Hz. Omerin rivayetine gore, Resulullah (asm.) şoyle buyurmuştur:
“Mutlaka Allah’ın kullarından bazı insanlar vardır ki, onlar ne Peygamber, ne de şehitlerdir. Fakat kıyamet gununde, Allah katındaki makamlarından dolayı nebiler ve şehitler onlara gıpta edecekler.”
Sahabeler dediler:
“Ey Allah’ın Resulu bize haber ver, onlar kimlerdir?”
Resulullah:
“Onlar oyle bir topluluk ki, aralarında bir akrabalık, alıp verecekleri mal- mulk olmaksızın Allah icin birbirlerini severler. Hem, vallahi şuphesiz onların yuzleri pırıl pırıl nurdur. Şuphesiz onlar nur uzerindedirler. (İşleri nurdur) insanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, halk mahzun olduğu zaman onlar mahzun olmazlar” (1) buyurdu ve şu ayeti okudu: “iyi bil ki, Allah’ın velilerine, sevdiklerine korku yoktur ve onlar uzulmeyeceklerdir.”
Bir başka rivayet de şoyledir:
“Mutlaka Allah’ın kullarından, nebilerin ve şehitlerin kendilerine gıpta edecekleri kullar vardır. Sahabeler tarafından denildi ki: Onlar kimlerdir ey Allah’ın Resulu, bize haber ver ki onları sevelim. Resulullah onların bu isteği uzerine, şoyle buyurdu: Onlar oyle bir topluluktur ki, aralarında mal (ticari ilişki) ve akrabalık olmaksızın birbirlerini severler. Onların yuzleri nurdur. Nurdan minberler uzerindedirler. Halk korktuğu zaman korkmamayı surdururler. İnsanlar mahzun oldukları zaman onlar uzulmezler” dedi ve sonra “Dikkat edin! Mutlaka Allah’ın evliyası icin korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” ayetini okudu. (2)
Resulullah (asm.) kendisinden sonra gelecek ‘kardeşleri’ni bir başka hadis-i şerifte şoyle dile getirmişti. Ebu Hureyre’nin bildirdiğine gore, bir gun “Resulullah (asm.) kabristana geldi ve: “Ey muminler yurdunda yatanlar, selam uzerinize olsun. İnşaallah biz de size kavuşacağız buyurdu”. Sonra hasretle ic gecirerek: “Kardeşlerimi oyle goreceğim geldi ki” diye ekledi. Yanında bulunan sahabeler: “Ey Allah’ın Resulu biz senin kardeşlerin değil miyiz? dediler. Resulullah (asm.): “Sizler ashabımsınız, kardeşlerim henuz gelmiş değildir.” buyurdu.
Yukarıda gecen hadislerde olduğu gibi burada da Resulullah, ashabdan bir kısmı ile Medine kabristanı yanından gecerken kendisinden sonra gelecek “İhvanı’nı gorme arzusunu” ve onlara olan hasretini ifade etmektedir. Cunku dunyada onları gormesi mumkun olmayacaktır. Onlar Resulullah buradan goctukten sonra, şu veya bu zamanda, Allah dilediğinde hayat sahnesine cıkacaklardır. Onlarla ancak ahirette goruşmek nasip olacaktır.
Sahabeler, onun hasretini bir nebze olsun sondurmek icin, kendilerinin ona olan yakınlıklarını bildiklerinden, “Biz senin kardeşlerin değil miyiz?” diye sormuşlardır. Fakat Resulullah (asm.) onlara “Ashab” diğerlerine “ihvan”(kardeş) unvanı vermiştir. Resulullahın devrinde onu gorenler, sohbet edenler sahabe veya ashab diye anıldığı ve ashab sozu onlar icin cok kullanıldığı gibi ihvan, kardeş veya kardeşler sozu de sonra gelecekler arasında cok kullanılacak, belki de onlar hangi ırktan veya beldeden olursa olsun birbirlerine “kardeş!” diye hitap edeceklerdir. İslam ve imanla birbirlerini soy kardeşten daha cok sevecekler, mesleklerinin esası, kardeşlik olacak, birbirlerine en fedakar kardeş, en civanmert arkadaş olacaklardır. Yani sonradan geleceklerin en onemli ozellikleri ve mesleklerinin en muhim esası, İslÂm kardeşliği olduğu icin, Resulullah (asm.) onlara kardeş, ihvan, kardeşler unvanını vermiş, bu kimselerin sonlarının iyi olacağına, imanla kabre gireceklerine de bir işaret vardır. (3)
Resulullah “kardeşlerim henuz gelmiş değillerdir” buyurunca, sahabeler daha dunyaya gelmeyen kimseleri Resulullahın hic gormeden nasıl tanıyacağını, ahirette nasıl bileceğini duşunmeliler ki, şoyle sordular:
“Peki ya Resulullah! Sen ummetinden henuz dunyaya gelmemiş olan bu kimseleri nasıl bileceksin?”
Resulullah bunun uzerine şoyle sordu:
“Bir kimsenin alnı ve ayakları ak nişanlı bir atı bulunsa, onu siyah ve boz atlar arasında iken tanıyabilir mi?”
Sahabeler:
“Evet” dediler.
Resulullahın o ak bahtlı kimseleri, alnında akı, ayaklarında sekisi bulunan atlara benzetmesi gosteriyor ki, bu kimseler beş vakit namazlarını surekli kılan, buyuk gunahları terk eden kimselerdir. Ayette belirtildiği gibi(4) onların alınlarında imanlarının ve secdelerinin izi ve işareti olan bir nur ve beyazlık olacaktır.
Hadis-i şerifin devamında şu husus dile getirilir:
“İşte o kardeşlerimde abdestlerinden hasıl olan nur sebebi ile abdest uzuvları pırıl pırıl parlayarak mahşere gelirler. Ben ise onları Kevser havuzumun yanında beklerim. Dikkat edin, bir kısım kimseler de şaşkın develerin kovalandığı gibi kevser havuzumdan kovulur. ‘Buraya gelin’ diye onlara seslenirim. Denilir ki, ‘onlar senden sonra hal ve durumlarını değiştirdiler.’ Ben de o zaman, ‘helak oldular, helak oldular’ derim.”
Rabbimiz inşallah bizi helak olanlardan eylemezzz...
__________________
Kıyamet gunu nebilerin ve şehidlerin gıbta edeceği kimseler Kimlerdir ???
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Kıyamet gunu nebilerin ve şehidlerin gıbta edeceği kimseler Kimlerdir ???