Mulkun sahibi Allah'tır. Allah bir yer, zaman, mekan veya başka bir şeye, kutsal derse, elbette kutsal olur.

Kutsiyet on ayette yer almaktadır;

- İki ayette, Allah’ın Hz. Musa’ya hitabı sırasında Musa’nın mukaddes bir vadide bulunduğunun kendisine bildirildiği ifade edilmekte (TÂhÂ, 20/12; NÂziÂt, 79/16),

- Bir ayette Hz. Musa’nın kavmine hitaben, “Allah’ın size takdir ettiği mukaddes yere (arz-ı mukaddese) girin.” dediği belirtilmektedir.(MÂide, 5/21)

Taberî, vadinin mukaddes oluşunu manevî kirlerden temizlenip mubarek olmakla acıklamış (CÂmiu’l-BeyÂn, XVI, 182), Maturîdî ise, uzerinde Allah’tan başkasına tapınılmamış yer ozelliği taşıması veya KÂbe’de ve diğer camilerde olduğu gibi, icinde ibadet edilmesinin sevabının fazla olması şeklinde yorumlamıştır. (TevîlÂtu’l-KurÂn, vr. 457b)

Takdisi “Allah’ın kişiyi manevî kirlerden temizleyip arındırması” manasına alan RÂgıb el-İsfahÂnî, maddî mekÂnların kutsiyetini “en buyuk kirlilik olan şirkten temiz ve uzak tutulması” şeklinde acıklamıştır.(el-MufredÂt, “kds” md.)

Bu sebeple yaratılmıştık ustu ozelliği ve aşkınlık niteliği nisbet etmemek şartıyla “cok saygı gosterilen, karşı cıkılmaması gereken” anlamı cercevesinde Allah’tan başka varlıklar icin kutsal kavramının kullanılması mumkun gorunmektedir.

KÂbe, Muslumanlar icin sadece taşlardan ibaret olan bir yapı değildir. Yeryuzunde bulunan butun olumsuz durumların izlerini ortadan kaldırmak adına yeryuzunun de aynı zamanda tevhidi olması icin gerekli olan bir alamet olması istenmiştir.

Bu nedenle kutsal olan bir olgu olarak Muslumanlara gonderilmiştir.

KÂbe’yi, her yıl Kurban Bayramı'ndan once Muslumanlar ziyaret ederek, gerekli olan tum ibadetlerini yapmaktadırlar. KÂbe’yi ziyaret eden Muslumanlar, hacı olma sıfatına erişeceklerdir.

KÂbe’de yapılan ibadetler, Allah’a şirk koşmanın ve bu durumun Allah katında batıl olduğunun hatırlatılması icin onemli bir simge niteliği taşıması oldukca muhimdir.

KÂbe’ye girecek kişi bu mekÂnın kutsiyetiyle ilgili bazı hususları yerine getirmelidir:

Girmeden once gusul abdesti almak, ayakkabıları ve varsa mestleri cıkarmak, KÂbe’nin icinde sukûnet ve huşû icerisinde dua, istiğfar, tesbih, tehlil ve tekbirle meşgul olmak, mecbur kalmadıkca konuşmamak, başkalarını rahatsız etmemeye ozen gostermek, izdihama sebep olmamak ve goz yaşı dokmeye calışmak KÂbe’ye girmenin adabı arasında yer alır.

KÂbe sebebiyle Mekke şehri ve cevresi dokunulmaz ve guvenli bir yer sayılarak bazı ozel hukumlere konu edilmiş; hadis kaynaklarında, KÂbe ve Mekke tarihiyle ilgili eserlerde altın oluk, Hacerulesved, hicr, makam-ı İbrahim, multezem, mustecÂr ve RuknulyemÂnî gibi KÂbe’nin bolum veya unsurlarının fazileti ve bu yerlerde yapılacak dua ve ibadet adabıyla ilgili olarak bircok rivayet yer almıştır.


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
_____________

__________________