Bu yazımızda, Peygamberimiz Efendimiz’den (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sunnetlerinden, sunnetlerinin kıymetlerinden, sunnetlerine karşı bizim ne kadar lakayt olduğumuzdan, hatta bircok sunnetini bilmediğimizden ve sunnetlerini bilmediğimizden dolayı ne durumlara duştuğumuz gibi konulardan biraz bahsetmeye calışacağız.
Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) ferman etmiş:
‘’ Fesad-ı ummetim zamanında kim benim sunnetime tutunur ve sarılırsa, 100 şehidin ecrini ve sevabını kazanabilir.’’
Normalde bu tip ayetler, hadisler ve İslami ifadeler bu şekilde soylendiği zaman veya bizler kelimelerin arkalarındaki manaları cok nufuz edilebilen bir asırda yaşamadığımızdan durumun ehemmiyetini cok iyi algılayamıyoruz. Biraz uzerinde durmak gerekirse ‘’Arkadaşlar şehit olmak ister misiniz?’’ diye sorduğumuzda coğumuz bir mertebe olarak tabi ki de isteyecektir. Cunku Cenab-ı Hakk buyuruyor ki:
"Allah yolunda oldurulenleri oluler sanmayınz. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın lutfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinc icindedirler ve arkalarından henuz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve uzulmeyecekleri uzere mujdelerler."
Muslumanın şehit olmak istemesi aslında onun hedefi gibi bir durumdur. Bir şehidinde sevabının hesabını biz bilemiyoruz. Hatta oyle ki Cenab-ı Hakk onun canını da normal şekilde, yani diğer insanlar gibi de almıyor. Yani şehitlik buyuk bir mertebe ve şehidin sevabı da o nisbette buyuk. Oyleyse şehitlik gibi bir mertebeye her Musluman ulaşmak ister ve o sevaba kavuşmak her muslumanın arzusudur. Ama bunun icin olmemiz gerekiyor. Fakat Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) bu sozunde bundan cok daha buyuk bir mujde var. Şimdi bu Hadis-i Şerif uzerinde biraz duralım.
‘’Fesad-ı Ummetim zamanında’’ yani ummetimin fesada duştuğu, İslami konulardan uzaklaştığı zamanlarda demek. Yani bir nevi bu hadisin cok buyuk olasılıkla kastedildiği zamanda şu an yaşadığımız asır. Osmanlı Devleti zamanında yine de İslamiyetten bu kadar uzaklaşılmamıştı. Bu asır Ahir Zaman Asrı. Butun ummet bu asırdan dolayı Allah’a sığınmıştır. Hatta butun peygamberler. Adem Peygamber’den başlayarak butun peygamberler, butun evliya ve butun buyuk zatlar ahir zamanın fitnesinden Allah’a sığınmıştır.
Ama ozellikle ahir zamanda yaşayan insanlar buna hepimiz dahiliz cok rahatız bu konuda. ‘’Ne var ki ahir zamanda, neresi onemli, işte gidip duruyoruz, oyalanıyoruz, neden bunu bu kadar buyutmuşler ki?’’ gibi soruları bircoğumuz duyuyoruzdur. Evet arkadaşlar, bu asrın en buyuk belalarından biri de, dikkatinizi cekiyorum bu noktaya ‘’GUNAHIN ARTIK BİZİM TARAFIMIZDAN GUNAH OLARAK ALGILANMAMASIDIR.’’ Buna ulfet Turkcesi ile alışkanlık diyorlar. Yani bize gunahlar gunah gibi gelmiyor. İslamiyete uymayan bircok olay sosyal hayatımızda yaşanıyor ama biz bunlara artık aldırmıyoruz. En basitinden televizyonda haber sunan bir bayanı izlemek gunah. Ama bu bize artık cok sıradan geliyor. Gunah olarak gormuyoruz bu durumu. Yani yukarıda da bahsettiğim gibi bir fesad başlamış. Hepimiz bu fesadın icinde olduğumuz icin, balığın suyun icinde suyun durumunu anlayamadığı gibi bizler de bu ortamın icerisinde bu durumu anlayamıyoruz. Balık ne zaman ki suyun dışına cıkarıldığında suya olan ihtiyacını anlayıp dışarıdaki hava ile suyun birbiri arasındaki farkını keşfettiği gibi bizlerde ancak Allah’ın anlatıldığı, sohbet ortamlarına girdiğimizde dışarıda bir fesad olduğunu idrak edebiliyoruz. Yoksa sosyal hayatımızda olan bircok durum bize o gafleti hissettirmiyor.
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ne buyuruyordu? ‘’Fesad-ı ummetim zamanında kim benim sunnetime yani yoluma daha acıkcası kum benim yaşadığım gibi bir hayat yaşarsa 100 şehitin sevabını kazanabilir.’’
Değerli arkadaşlar Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) farzlar demedi dikkat edelim. Vacipler de demedi. Sunnet dedi. Şehidi şehit yapan, şartların ağırlığıdır. Bazen bir savaş esnasında tutulan nobetin 1 saati, 1 sene ibadet sevabı kazandırabiliyor. Şartların ağırlığı Cenab-ı Hakk’ın katında buyuk sevaplara donuşuyor. İşte yaşamış olduğumuz asırda boyle dehşetli ve şartların zor olduğu bir asır.
Şimdi sunnete dair biraz daha şaşırabileceğiniz bir konudan daha bahsedeceğim. Asrın muceddidi Bediuzzaman Said Nursi bu konu ile ilgili şu beyanda bulunmuştur: ‘’ Fesad-ı Ummeti zamanında sunneti seniyyeye hatta kucuk olan adabına riayet etmek onu hayatına gecirmek ciddi bir Allah korkusunu ve gunahlardan kacınma hissiyatını ve kuvvetli bir imanı hissettiriyor.’’ der . Bu zamanda, o kucucuk adap gibi gozuken o sunnete riayet edebilmek icin o kişi de ne gibi bir ozellik olması gerekiyormuş arkadaşlar? Ehemmiyetli bir takva ve kuvvetli bir iman. Nicin sevabın arttığını anlayabiliyorsunuz değil mi arkadaşlar?
Normal bir zamanda yapsak bu kadar sevap alamayız. Daha kalıcı bir ornek verelim, bir futbol macında zor maclarda ortaya cıkmak bir oyuncunun yıldız olduğunu gosterir. Kucuk maclarda veya antremanlarda cok da onem arzetmeyebilir. Yıldız oyuncuysan takımının en zor anında cıkarsın macı cevirirsin.İşte bunun gibi ucretin yani sevabın coğunu zor şartlar altında kendini gosteren alır.
Ama gunumuzde pek cok kişi maalesef ki hayal kahramanlarına ozeniyor, onlar gibi yolda yuruyor, onlar gibi giyiniyor ve konuşmalarını o televizyondaki karakterlere benzetiyor. Polat Alemdarlar, Mematiler,
Behzat C.’ ler vb. Bir de kendimizi duşunelim. Kime ozeniyoruz? Ama Kainatın Sultan’ının en sevgilisi Allah Resulu’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) benzemek daha başka. O bir hayal kahramanı değil ve bize bir soz veriyor. ‘’Bana benzeyin karşılığını alacaksınız.’’ diyor. Şimdi sorarım size bana hicbir faydası dokunmayan Polat Alemdar bana neyin sozunu veriyor?
İşte bu asırda, benim gibi guler, benim gibi ibadet eder, benim gibi ailenize davranır ve beni ornek alırsanız bunun en kucuğunden dolayı Allah size 100 şehit sevabı verir. Abartı gormeyin arkadaşlar. Hem dunyamızı hem de ahretimizi kurtaracak mukemmel bir ticaret bu. Biraz aklını kullanan kafasını hemen calıştırmalı ve ‘’Nasıl oğrenebilirim peygamberimin yaşantısını ve sunnetini?’’ demelidir. Zaten hepimiz yemek yiyor, su iciyor, yatıyoruz. Bunları Efendimiz gibi yaparsak en kucuğunden buyuğune kadar o basit ameller sevaplı birer ibadete donuşecek. Ayrıca Kur’an hukumlerini temsil etmiş olacağız.
Ne kadar ilginc değil mi arkadaşlar? Orneğin Taksim’de yuzlerce araba var ama iclerinden birinin onunde cumhurbaşkanlığı forsu var. Hemen dikkat ceker değil mi? Dışarıda beş bin, on bin insan yuruyor ama biri peygamber efendimiz gibi yuruyor. Otekilerde alelade yuruyor. Herkes yemek yiyor ama biri Peygamber Efendimiz gibi yiyor. İşte o insan bu asırda Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) temsilcisi olmuş oluyor bir nevi. Bundan daha onemli bir olay soz konusu olabilir mi şu hayatta. Temsil etmek! Ayrıca Efendimizin sunnetine uyan her daim Efendimizi hatırına getirir. Hep aklının bir kenarında O olur. İşte bu sırra binaen, uyacağımız bu sunnetler butun omrumuzu sevapa donuşturebilir. Her yaptığımız hareket hanemize sevap olarak yazılabilir.
Evet, bir an evvel Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve selem) nasıl yaşadığını oğrenmeliyiz. Tabi ki de hepsini birden hayatımıza geciremeyiz ama bir tanesini hayatımıza gecirirsek bin tanesinin de nasıl hayatımıza gecirdiğimizi goreceksiniz arkadaşlar emin olun. İnşallah bugun bizler icin de bir milat olsun. Yemeğe ve su icmeye başlarken Besmele cekelim, yemekten once ve sonra ellerimizi yıkayalım, oturarak tuvaletimizi giderelim, Wc’ye sol ayakla girip, sağ ayakla cıkalım, suyu 3 yudumda icelim, suyu icerken oturalım, ayakta icmeyelim, uyurken sağ tarafımıza donuk uyuyalım, hediyeleşelim, hastaları ziyaret edelim ve bunları yaparken Yaratan Rabbimizin adıyla yapalım.
Şu noktada unutulmamalıdır ki arkadaşlar, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve selem) en cok uyulmasını istediği ibadetlerin başında namaz gelir. Namaz hem sunnet hem farzdır. Sunnete 100 şehit sevabı veren Cenab-ı Hak farzlara neler neler verir artık siz duşunun. Zaten sunnetten once her zaman farzlar yer alır. Farzları yerine getirmezsek sunnet icin olan mujdeleri de kaybedebiliriz. Onun icin ahiret yurdunda bizi bekleyen nimetler var ve bu nimetleri kaybetmemeye calışalım. Bu ticarette başarısız olmayalım arkadaşlar. Namazları kılalım sevabını ve mukafaatını Allah-u Teala’dan bekleyelim. Emin olun ki yuzde doksan Allah katında ki imtihanda başarılı olacağız. Ayrıntılı sorularınız icin ajansımıza mesaj atabilirsiniz. http://www.facebook.com/ikrajans96
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah!
__________________
Peygamber efendimiz'in sunnetine uymanın onemi ile ilgili muthiş bir yazı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Peygamber efendimiz'in sunnetine uymanın onemi ile ilgili muthiş bir yazı