B i s m i l l  h i r r a h m a n i r r a h i m
EsselÂmu aleykum.

Konu : Mirac ve Namaz…

Arapca da geceleyin yol kat etmek anlamına gelen İsra, Hz. Peygamber'in Mirac mucizesinin Mekke'den Kudus'e kadar olan kısmını bu Âyeti kerimeden oğreniyoruz.

Mirac gecesi ile ilgili Kuranı Kerimdeki buyruk şoyledir:
“Bir gece, kendisine Âyetlerimizden bir kısmını gosterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i HarÂm'dan, cevresini mubarek kıldığımız Mescid-i AksÂ'ya goturen Allah noksan sıfatlardan munezzehtir; O, gercekten işitendir, gorendir. (İsra sûresi 1. Âyet)


Yukarıdaki Âyeti kerimede peygamber s.a.v.’in Mirac yolculuğunun sadece bir bolumunu, Mescid-i Haram'dan (Mekke’den) Kudus'teki Mescid-i Aksa'ya gidişini buyurmaktadır. Burada anlatıldığı uzere bu yolculuğun gayesi cenabı Allah'ın kuluna bazı ayetlerini gostermek istemesidir.

Kuran’ı Kerim bundan başka ayrıntılara değinmez, fakat biz diğer ayrıntıları hadisi şeriflerden oğrenmekteyiz.

Konu ile ilgili hadisi şerif şoyle buyurmaktadır :
“ Ben Mekke de iken evimin catısı yarıldı. Cibril (Cebrail a.s.) oradan indi ve goğsumu actı sonra zemzem ile yıkadı. Sonra altın leğen dolusu hikmet ve imanı goğsume boşalttı. Sonra goğsumu kapadı. Sonra elimi tuttu dunyanın semasına beraber yukseldik.

Sonra dunyanın semasına geldiğimizde Cibril dunya semasının kapıcısına ac dedi. Dedi ki: Kim bu? Dedi ki: Ben Cibril. Dedi ki: Yanında kimse var mı? Dedi ki: Evet yanımda Muhammed (s.a.v.) var. Dedi ki: O cağırıldı mı? Dedi evet ve kapı acıldı.

Dunyanın semasına girince orada bir adam belirdi. Sağında karaltılar, solunda da karaltılar vardı. Sağındakilere bakınca adam guluyordu, solundakilere bakınca adam ağlıyordu, adam dedi ki: Merhaba ey Salih oğlu Salih peygamber. Dedim ki: Ya Cibril kim bu adam? Dedi ki: Bu Âdem’dir (a.s.) , sağındaki ve solundaki karaltılar onun (Nesilleri)cocuklarının ruhlarıdır. Sağındakiler Cennet ehlidir, solundaki karaltılar ise ateş ehlidir. Sağındakilere bakınca guler, solundakilere bakınca da ağlar.

Sonra Cibril ile beraber ikinci semaya cıktık, kapıcısına ac dedi. Birinci semadaki olay tekrarlandı ve actı. İdris’e (a.s.) uğradığımda dedi ki: Merhaba ey Salih peygamber Salih kardeş. Dedim ki: Kim bu? Dedi ki: Bu İdris.

Sonra (Hz.) Musa’ya uğradık dedi ki: Merhaba ey Salih peygamber Salih kardeş. Dedim ki: Kim bu? Dedi ki: Bu Musa. Sonra (Hz.) İsa’ya uğradık. Dedi ki: Merhaba ey Salih peygamber Salih kardeş. Dedim ki: Kim bu? Dedi ki: Meryem oğlu İsa.

Sonra (Hz.) İbrahim’e uğradık. Dedi ki: Merhaba Salih oğlu Salih peygamber. Dedim ki: Kim bu? Dedi ki: Bu İbrahim.

Sonra beni en yuksek mustevaya cıkardı (Sidretul muntehaya). Orada kalemlerin levhalara kaderlerin yazı cızırtılarını işittim. Allah c.c. bana ve ummetime elli vakit namazı farz kıldı.

Bu emirle geri dondum, (Hz.) Musa’ya uğradım. Musa dedi ki: Ummetine Allah’ın neyi farz kıldı? Dedim ki: Onlara elli vakit namaz farz kıldı. Musa bana dedi ki: Allah’ına tekrar don, ummetinin buna gucu yetmez. Allah’ıma geri dondum, yarısını farz kıldı.

Musa’ya geri dondum ve bildirdim, dedi ki: Allah’ına tekrar don, ummetinin buna gucu yetmez. Allah’ıma geri dondum, Dedi ki: Beş vakit her vakite on sevap elli eder, bende soz değişmez.

Musa’ya geri dondum, dedi ki: Allah’ına don, dedim ki: Artık Rabbimden utandım, sonra Cibril ile birlikte Sidretul Muntahadan ayrıldık, ceşitli rengÂrenk ne olduğunu bilemediğim, anlayamadığım, anlatamayacağım şeyler gordum, sonra Cennete girdim orada kat kat inciler ve toprağı da misk kokuyordu.”
( Faydul kadir hadis no 5845 )

Yuce Rabbim cumlemizi namazlarını muhafaza eden kullarından eylesin.

Cenabı Allah muminleri Kuran ve peygamber yolundan ayırmasın. Hepimize Dunyanın ve ahiretin guzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşcakalın… Mekkavi…
__________________