Kur’an’da yaklaşık 170 defa tekil veya coğul olarak cennetten soz edildiği halde, Firdevs cennetinden iki defa, Adn cennetinden ise on bir defa bahsedilmiştir. Bu da gosteriyor ki, Kur’an’da mukÂfat yeri olarak nazara verilen “sekiz adet” cennettir. Bunların hepsi de cok guzeldir.

“Allah mumin erkeklere de, mumin kadınlara da, ebedî kalmak uzere girecekleri, icinden ırmaklar akan cennetler vaad etti. Hem Adn cennetlerinde hoş hoş konaklar! Hepsinden ÂlÂsı ise Allah’ın kendilerinden razı olmasıdır. İşte en buyuk mutluluk, en buyuk başarı budur.”(Tevbe, 9/72)

mealindeki ayette, genel cennetlerle Adn cennetlerinin aynı kategoride sayılması, cennete gidenlerin ayırıcı vasıflarına değinilmeden ifade edilmesi, bu soylediklerimizin kanıtıdır.

Adn cennetine girenlerin vasıfları belki de en geniş şekliyle Rad suresinin 19-24. ayetlerinde yer almıştır. Bu konudaki anahtar kelime “Ulu’l-elbab” (akıllı kimseler)dir. Akıllı kimselerin ozellikleri olarak da; “Allah’a verdikleri sozu tutan, emirlerini yerine getiren, O’ndan korkan, kotu hesapla karşılaşmaktan endişe eden, Allah’ın rızasını esas alan, namaz kılan, gizliden ve acıktan Allah yolunda harcayan, kotuluğu iyilikle savmaya calışan...” kimseler soz konusu edilmiştir.

Gorulduğu gibi, bu ozellikler sadece ADN cennetine girenlerin değil, aynı zamanda genel olarak cennete gidenlerin temel ozellikleridir.

Firdevs cennetine gidenlerin ozellikleri de genel olarak cennete gidenlerin aynı ozellikleridir.


“İman edip makbul ve guzel işler yapanlara gelince, onlara da konak olarak Firdevs cennetleri hazırlandı.”(Kehf, 18/107),

mealindeki ayette bu gerceğe işaret etmektedir.

İkinci kez tekrarlanan Firdevs cennetinin gectiği yerde (Muminun, 23/1-11) ise, anahtar kelime olarak “iman” esas alınmıştır. Ve iman eden / muminlerin vasıfları da yaklaşık ADN cennetine girenler icin kullanılan aynı vasıflardır.

Bu iki ayrı cennetin sakinleri icin referans verilen anahtar kelimeler ve vasıflar dikkate değerdir. ADN cenneti icin “Akıl”, Firdevs cenneti icin “İman”ın zikredilmesi, akıl-iman ilişkisine de ışık tutmaktadır. Demek ki gercekten akl-ı selime sahip insanlar mutlaka iman edeceklerdir. Cunku İslam’da genel olarak butun davalar, hukumler akla tasdik ettirilmektedir. Bu yuzdendir ki, “Aklı olmayanın dini de olmaz” denilmiştir. Geriye kalan ortak vasıflar ise, “amel-i salih” kavramıyla ifade edilir ki, Allah’ın emirlerine riayet, yasaklarından uzak durmak demektir.

Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadîs-i şerife gore, Allah’ın Rasûlu şoyle buyurmuşlardır:


“Kim Allah'a ve elcisine îmÂn eder, namazı kılar, zekÂtı verir ve ramazÂnı oruclu gecirirse; ister Allah yolunda hicret etsin, isterse doğduğu yerde otursun; Allah'ın onu cennete koyması kendisi icin bir haktır.”

"Ey Allah'ın Rasûlu, bunu insanlara mujdelemeyelim mi?" diye sordular. Allah Rasûlu şoyle buyurdu:

"Cennette yuz derece vardır ki; Allah TeÂl bunları Allah yolunda cihad edenler icin hazırlamıştır. Her iki derece arasında gokle yer arası kadar mesafe vardır. Allah'tan istediğiniz zaman Firdevs'i isteyiniz. Muhakkak ki o, cennetin ortası ve en yuksek yeridir. Onun ustu Rahmanın arşıdır ki cennet ırmakları oradan kaynar.”(Buharî, Tavhid, 22; Muslim, İmare, 46).

Hadiste “Allah'tan istediğiniz zaman Firdevs'i isteyiniz...” ifadesi her mumin icin gecerlidir. Herkes isteyebilir ve Allah’ın lutfuyle oraya girebilir.

Hz. Peygamber (a.s.m)’in ummetine Firdevs cennetini istemelerini salık vermesi ise, ummetine karşı gosterdiği vefakÂrlığın bir orneğidir. Ayrıca, Efendimiz (a.s.m) zaten, kendisi dahil hic kimsenin kendi ameliyle cennete gidemeyeceğini oğretmiştir. Onun cennetin hangi bolumu olursa olsun, ilahî bir lutuf olacağını ders vermiştir.


Selam ve dua ile...
Kaynak Sorularla İslamiyet
____________

__________________