Şeytanla mucadele
Hayatın yardımlaşma değil, mucadele olduğunu soyleyenler acaba bu mucadelenin nefis ve şeytanla mucadele olduğunun farkındalar mı? Yoksa zerreden kurelere kadar hukmeden yardımlaşma kanunu nasıl gormezden gelinir?
Eğer mucadele soz konusu ise o da nefis ve arzuları, cin ve insan şeytanlarına karşı mucadele edip gunahlardan, kotu ahlÂktan, kalp ve ruhu ebedî helÂketten kurtarmak icin mucadele etmekle olur.
Nitekim bu mucadele, “Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın. Muhakkak ki o, sizin ap acık duşmanınızdır”1 şeklinde bircok Âyette dikkat cekilen şeytanın duşmanlığına karşı yapılacak mucadeledir.
Nisa Sûresi’nde de Hz. Âdem’e secde etmediği icin rahmetten kovulan şeytanın insanları nasıl yoldan cıkarmak icin didindiği şoyle anlatılır:
“Şeytana ise Allah lÂnet etti ve onu rahmetinden kovdu. O da şoyle dedi: ‘Madem ki onların yuzunden beni lÂnetledin. Ben de o kullarından bir kısmını elde edip onları peşime takarım. Onları doğru yoldan saptırırım. Onları boş heveslerle, fani dunya ile avutup ahiretten yuzlerini ceviririm. Ben onlara emrederim, onlar da hayvanlarının kulaklarını keserler ve bunu ibadet sanırlar. Ben onlara emrederim, onlar da Allah’ın yarattığını bozup değiştirirler, helÂli haram sayıp dini tersine cevirirler.’ Artık kim Allah’ın yerine şeytanı kendisine dost edinirse, ap acık bir husran ile ziyana duşmuştur. Şeytan onlara vaadlerde bulunur ve onları boş hayallerle avutur. Gercekte ise şeytanın onlara vaad ettiği, aldatmadan başka birşey değildir.”2
Demek şeytanın butun emeli insanı doğru yoldan saptırmak, boş hevesler ve fani dunya ile avutup ahiretten yuzlerini cevirmek.
Bu kadar acık uyarılardan sonra şeytanın hile ve duşmanlıklarına karşı nasıl dikkatli olmamız gerektiği anlaşılmıyor mu?
Duşmanla savaş hÂlindeyken, duşmanın kurşun yağmurlarını gore gore mevziyi terk etmek o kurşunlara hedef olmak demektir. Bunun gibi helÂl ve haramlarla cizilen mevziyi terk eden insan da şeytanın kurşunlarına hedef olmaktan kurtulamaz.
Ne guzel mucadele vermiş Cuneyd-i BağdÂdî. Şeytan tam yirmi sene hizmetci kılığında o Allah dostunun yanına gelmiş, hizmet etmiş, ama ona en kucuk bir falso yaptıramamış. Birgun dayanamayıp, “Ey muhakiklerin sultanı!” demiş. “Yirmi senedir size hicbir isteğimi kabul ettiremedim.” “Defol ey mel’un” demiş buyuk veli. “Yirmi senedir kabul ettiremediğini yirmi saniyede mi kabul ettireceksin?”
Sunnet-i Seniyye kalesi icerisine girenler şeytanın hucumlarından kurtulur.
__________________
Şeytanla Mucadele
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Şeytanla Mucadele