Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
[Tirmizi’nin bildirdiği] (Ummetim 73 fırkaya ayrılır, 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) hadis-i şerif, 72 fırkanın Cehennemde azap goreceğini fakat, Cehennemde sonsuz kalacağını bildirmiyor. Sonsuz kalmak, imansızlar yani kÂfirler icindir. 72 fırka, Cehennemde itikadlarının bozukluğu kadar yanar. Yalnız Ehl-i sunnet Cehennemden kurtulur. Bunlardan kotu iş yapanların gunahları tevbe veya şefaat ile affolunmadı ise, bunlar da gunahları kadar Cehennemde kalırlar. (3/38)
Ehl-i sunnet itikadına uymayan bozuk, sapık inanclara bid’at ve dalalet yolları denir. Ehl-i sunnet Âlimlerinin bildirdiğine uymayan, her mana yanlıştır. Cunku her sapık, Kur’ana ve hadise uyduğunu iddia eder. Kısa goruşu ile, bunlardan yanlış manalar cıkarır, doğru yoldan kayar. Allahu teÂlÂ, (Kur’an-ı kerimde verilen misaller, cok kimseyi saptırır, cok kimseyi de doğru yola iletir) buyurdu. (Bekara 26)
Ehl-i sunnet Âlimlerinin anladıkları manalar doğrudur. Cunku, bu manaları, Eshab-ı kiramdan ve TÂbiinden almışlardır. Kurtuluş yolunu, yanlış yollardan ayıran onlardır. Onların hidayet ışıkları olmasaydı, bizler doğru yolu bulamazdık. İslamiyet’i bozulmaktan koruyan onların calışmasıdır. Onlara uyan kurtulur. Onlara uymayan sapıtır, herkesi de sapıtmaya calışır. (m. 286)
Bir hadis-i şerifte, (Rabbim bana vahyetti ki: “Ya Muhammed, eshabın gokteki yıldızlar gibidir. Bazısı bazısından daha parlaktır. Onlardan birine uyan hidayet uzeredir”) buyuruldu. (Deylemi)
Kur’an-ı kerimde mealen, (Her fırka, doğru yolda olduğunu zannederek sevinir) buyuruldu. (Rum 32) [m.80]
Peygamber efendimiz ise, (Kurtuluş fırkası, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) buyurdu. Resulullah efendimiz, kendini soyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da, soylemesine luzum olmadığı halde, bunları da soylemesi, (Eshabım benim yolumdadır, benim yolum, Eshabımın yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir. Ancak Eshab-ı kiramın yolunda giden Ehl-i sunnettir.
Nisa suresinin 79. Âyetinde, (Resule itaat, Allah’a itaattir) buyuruldu. Allah’a itaatin, Resulune itaatten başka olduğunu sananlar icin buyuruluyor ki:
(Allah’ın yolu ile, peygamberlerin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kÂfirdir.) [Nisa 150,151]
Resulullah efendimiz, (Eshabımın yolundan gidin) buyurduğu halde, Eshabın yolunda gitmeyip de, Peygambere uyduğunu soyleyen, Ona uymuş olmaz. Boyle yol tutan kurtulamaz. Mucadele suresinin, (Doğru bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Biliniz ki, onlar yalancıdır) mealindeki 18. Âyeti bu gibilerin halini gosteriyor. (m. 80)
İhtilafları cozmek icin de sunnete ihtiyac vardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Anlaşamadığınız bir işin hukmunu Allah’tan [Kur’andan] ve Resulunden [hadisten] anlayın.) [Nisa 59] Buradaki anlayın emri, Âlimler icindir. Cunku Kur’an-ı kerimde, (Bilmiyorsanız Âlimlere sorun) buyuruluyor. (Nahl 43)
Kur’ana, Sunnete ve eshaba uyabilmek icin dort mezhepten birisine uymak gerekir. (Mizan-ul-kubra)
Seyyid Ahmed Tahtavi hazretleri buyurdu ki:
Bugun her Muslumanın 4 mezhepten birinde bulunması vaciptir. 4 mezhepten birinde bulunmayan Ehl-i sunnetten ayrılır. (Durr-ul-muhtar haşiyesi)
Kimlerle bulunduğumuz onemli
Bircok kultur dalında bilgisi olan aydın kimseye entellektuel denir. Bir yabancı yazar ise, entellektueli, ihtisas alanına girmeyen her konuda konuşan ve sozlerinde hic mesuliyet hissi duymayan sorumsuz kişi olarak tarif ediyor. Boyle kimselere, entellektuel bozuntusu veya ukala da diyorlar. Kimi de yarım aydın, ceyrek aydın diyor. Herkes, bildiği işte, ihtisas alanına giren konuda fikir yurutur. Bu normaldir. Ama dini konu olunca, bilsin bilmesin herkes, ulu orta konuşur, muctehid kesilir. Dini, bir şahsın fikri gibi tenkide tÂbi tutuyorlar. Mesela şoyle diyorlar:
(Tek kaynak Kur’andır, herkes Kur’andan anladığı ile amel etmeli)
(Namaz Turkce kılınmalı)
(Tesettur teferruattır, ilim oğrenmek icin, sacları acmalı)
(Ehli kitapla iman birliğimiz var, onlara yaklaşmalıyız)
(Horozdan, balıktan kurban olur)
Herkes ancak ihtisas alanında konuşmalı, her işe burnunu sokmamalı. Maalesef bu fikirleri soyleyenler arasında ilahiyatcı olanlar da vardır. Onlar da, (Biz Kur’ana gore konuşuyoruz) diyorlar. Her grup, (Bizim yolumuz doğru) diyor. Kur’an-ı kerimde de, (Her fırka, her grup doğru yolda olduğunu sanarak, sevinmektedir) buyuruluyor. Hadis-i şerifte de, bu ummetin 73 fırkaya ayrılacağı, sadece iclerinden bir fırkanın doğru olduğu bildiriliyor. Bunların arasında kurtuluş fırkasının alameti de bildirilmiş, (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) buyurulmuştur. Peygamber efendimizin, kendini soyledikten sonra, Eshabını da soylemesi gerekmezken, bunları soylemesi; (Benim yolum, Eshabımın yoludur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir.
Akla uyarsak doğruyu bulmak cok guc olur. Her fırkadaki insan, “Bu fırka doğru yolda” diyor. Bu işte selim olmayan akıl olcu olmaz. Olcu olsaydı, 72 sapık fırka meydana cıkmazdı. Her fırkaya girenler de, aklına gore bu fırkaları tercih etmiştir. Akla uyulursa, insan sayısı kadar fırka meydana cıkar.
Soracak Âlim yoksa veya bir kimsenin gercek Âlim olup olmadığını bilmiyorsak ne yapacağız? Dinimiz, bunun da yolunu bildirmiştir. Allahu teÂlÂ, İslamiyet’i doğru olarak oğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine soz vermiştir. Rabbimiz sozunden donmez. Bunun icin dua etmelidir. Cenab-ı Hak ona doğru yolu gosterir. Dua ederken, duanın şartlarını da gozetmeli. Şartlarına uygun dua edilince, dua kabul olur. Dua kabul olunca da, doğru olan, hak olan bulunmuş olur.
Butun kerametler bize verilse, fakat itikadımız duzgun değilse, halimiz haraptır. Eğer butun dertler bize verilse, itikadımız doğru ise, uzulmek gerekmez. Doğru itikad, ehl-i sunnet itikadıdır. Felaketten kurtulmanın tek caresi, kurtulanlarla beraber olmaktır. Kıtmir, kopek iken, Eshab-ı kehf ile beraber olduğu icin Cennete girdi. O halde kim olduğumuz değil, kimlerle bulunduğumuz onemlidir.
Akıl buyuk nimettir
Buyuk bir nimet olan akıl ile gercekleri gormek mumkun olur mu? Selim olan akıl ile gercekler gorulur. Selim olan akıl ise ancak Peygamberlerde bulunur. Selim olmayan kendi aklımıza uyarsak doğruyu bulmak cok guc, hatta imkansızdır. Cunku her gruptaki insan, “Bu grup doğru yolda” diyerek ona girmiştir. Bu işte, selim olmayan akıl olcu olmaz. Olcu olsaydı, bu kadar grup meydana cıkmazdı. Bu gruplara girenler de, aklına gore bu grupları tercih etmişlerdir. Akla uyulduğu icin sayısız grup, sayısız hizip meydana cıkmıştır. Hatta akla uyulduğu icin, beşeri dinler uydurulmuştur. Akla uyulduğu icin, bu ummetin arasından da 72 sapık fırkanın cıkacağını Resulullah efendimiz haber vermiştir. “Hangi grup coğunlukta ise doğru odur” mantığı ile hareket edilirse, yine doğruyu bulmak mumkun olmaz. Cunku Allahu teÂlÂ, (İnsanların coğuna uyan sapıtır) buyuruyor. (Enam 116)
Ehl-i sunnet Âlimlerinin kitaplarını okuyanlar, doğruyu bulur. Doğru olan bir taife her zaman bulunur. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Her devirde doğru yolda olan bir taife bulunur. Bunlara, hic kimse zarar veremez.) [Mişkat]
Kitapcılarda bulunan İslam kitapları arasında bozuk olanları cok ise de, doğru olanları da vardır. Bu doğru kitaplar hicbir zaman yok olmaz. Bunların koruyucusu Allahu teÂlÂdır.
Dinimiz ilme ve Âlime buyuk onem verir. Bize ilmi bildiren Âlimlerdir. Hadis-i şerifte, (Âlimler, Peygamberlerin vÂrisleridir) buyuruldu. Peygamberlerin vÂrisleri olan Âlimlere dil uzatan, onları Âlim oldukları icin kotuleyen kimsenin imanı gider. Bir de İslam Âlimi sanılan ve dinimizi icten yıkmaya calışan dinde reformcular vardır. Bunların ihanetlerini bildirmek, kotulemek olmaz. Dinin emrine uymak olur. Kotuye kotu, kirliye pis demek yanlış değildir. Temize pis demek kotulemek olur. Kotulerin kotuluğunu acıklamak, Muslumanları, onların zararından korumaya calışmak farzdır. O halde butun insanları bunların zararından korumaya calışmalıdır. İslamiyet’i yanlış anlatan kotu din adamları, buyuk vebal altındadır. İnsanların cektikleri sıkıntıların sebebi kotu din adamlarıdır.
Kotu din adamları icin, (Bu kimselerin hic iyi tarafı yok mudur?) denilmesi doğru değildir. Cenab-ı Hak, imansızların yol, kopru, cami, yaptırmak gibi hicbir ameline sevap vermiyor, Cehenneme atıyor. Boyle kotu din adamları, din, iman hırsızlarıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Âlimlerin kotusu, insanların en kotusudur.) [Bezzar]
(İlmini ticarete alet eden kotu Âlimler yazıklar olsun. Devlet adamlarına yaklaşır, menfaat temin etmeye calışırlar. Bunların yaptıkları ticaret, kesada [darlığa, kıtlığa] uğrasın!) [Hakim]
(Bir zaman gelir ki, camiler ve hafızlar coğalır, ama, [hakiki] Âlim bulunmaz.) [Ebu Nuaym]
(Zebaniler, gunahkÂr hafızlara, puta tapanlardan daha once azap yapar. Cunku bilerek yapılan gunah, bilmeyerek yapılandan daha kotudur.) [Taberani]
(İlmi ile amel etmeyen Âlim, kıyamette en şiddetli azaba ducar olur.) [Beyheki]
(Kıyamette, ilmi ile amel etmeyen Âlimin Cehennemde cıkardığı kotu kokudan, Cehennem ehli rahatsız olarak şoyle seslenir: "Ey kotu kimse, cektiğimiz eziyet ve bu acı durum yetmiyormuş gibi, bir de senin cıkardığın kotu kokuya mı katlanalım? Sen ne yaptın da bu duruma duştun?" Âlim ise, "İlim sahibi idim, fakat ilmimle amel etmezdim" diye cevap verir.) [İ. Ahmed]
Şaşmaz olcu
Sual: Piyasada bircok kitap, bircok grup var. Bunlar icin ne diyebiliriz?
CEVAP
Bizim iyi veya kotu dememizin bir kıymeti yok. Yani bir insan biz iyi deyince iyi olmaz, biz kotu deyince kotu olmaz. Şahıs ismi kitap ismi onemli değil. Binlerce Âlim ve kitap var. Elimizde olcu olursa rahat ederiz, kendimiz anlarız. Olcuyu imam-ı Rabbani hazretleri veriyor:
(Bir hukmun doğru veya yanlış olduğu Ehl-i sunnet Âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla anlaşılır. Cunku Ehl-i sunnet Âlimlerinin bildirdiklerine uymayan her mana, her buluş kıymetsizdir, yanlıştır. Cunku her sapık, Kur'an ve sunnete uyduğunu sanır, sapıklığının doğru olduğunu iddia eder. Yarım aklı, kısa goruşu ile, bu kaynaklardan yanlış manalar cıkarır. Doğru yoldan kayar, felakete gider. Ehl-i sunnet Âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur, bunlara uymayan yanlıştır.) [1/ 286]
Demek ki doğru olmanın olcusu, Ehl-i sunnet Âlimlerinin kitaplarına uymasıdır.
Yine Ehl-i sunnet Âlimleri buyuruyor ki:
Allahu teÂlÂ, İslamiyet’i doğru olarak oğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine soz verdi. Allah sozunden donmez. Bunun icin, Ya Rabbi, sana inanıyorum, seni ve Peygamberlerini seviyorum. İslam bilgilerini doğru olarak oğrenmek istiyorum. Bunu bana nasip et ve beni, yanlış yollara gitmekten koru diye dua etmeli, istihare yapmalı! Cenab-ı Hak ona doğru yolu gosterir.
Allahu teÂlÂnın sozune guvenmeli, Ona sığınmalıdır. Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.) [Ankebut 69]
(Allah, kendisine yoneleni doğru yola iletir.) [Şûra 13]
(Allah asla verdiği sozden donmez.) [Zumer 20]
Şu anda ceşitli gruplardaki insanların da, boyle dua etmekten cekinmemeleri gerekir. HÂşÃ‚ Allahu teÂl yanlış bir iş yapmaz. Belki yanlış yolda olabilirim diye duşunerek, Ya Rabbi hangi grup doğru yolda ise, senin rızan hangi grupta ise, bana onu nasip eyle diye dua etmelidir. Eğer grubu doğru ise, duanın bir zararı olmaz. Grubu yanlış ise doğruya kavuşmuş, kurtulmuş olur. Dua etmekten cekinmemeli, Ya Rabbi, doğru olan hangi grup ise bize onu nasip eyle demelidir.
Allah’a dua edince insan kufre mi girer?
Sual: Fanatik gruplardan bir arkadaşa, yukarıdaki yazıyı okudum, İslam Âlimlerinin (Ya Rabbi hangi grup doğru yolda ise, senin rızan hangi grupta ise, bana onu nasip eyle) diye tavsiye ettiği duayı yapmasını soyledim. (İnsanlar, dinde ceşitli gruplara bolunduler. Her grup, kendi yolunu doğru sanıp sevinmektedir) mealindeki Âyet-i kerimeyi gosterdim. Allahu teÂlÂnın, samimi dua edene doğru yolu muhakkak gostereceğini, buna kendisinin soz verdiğini soyledim.
Fakat arkadaş, (Ben boyle dua edemem, edersem, kendi inancımı, kendi yolumu, kendi rehberimi inkÂr etmiş olur, kufre girerim) dedi. Allah’a dua edince insan kufre mi girer?
CEVAP
Bildirdiğiniz Âyet-i kerimede, Muslumanların ceşitli gruplara ayrılacağı, her grubun kendisini doğru sanacağı bildiriliyor. Peygamber efendimiz de, ummetinin 73 fırkaya ayrılacağını bildiriyor. Her grup ben doğru yoldayım diyerek, dua etmekten cekinirse, biri haric hepsi dalalete duşmuş olur. Dua etmekten nicin korkulur ki? HÂşÃ‚ Allahu teÂl yanlış iş yapmaz. Muslumanlık mı hak, yoksa kÂfirlik mi hak diye bir istihare yapılmaz. Ama grubunun doğru olup olmadığı icin istihare yapılır ve dua edilir. Boyle bir dua etmemek ahmaklık, cahillik olur. Bu Gunluk Bu Kadar Yeter Devamı Gelicek İnşlah
__________________
Doğruyu bulmanın caresi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Doğruyu bulmanın caresi