (cc)'ın kendisinden razı olacağı şekilde davranmak icin titizlik gosterir. Kuran ahlakına uygun olmayan kararlar vermekten, davranışlarda bulunmaktan şiddetle sakınır.
Mumin bir kadın icin, Kuran'da bildirilen ibadet ve hukumlerden biri de başortusudur. Kuran'a gore Musluman kadın, başortusu takmak ve Kuran ayetlerinde bildirilen şekilde tesetturune dikkat etmekle yukumludur. Mumin kadınların bu yukumluluğu ayetlerde şu şekilde haber verilmiştir:
"Mumin kadınlara da soyle: "Gozlerini (harama cevirmekten) kacındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; suslerini acığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden goruneni haric. Başortulerini, yakalarının ustunu (kapatacak şekilde) koysunlar..." (Nur Suresi, 31)
"Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve muminlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) ustlerine giymelerini soyle; onların (ozgur ve iffetli) tanınması ve eziyet gormemeleri icin en uygun olan budur. Allah, cok bağışlayandır, cok esirgeyendir. " (Ahzab Suresi, 59)
Mumin kadınların tesetturlerinin nasıl olması gerektiği mubarek Peygamberimiz (sav)'in hadisleri ve buyuk İslam alimlerinin acıklama ve yorumlarıyla da detaylı olarak acıklanmıştır. Diğer bir deyişle, başortusunun "farz-ı ayn" olduğu, hadislerle ve icmayla (İslam alimlerinin ortak kanaatleriyle) sabittir. Bu konuda yersiz tartışmalara girmek, Kuran'da ve sunnette belirtilenden farklı olculer koymaya calışmak samimi muminlerin sakınması gereken bir durumdur.
Başortuleri nedeniyle ceşitli zorluklarla karşılaşan oğrencilere ve calışanlara yapılan uygulamalar ise son derece yanlıştır. Terbiyeli, temiz ahlaklı, durust genc kızlarımızın karşı karşıya oldukları bu sorunun bir an once son bulması toplumun tum kesimlerinin talebidir. Vatanlarını seven, milletlerine faydalı olmak isteyen bu genc insanlardan hickimseye herhangi bir zarar gelmeyeceği acıktır.
Tesetturlerini korumak isteyen ancak pek cok sıkıntıya maruz kalan Musluman kadınların ise, bu durum karşısında Kuran ahlakına gore davranmaları ve ustun bir ahlak sergilemeleri gerekir.
Mumin kadın, bir zorlukla karşılaştığında, Allah (cc)'ın Kuran'da her zorlukla beraber bir kolaylık kılacağını bildirdiğini, onemli olanın ise bu zorluk anında kişinin Allah (cc)'a olan sevgisinde, teslimiyetinde ve guveninde kararlılık gostermesi olduğunu bilir. Allah (cc)'ın adaletinden, her olayı hayır ve hikmetle yarattığından emindir ve Allah (cc)'ın vaadinden asla donmeyen olduğunu bilir. Karşılaştığı zorluklar uzun sure devam etse bile, hicbir zaman icin umitsizliğe kapılmaz, Allah (cc)'ın yardımından asla şupheye duşmez. Guzel bir sabır ve teslimiyetle, Allah (cc)'ın kendisine verdiğiyle yetinir ve bunda kendisi icin bir hayır olduğunu kesin olarak bilir. Allah (cc)'ın bu konuda Kuran'da bildirdiği ornekleri hatırından cıkarmaz; zorluklarla karşılaştıkları zaman umitsizliğe kapılanların teslimiyetsizliğini bilir. Kendisine, her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar "... Şuphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gosterecektir" (Şuara Suresi, 62) diyerek Allah (cc)'a tevekkul eden peygamberlerin ustun ahlakını ornek alır. Hayatı boyunca karşısına cıkan her olayda Allah (cc)'ın rahmetini, yakınlığını, sevgisini, yardımını ve dostluğunu gorebilen bir iman derinliği icerisinde olur. Rabbimiz'in Yusuf Suresi'nin 57. ayetinde buyurduğu gibi, "ahiretin karşılığı ise, iman edenler ve takvada bulunanlar icin daha hayırlıdır". Mumin kadınlar da dunyada sabır gosterdikleri her anın, itidalli tutumlarının, zorluklar karşısında şevklerini ve azimlerini yitirmemenin, Allah (cc)'ın istediği ahlaktan taviz vermemenin, her koşul altında guzel sozlu, guzel davranışlı ve ahlaklı olmanın karşılığını, Allah (cc)'ın izniyle, ahirette en hayırlısıyla alacaklardır.
Başortusu konusunda uzerinde durulması gereken onemli bir nokta ise, bu konunun bir ustunluk olcusu olarak ele alınmasının getireceği sakıncalardır. Zira ustunluk Allah Katında'dır ve kimin kimden ustun olduğu ancak ahirette anlaşılacaktır. Bu vatan toprağında yaşayan butun kadınlar -başortulu olsun ya da olmasın- Musluman Turk evlatlarıdır ve bizim kardeşlerimizdir.
Bu makale, Milli Gazete gazetesinde 05 Ocak 2007 tarihinde yayınlanmıştır.
Harun Yahya
__________________