B i s m i l l  h i r r a h m a n i r r a h i m
EsselÂmu aleykum

Konu : B a ş O r t u s u..

“Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parca parca olmuş gorurdun. Bu misalleri insanlara duşunsunler diye veriyoruz.” (Haşr sûresi 21. Âyet)

“Biz o emaneti (Kuran’ı) goklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yuklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yuklendi.” (Ahzab sûresi 72. Âyet)

Eğer Kura’nı Kerim yuce Allah’ın yani beni yaratanın kitabı ise ve bu kitabın bize bildirdiklerinin hepsi yaklaşık on beş asırdan bu yana gercek cıktı ise bu gun ki bilgimiz ve daha sonra ileride ulaşacağımız medeniyetler onu hic aşamayacak ise ve bu emaneti de İnsanoğlu yuklendi ise, dunyada doğum var ise, olum de var ise, ve biz ondan geldik cok yakında ona donecek isek, eğer biz Musluman’ız diyor isek, ilÂhi kanunları kayıtsız ve şartsız uygulamak zorundayız.

Bir taş parcası Allah c.c. ve Kuran karşısında korkudan parca parca oluyorsa, insanoğlunun Kuranda ki buyruklar karşısında ne olması gerekir? Ozellikle her fırsatta Kuran ve uygulamaları aleyhinde kafaları bulandıranlar ne yapmalıdır? Bunlar yaptıklarına pişman olduklarını yuce rabbimize ifade ederek ondan ozur dilemeleri gerekmiyor mu?.

Bu Âyetlerden birisi uzerinde bilir bilmez cok konuşulan kadınlarımızın, kızlarımızın baş ortusu konusudur. Âyette acıkca belirtmiş olmasına rağmen, her fırsatta tahrif etmek istedikleri veya kendi anlayışlarına gore yorumlamaya calıştıkları başortusu ile ilgili Âyeti kerime şoyle buyurmaktadır :

“Mumin kadınlara de ki; gozlerini harama bakmaktan sakındırsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Kendiliğinden gorunenleri dışındaki suslerini teşhir etmesinler. Baş ortulerinin uclarını yaka altlarına kadar sarkıtsınlar. Suslerini ve cazibelerini kocalarından, babalarından, kayınbabalarından, oz oğullarından, uvey oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, Musluman kadınlardan, elleri altındaki kolelerden, cinsel arzuları sonmuş erkek hizmetcilerden, kadınların avret yerlerinin henuz farkında olmayan erkek cocuklarından başka hic kimseye gostermesinler. Yabancı bakışlardan gizledikleri susleri ve cazibeleri belli olsun diye ses cıkaracak adımlarla yurumesinler.” (Nur sûresi 31.Âyet)

Yukarıdaki baş ortusu ile ilgili ayeti kerimenin Arapca aslındaki “Bihumrihinne” kelimesinin aslı Hamır kelimesinin turemesinden gelir . Hamr Arapcıda ortu anlamına gelir. Aynen ickinin insan aklını orttuğu gibi dolayısıyla aklı ottuğu icin Arapca da ickiye de Hamr denir. Bu konuda bize bilgi verenler Maalesef Arapca’yı kokeninden oğrenmedikleri icin yıllarca baş ortusu konusuna yeterince acıklık getirememişlerdir. Bu durum ise baş ortusune karşı gelenlerin işine yaramaktadır. Kuran'da baş ortusu diye bir şey yok deyip inanclı kesim ile adeta alay etmektedirler.

Ayrıca ayeti kerimede, ses cıkaracak adımlardan maksat, eskiden kadınların ayak bileklerine taktıkları halhahllrdır. Bundan bir onceki 30. Âyet de, erkeklerin de gozlerini haramdan ve diğer organlarını fuhuştan korumaları hususunu bildirmektedir.

Gerek baş ortusu, gerek faiz, gerek namaz gerek Hac veya cenabı Allah’ın diğer buyruklarını yapmamak ayrıdı, karşı gelmek ayrıdır. Yapmamakla gunah işlenmiş olunur. Yuce Allah’tan af dilenir ve ona sığınılır. Allah dilerse onu affedebilir.

“Allah’ın rahmetinden umit kesmeyin, cunku Allah butun gunahları bağışlar. Şuphesiz ki O, cok bağışlayan, cok esirgeyendir.” (Zumer sûresi 53. Âyet)

“Ancak bundan sonra tovbe edip ıslah olanlar mustesnadır. Cunku Allah cok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (Nur sûresi 5.Âyet)

Kişi soz konusu Ayeti kerimelerin buyruklarına ters duşerek inkÂr ederse Allah’u teÂlÂ’ya ortak koşarsa haşa şirke girmiş olur.

“Onlar dunyada iken Allah’a yeterli ilgiyi gostermediler, halbuki KıyÂmet gunu butun yeryuzu Allah’ın tasarrufundadır. O gun gokler onun sağ eliyle durulmuş olacaktır. Din duşmanlarından Allah munezzehtir.”(Zumer sûresi 67.Âyet)

Yukarıda Âyeti kerimenin Kuran da ki yorumu şoyledir:
(Kıyamet gununde gokler ve yeryuzu, munhasıran Allah’ın mulk-u tasarrufuna girecek, dunyada tasarruf iddiasında bulunanların orada hicbir hukmu kalmayacaktır.)

Yukarıdaki Ayeti kerimede, mecazi anlamdaki sağ el buyruğu, o kadar muthiş bir olaydır ki, bize gore milyonlarca yıl uzaklıkta olan goklerin ve yer yuzunun tamamı Yuce Allah’ın eliyle durulmuş olacaktır, yani trilyonlarca yaratık artık Allah’ın tasarrufundadır. İslÂm’a aykırı olan davranışlarını sergilemeye devam edenler sonucta husrana uğrayacaklardır.

Yuce Allah, haram kılmasına rağmen, bilincli olarak, hem icerim, hem faiz yerim, hem başımı acarım, hem namaz kılmam, hem de giyinik cıplak veya daracık kıyafetlerimle dışarıda bedenimi teşhir ederim diyor ve bu yaptıklarının da yanlış değil doğru olduğunu kabul ediyorum der ise, Allah’a şirk koşmuş olur dolayısıyla bu kişi istediği kadar Elhamdu LillÂh Musluman’ım demesi, colde serap gormekten başka bir şey değildir.

“Biz kitapta acıkca belirttikten sonra indirdiğimiz acık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lÂnet eder, hem de butun lÂnet ediciler lÂnet eder.” (Bakara sûresi 159. Âyet)

“Fakat biz buyuk bir şiddetle yakalayacağımız gun, kesinlikle intikamımızı alırız.” (duhan sûresi 16. Âyet)

“Allah’ın buyurduklarını inkar edenlere gelince, onların amelleri coldeki serap gibidir. Susayan onu su zanneder, nihayet ona vardığında (hesap gunune) orada her hangi bir şey bulamayacaktır. Ustelik yanı başında (buyruklarını ısrarla yaptırmamak icin caba gosterdiği) Allah’ı bulmuştur.” (Nûr sûresi 39.Âyet)

“Gercekten, Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir şeyi gizlemede bulunup onu az bir değere değişenler var ya, onların karınlarına tıkındıkları ancak ateştir. Allah kıyamet gunu onlarla konuşmaz ve onları gunahlardan arıtmaz. Onlara elem verici azab vardır.”(IBakara sûresi 174. Âyet)

Yukarıdaki Âyetlerde Allah c.c. buyruklarını inkÂr edenler bir şeyi unutuyorlar. Onlar yaratanın izniyle milyonlarca Sperm arasında dunyaya gelmek icin ana rahminde yarışıyorlardı.

Ana rahmindeki yarışı kazandılar ama ileride Kuran’da yazılı olan gercekleri tahrif etmeye devam ederler ve tovbe etmezler ise dunyadaki yarışı kazanamayacakları icin, yuce Allah’ın buyuk odulunu de hak edemeyeceklerdir.

Cenabı Allah muminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dunyanın ve ahiretin guzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v.’e Cennette komşu eylesin.

Sevgiler ve saygılar… Hoşcakalın… Mekkavi…
__________________