İlk insan, gocebe yaşamından duzenli ve devamlı bir yerleşime gectikten sonra doğal halde buyuyen ağacların şekillerinden esinlenerek meyve ağaclarına şekil vermeyi duşunmuş olabilir. Bu duşunce, ozellikle Orta Cağlarda Avrupa'da bircok budama şekillerinin ortaya konmasının esasını oluşturmuştur. Bu devirde yetiştiriciler ağaclara şekil verirken estetiği on plana alarak calışmalar yapmışlardır. Nitekim, ilk zamanlar Avrupa'da; Fransa, Belcika ve İtalya'da meyve ağaclarına goze hoş gorunen ve bir duzlem uzerinde gelişen Cassonatti, Ferragutti, Lepage, değişik palmet, kordon ve Bouchc-Thomas gibi geometrik şekiller verilmiştir (Şekil 41, 42, 43, 44).
Buna karşılık Cin ve Japonya'da dini etkiler altında kalınarak değişik şekillerin de verildiği gorulmuştur (Breviglieri, 1957).
Daha sonraları bitki fizyolojisindeki gelişmeler, tuketicilerin isteklerindeki değişmeler, uluslararası ulaşımın kolaylaşması ve yeni pazarların oluşması, soğuk hava fizyolojisi ve teknolojisindeki ilerlemeler vb. diğer faktorler yuzunden meyve bahcelerinin kuruluş sistemlerinde olduğu kadar, budamanın uygulanması ve ağaclara verilecek şekiller yonunde de ilerlemeler ve gelişmeler olmuştur. Bunun sonucu, meyve ağaclanna daha az masrafı gerektiren, kaliteli urun miktarını artırıcı ekonomik şekiller verilmeye başlanmıştır. Nitekim, Amerika'da değişik Doruk Dallı ve Avrupa'da yapay budama şekilleri boylece tutunup, yayılmıştır. Ozunde meyve ağaclarına verilen şekilleri inceleyecek olursak goruruz ki, bunlar doğal ve yapay olmak uzere iki grup icerisinde toplanmaktadır.
Doğal şekiller, ağacların kalıtsal yapılan sonucu alacağı şekillerdir. Goble, Doruk Dallı, Piramit ve Değişik Doruk Dallı şekilleri bu grup icerisinde toplamak olasıdır (Micke, 1980).
Yapay şekiller ise, ağacların doğal gelişmeler sonucunda alacakları şeklin dışında bunlara araştıncı ya da yetiştiriciler tarafından verilecek şekillerdir. Bunlar bir duzlem uzerinde gelişirler, palmetler ve kodonlar olmak uzere biribirinden farklı iki grup icerisinde toplanabilirler.
Palmetler; dalların durumlarına gore, yatay, meyilli, duzensiz, verrier, şamdan kollu, tek U ve ipsilon (Y) palmetler ve Cosenatti, lepage olmak uzere değişik isimler altında toplanır (Şekil 45).
Kordonların ise, dal sayıları ve durumlarına gore dik, yatay, eğik ve iki taraflı yatay olmak uzere değişik isimler altında incelenebilir (Şekil 46).

Ağacların kalıtsal yapılan gereği alacaklan tac şekilleri, hic şuphesiz, bunlara verilecek şekillerin secimi uzerine etkilidir. Doğal halde buyuyen meyve tur ve ceşitlerinin aldıklan şekiller incelenirse, her meyve tur ve hatta ceşidinin diğerlerinden farklı bir şekil aldığı gorulur. Nitekim kayısı, ceviz, elma, kestane vb. ağaclann tacı yuvarlak; buna karşılık armut ve kiraz ağaclannın taclan koniktir (Şekil 47).
Bu durumda birincilere konik, ikincilere ise yuvarlak bir şekil vermek meyve ağacını alışmadığı bir şekli almaya zorlamaktır. Ote yandan, doğal şekillerin incelenmeleri veya bunlar hakkında bilginin yeterli olması, meyve ağaclanna şekiller verilirken, bunlann vegetatif gelişmelerini duzenlemek bakımından da yararlı olur. Bununla beraber, vegetatif gelişmenin duzenlenmesinde bu bilgi veya incelemeler guvenilir temeller veremez. Cunku, ağaclara verilecek şekillerin cevre şartlanna uygun ve verimliliklerinin iyi olmaları gerekir. Bu nedenle, meyve ağaclanna şekil vermeden once, yetiştirilmek istenen meyve tur ve ceşidinin bazı fizyolojik ozelliklerinin, yetiştirileceği cevre koşullannın ve ekonomik durumun da iyice incelenmesi ve bilinmesi gerekmektedir.
Meyve fidanlarına şekil verirken, beslenme fizyolojisi ile buna bağlı olarak tur ve ceşitlerin ozel budama istekleri, meyve tur ve ceşitlerinin ozel dallanma şekilleri, budamaya karşı dal ve dalcıkların yapacağı tepki gibi bilgilerin yeterli olması ayrıca onem kazanır. Cevrenin ekolojik koşullan ağaclara verilecek şeklin secimi uzerine etki yapan onemli bir faktordur. Orneğin, kurak bolgelerde, meyve ağaclarına ic kısımlarında nem tutacak yapay bir ortam yaratmağa ve guneşin zararlı etkilerinden korumağa uygun, kapalı şekillerin verilmeleri gerekir. Ote yandan, bu gibi yerlerde topraktaki suyun kısa zamanda buharlaşmasını onlemek amacıyla tacın toprağa yakın, yani govdelerin bodur olmaları istenir. Oysa, nemli bolgelerde durum tamamen aksi şekilde duşunulmelidir. Yani fidanlar, ic kısımlarında fazla nem tutmayacak şekilde acık ve aşın toprak neminden fazla zararlanmayacak şekilde de yuksek govdeli olarak şekillendirilmclidirler (Fochessati, 1982).
Bircok araştıncı, değişik ekolojik koşullarda ağaclara verilecek şekillerin secimi uzerinde araştırmalar yapmışlardır. Hilkenbaumer (1960),
__________________